10 Mart 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

10 Mart 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1856—17) SERVETİFÜNUN 231 Bizde kitap ve Mecmua okuyanlar 6-3-32 Ankara Gazetemizin geçen haftaki nüshasında, «Kalemin ucundan» ünvanlı imzah makalede bir sual gördüm. Benden şöyle soruluyor: «Edebiyatı Cedide diye tarihimizde muazzam bir mektep var. O zamanki gençlikten kaç kişinin bu meşhur adamları okuduğunu merak ediyorsanız, Türk neşriyat hayatı tarihinin en sahibi salâhiyeti Ahmet İhsan Beye sorunuz» Bu bahsin açılmasına çok memnun oldum. Her- nedense bizim dimağlarımızda rakam mefhumu o kadar kuvvetli değildir; hakiki rakamların belâgati, daima hislerimizin ve emellerimizin hayal ettiği rakamlar karşısında söner. Onun için hakikati, ve yalnız hakikatle yürüyen rakamları öğrenecek yerde, hayallerimizin ve zanlarımızın doğurduğu adetleri be- nimseöriz 1889 senesindenberi Türk neşriyat âleminin için- deyim. Kendim kitaplar yazdım, çıkardım; başkalar rının yazdıklarını kendi hesabıma bastım ve neşrey- ledim. Pek çok muharrir ve müelliflerin kendi he- saplarına veya tabiler hesabına getirdikleri kitapları matbaamda bastırdım. 42 inci senesine giren «Ser- vetifünün» a varıncaya kadar belki 142 türlü mec- mua ve risalsleri matbaamda tabettirdiler. Elepsi- nin rakam sergüzeştlerini bilirim. Başkalarının e bilânçolarını anlatacak değilim. Yalmz kendi larımdan ve Bervetifünnndan bahseyliyeceğim. Şunu tekrar edeyim ki vereceğim rakamların hepsi matbuamın tab defterlerinden almadır, ef hakikattir. Koza şunu da ilâve eyliyeyim ki kitap ve oku- mak ihtiyacını duyanların satın #lma kuvveti, yani elini cebine sokup para çıkarma kabiliyeti eski za- manlarda bu günden çok ziyade idi. Bdebiyalı Ce dide devrinde yazı yazanların bepsi kalemlerile ge- ginmek ibtiyacında bulunmiyorlardı, onlar başka vasıtalarla hayatlarını kurmuş ve kalem mesleğine amatör olarak girmiş zatlardı. İşte rakamlar: Evvelâ Servetifünundan başlıyorum: 1307 de yani 1891 kurulan Servetifünun ilk nüsha- sinden (1000) tane basmıştık. Bizde her yeni çakan şeyden bir veya birkaç nüsha alıp sonra vazgeçenler güruhu vardır; onlar çeşitçilerdir ve çeşitçiler, ağ- zınızla kuş tutsanız, kaleminirden yağ, bal akıtsa- nız, birkaç nüshadan e arkanızdan gelmezler, fakat en fena yeni iken alırlar. En mühim ilmi eserler oki İİT çıkarıldığı zâman mutlaka ilk nüshalarını alanlar çok olur, sona doğru onun üçte biri tabahhur eyler. İşte bu kaide muci- biuce Servetifünunun ilk müshasına seğirtenler o nüshayı bize iki defa bastırdı, fakat gazetemiz onun- cu haftayı bulunca kendi iştek ve li > olarak ta Meşrutiyetin ilânına kadar, büt Eedebiyatı Cedide zamanında bile, setelen 350 Yazan: Ahmet İhsan vilğyetinde kendiliğinden abone olarak 250 den fazla okuyucu görmemiştir. Servetifünunün Meşru tiyetten evvelki en parlak devirlerinde tab adedi 1500 ü geçmemişti ; kendiliğinden gelip elanlardan başka vilâyetlere dağılmış bulunan Mektebi Mülki- yeli kaymakam ve mutasarrıf ve nihayet vali ar- kadaşlarımın yardımile, heman zorski tarzında, ay- rıca 500 den 700 kadar abonesi olurdu ve bunlann temininde Mülkiyede sınıf arkadaşım ve o tarihte mabeyinci buluuan Arif bey merhumun çok hims- yesi olurdu; Arif bey daima saraydan vilâyetlere tavsiye mekkupları verirdi. Görüyorsunuz ki Edebiyatı Cedide mektebi ve onun muhterem muharrirleri bütün emeklerine muka- bil, Bosnadan Basraya kadar uzanan koca İmpara- torlukta 500 den ziyade alıcı bulamamıştı, belki be- her alıcıdan birkaç kişi daha okuyacağı için 500 Böp dde okuyucu demiyorum, buua dikkat u emil. saman ateşi gibi okuyucular tekrar arttı, o da çok geçmeden yine söndü; Fecri Âtişi ku- ran güzide zatların yazdıkları senelerde dahi Ser- vetifünun 1905 senesinin evveline nisbetle yine çok fazla okuyucu bulamamıştır. Halbuki Meşruti- yetten evvelne hayaller kurardık. Sansör kalkscak, her şeyden istediğimiz gibi bahsedeceğiz; fikirden kelimeden korkmıyacağız, neler olgcak neler olacak! derdik. Ve böyle neler olacak hüiyaailedir ki pek çok alüm'er Babıali yokuşuna döküldüler, gazeteler ve mecmualar ve matbaalar kurdulur ve neticesi butip gitti. Ancak fark şu idi: Meşrutiyetten sonraki mu- harrirler kalemlerile geçinecek zannında idiler; &madör olımıyacağız, Avrnpalı müharrirler gibi satacağız di- yorlardı ama onların heman hepsi de ekmeklerini başk mesleklerde aramak aztırarınde kaldılar ve mubtelif işlere girdiler. Milli zaferden sonra, Servetifünun eski kıymetli muharrirlerini bir daha topladı; bir hamle daha yap- tük; ilk nüshalara yine rağbel bulduk en meşhur mu- harrirler yazıyorlardı; ne faide ki bu da süremedi, yeni alıcılar yine sebat göstermediler. Bu yazdıklarım size anlatır ki bizde şimdikin- der ziyade eski zamanda mevmun ve kitap alıcısı yoktu Bilâkis halkın tediye kabiliyetiuin azalmga nazarı dikkate alınırsa şimdi okumak hevesi daha ziyadedir diyeceğim. Harflerimizin değişmesi kitap ve oku, âlemini sarstı; bundan siyade matbaa sabipleri in gördü- ler; çünkü ellerindeki binlerce okka maden halinde eritip sermayelerindeni çoğ kaybeylediler. fakat tevaziin meselesi az senede yina yerjina gel meğe başlamıştır. Bununla beraber okuyucular genç — Devamı 9309 uncu sahifede —

Bu sayıdan diğer sayfalar: