Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—ETEET 4 TTT HaT A ç$ y a Z ae ——0 TK _ 14 Sayfa — « Son Posta » nin tefrikamı : 7 Endülüs Şövalyesi SON POSTA AR Kont Cülyanus öldürülen kral Viçanın yegenlerıle Florindaya tasallut eden hükümdarı devirmek ve tahtından indirmek için plânlar hazırlıyordu Yazan : İspanyanın mukadderatına hâkim olan (Vizigot) asilzadeleri, bir ta - raftan halkı kanlı kırbaçları altında inim inim inletiyorlar.. diğer taraftan da, birbirlerine karşı rekabet mücade- lelerinden geri durmuyorlardı. İspanya, baştanbaşa bir kan ve ateş sahası kesilmişti. Her vilâyette, her şehirde; kanlı hâdiseler birbirini takib etmekte idi. Nihayet günün birinde pskoposlardan ve hükümete muhalif asilzadelerden mürekkeb âyan mecli- si farafından (kı . Viçya) hal' edil - miş,. yerine Gotların en zalim ve en sefih asilzadelerinden (Rodrik) geç - mişti. Ve, Rodrik, krallık mevkiine ge- çer geçmez, derhal sabık kralı öldüre- rek bu büyük rakibini ortadan kaldır - mak istemişti. Halbuki,'o günden iti- baren gizli, ve eskisinden daha şiddetli bir intikam mücadelesi başgöstermiş - ti. Sabik kralım akrabası, kâmilen İs- panyadan firar ederek, Sebteye gel - mişler; Kont Cülyanosa iltica etmişler- di... Bunun üzerine İspanyada gizli bir muhaceret cereyanı açılmış.. Sa - muel babanın, Madmazel Florindaya naklettiği acıklı şeylere inzimam eden, diğer bir çok sebeblerden dolayı, akın akın firarlar başlamıştı, Sebte valisi Kont Cülyanos; bu fi- rarı ve mültecileri kâmilen kabul et - mişti. Hepsine, hüsnü kabul göster - mişti. Pek çoklarını, vilâyetinin boş yerlerine yerleştirmişti. Bu suretle de, muhalif fırkaya mensup olan İspanyol- ların minnet ve şükranlarını celbeyle- mişti. O tarihte, İspanyanın hükümet mer- kezi; (Kurtabe) ye nakledilmişti. Kra- lhn maksadı, muhaceretin önüne geç - mekti, Bunun için de şiddetli tedbir - lere girişilecekti. Bunu haber alan (Kont Belensiya), eniştesi Kont Cülyanosa gizlice şu mealde bir mektup göndermişti. (Emin bir adamınızı yollayın, Sizi bazı mühim şeylerden haberdar edece- gim.) Kont Cülyanos, bu mühim vazifeyi kızına tevdi etmişti: — Florindal.. senelerdenberi dayını görmedin. Gider, hem onu ziyaret edersin, Hem de, bizi haberdar etmek istediği şeyleri öğrenirsin. Demişti... Florinda, babasının bu teklifini büyük bir memnuniyetle ka- bul etmiş.. sevinç içinde, İspanyaya gitmişti. Kralın casusları; Kont Cülyanosun kızı Madmazel Florindanın Kurtabeye gelerek dayısır Kont Belensiyanın ko - nağına misafir olduğunu krala haber vermekte - gecikmemiş erdi. Bu haber, krala çılgınca arzular vermişti. Güzelliği ve zarafeti dillere destan olan- Madmazel Florindayı görmek istemiş.. bunun için de, saray teşrifatçılarından birini Kont Belensi- yaya göndermişti. Bu teşrifatçı, konta müracaat ede- #Di0 rA *0 GU KEMAŞARAN O AAA GA Bice Nöbetçi Lbezaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Pertev). Beyazıtla: (Hay - dar). Fenerde: (Emilyadi). Şehreminin - de: (Nâzım). Karagümrükte: (Kemal), Samatyada: (Teofilos). Şehzadebaşında: (Asaf). Eyüpte: (Hikmet Atlamaz), E - minönünde: (Hüseyin Hüsnü), Küçük - pazarda: (YorglD., Alemdarda'” (Abdül - kadir). Bakırköyünde: (İstipan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk). Galata - da: (İsmet). Taksimde: (Nizameddin), Kurtuluşta: (Necdet). Yenişehirde; (Pa- ronakyan), Bostanbaşinda: (İtimat). Be- rek: — Haşmetmeâp kral hazretleri, İs- panyanın şerefli misafiri olan Madma- ızel Florinda ile görüşmek arzu buyu- ruyorlar... Hem, pederleri Kont Cül- yanos hazretlerine bazı haberler gön- derecekler.. hem de, zatı hakkında görüşeceklermiş. Demişti. Çok saf ve temiz bir kalbe malik o- lan Kont Belensiya, en küçük bir şüp- heye bile kapılmadan, Florindayı sa- raya göndermişti. Sarayda, naklettiğimiz rezalet hâ- disesi vukua gelmiş.. kralı tokatlıyan Madmazel Florinda, derhal dayısının konağına dönerek meseleyi olduğu gi- bi nakletmişti. Kont Belensiya bir çok taraftarlara malik olmakla beraber; bu rezilâne hareketin hesabını kraldan soracak derecede kuvvetli değildi. Onun için yeğeni Florindanın” yanına, en emin olduğu adamlardan bir kaç muhafız vererek onu dağ yollarından sahile kadar indirmiş.. oradan da bir gemi ile Sebteye göndertmişti. Madmazel Florinda, Sebte toprak- larına ayak bastığı zaman, Könt Cül- yanosun sarayında, üç kişi arasında, mühim bir müzakere cereyan ediyor- du... Kont Cülyanos, karşısında otu- ran - ve, öldürülen kral Viçanın ye - genleri olan - iki genci dikkatle dinli- yor; onlara ağır ağır cevap veriyor - du: — Evet.. bu fikir fena değil... Ev - velâ burada, firarilerden mürekkep bir firka teşkil etmek., sonra da gizlice İspanyaya giderek bütün muhalif fir- kaları birleştirme; bunlar — vasitasile memlekette umuümi bir ihtilâl vücuda getirmek.. bu karışıklıktan istifade e- derek, buradaki fırkayı İspanya sa - hillerine çıkarıp, ktalın üzerine yürü- mek.. onu, her taraftan bir çenber içine alarak, iyice tepelemek... Evet.. bunlar, maksadınızı temin edebilir. Ancak şu var ki; kral, bugün İspan - yaya tamamile hâkimdir. Bana kalırsa, bugün İspanyada cereyan eden zulüm ve istibdat karşısında; muhalif fırka- lar, hiç bir hareket vücuda getirmiye muktedir değillerdir.. Burada fırka teşkil etmek meselesine gelince; bu da paraya mütevakkıftır. Söyleyiniz, e - fendiler.. paranız var mı?.. Müteveffa kralın yeğenleri, cevap vermişlerdi: — Maalesef, hayır... Bize, siz yar « dım edin, Galip gelelim. lspanyayı el- de edelim. Menfaatlerimizi paylaşırız. — İşte ben de, bunu yapmıya muk' tedir değilim. — Niçin?. — Şunun için ki; doğrudan doğru- ya İspanyanın mukaddera,tma kanş - mak istemem. Bu, hem benim için, hem de memleketim için çok tehlikeli bir şey olur... Soruyorum size,.. Ya, krala galip gelemeyip te mağlüp olur- sanız?.. Bugün, sizi ben himaye edi- yorum. Fakat o zaman beni kim hi - maye edecek?.. Suriye sahillerinden gelen arap orduları, vilâyetimin hu - dutlarına kadar dayandılar. Bugün o - rada durüyorlar. Bize, bir tecavüzde bulunmuyorlar. Fakat, yarın?.. Şayet biz, yukarıdan kralın tecavüzüne ma- 'Tuz kalırsak; bunların da aşağıdan bi- ze hücum etmiyeceklerini kim temin eder?.. asilâneleri SVECİA SÜT MAKINASI davarı olan her köy- lüye zaruri olan makinadır. İar/f _)Jarupa Lid. Şti. ISTANBUL GALATA. PERSEMBE PAZARI G1 şiktaşta: (All Rıza). Boğaziçi ve Adalarda: Üsküdarda: (Ahmediye, Sariyerde:. (Os- man), Kadıköyünde: (Saadet), (Osman Hulüsi). Büyükadada: (Halk). Heybe - | lldeı(_ğl;!k). ' li - > Fi * « u n Fi l  —— Yelarat ZİRAT İstanbul - Telefon : 41108 —ÖĞECMİCİ- leri çok neş'eli gör- düm, — Ganaimden istifade etmişler ga- liba?.. Süphesiz. — Altın tın kaçakçılarile çar pışmıştık. Bir hayli altın da aldık. Bir kısmını onlara da - gittim, — Bana bir a - vuççuk olsun getir- medin mi ? Barbaros birden kaşlarını — çatarak, sert bir tavırla ce - vap verdi: — Sen babandan alırsın! ÂAyşe, — hayretle kocasının — yüzüne baktı: — Babam ba - na — bir deve yü- kü inci ve el- mas getirse değeri yoktur. Fakat, sizin vereceğiniz bir avuç altın beni her şeyden çok sevindirir!.. — Beni o kadar çok mu seviyor - sun, Âyşe? Ayşe yere dizçöktü: — Sevgimden şüpheniz varsa, bo- şuna ıztırap çekiyorum.. Boşuna ya « şsıyorum demektir! Şüphe altında ya- şamağa, ölmeyi tercih ederim... — Bunu söylemek çok kolaydır, Ayşel Fakat, hakikat çok korkunçtur.. Hattâ ölümden de korkunç. — Ölüm beni hiç bir zaman yene- mez.. Aşk, ölümden daha kuvvetlidir. İsterseniz şimdi deneyiniz! — Ne yapmak istiyorsun? — Sizin uğrunuzda kendimi öldür- mek.. Ve göreceksiniz ki, ben ölümü | kolaylıkla yeneceğim. Küçücük — bir hançerle kalbimi deşeceğim. Ben ö - lümden daha kuvvetliyim.. Emrediniz, bunu size isbat edeyim! Ayşe birdenbire, duvarda asılı du- ran cenbiyeyi kaptı.. Kınından çıkar - dı. — Ben size ölünciye kadar sadık kalmağa and içmiştim. Mademki bana itimat etmiyorsunuz! Size aşkımın her şeyden kuvvetli olduğunu — göstere - yim de inanın! Dedi, ucu kıvrık hançeri" boynuna götürdü. Eğer Barbaros bir hamlede yerin - den fırlayıp Ayşenin kolundan ya - kalamamış olsaydı, bu hızla zavallı caktı. Ayşenin elinde tuttuğu hançer Bar- barosa bir Arap şeyhi tarafından he - diye edilmişti. Ucu kıldan ince ve ağ- zı çok keskindi. Hançer birdenbire yere düştü., Barbaros: — Seni denemek istedim, Ayşe! Diyerek, bu sadık ve fedakâr çöl kr- zının alnından öptü.. Kucakladı.. Sedirin üstüne götürdü. — Ben, senin sadakatinden ve aş - kından eminim, ÂAyşe! Seni sık sık bu- rada yalnız bırakıp gittiğim için, böy- le bir küçük denemiye lüzum görmüş- tüm. Fakat, şunu da söyliyeyim ki, şüphelerim pek te boş ve manasız bir kıskançlıktan ibaret değildir. Vene - dikliler güya bir çok kabile şeyhlerine torba torba, kucak kucak altın dağıt- mışlar. Bu arada baban da varmış. E- ger Venedikli korsanlar babanı altın- la avladılarsa, o zaman hakikaten sen- iden şüphe edebilirim. Çünkü, günün Pa Mi d k 'T MMMMM—A&SU& NĞKi e nlaek z üü & İ — Nİ y agik e Pa a y ll “ Son Posta ,, nın büyük deniz romanı :18 BARBAROS suçsuz kadının gırtlağı kopmuş ola -| Korsan Peşinde Yazan : 00Iâl Cengiz birinde baban da seni iğfal edebiliri Bunu düşünmek hakkım değil mi, Ay- şe? Ayşe bu sözler karşısında buz gibi donup kalmıştı. O babasından da çok emin görünüyordu. Şeyh Sait para ile yola gelir bir adam değildi. Ayşe müthiş bir ölüm tehlikesi at- latmıştı. Barbaros yetişmeseydi, Ayşe ken - dini vurup öldürecekti. Bu imtihan çok tehlikeli olmuştu. Ayşenin kalbi koparcasına çarpıyor- du.. Gözleri dönmüş, bakır renkli çehre- si Mmorarmıştı, — Babam çok namuslu bir adam - dır. O, kendisini para ile satmaz. Diyor ve burnundan soluyordu. Barbaros çok müteessirdi.. Ayşenin saçlarını okşadı: — Üzülme, yavrum! Herkesin ağ- zını kapıyamayız.. Eğer bunu bana gemicilerden biri söylemiş olsaydı, dinlemezdim bile. — Ya kim söyledi bunları size2.. — Gemide esir olarak hapsettiği - miz Venedikli şövalye.. — Seni şüpheye düşürmek için söy- lemiştir. — Ben de böyle sanıyorum. Yaman herif şu Civani... — Ben sizin yerinizde olsam, asar- dım bu adamı, Sonra birden yattığı yerden doğ - ruldu: — Hem bundan bana ne?! Her ko- yun kendi bacağından asılır diyen siz değil misiniz? Babamın hesabını ben- den neden soruyorsunuz? Ben yıllar, var ki, onun yüzünü bile görmedim. Barbaros tekrar karısının alnından ve yanaklarından öptü. — Haydi biraz şarap içelim, Ayşe! Sen sofrayı hazırla.. Ben de soyuna - yım. Ne kadar çok yorgunum bilsen! Ayşe sevinerek yerinden kalktı: — Gene herkesi uyutup siz uyku- suz kaldınız, değil mi? — Şüphesiz.. — Halkulvad kalesine gittiğinizi söylediler.. Doğru mu? “ — Kimden işittin? — Sahilde dolaşan gemicilerden.. — Doğru. Fakat, bir iş göremeden döndük. Ah, şu kaleyi bir elime geçir- sem, Âyşel — Güç bir iş mi bu? — Elbette güç.. — Ne lâzım, kaleyi ele geçirmek İÇİN 2 <.. — Büyük toplar. Ve en aşağı ye miş gemi. — İspanyol donanmasile kmlw madıniz mi? — Böyle bir karşılaşmayı çok & ederdim ama, Herifler limana kaP” mışlardı. Dişarıya çıkmadılar.. Ealı'ç bi limanın içinde sinip kaldılar. Ayşe şarap kadehlerini doldur? sofrayı hazırladı. — İnşallah o da olur günün biri — Hiç şüphe yok ki olacak. DDtl mamı büyüttüğüm veya padı.îlıih yardım gördüğüm gün, İspanyo'” tepeleyeceğim. Ayşe yere diz çökerek yalvardi: — Tanrım, sen o büyük günü b* da gösterl. * * * “Maryana, nerdesin?.., - | Hamzayı sedye ile evine götiîfdaı | ler. Hamzanın yarası çok ağırdı. Hamza sedye içinde giderken: | — Şimdi, onun şen sesini du iyileşirim. Diyordu. Üa Ğ u Hdi e & © *A (Arkası vaf) 40 Bir Doktorun Günlük Notlarından Perşembe — İ —| K Çocuklarda Tembelliğin sebepl Mekteplerde ötedenberi daima « ı—"_* çalışmaz» diye bir kısim talebe ayFi Tembellik ne demektir? Rir çocük P| çalışmıyor?. Bunun sebeplerini ara*” bütün muallimlerin vazifesidir. Bir çocuk ya sıhhi ve uzvi sebeplerde” | yahut içtimal ve ailevi sebeplerin V tesirinde olarak derslerini takip ede? tembel görünür. Uzvi sebepler başlıcaları şunlardır: “ j selâ çocuğun burnunun arkasında *ip etler olur, bademcikler büyür. Kulağ$ j sir eder, çocuk ağır işitir. Adeta âP _,_ şır. Ağzı açık uyur ve daima da öyle rur. '.r Ve yahut çocuğun gözlerinde zaaf Vö dır. Göremiyor; fakat bunu bit | g anlıyamadığı gibi anlatamıyor da. ü bu sebeple derslerini takiç edemez V’ | hüt çocuk zayıftır, kansızdır, V _;" müstaittir. Sıraca alâmetleri- b€ Tabil bu şeraitle- çalışımamaktadi” || halde bu gibi vaziyetlerde derhal WE İ Bu mütehassıs doktorlara seyketmi tedavisini temin etmek lüzımdır. ya bu gibi müdavat ve müdahalt sonra çocukta derğal umumi bir * " görülür. ” (*) Bu notları kesip saklayınız, bir albüme yapıştırıp kolleksiyon M l Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir © gibi imdadınıza yetişebilir.