11 Şubat 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

11 Şubat 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ş YA ZL N S A Y M L iWF—ll1 ŞUBAT 1808 Si e Olacak | mali Afrikadamı ? Yeni Rivayetler : İtalya Fas Yoliyle Tunusu - Fransada Libyayı İşgale Çalışacakmış Avrupada Fransayı Oyalıyacakmış -BuEsnada Almanyada talya müstakbel harbde şi- ımu Afrikada büyük ha- reketlere geçecek — olursa Fransanın pek büyük kuvvetlerini orada meşgül edecektir. O zaman Avrupada da Almanya daha ser- best kalacak, Fransa ile harbeder- ken karşısındakini daha zayıf bu- lacaktır. İtalya ile Fransanın bu suretle Afrikada birbirlerile bo- Buşması Almanyanın hesabına kârlı olacak görünüyor. 'Tünüs hududunun müdafaası işi ise Öyle tesadüfe bırakılmış de - Hildir. Avrupada Fransız - Alman hududunda yapıldığı gibi Pran - sızlar Tunus hududunda da bir nevi Majino hattı tesis etmişler - Meraklı Şeyler BOÇARİS KİMDİR? oçaris, Yanan istiklâli için ça- kşazıların şefidir. Çok — cesur gözünü budaktan sakınmaz bir a- damdı, 1883 yılında, Karpenisi köyü civarında vukua gölen bir müsademe- de öldü. SEN - JERMEN - OKSERUA KİLİSESİ Paristedir. Dördüncü yüz yılda ya- pılmiştir. İlk ismi Sen - Jermen B Ron idi. Normanlar tarafından yakıl- dı. Bilâhare dindar Roeberin Pupalığı yamanında yenlden İnşa olundu ve Sen Jermen Okserua ismini aldı. 1831 karışıklığı esnasında tekrar ha- Batırlatalım K Sen bu. kiliseni çanları çalınınak suretile verilmiştir. Sen Bartelmi gecesi 500 bine yakın protestan katlolunmuşlur. 1500 METRO YÜKSEKLİGE ÇIKAN TAYYARECİ | Büyük tayyareci Lul Polhan. 13 son | Kamusi 1910 da, Lot Angeles hava mü- sabakalarında 1.400 metro yükseğe çı- karak ilk irtifa rekorunu kazanmışlır. Albüminli (et, balık gibi). Hidrat dö Karbonlu ve yağlı yermekler yemeli, Patatesten başka sebse alma- malı, Meyva da yememek Lizımdır. Akşam: Sebze ve meyra. KA SÜKSE Vaşingtonda herkesin ağrında: Cum- hur Başkanı Rurvelt bir rüya görmüş. Beyar sarayın önünde otururken bir | tayyarenin eton at meydar Üştüğüne şahil olmuş. Rüya bu... Tabll Rarveltin, eski Musr Firaunu gibi, rüyasını labir ettirecek bir Yusufa Mes'ud Olmanın — Dur anneciğim dur, şöyle doya doya yüzüne — bakayım! Rengin iyi maşallah. — Çocuk- luğumun bahtiyar günlerini ge » çirdiğim bu yere geldiğimden do- layı bilsen ne kadar memnunum.. Emektar dadı da dahil olduğu halde her üçü de birbirlerine ka- vuştukları için pek sevinçli idi - ler. İlk heyecan geçtikten sonra Saadetin annesi: — Biraz da kocandan — bahset yavrucuğum, dedi. Vedad ne ya- piyor? Yine işleri eskisi gibi çok mu? Göreceğim geldi onü da.. Bu- raya gelmiyecek mi? Bü sualle saadetin yüzündeki tebessüm siliniz gibi oldu: — Hayır anneciğim, maatteessüf gelemiyecek. Böyle ayrılıklardan pek haşlarımam amma seni gör - n o kâadar ısrar etti ki da- madım. İşle ondan — ayrılıp | görmeğe geldim. Çocukluğun ve genç kızlık çağ- | larının geçtiği bu ev nedense şim- di Saadetin içine bir hüzün veri- yordu. Sanki evin içindeki mobil- yelerden tutun da- bahçedeki fi- danların hepsi eskimiş solmuştu. Â Bütün gayretine — rağmen pek | neş'eli geçmiyen akşam yemeğin- den sonra annesne dönüp: — Müsaade edersen İstanbula bir telefon edeyim, acaba Vedad ne yapıyor? diyerek odadan çıktı: Bir çeyrek sonra adaya döndü- uSırları laştı: — Buyurunuz etendim! — Affedersiniz, sizi rahatsız et tim. Şafak kitabevi tarafından ge- liycrum. Her evde bulunması fay- dalı olan bir kitabdan sizi mah - Tum etmek istemedim. İçi fayadlı bilgilerle ve öğüdlerle dolu olan bu kitabın adı: «Mes'ud olmanın sırları..» fiatı d Kitabcı güzeli pek cana yakın- dı. Hele gözleri harikulâde idi. Öyle kolay kolay kapı dışarı edi- lecek mahlüklardan değildi. — Fiatı da yetmiş beş kurüf Pahalı sayılmaz değil mi efen * dim? Yetmiş beş kuruşun lâfı mı olur? Vedad, hemen elini cebine sup kitabın parasını verdi. — Allaha ısmarladık efendim. Misafirini kapıya kadar - geçir" meğe giden Vedad kapıyı açtıği vakit az kala küçük dilini yuta * Caktı. Eşikte karısı — duruyordu. Yüzü sapsarıydı. Saadetini yıkml ğu gelmiş olan kadının gidişini mi teakıb karısı içeri girdi ve hıçkiF ra hıçkıra ağlamağa başladı: — Ah, Vedad, bu yaptığın nf fena şey bilsen! Dün akşam sani telefon edip de evde bulamayınd şüphelenmekte haklı imişim- dir. Yalnız İtalyanların Tunus sa- hiline birdenbire çok miktarda as- İspanya meselesi de artık bitmek üzeredir. Resmimiz hükümetçi. lerin merkezi Barselonun sukutu üzerine Frankistlerin halk tarafından karşılanmasını gösteriyor Şehrin eivetvli, gürültülü haya- calırımın. beraber. dan — e beraber, a( meydanısın | . Je buranın sessizliği arasında dekrar inşası için 10 mityon dalarlık Kopacak fırtına adi bir kacı BW (Devamı 6 ancı sahifede) ğü vakit yüzü allak bullaktı. Çün- kü santraldan: «Aradığınız nu - | mara cevab vermiyor. demişlerdi ker çıkarmağa teşebbüs etmesi ih- timali düşünülüyor. muvaffakiyet ihtimalleri kuvvetli Bu hususta | görünmüyor. Fakat no de olsa yüz- Bügün SAKAR YA Sinemasında GÜZELLİĞİN - ZEVKİNİ - NEFİS ve HARİKULADE Sahnelerini hiçbir zaman unutamıyacağıpız en güzel Fransız filmi AŞK BAHÇELERİ VIVIANE ROMANCE - PİERRE RENOİR eli ağrında dolaşan film: KİM VAR? Bi fafa SÖMER Sirmsnn Vösi salonunu her seansta dolduran bu filmde Tenor: TiTO SCIPPA KATERİNA BARATO ve MARIA CACOBINI ile beraber en güzel ve nefis Opera havalarını, ruhnevaz Napoli- taines şarkılarını - taganni ediyor. Musiki ve şarkı dalgaları arasında bir aşk romam Dugün saat 1 ve 2.20 da tenzilâtlı matineler LA | Bugüne kadar memleketimizde yapılan en muvaffak TÜRK FİLMİ IR KAVUR DEVRİLD de bir ihtimal bile mutlaka he- saba katılmak lâzım geliyor. Af- rika harbinde akla gelen diğer bir ihtimal de bugün İspanyanın Pran- konun elinde bulunan Fastan isti- fade ile İtalyanların oradan bir harekette bulunacaklardır. İtalyanların maksadı bu olduğu anlaşıldığına göre, şimali Afrika- da harbedecek olan Fransa bu har- bi asgari derecede kuvvet sarfe- derek başarmak mecburlyetinde- dir. Çünkü büyük büyük kuvvetlerini Afrikada tutarak Avrupada düş- manlarına nisbetle zayıf kalmak Fransanın işine gelmiyecektir. Avrupa cephesinde büyük kuv- vetler bulundurmak, ayni zaman- da şimali Afrikadaki imparator - luğunu müdafaa etmek vaziyetin- de olduğuna göre Fransa hem ora- yı, hem Avrupayı takviye etmek mecburiyetindedir. İtalyanların tahmin edilen bu plânını bozmak lâzım geliyor. Bu vaziyette Fransa için daha çabuk davranarak İtalyanın elin- de bulunan Libiyi işgal etmek icap edecekmiş. Fransa için şimalf Afrika me - selesi gittikçe ehemmiyetini art- tırıyor. Fransızları en ziyade meş- Bul eden birinci derecedeki me - selelerin başında şimali Afrikanın istikbali geliyor. Yeni gelen Avrupa gazetelerin- bir tahsisat peojesi hazırlamışlar. | Bu projede, kazaen meydanın üzerine düşecek tayyarelerin kurtarılması ça- | releri de düşünülmüştür. MEKSİKANIN SON ŞEMLDOULAĞI | | Meksikanın, Hind ırkına mensub son bükümdarı — Guatimorendir. — Serseri Korlez tarafından — esir edilen Iktnel Monterumanın yeğenidir. Urun müd- det hapiste kaldıktan sonra hazinel nin bulunduğu yeri söylemediği için dağlar kadar fark vardı. Acaba şu anda Vedad ne yapıyordu? Bir- birierinden ayrılırlarken: — «Sen yökken karıcığım geceleri hiç mam artık. Briç için telefon etse- ler bile cevab vermem. Bu vesi - leyle sen gelinciye kadar dinlen- miş olurum» demişti. Bu sözler Saadetin içine biraz su serpmişti. Pek merak etmiyor- du. Kocası dışarıya çıkmıyacağına salben idam olunmuştur. İCLAUDETTE emsalsiz GARY C Koşdurüyar. Ve Deha ve şıklığı; Bu hafta bütün İstanbul halkını SARAY SİNEMASINA | | dair söz vermişti ya, kâfi! | -. a 10 GOLBERT'n zaferi ve OOPeER'in Frransızca sözlü yordu? Sokağa Acaba bir arkadaşma mı uğra « maştı?» Kendi kendine buna ben- zer birçok sualler soran Saadetin sıkıntısı her dakika göçtikçe Zi- yadeleşiyordu. Vedada gelince karısına verdiği sözü tutarak evinden bir adım bi- le ayrılmamıştı. Telefon - çaldığı zaman evdeydi. Zil çalar çalmaz tutmalıyım, di; düşünüyordu, Şimdi cevab versem beni sokağa çıkarmasalar bile bu- raya dolarlar.» Kuvvetli iradesinden memnun saat ona doğru soyundu. Ve ra - hatça yatağına girip uyudu. U - yandığı vakit ilk aklına gelen ka- rısı oldu. O evde olmadığı zaman evin içi ne de sıkıntılı idi. Saadet | evdeyken hizmetçinin - pişirdiği kahve ona pek lezzetli — gelirdi; | halbuki şimdi Saadet yok; kahve S KRRÜRAA GAS e0 İ SĞ «Peki şu halde Vedad ne yapı- | | Radyo niçin çıkmıştı? ) Proagramı Ankara Radyosu BUGÜN 1725 Müzik (Dans saat - Pi). ! 17,56 Türk müziği (Sıvas halk W0" sikiat). Sıvaslı fşik Veysel ve İbrahim. IBAS Türk müziği — (İncesar fasif | “ | “Tahsin Kaçakuş, Hakkı Derman, BF ref Kadri, Hasan Gür, Hamdi Tekâfi Basri Üller). 19 Konuşma (dış politika hâdiselerik 19415 Ajans, metcoroloji — haberlifk | ziraat borsası (fiat). | — 1830 On altı ve on yedinci asırtard? 1— Bark ve garple müzik (orkeslf' «yaylı sazlare ve küme okuyuculari) — Temsil, (Molyer - Ahmet Vi paşa: Zor nikâh). &— Şark ve garpte müzik. (Orkesiif ayarlı sazlara ve küme okuyucul (Viyaldi, Kassam zade, Purcell, fiz Posi, Palestrina, Seyit Nuh Tertib ve idare edenler: Mes'ul Ö” mil, E. Reşit, C. Reşit. 2115 Memlekot saat ayarı. İSEKİZİNCİ Büyük ve güzel komedi filmi candan alkışlanıyor. FOKS JURNAL: İspanya hâdiseleri mültecilerin feci halleri. ZUİS Kaham, tahvilât, kambiyt * muküt boryası (flat). #125 Müzik (folklor). ise ona pek tatsız gelmişti. İçini çekerek: «Daha yedi gün var dönmesine.. diye mırıldandı. Bugün sant 1 ve 2.30 MELEK En çok beğenilen Sin - en büyük rağbet kazanan - en çok sevilen vebütün rekorları kıran şahane film da tenzilâtlı matineler. eması Açıldığı Günden Bugüne Kadar Fakat hodgâmlığın lüzumu yok? Çocukluğunu geçirdiği çiftlikte o, şimdi pek mes'ud ve memnundur.> Ahçıya hafif bir öğlu yemeği pi- şirmesini söyledikten sonra Saa- dete güzel bir mektub yazmağı ta- lındı. Odaya giren hizmetçi: — Bir bayan sizi görmek isti- 29 Haflalık posta kutusu. X20 Müzik küçük orkesira - | Nectp Aşkın). 3115 Müzik (Cazband). 2145 - YA Son ajans haberleri yarınki program, YARIN 1825 Müzik (küçük eekesira - $7 Nocik Aşkın). 13 Memleket aaat ayarı, ajanı, W7 teoralaji haberleri. b Vi İ AA I DA A T rA D 1L Bugün saat 1246 ve 2.20 da tenzilâtlı m: günü akşamı benden yüz lira istiyorlar. Veririm; veririm... dedim amma, nereden vereceğim, nasıl — — vereceğim. Ayda dört yüz lira eder. Bu kadar pa- rayı nasıl veririm?. Sonra bana bir ekmek parası bile kalmaz. Madam Anna, ikide bir ellerini dizlerine vu- Tüyor: , No yapacağım şimdi ben?, Diye Vediye akıl danışıyordu. Genç ve güzej kadın: »— Yapılacak hiçbir şey yok madam. İstekle - lerini vereceksin.. Dedi, amma, kendi başından geçeni sakladı. Madam biraz daha genç kadının yanına s0 « kuldu: “— Ne olursa Vedi senden olur? Diye yalvaran bir ağızla konuşmağa başladı. Genç kadın sordu: . — Ben ne yapabilirim madamcığım?. « Her şeyi yapars'a. Bak aklıma bi liyor. * Bunların hepsinin en büyüğü kimdir?, SS — Emniyet direktörü.. 1 - — — Halrişte, onu baştan çıkartamaz mısın?, 0 — Namiit. —— — Bre kale nüsıl olacağını da beh mi sana öğ- l eai a Üi L ida İPEK Sinemasında Devam Ediyor L de buna dair şayanı dikkat yazı - lar çıkıyor. Fransızlara göre, Afrikanın mu- hafazası için evvelâ dahildeki yer- | H halkın isyan etmesi ihtimalleri- (Devamı 6 met sahifede) eler. Büyük Vals Harikalı bir muvaffakiyetle devam ediyor, Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler 13.10 Müzik (küçük orkesira devtf KSAS Türk müziği, Çalanlar: Vecihe, Rüşen Kam, Ö det Kozan, Okuyanlar; Melek Teki” — Mühayyer peşrevi, $— NÜt Nevresin - Muhayyet W kız (Gün kavuştu), Vi | ] sarladı. Fakat birdenbire kapı ça- yor! dedi. — Bir bayan mı? Adı ne? — Adım söylemedi. Ben de onu| ilk defa görüyorum. | Salona girdiği vakit çok zarif | giyinmiş genç bir kadınla karşı- YOSMA —a N0 Ğİ gazamans Yötan: ETEM İZZET BENİCE yazaamarsanımın reteceğim, Basbayağı. Onu kendine âşık edecek - sin. Sonra buraya geleceksin. Direktör beni tanı- yacak. Sehin sevdan için beni koruyacak, evime ses çıkarmıyacak, ben de o başmemuru buradan süpür- ge sapile kovacağım. Başka hiç kimseye de on pa- ra vermiyeceğim. Sen de kazanacaksın, ben de!, Genç kadın alık alık şişman madamın yüzüne baktı: — Bundan benim kazancım ne?, Madam bir saniye düşündü: — Nasıl yok. Bu ev durdukça sen de burada çalışacak, çok para, çok müşteri bulacaksın, — Benim buraya hiç uğramadan da çok - müş- terim, çok param var. Madam Anna büyük bir özvezilik yapar gibi elini masaya vurdu. — Ben sana yüz lira çıkacak yerden iki yüz çı- kartırım bre korkma! ü Vedi güldü ve gülerek söyledi: — Ooh... Güzel. Şimdi bir de iş komisyonculu- ğuna başlıyoruz. Gülmesi durunca, kendisi de bir dakika durdu, düşündü. Sonra kaşlarını çattı. Sonsuz bir elddilik içinde: — Madamcığım, hakkın var, Plânın iyi. Fakat ben bunu yapamam. Dedi. Madam bütün ümidi suya düşen bir müflis gibi suratındaki kırmızılığı kaybederek: — Neden?. Dedi. Sesi titriyordu. Vedi, çok sert bir tavırlı konuşuyordu: — Yapamam madam. Ben de yapamam, kimse de yapamaz. En önce ben emniyet direktörünü ta- miman. Sonra evli mi. bekâr mı, — çapkın mi değil mi, nasıl bir adam bilmiyöruz. Çapkın ve be- il a yarkı (Çılgınca sevip). 4— Yesarl Asım - Suzinak (Ayrı düştüm sevzilimden), 5— Cevdet Kozaa - Vd | G—Bimen Şen - Següh sarkı: (7 | Ga içsin yar elinden). v 3— İshak Varon - Kürdili M kâr da olsa ödevinin emrettiği şeylerin yapılmama- sına göz yumar mi, yummaz mı?, Bu çok tehlikeli birşey ... Hele, benim için asla yapılacak ve yanaşılacak birşey değil. Benim sana yapabileceğim en büyük yardım yağlı müşterile - rinden fazla para sızdırmak. Bunun en İyisini ya- parım. Bul bana Bafralıyı, sana bu gece beş yüz lira çıkarayım. Şişman kadın göbeğini hopurdattı: — Atma bre Vedi. Bu krizde beş yüz lirayı bir $— Betüh saz semalsi. AÇIS - 1430 Konuşma çev Bastl). 1354 Ruml İkincikânvi 29 1357 Hicrt ZİLHİCCE gecede çıkaranın alnını karışlarım. Nerede o ena- Bi yit Çok çok yüz kâğıt.. 1930, Ay 2, Gün 42, Kasım 9f — Çok zengin olduğunu, para yediğini sen söy- 11 Şubat CUM, lüyordun!. — Söylüyorum amma. Bir gecede beş yüz lira veriyor, demedim ya. Vedi ısrarlı ve inatlı bir söz toniles — Para harcıyor yaf, Dedi. Madam bunu kabul etti: — Evet harcıyor. — Öyle ise ötesi kolay. Başkasının yirmi sızdır- dığından yüz, yüz sızdırdığından bin sızdırmak da benim san'atım. — LÂt, Vakitler | Vasai | zti ga. da. '.'4*

Bu sayıdan diğer sayfalar: