19 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Ağustos e Mükafatlı Bir Anket Açtık: Çoban Mı - Dinarlı Mı ? ( Baştarafı.10 üncu yüzde ) gelecek, yoksa Çoban Mehmetmi? İşte siz bize bu iki sualden, kendi tahmininize göre, birinin cevabını yazacak ve bu yazıya eklediğimiz kupon İle birlikte ga- zeteyo göndereceksiniz. Gazete- miz de 7 eylül müsabakasının ala- cağı neticeye göre, tahminlerinde İsabet gösteren okuyuculardan üç kişiye para mükâfatı verecektir. Bu mükâfat 50, 30, 20 lira ola- caktır. Bu mükâfatlı anketimizin şartları şudur: | — Göndereceğiniz mektup- lara 7 eylül müsabakasında hangi tarafın kazanacağı yazılacak ve sarih adres olacaktır. 2 — Cevaplar en geç 6 ey- lüle kadar gönderilmelidir. 3 — Mektuplar gazetemlz na- mına ve “Mükâfatlı anket,, me- murluğuna hitap etmelidir. 4 — Bu cevaplara bir de res- minizi ilâve edebilirsiniz. (Bu, mecburt değildir. ) Şimdi de, muharririmizin rast« geldiği kimselerden aldıkları ce- vapları neşredİiyoruzı * Mevlâne - kapı, Hasır- cımelek 80« kağı, 17 nu- maralı ha- ne, Nurl: — Çoban Mehmet, Dl- narlıyı — ölv- risinek gibi ezecektir. Davutpaşa mahallesi, Şahsultan s0- kağı, 14 nu- maralı hane, Refik: — Eğer gü- roş serbest |— olma saydı biraz — şüp- heliceydi, fa- kat serbest olunca, Çobanı, bu İşte Üstat olan Dinarlının karşısına çıkar- mak merhametsizliktir. Çünkü bu usülle Dinarlı İle bir Çoban de- ğil, bir sürü çoban başa çıkamaz. * Nişantaşı , Vali ko nağı caddesi, 67 numaralı ha- ne, Zeki: — Şu Dı- narlıya aci- yorum doğ- rusu, Bura- sını köpek- siz köy zan- netti galiba ki, deynek- diz dolaşmak İstiyor. Amerika- daki zaferlerinin hulyalarile avue Dup bir köşeye çekilseydi, çok kârh çıkardı. Fakat meydan oku- mıya kalkışınca, canına okuya- caklardır. elbet. Bana kalırsa, Çobanı onun karşısına çıkarmak doğru değil- dir. Çünkü Çoban, onunla güreşi tenezzül sayabilecek kadar yük- sek bir pehlivandır. “Son Posta,, nın Mükâtfatlı Anket Kuponu Ede bi yat münekki- di Nurullah Ataç: 4 — Herkes kimin kaza- nacağını söy- ligmıgı : — Dinar- hnın! — Üyley- se — Çoban Mehmet ka- zanacaktıri Şair Faruk Nafiz: — Ben, bu Iki pehlivanı da tanımam. Dinarlının re sim lerini görüyorum ; Çevik, — bi- çimli ve çok kuvvetli gö- rünüyor. Bir gün, bir lo- kantada, bir okka ekmeği bir kandil simidi gibi temizleyen bi- rini gösterdiler ve: — İşte, dediler, Çoban Meh- met budur! Baktım. O, Dinarlıya nispe- ten daha az çevik, daha az bl- çimli ve daha az BSavaşçı görü- nüyordu. Bu iki müşahede bende, Di- narlının kazanacağı — kanaatini uyandırıyor. Bostancıda hat boyun- da, 20 nu- maralı — Et- hem — Bey köşkünde Cemalettin: — Çobanın kazanacağı- na kanlim, Çünkü o, şimdiye ka- dar hiç ye- nilmedi. Onun yenmesine gözle- rimiz ve kulaklarımız okadar alış- tı ki, sırtının yere gelebileceğine bir türlü İnanamıyorum! x Karagümrük — Muhtesepisken- dender mahallesi, İzzetağa soka- ğı, 8 numaralı hane Hüseyin: — Dinarlı, benim elimde bü- yümüştür. Ne kuvvyetli, No canlı mahlük olduğunu yakından bili- rim, Bu itibarla, Çoban Mehmedi yere vuracağından şüphe bile et- miyorum!. Bundan şüphe eden- ler, Dinarlı Mehmedi tanımayan- lardır. Göz dok- toru Süley- man Şükrü Artan: — Dinarlı.. Vakıâ ben, bunların iki- sini de ta- nımam am- ma, herkes öyle — göyli- yor! Dinarlı Mı ? . . « Adrek z e V4 KİM KAZANACAK ? . Çoban Mehmet MI? . . . « « « . u -. B " SON POSTa Meslek Adamları Arasında ( Baştarafı 1 inci yüzdü ) sin her sezonde benim dükkânı- ma uüğrar: “— Gel, Aziz.. güzel, kıymet- ll eserler temsil ediyoruz, seyret der.. Fakat ben bu köhne yokuşun alt ve Üst başlarını geçemem her ne dense, Dâüssılaya tutul- duğum zaman Süleyman Nazifi okurum. Şairliğim tutarsa, Hâmi- din bütün eserleri yazıhanemin üstünde duruyor, okuyuveririm. Be- nim kütüphanemde herkesin her türlü zevkini karşılayacak kitap var. Eğer bu kitaplarla karın do- yurmak mümkün olsaydı benim hayatta tek bir isteğim kalmazdı. * Evlenmeyi bile aklına getir- miyen, mülkiyeden çıktığı için bugün memleketin idare amirleri sırasına geçmek iİmkânlarını da ;limğotbulıâud;rın kitapçı Azizi, orağate sürükliyen kitap sevgi sidir. : ? * O, yukarıda da söylediğim gibi ömrünü kitaba ve kitapçılığa vakfetmiş, bu işten büyük kazanç- lar ummuş, fakat ümidinden daha büyük bir sukutu hayale uğ- ramıştır. | Yırtık ceketinl eskimiş parde- süsü İle- gizlemeye çalışırken: — Görüyor musun.. Bu yığın- lar tam 25 bin liralık bir servet saklıyor ve ben bu büyük servet içinde bazı akşam sadece bir kâsecik cacıkla midemin açlık istırabını. dinlendirmeye çalışıyo- rum, diye sızlanıyor. — Ben, diyor, Abdülhak Ha- mit, Süleyman Nazif, Mehmet Rauf, Akagündüz, Süleyman Şev- ket, Halide Edip, Ercüment Ek- rem, Faruk Nafiz gibi en tanın- mış müelliflerin kitaplarını bastım. Fakat hiçbirini umduğum gibi satamadım. 15 yılda 35 bin kitap satışına satış denmez. Bu satış kitabın tab'iyesini, benim günde- liğimi, dükkânın kirasını ve dev- letin vergisini ödemez. Benim bastığım kitaplar 35 tanedir. Bunların her birinin mü- ellifi memleketin başlı başına bir şahsiyettir.. Onun için hepsine yüksek telif hakları verilmiştir. Fakat Babıâli caddesinde yapılan Irfan sipekülâsyonu 20 kitapçıdan ancak altısıni zengin etmiş, geri kalan biz 14 kitapçıyı da değil karın doyurabilecek, hattâ soluk alamıyacak hale koymuştur. Bir şalrin dodi'lğli gibi, kalde rımlarında insan kafası satılan Babıâlide, debşetli bir irfan sipe- külâsyonu vardır. En yüksek müelliflerin ezerleri ambarlarda - kilitlenerek maliyet fiatının 10-15 misli fazlasile 3-5 | liraya gatılırken bir gün sokağa, kaldırımlar Üzerine — dökülüver- mekte, 10-20 kuraşa ayak altına serilmektedir. Uşşakt zade, Halide Edip, Hâmit, Rauf gibi hâlâ en yüksek kiymet olan bü şahelyetlerin eserleri okunmuyor, para etmi- yorsa neden 3-5 liraya çıkarılmış, para ediyorsa neden 10-20 kuruşa indirilmiştir? Bu, bir tek mana ifade edor. Sipekllasyon yapmak, bir kitapçı bir kıymetli kitap bastırdığı zaman elde bulunan diğer bir kıymetli kitabin fiatını hiçe indirmek, yüksek fiatlı kita- bın satışına set vurmaktan başka birşey değildir. Müelliflere yerlerde sürünen kitaplar gösteriliyor: — İşte Uşşakt zade, — İşte bilmem kim 15 kuruşa satılıyor, biz bu vaziyette size nasıl te.if hakkı veririz, deniliyor. Müellifin Türk kültürüne bizmet edecek eseri basılmıyor, onun yerine | cayır cayır Kan kalesi, Ali Cen- giz, Tahir ile Zühre gibi yâveler bastırılarak sandık #sandık Ana- 2 $ *ı-'."""'»!—— t - Sayfa 11 j Yarın Akşam KÜÇÜK ÇİFTLİK PARKI'nda Seref Gecesi Şimdiye kadar sabırsızlıkla beklenen ve büyük hazırlıklarla bu geceyi şenlendirecaklerdir. PROGRAM 1 — Çiftlik Parkının muhteşem sazı (Kemençecl Aleko ve Piyanlat | Yorgo kardeşlerin işlirakile.) 82 — Bayan Eftalya Sadl ve arkadaşları. 3 — Dinlenilmemiş hususi genç san'atkârlar, # — Muhtelif köomik numaralar. 5B — Çengi kolu. 6 — Milli Zeybek oyunları. 7 — Memleketimizin tanınmış okuyucu Bayanları. 8 — Bayan Hikmet Cahit lütfen iştirak edecektir. 9 — Bayan Vedia Ziya lütfen iştirak edecektir. Masaların evvelce temin edilmesini rica ederiz. Telefon: 49356 - Yazın insan kendini daha kolaylıkla üşütür! Nezle , Başağrısı Kırıklık Dikkat Ediniz! GRİ - l Bu ilk tehlike alâmetlerini görür görmez derhal PiN almak lâzımdır. GRIPIN, soğuk algınlığının fena akıbetler doğurmasına mânl olmakla beraber bütün ıztırapları da dindirir. Her eczanede 7,5 kuruş flatla satılır. İsteyenler tahsil Enstitüsü Dokümantasyon olunur. (2131) (4745) ” KUMBARANA KTTIĞINPDAR 4-il.lü YAY&(.V&V. Y eDILEĞİNE YARIRLIN ;fı_DAJ—_JAZ ZSK | TÜRK-TİICARET-BANKALZI Bir Daktilo Aranılıyor Ankarada ilmi bir müessesede devamlı bir iş için Almanca ve Türkçeyi iyi bilir bir Bayana İhtiyaç vardır. Yazı makinegile doğru ve çabuk yazması gerektir. Stenoğrafi, Fransızca ve İmgilizceyi de bilenler tercih olunur. ve İisan derecelerini, beraber 15 Eylüle kadar Ankarada Maden Tetkik ve Arama kısmına yazı ” tercümeiballerle ile bildirmeleri rica 'bımdan her birini ikişer doluya — gönderiliyor — ve Türk köylüsünün kafa tasının İçine örümcek ağları örüyor. Bu gidişle Türk irfan âlemi- nin bütün mütefekkirleri verimsiz, bütün müellifleri aç kalacaktır ve memlekette Ali Cengizle Kan kalesinden Başka kitap satılmı- yacaktır. Kitap okunmuyor — iddiası yanlış ve yalandır. Ben 35 kita« bin olarak sattım ve bugün kaldırım üzerine döktüğüm bir tek kitap yoktur. Finten beş liradır. Eşberi 150 kuruşa satıyorum ve bunlar bu fiatlarla da pekâlâ okunuyor. Okunuyor amma bir başkası Abdülhak Hâmidin bir başka eserini beş kuruşa kaldırım üze- rine döktüğü zaman satış duruyor ve bu kitaplar bir tek okuyucu bulmak. için bazan beş altı ay rafta bekliyor.— S.K.

Bu sayıdan diğer sayfalar: