19 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Çocuğunun Aç Bıraktığı Bir Baba Ak sakallı, belli ki çok gün görmüş, yıllar devirmiş bir ihtiyar, Gözlerinden sızan yaşları silerkent — Ben, diyor, bugünleri gö- recek mi idim ? Ve bu gün görmüş ihtiyar, adliye korldorunda iliştiği bir kanepenin Üstüne dizlerini ovar- ken anlatıyor : — Büyüttüm, yetiştirdim, bin bir kahrımı çektim, şimdi beni aç, susuz bırakıp bir yosma ile oynaşıyor. Ihtiyarın elinde bir nafaka İstidası var. Bin bir kahrını çek- tiği oğlundan bir lokma ekmek ve bir katra su parası İstiyor. Ben, bir derdi deşmek İçin değil, belki bir yaraya merhem olur ümidile sordum : — Baba.. Oğlun sana hiç mi bakmıyor ? Bu gözü yaşlı, sinesi muztarip baba, benim bu sorgumdan sonra bütün isyanını dışarıya vurdu ve anlatmıya başladı : — Bakmıyor mu, da söz mü evlât. Çıkasıca gözleri benl göre- cek gibi değil ki... Kaç zamandır bir sürtüğün peşine takılmış... Onunla gece, gündüz gezip —tozuyor. Evden kaçalı Iki ay oldu. Ben bu iki ayın birçok günlerinde ekmeksiz kaldım. Komşular, eskli dostlar olmasaydı — İstanbul — gazeteleri açlıktan ölen, hayır Ööz çocuğu tarafından açlıktan öldürülen bir Befilin hikâyesini — yazacaklardı. 'Bereket versin- kara gün dostla- rına. Bu bağrı yanık ihtiyar, elindeki arzuhali adliyeye verdi mi, ver- medi mi, bilmiyorum. Fakat ben, babalarını, analarını aç bırakan evlâtlara daha çok — aciyoraum. Çünkü ötekiler belki açlık ıztırabı çekiyorlar. Fakat ya o ruhsuz ve kalpsiz çocuklar.. Ya onlar.. Evet onlar gün gelecek ki bu günah- larının kefaretlerini çok — ağır ödeyecekler. ——— — — — Edebi Tefrika ı No: 62 19 / 8 / 35 Ali Sami Bey böyle ev haya- tına pek düşkün değil. Arzı- larımı hemen yapıyor. Fakat ben İstiyorum diye, Kendi zevk aldığı yok. O, günün öğleden sonrasını dışarıda geçiriyor. Geneve'de bir küçük bar var. Bir defa gittik. Cumartesi akşamı idi. Oldukça kalabalık... Artistler de, müşterl- ler de hepisi ecnebi. Buranın halkı çok ağır başlı ve biraz da papaz ruhlu insanlar, Ali Sami Bey: — İsviçee harpten — önce daha sıkı İdi, Şimdi şimdi biraz Uyandı, diyor. Neresi uyanmış. Gece saat onda sokaklarda kimse görün- Mmüyor. Sinemaların salı günleri yarı fiatlı halk gösterişleri var. Başta İIsviçrenin meşhur zengin doktorları da olmak Üzere hemen erkes sinemaya * gitmek İçin o geceyi bekliyorlar. Eğer burada ecnebiler çok olmasa bar ve gazinolar iflâg edacek, Sokakta ipek çoraplı kadın görmüyorum. — Kadınlı Parayı çok seviyorlar. O kadar Beviyorlar ki bir kere ellerine Bgeçli mi bırakmasını bilmiyorlar, Ali Sami Beyı Yunanistanda Rejim Gürültüleri —— —- —- - Krallık İçin Gene- rallar Tazyik Mi Edilecek ? Atina, 18 ( Özel ) — Kralcı Aprışık ( muhalif ) gazetelerin, Başbakan Çaldaris Almanyadan buraya gelir gelmez, hava kuvvet- leri kumandanı General Reppirs ve General Demestikas ile Ami- ral Ikonoma taraflarından kral taraftarı olduğunu İlân etmesi hu- susunda tazyik edileceğine dalr olan yazılarını General Kondilis yalanlayarak, bu — gibl haber- | Terin gazetecilerin — uydurduğu masallardan başka — bir — şey olmadığını söylemiş, Başbakanın mesleğinin rejim şeklli hakkındaki fikrl her ne olursa olsun bu- nun Cumür — Başkanının aley- hinde sayılamıyacağını ve ken- disinin krallıktan yana bulunması Cumur Başkanının makam ve şahsına karşı beslediği sayğıya aykırı bulunmadığını da ilâve etmiştir. Eski Kral Atina, 18 (Özel) — Londraya gitmek üzere yola çıkan Finans Bakamı, dün akşam Selânikten geçerken gazetecilere, Londrada eski kral Yorgi ile görüşeceğini söylemiştir. Kondilisin Bir Yazısı Atina, 18 (A.A.) — Hellenis- mos adındakl gündelik yeni ga- zete, general Kondilisin bir ya- zisını yaymaktadır. Kondilis bu yazısında: “Cümhuriyetin — gerçekleştiril- mediğini Kıral Jorj başaracaktır.,, Demektedir. Bu yazıda, Jorjun iyllik, ada- let ve doğruluk duygularile dolu olduğu ve bütün helenlerin kralı ANASININ ». C erkekli | olacağı söylenmektedir. HAO Yunanistan Başbakan muav ni General Kondilis General Kondilis Eski Kralı Alkışlıyor! Arnavutlukta : İhtilâlin Bilânçosu Tiran, 18 ( A.A.) — Arnavutluk basın bürosu General Gilardi'nin ce- nazesinin dün — kaldırıldığını haber vermektedir. Ceonaza büyük süel törenle dırılmıştır. Cenazeye kral namına bir mümes- sil, saylavlar, diplomasi erkânı, »sivil ve aüel makamlar mümeesilleri işti- rak etmişlerdir. Büyük Bir Miras Ferbanke — - Amerikada- 18 — İki gün evvel bir uçuşta ölen meşhur tayyaröci Villi Post'un bıraktığı miras iki buçuk milyon ile altı milyon do- İar arasında tahmin ediliyor. kal- Amerikada:! Harp Eden Devletlere Karşı Durulacak Vaşington, 18 ( ALA., ) — Saylav- lar kurulu dış işleri komisyonu baş- kanı Makreynolds birleşik Amerika nın nötrülüğüne dair bir sistem vücu- de getirilmesini sağlamak üzera yeni bir proje vermiştir. Bu projede, bilhassa Cumur baş- kanınımnı 1 — Harp eden ulusların borsa değerlerinin birleşik Amerika toprak- larında alınıp satılmasını: 2 — Bu uluslara cephane gönde- rilmesini: $ — Amerika İlimanlarına yabancı denizaltı gemilerinin girmesini yasak etmesi vaamerika vatandaşlarını har- beden Ulusların bayrağını taşıyan gemi lerle yolculuk etmemeye davet etmesi istenmektedir. Deniz Konferansı Vaşington, 18 (A. A,) — Hükü- metin toplenzcak olan deniz silâhlarını tahdit konferansı için — İngiltereden hiçbir çağrı almadığı teyit edilmiştir. Birleşik Amerikanın Londra elçisi İngiliz dış işleri bakanı — tarafından konferansa İştirak etmek üzere bir çağrı aldığı hakkındaki — haberlerin asılsızlığına ve İngiltere hükümetinin başlangıç görüşmelerinin — organize edilmesi lüzumuna kani bulunduğuna dair olarak basına verilen diyevi hükümete bildirmiştir. —a öi f?? — Bir İsviçreli borç nedir bilmez! Ve anlattıklarına göre bu dört milyon nüfuslu memleketin 400 den fazla yeril bankasında yalnız hal- kın birikmiş parası dört milyar İsviçre frangı imiş. Bizde, eğer kredi bulsalar halkın bankalara borcu bunun birkaç mislini geçer. Fakat İsviçrelilerin bu halleri onların bedil zevklerden, heyecan- lardan mahrum olduklarımı isbat etmez. Dört büyük medent memleket arasına sıkışan bu küçük cennetin ahalisi ne Fransızlar kadar heye- canlı, ne ÂAlmanlar gibi teknis- yen, ne Avusturyalılar kadar nazik ne de İtalyanlar gibi çok menfa- atçı... Fakat hepsinden biraz al- mışlar. Çok ağır başlı görünüyorlar. Fakat Ali Sami Beyin iddiasına göro bu ağır başlılık altında ol- dukça adi gönül müzayedeleri oluyormuş. Bütün bu iİddialara rağmen temiz, dürüst ve güvenilir insanlar. Aç gözlü halk değill e , Ali Sami Bey acele bir İş İçin J (Saint Etienne) e gitti. Büyücek bir harp malzemesi siparış almış..' orada işl hallederse Parise gele- cek ve bana haber verecek. Ol- mazsa dönüp (Prag) a geçecek, o seyahate çıktığı zaman daha rahat odiyorüm. Ben kendi ba- şımda, kendi âlemimde, okumak ve düşünmek zevkini kana kana tattığım zamanlar kendimi daha mesut buluyorum. Ali Sami Bey hayatı daha başka görüyor. Hayat hareket ir, dalma gülmeli, eğlenmeli, neş'e- lenmeli, gezmeli, diyor. Bütün bu gülmek, neş'elen- mek, eğlenmek ve gezmek iyi şeyler. Fakat bunlara bir de his- setmek, düşünmek ve okumak zevklerini katmak şartilel!.. Buraya geldiğimin haftasında Roussonun mini mini adasını gez- mek istedim. Ali Sami Bey beş altı yıldır. buraya - gelip gittiği halde bir kere merak edip adı- mını atmamış. Ben bahsettiğim zaman güldü. Hatta: — Ne kadar olsa şarklılık var. Türbe ziyareti hastalığı! Diye alay da etti, Onun kitap ve yazı ile alâ- krsı yok. — Ticaret mektuplarım mukavelelerini bana yazdırızor. Fransasaya geçeli bir hafta oldu. Telgraf mektup alıyorum. Daha netice — yok. Onda aldığı iİşin peşinl bıraktırmayan hasis ve yapışkan — bir kazanç heyecamnı var. İşin uzaması da onu gösteriyor. Yoksa şimdiye kadar komisyonculuğunu yaptığı başka fabrikalara başvururdu. Makine gibi çalışan ve kazan- mayı seven bir adam, benimle birleştiği gündenberi — işleri de açıldı. Bunu kendi de gsöylüyor. Hele bu son sipariş — bu yılın programında olmıyan bir İş oldu. Ben ikinci bir Paris seyahatini artık muhakkak — görüyordum, çünkü iş uzamıştı, fakat Ali Sami Beyden uzunca bir mektup aldım. Işin alduğunu, yalnız Pariste çok kalamayıp sık sık fabrika merke- zine gitmek lâzım geldiğini yaz- dıktan sonra bu vaziyette benim Pariste rahat — edemiyeceğimi, amma İstersem yine gelebileceğimi ilâva ediyar. Ali Sami Beyin benim rahatımı düşünerek — yazdığı bu mektup benim hiç de —hoşuma gitmedi. Ben Parise gitmek için çırpın- mıyordum kendi israr etmişti. | Şimdi böyle sudan bahanelerle beni atlatmasında Pariste bensiz geçirdiği o bir gecenin tekrarına ve devamımma fırsat bulmak için olmadığını kim temin edecek! Bu bence böyle.. O bana di- yebilirdi ki, Parise gel, ben iş için seni yalnız bırakırsam — kusura | bakma... O bunu yapardı. Fakat o bir gecenin foyasını hissettiğimi anladığı günden beri çok çekin- gen davranıyor. Böyle — noktalarda olmak İstemem. Fakat zorla budala rolü takın- mak da pek hoşuma gitmez. Yalnız yüz göz NİŞLERİN Kadınlar Kocala- rile Niçin Alâka- dar Olurlar? “ Geçende ailece bir kır - gezinti- sine gittik. Aramızda yeni evliter, es- ki evliler, genç kızlar vardı. Dikkat ettim, evli kadınlar müte- madiyen kocaları ile meşgi. — Şevket — pantalonunun bozuluyor. — Muammer, kıravatın yana kaç- mış. — Cevdet Üstünü kirletiyorsun. — Hamdi, pardesünü Üstüne at, Üşüyeceksin. Dakika geçmiyordu ki, kadının biri kocasının bir kusurunu düzeltmiye kalkmasın. Evli kadınların bu hbali beni korkuttu. Damek ben de evienir- sem, karım benim kıravatımla, elbi- gemin Ütüsile, soğuktan mütecasir olup olmadığımı anlamakla meşgul olacak. Ben her şeyden çok iatiklâ- limi severim. Bu kabil müdahaleler- den hbaoşlanmam, O halde evlenme- sem, daha mı iyi olur, dersiniz? Vicdan Evlenme bir az da hürriyeti- nizden fedakârlık yapmak de- mektir, evlilikte hayatta tek ba- şinıza değilsiniz. Sizl sevenler ve düşünenler, aelbette sizinle alâ- kadar olmak İsterler. Bir kadın da alâkasını ancak bu basait şektllerde gösterebilir. Bunu da yapamazsa, Size sevgisini — ve bağlılığı nasıl anlatsın. Ba, onlar için bir İhtiyaçlır. O- göyler, fakat erkek bir dereceye kadar dinler © yine bildiğini okur. Siz daha buna alığamadığınız için gize garip görünür. * “Bir arkadışın nişanında bir gençle tanıştım, o gün bana buluşmayı tek- lf ettil kabul ettim. Şimdi arada sırada buluşuyoruz. Fakat ben ona karşı bir türlü sevgi duymuyorum. Onun da sevgisinden şüphedeyim. Bu görüşmekte devam edeyim mi? Hayriye Bence hayır. Sevmediğiniz bir adamla zaten ne diye görüşür- sünüz. Sizi tanıyanlar onunla gö- rüştüğünüzü —görürlerse hakkı- nızda iyi hüküm verirler mi? Bir daha görüşmemeye çalışmanız İyi olur. ütüsü TEYZE ka | anladığımı hissettirdiğim zaman karşımdakinin bana saygı göster- mesini ve ©o kabahatini tekrar etmemesini İsterim, Ali Sami bey Zeki bir adam, Şüphe yok. Paristeki o bir gece- lik eğlencenin izinl — Üstünde yakalayışımdan örktü, Şimdi her ihtimale karşı rahat ve endişesiz kalmak istiyor. O bu ihtiyacı duyduktan, baş- ka kadınların, sokak ve eğlence kadınlarının zevkini benim ona vereceğim kadınlık sevgisine de- ğiştikten sonra ben ne yapabilirim. Bu Ööyle bir karışık dava ki hemen karar vermek — güç. Dönüp dolaşıp iki noktada top- lanan bu davanın bir yüzü bırakıp gitmek, öteki yüzü de bilmemez- likten gelmek.. Birinci şekli yap- mak pek kolay. Bunu bir izzeti- nefis meselesi sayarak trene atla- yıp İstanbula gitmek ©o kadar kolay kil , Fakat bunu yaptığım takdirde ne olacak? Rahat mı edeceğim. Ben hayata kadın olarak geldi- ğime zaten bunun için kızarım. Kadın ne olsa prenses doğsa, milyoner olsa nihayet hayatını bir erkeğin arzularına bağlıyacaktır. Öyle anler olur ki ne asâlet, ne servet bir kadını erkeğin o mutlak hakimiyetinden kurtaramaz. Gurur benlik hepsi hepsi heyecan kabar- tan şeyler.. Fakat bizim gururu- muza lik tokadı tabiat yapıştır- mış. ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: