10 Mart 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

10 Mart 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A9 SERVETİFÜNUN No. 1856 —17İ Merhum Mustafa Asım B. Dokaanına doğru bu dünyadan ayrılmış çok ma lâmatlı, çok insaniyetli bir alman dostum vardı, uzun ömürden konuşulurken bana şöyle demişti: — Çok yaşamakta bir fenalık vardır; o da insanın yaşı ilerledikçe bütün eski dostlarının birer birer ölüp gitmesine şahit olmasıdır. Nihayet öyle bir gaman geldi ki,-kendimi dünyada yalnız sanmağa başladim ve şimdi hep bunu duyarım, Bu duygular yavaş yavaş bana da gelmeğe baş- ladı ve çocukluk, gençlik dostlarımı kaybettikçe ruhumda biraz daha yalnızlık hissediyorum. Dünyasına vedâ edip giden Asım benim hemen çocukluk arkadaşımdı. O, Mülkiye Tıbbiyesinde talebe idi, ben Mül- kiye Mektebinde okuyordum. O, Vefada otururdu, biz ise kışları Küçük kovacılarda otururduk ve mektepierimize gider gelir- ken Vefadan Çemberlitaşa kadar hep beraber yürürdük ve O 24 man birbirimizi çok sevmiştik. Asım merhum benden iki yaş kadar büyüktü, o, Tıbbiye Mek- tebine giderdi ama doktorluk filan ile ruhunda alâka yoktu; babasını erken kaybeden Asım Bey jandarma zabitlerinden ağa- beysinin elinde büyüyordu, aği- beysi onun doktor olmasını iste- roişti. Asım Tıbbiyeye devam ederken yalnız edebiyat, tiyatro ve Babıali yukuşunun neşriyat 2 #lemi ile meşgul olurdu. Biz daha talebe iken onunla muhatrirlik yarışı yapardık, birbirimize ma kuleler yazar verirdik ve nihayet 1886 senesinde (Şafak) unvanlı bir risale n henüz mektepte talebe olduğum halde Asımın risalesine girmiştim, Meşhur şair Celâl ile Mülkiyeden Ali Ulvi Bey de a risalesinde müşterek idiler. Asım merhum ( Şafak e m sahibi idi, Babıseraskeri ümerasından bir Şair Paşa: Asım İhsani Celâli Ulvi Misraile başlayan bir manzume bile yazmıştı. Ne faide ki Asımın Şafağı sökmesile beraber çok sürmedi, ortadan kalkmıştı. 1290 da ben matbaayı kurduğum zaman Asım Methum üçtebir sermaye ile matbaada ortağım idi. Aşım merhumuu matbaamdaki eski rabıtasını « Matbuat Hatıraları » unvanlı son eserimin 51 inci sahifesinde şöyle anlatıyorum: «Benim gibi matbuat heveslilerinden bir arkadaş buldum. İkimiz <Âlâm» matbaasını satin aldık, «Âlem» matbaasının eski sahibini üçtebir hisse ile aramızda bıraktık, işte benim matbaacılığım bununla başladı. 1890 Alem Matbaası Ahmet İhsan ve Şürekâsı Ebussuut caddesinde tramvay caddesine yakın sıra dükkânlardar üçüne yerleşmişti. Merhum Mustafa Asım B. nim üç arkadaş ile kurduğum «Âlem» matbaasında şerikim Mustafa Nurl Efendinin hissesini vefatile ben satın aldım. Mustafa Asım Bey adliye mesleğine girdi, 1907 de o da hissesini bana sattı ve Âlem Matbaasi namı kalktı>. Merhum Asım niçin heveslendiği matbaacılık âleminden çekildi, niçin tbbiyeden adliyeye geçti? Bunlar birer sualdir. Merhum Asım neşriyata, edebi- yata çok hevesli idi, fakat sevdiği şeylerle yalnız vakit geçirmeği severdi, kendini yoramazdı, kendi tabirince o canının kıymetini Silirdi Muhairirliğe heveskâr idi; yazmazdı. matbaacı çok okurdu ama hiç Matbaacılığa hevesli idi; genç yaşında oldu lâkin bu san'atın ticari ve sınai cihetlerine dalmak istemedi.Tıb- biyede talebe idi; doktorluğu sevememişti. (Nihayet Mektebi Hukuka girdi, oradan şahâdet- name aldı, adliye mesleğine geçti ve istinaf azalığına kadar çık- ıcıştı ve nihayet tekaüt olmuştu. Hayatındaki bütün değişmelere rağmen onun edebiyata ve tiyat- roya merakı asla eksilememiğti; merhum Asım Manakyan tiyatro- sundan başlamak çartile bütün temaşa âlemimizin en sadık seyir- cisi idi; son zamanlarda Darül- en gok devamlı müşterisi Teçeddüde, ilme, irfana me- raklı idi; Abdülhamit zamanında bile zevcesile beraber yanyana Beyoğlunda dolaşmak gibi o 28- manca çok mühirı görülen yeni- tikler yapmıştı. Meşrutiyeti müte- akip birkaç defa Avrupa sgeya- hatlerine gitti. Çünkü merhum Asım görmek, eğlenmek ve oturduğu yerde zevket- mek için okumağı ve tiyatroyu çok seveni ve zev- cesinin serveti #ayesinde bu keyiflerini kolayca ya- pabilirdi. i 1909 da siyaset kurbanı edilerek Bahçekapıda, katledilen zavallı Ahmet Samim'in Asım merhum amçası idi. Ve ben derim ki, Asım'ın hayatındaki şayanı takdir sahife kardeşinin oğluna gösterdiği muhabbet ve şefkat idi. Asım'ın en büyük şöhreti, siyaset kurbanı Ahmet Samim'in amcası olmasıdır, Asım merhum meşrutiyet ilânında Ahmet Samim'e bir meslek yapmak için, bu defa kendisine başka ortaklar bularak «Hilâl» isminde bir yevmi gezete dahi kurdu, İakat bu gazete de daha talebe iken çıkardığı «Şafak» gibi sönüp gitti. «Hilâl» in gurubundan sonra biçare Ahmet Samir yalnız başına siyaset mücadelesi gazetelerine atıldı ve bu yüzden Bahçekapı firımnın önünde arkadan atılan bir siyaset kurşunile genç yaşına, istidadına, ateşli ruhuna kıyılmıştı. Ahmet İhsan

Bu sayıdan diğer sayfalar: