3 Mart 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİL. İran mektupları : 8 Siyganikâhı nasıl yapılıyor? Iranda saatlık, haftalık, aylık nikâh lar yapılıyor; gizli fuhş yok gibidir. e T TAHRAN, (Milliyet) — İranda nikâhım hâkim huzurun | verdi: da akti mecburidir. Boşanma da yine hâkim huzurunda olur. Nikâh iki türlüdür: Biri !:ııî nikâh, öteki muvakkat nikahv.: Iat't nikâh, kadınla erkeğin arasında üç defa yapılabilir. Yani erkek kadını üç defa alıp b k hakkını haizdir. Bu a- lıp boşama, üçü — tecvüz ettiği takdirde hulle icap eder.. Hul- le, vaktile bizde de olduğu için d burada izah etmeğe hacet gör- müyorum. “Boş oll,, franlıların kat'i nikâhile bi- zim eski hoca nikâhları l!'îlm- da büyük bir fark vardır. İran- da erkek kadıma: — Boş ol! demekle boşanma fili"vukua gelmez. n Bunun mutlaka hâhn;:'.:vî runda yapılması şarttır. ü ce, İranda da, bo,.:nk eı-kî&ın ağzından çıkacak bir söze bağ- l idi, Şah Hudabende bunu de- Şahın bulduğu çare nedir? Bakınız nasıl: Bir gün, Şah nasılsa zevcelerinden birini ta- | ço lâkı selâse ile boşamıştı. — Aradan bir müddet geçtik- âeıı sonra yaptığı işe pişman u: : — Nasıl etsem de, tekrar ni- kâhımızı tazeletsem diye düşü- nüyordu. Vakıa “Hulle” yapı- labilirdi, Fakat nikâhlı karısını ken- di elile bir yabancı erkeğe tes- lim etmek hükümdarın işine şelmiyordu. Nedimlerinden bi- “i, Şaha Şeyh Hasan Kâşi is- nminde bir hocayı tavsiye etti: Müşkülünüzü olsa olsa bu detiri halleder!.. dedi. Şeyh Hasan Kâşi, dört mez hep âlimlerinden mürekkep bir diste Şahın ar göre bir içtihat zemini bulacağını vadetti. Meclis, Şahın huzurun da toplanmıştı. En sonra ge- len, Şeyh Hasan Kâşi idi. Ka- pıdan selâm vererek içeri girdi, ayakkapları elinde idi. Bunları, doğruca Şahın oturduğu sedi. rin önüne bıraktıktan sonra kendi de sadrı meclise geçip o- turdu. Şahın bu küstahlığa canı sı kılmıştı. Öteki âlimler: — Hocam.. dediler ayakkap- larm: koyacak başka yer bula- madra mı? k Hasan Kâşi şu cevabı verdi: horktum ki pabucum çalınmasın.. — Peygamber zamanında, habelerden b'ırilıîılld,ı inl:ı:l:;' çalınmıştı. Kim ça araş- tırdı!ıır.ş İmam Ebuhınlfen:ln çaldı :1 anlaşıldı.. Burada da Ebuhanife mezhebinin hoşnl&rl vardır, Ayıp değil ya, benmı_de papuc'arım çalınmasın — diye korktum.. Mecliste bulunan Hanefi ho cası atıldı: z — Hoca.. sen ne ıöyluyı?r- sun? İmamı azam Eb.uhıanfe Peygamberden , yetmiş — se- ne sonra dünyaya gelmiştir!. Hasan Kâşi; — Öyle ise unutmuşum,, de- KEŞMMLER Ü İranda kadınların çoğu çarşaf giyiyor. sen yeriti tutan birer güneşlik vardır. Kadın resimde görüldüğü gibi ilk önce onu başına koyar, ondan sonra çarşafımı örtünür. ol |bulunan — Sir Bazılarında aynı zamanda peçe Bu sefer şafit hocası cevap Canmm İmam Şafii, Ebu- hanifeden de sonradır. Hasan Kâşi : — İhtiyarlığıma bağışlayın, dedi İmam Maliki diyecektim, Cahilin biri imişsin!. Maliki hocası kızdı: ——— | — Sen de cahilin birisi işim sin yal. ga Hasan Kâşi, tetiğini bozma l:—- Unutkanlık.. Hanbeli di- tim! y“;lkulınl:ell imamı sabredeme- d"— Yazık ki başına bu kaca- man sarığı sarmışsın! Hasan Kâşi © zaman ağzın- dan baklayı çıkardı: — Demek bu imamların hep Muvaffakıyet kazanırsa, sesli filmlere devam edecek Hollyvood'da uzun ve — tehlikeli bir hastalıktarı kalkan, hattâ öldiiğü_ bile ilân edilen — Pola Negri şimdi nekahet devrini geçirmek üzere Nev yorkta bulunuyor. Nekahet dmıpı geçirmek için Nevyorkun münasip bir şehir olup olmadığı da câyi sual- dir. Maamafih Pola şimdi - sıhhatini tamamen iktisap etmiş bir vaziyette dir. Orada kendisile konuşan bir ga- zeteciye şu sütunları anlatıyor: — İlk sesli filmim olan “Kadın e- mirleri” ni bitirdim. Çok mütehey- yicim. Bu film muvaffak olacak mı, olmayacak mı, hiç bir şey tahmin e- demiyorum. Filmi çevirirken hasta- landım. Fakat ateşime rağmen filmi bitirinceye kadar ayakta — kalmağa çal Nihayet disit kendini gösterdi. Buzlar içinde tedavi edil- dim. Film bittikten sonra, artık a- yakta durmağa tahammülüm kalma mıştı. Yıkıldım. Ciddi bir ameliyat yaptılar, Dostlarım ve aşinalarım en dişeye düştü. ulümle kucaklaştım. Film hakkında bir şey bilmiyorum. Acaba halk sesimi — beğenecek mi? — Demek bu filmde şarkı da söy- lediniz. — Oh, bir tek şarkı! Benim sesim k ltodur. Kendimi sıkmadan şar kı söyleyebilirim. Belki de bir artist sesi yoktur. Fakat Rus şarkılarında, Bohem şarkılarınla kendimde unsur bulabiliyorum. Yalnız itiraf etmeli ki, bu, benim ilk sesli filmimdir. — Fakat sahnede oynadınız de- ğil mi? " — Elbette! Max Reinhardt'la oy nadım, Moskovada oynadım. Fakat hnede oly Sla öt di ğ yunu bir defa oynarsınız. Fakat mak arasında ne büyük — fark var. Sahnede oyunu bir defa oynarsınız. Fakat filmde ayni sahneyi bazan on defa tekrar etmek icap ediyor. Ekse riya bu da piyesteki mevzun ve &- henkliği teselsülü — bozuyor. Sonra stüdyolarda boğucu bir sıcak var. D dan yab 905 gelmesin di- ye, her taraf öyle sımsıkı kapalıdır ki.. Bir zerre hava bile girmiyor. Ba üdvod. karlı diT Ü zan y gibi oluyordum. — Sesli filme ilk temasınızdan ne intiba hasıl ettiniz? — Doğrusu söylemek lâzım gelir- se, hiç te intiba hasıl etmedim. He- si peygamberden sonra gelmiş ler.. Peki amma, peygamber zamanında böyle bir sözle ka- dı. Bu i l men yanı başımda sesimi zapteden bir mikrofon bulunduğ düşünmü yorum bile.. Hakiki bir artist temsil ettiği şahsiyetin dın boş TTT SA bir sözle kadın boşamağı, dinin hangi esasından llm'!h_" .. Hiç kimse makul bir cevap bulup veremedi, Şah Hudaben. Elbettel Yalatz yakında gilicek olan il: sedli Flmim muvaf de de hülleye hacet k .' d l elı: sevdiği karısını yeniden ni- IZ BİL zun seneler İn Haa eleillRü İran tarihi ismindeki eserinde yazar. Siyga nikâhı nasıl olur? İran aile hayatında Müt'a ikâh) büyük bir alınmıştır. Kazanç esasına gö- fakıyet İstediğim mühey yiç, güzel, büyük bir rol.. Milton'un yeni filmi geçti. Bugüne kadar İstnbulun meç hulü olan bu artist fevkalâde komik kabiliyeti ve san'ati sayesinde kendi sini, ilk defa, meleketimize “BEDA VACILAR ŞAHI” ile tanıtarak der hal herkesin hoşuna — giti. Hoşuna gitti demek, onun — için azdır, halk onu seviyor, “Lostracılar Şahı” nm k ddi vastyafPak Tnoydandii nikâ ge- î'ieı-.y;l'l’i.:ııfih İranda müt'aya, daha ziyade siyga ::lerl.er. Be- kâr bir erkekle bekâr bir !mdın, yekdiğerine siygâ ile bağlana- bilirler. Erkek evli de olsa "î ga caizdir. Kadının serbest o ması siyga için kifayet eder. Siyga, daha ziyade garip ı'.’ kimsesiz erkeklerin başvurdu ları evlenme b:ınlğârâetî;::::: ir mü: M Mıeke“eolınlır bir veya bir için muvakkaten evle- ıııüddetîk muay- en değildir. İki saatlik siyga- lyır bil?yapılıbilir. M_lı_nlllf.lh. siyga ile evlenip !"l'lh“' eî:n' den hoşlandıkları için senelerce beraber yaşadıktan sonra İıuul:l kat'i nikâha tebdil eden çiftler pek çoktur. Siyga nasıl yapılır? Siyga şöyle yapılır: Tara- feynyhgikgyhuzumnı g_elıırl.el'- Kadın, erkeğe “ben seni alıyo- rum!,, der. Erkek te * 'kabul & diyorum” cevabınr verir. Bilâ. hara siyganım müddetı_ıle e,rl_“ ğin vereceği ücret tayin et!ılır. Kadın, ücreti az görürse siyga ile bağlanmaktan vazgeçebilir. Ücret, bazan peşin olur, bazan da siyganım sonunda verilir. Siyganm hitamından itibaren kadın dört ay müddetle başka erkeğe varamaz, hâmile olursa, çocuk siyga yapan erkeğe m: tir. Siyga nihâhı, kibar ahali ve kendini bilen insanlar arasın da cari değildir. Avam tabaka- sı arasında bile siygaya rağbet kaç ay, il nirler, Siyga dır. Glorya sinemasında gösterilmi iş olan bu filmi Istanbulda 45.000 kişi seyretmiştir. İki kocalı Geçen sene Avrupada ve İstan- bulda büyük muvaffakıyet olan “Hayalin sonu” isimli güzel Al man opereti on iki haftadır Nevyork ta gösteriliyor. Bu filmin yıldzı Li- ane Haid, şimdi de, “İki kocalı” isim li şuh bir operet daha bitirmiş bulu- nuyor. Bu filmi mart ayı içinde İs- tanbulda göreceğiz. gittikçe azalıyor. hında bulundum, Erkekle kadın, yanyana hâ. kimin huzurunda idiler. Hâkisa usülen bunların isimlerini, ba- ba ve ana isimlerini, şöhretleri- ni filân sorduktan sonra arap- ça “sizi nikâhladım, ve evlen. ET PERŞEMBE 3 AD eT e ae 7 Pota uZ S n milli filmler vücude ge- dirdim” müânasıma gelen su m.,::km .î:.' ilk fili teşebbüsler 1921 cümleyi söyledi: başlamıştır. Fakat müteşebbisl. Y iz ŞN BŞ ğ R Ğİ ayet büyük müşkülât ile Enkâhtü ve zevveçtü! :î:.)i:;:uşlıîdlr Filma vücude geti: Erkek ve kadın gene kle bereber, konferanslar ver vekâleten: tişler ve Avrupa'dan iyi filmler cel HSA vetmeğe başlamışlardır. Bu suretle Diyerek bunu iki tarafın da kabul ettiklerini bildirdi. Mu. vakkat nikâhlılara birer nüsha- sı verilen kâğıtta şu sözleri o. kudum: “Bervechi mezkür siygai şer” £ câri şüt!” İranda muvakkat nikâh usu lünün tatbikiı savesinde, gizli fuhuş, tevessü etmek i bulamamıştır; halkta sinema zevkini — artırmışlar- dır. i sene sonra ilk mısır film- kr;ş;l::âneğe başlanmıştır. Bu film ler vakıa mükemmel değildiler. Se- naryoları da, temsilleri.de bozuktu. Fakat yavaş yavaş Mısır'daki sine- ma profesyonelleri teknik kabiliyet ve vukuflarını artırdılar ve vücude getirdikleri ekiplerle iyi eserler vücu de getirmeğe başladılar. Şimdi alâ- kayı celbedecek kadar iyi Mısır fi- lmleri vardır.Hattâ Mısır'da Avrupa Mısır'da filmcilik ka-| ! A Pola Negri ilk sesli filmini çevidi Negrt Milli âbidelerimizi kimler yapacak? San'atkâr ve mütefekkirlerimiz bu mesele için ne söylüyorlar? Milli abidelerimizin Türk | — —— — san'atkârları tarafından yapıl- ması fikri etrafında topladığı- mız mütefekkir ve san'atkâr- larımızın mütalealarını neşre devam — ediyoruz. Bugün de heykeltraş Zühtü Beyin noktai nazarını dercediyoruz: Heykeltraş Zühtü B. ne diyor? Abide dikmek mefhumunu acaba hangi şekilde anlıyoruz?, Eğer bu yalnız, Türkler filân ta- rihte şöyle bir harp — yapmışlardı? Elbiseleri şu şekilde, Baş kumandan ları şu zatti gibi, tarihi bir vesika ise her hangi milletten olursa olsun bir san'atkâra tarif edilir, elbise nümu- neleri gösterilir ve nihayet burada yalnız bir daktilo vazifesini gören san'atkârın mermer veya bronzdan tarih kitabı nereye dikilecek ise di- kilir. ,,Fakat ben abide mefhumunu, bir milletin duyğusunu, bilhassa harsı- nı gösteren en büyük bir medeniyet nişanesi olarak kabul ediyorum. Bil- mem bu halde bunu ecnebi mi, Türk mü yazar sualine lüzum kalryor mu? Ben size “Türk şirini ecnebi mi Türz mü yazmalıdır. diye bir sual sorarsam bana: Ne cevap verirsi- niz? Türk harbini nasıl Türk askeri ise, muhakkak ki Türk harsında Türk san'atkârı yaratır. Madamki abideler harsımızı gös- teren en büyük eserdir. Şu halde bu nu bizler yaparız. 2 — Kenan B. in Edirne'ye, Nejat Beyin Bursaya birer abide yaptık Tarını biliyoruz. Ben bu eserleri gör Heykeltraş Zühtü Bey Otuz senelik bile heykel tarih olmıyan Türk milleti çocuğunun; hattâ çarpık çurpuk bile olsa yapa- cağı eser yüzümüzü kızartmaz. Çün kü onlar yarınki neslin san'atkârına üzerine düşen vazifeyi gösterecek- tir. Sonra son senelerde Güzel san'at ler akademisinden bir kaç genç Av- rupaya gönderildi ve heykeltraşlık tahsil ettirildi. Eğer bu gençler ora da çalışmışlarsa bir şeyler öğrenmiş lerdir. Acaba şimdiye kadar bunlara “— Sizlere bu kadar para sarfettik. Neler — öğrendiniz?,, diye - soruldu mu? Hayır! Şu halde bu mevzu üzerinde ne diye konuşalım, 3 — Kripel ve Kanonika'nın I:- tanbul'daki bronz ve mermer işlerin den başkı görmedim. Bunlar hak medim, Tabii bir çok aleyhinde ve ya lehinde söyleyenler var. Bu eserlerin bin bir hata dolu ol duğunu kabul edelim. Fakat bütün milletlerin asırlarca evvel başlamış san'at tarihlerini açarsk, orda kısa- cık bacaklı, yamru yumru suratlı elleri, ayakları topaç gibi bir takım insan benzeri eserler görürüz. İnsaf ile hatırlıyalım ki “Dona- kmda yegâne söyliyeceğim şey en küçük bir teknik kıymeti bile olma- dığıdır. Kanonika'nım Taksimdeki, figürlerin üzerine şimdi yıkılıp eze- cekmiış gibi yükselen muazzam kub- be,_veonu:_'ıiın'klımhh'ıçbirknm— pozisy ağmayan alacalı bulacalı işi; ne de Kripel'in Gülhane rkındaki iki ayrık bacak arasında tello,, nun “G a,, sını «Ver rocchio” nun “Le Collone” ni yara- tabilmesi için. Ondan üçyüz sene ev vel İtalyan kavmi “Niçola,, am «Sa int - Zenon» kilisesindeki acemice ki boşluğa mukabil onu tartacak di- ğer tarufında hiç bir şey olmaması y yürü- yen bir vapura benzeyen bronz kit- ilerleyor AU maktadır. Yukarıdaki resimler “Sah rada bir püse,, filminin mümessilleri Padro Lama ile Fatma Rüştü Ha- nımdır. eserlerini alkışlamıştır. lesi hır!ı onların bilğileri hakkında Her kes bilir ki: Fransızların | f&fzla bir şey söylemeğe lüzum bırak «Wagner Mozart, Bach» gibi bü- | Mıyor. yük musikişinasları yoktu. Fakat Yalnız benim hiç bir zaman o kavm milli ş şey; bu ten i kıymetleri gö yaptırmak için bir Alman üstadı ülü lek ize davet edildi- müracaat etmemiştir, ğidir! —a ) | M Askeri tebligat | | Memlekette Katıköy arkerlik şubesinden: Mağaza Katıköy ack ssiadeni | ğaza kasten mı keri yüksek ehliyetnamelilerle (D) yakılmış? fıkrasına tabi olan Kadıköy - Kartal İzmirde evvelki akşam Odunpaza - Adalar mıntakasında ve hasbel va- zife mahalli aharda ikamet eden &- fendilerle vektile muhteliff sebepler le emsalleri gibi 931 senesi teşrini sanisnide ve daha evvelki devreler mektebi harbiye ve halıcı ağlu mek- tebine gidüp tahsillerini ikmal etme yen efendiler behemhal kanunen mu ayyen olan bu hizmetlerini ikmal ile mükellef bulunduklarından nihayet 5 mart 932 cumartesi gününe kadar rında manifaturacı Mehmet oğlu Ce- mal ve Zekeriya efendilere ait mani- fatura ve tuhafiye mağazas, yanmış tu Mağazadaki bazı eşyanın üzeri- ne ispirto dökülmek suretile yangı- na sebebiyet verildiği kumaş topla- rındaki ispirto kokularından anlaşıl- mış ve t_ılıh'hıbı vaziyet eden hâkim cî'?ıf"'."L Bey mağaza sureti katiyede nufus hüviyet cüz- danlari ve askeri yüüsek - ehliyetna- melerile birlikte şubede isbatı vücut etmeleri ilân olunur, Kadıköy askerlik şubesinden: 1 — Askeri tam ehliyetnameyi haiz olup kısa hizmete tabi olan e- fendilerin 1 mart 932 tarihinde ha- zırlık k sevkleri muktezi bu- kkında tevkif kararı ve- Eıı_p_isıneye gönderil- eşya bin liraya sigor rilerek ikisi de miştir. Mağ sigorta şirketine 10 talı idi. Hiç yüzünden cinayet , Malatya civarındaki köylerden bi- rinde garip bir cinayet — olmuştur. lunduğundan Kadıköy - Kartal - A- dalar mıtakasında mukim işbu ehli- yetnamelilerin yevmi mezkürde ve- saiki askeriyelerile birlikte şubede is batı vücut etmeleri: 2 — Kadıköy merkezi ile mülha- katında 3238 doğumluların ve bunlar la muameleye tabi bulunan yerli ve- bancıların ilk yokl başlan- halleni ı Tll'ı ör! Makh ve cı ı isminde iki amuca zadenin aileleri in eh byetsiz. bür şa çıkmıştır. Bu hâdiseye herneden- se kocaları olan Mehmet Cemal de karışmışlar ve bir aralık şiddetli bir aralık şiddetli bir kavgaya tutuş- muşlardır. Neticede Mehmet bıçağı- nı çekerek Cemalin üzerine hücum etmiş ve öldürmüştür. Katil derhal mıştır.: p ma hallerine davetiye pusulaları talik e dilerek hangi gün hangi mahallenin muayenelerine başlanacağı zikr edil miştir: 3 — Kartal kaza ve ıııi'ıllrıkıtıııuıı Parmanganatla ölüm Dursunbeyden bildirildiğine gö- re, Dede N isminde 19 yaşın- da bir dejılıan.lı, geçenlerde, fazla ih ti lüzum gösteren bir hastalığa 328 ve bu doğumlulı tabi olanların ilk ,ddmdon ::= 932 pazartesi gününı vam edecektir: Her karyenin yokla- masına ne gün bı!lu:ıuiîı kaza kay adai 5 rielş el lal ri lıdı Galatasaraylılar birliği 4â— Adıîırm illı.yoklııııııını 12 mart 932 cumartesi gününden itiba- ren başlanacak her adanın ne günle- hıtuh_mıık_ur. Bu delikanlı, kendisini tedıvı ettirmek için Balıkesire kadar gitmiye mali ân, daha ameli bir çare düşünmüş: Dede Mehmet bir akşam rakı i- çerken eline geçen bir ilâcı, bastalı- ğını tedavi eder zannile kadehin i- çine atmış ve içmiştir. Bu ilâçli ka- deh Mehmede müthiş bir ıstırap ver Galatasaray lisesi mezunları ce-| ri yoklamalarının yapılacağı adalara | Tit ailesi bu ıstırabı. — sarhoşluğa Falbel *den ihd kbii. | talik edilen d iy sülük a isin aldımı , fa- ee D B t | yazılıdır: Na kat zavallı delikanlı biraz sonra fe- edilmiş ve mekteple yapdlan bir iç- 5 328 FartER b ci şekilde ölmüştür. timada altı kişilik bir komisyon se- | y < VCE ÇOB :_'ı'_“*;:f'"- Tahk'kat neticesinde bu madde- çilerek eski cemiyetinin vllra Totoğrafladı di Bönüer REPÜĞN Vat olduğu sinin tetkikle ve yeni bir ni kayıtlı ol yabancılarında nu- A hazırlamağa memur edilmişti. Ko- | fus m:htıı_'ıuu ve iki kıta vesika fo- iliz e i kik bitirmii ir | toğ ı ile: sini ikmal etmiş 303 doğum- nizamname projesi — hai e bir L SD doğumluların ilk yokda-| Tulardan olanların da ihtiyat yoktr — « * “*| masından başka 314:315 di l maları yaprlacağındı bunlar Galatasaray mezunları yarnki cuma | ihtiyat efradınm nufus hüviyet cüz- | kında kazanın her mahalle ve günü aralarında. k projeyi | danlarile bizzat yoklam n riyesind orriasa z iktidarı bulr >—ndh 2, i-İ ölüüdÜmrmü Üü ada hdinireirreilni çe A Si B

Bu sayıdan diğer sayfalar: