5 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nedimin bir zamanlar oynadığı Kadrili ve Bedrili meşh Fenerbahçenin Zekili, Bekirli, birinci takı (x Nedim) Eski Kaleci Nedim Bugünkü Gençlere Ateş Püskürüyor: Diyor ki: " Şırıngalı İhtiyarlar Karşısında Şim- diki Gençler Topa Ayak Bile Süremezler ! ,, Kaleci Nedim, Türk futbol tarihinde beynelmilel temaslar ba- kımından en başta gelecek ve hiç unutulmıyacak isimlerden biri- dir. Türk spor kafilesi, ilk defa olarak, Paris Olimpiyadında di- ğer milletler karşısına çıktığı zaman idareciler Türk kalesini ona emanet etmişlerdi. O zamanki Çek milli takımı karşı- Bında parmaklarını çiğnetecek kadar fedakârca oynıyarak az gollü bir mağlübiyetle futbolümüzün haysiyeti- ni kurtaran elemanların başında Ne- dimi hatırlamamak mümkün değildir. İşte bu Nedim bizim anketimiz hak- kındaki fikirlerini aşağıdaki satırlar- da söylüyor: — İlk defa hudutlarımız haricine gıkarak 1924 olimpiyadına iştirak et- tiğimiz zaman Çekoslovak milli takı- mile yaptığımız maçta — parmakları- mın kırılması üzerine eski ateşimi kaybettim. Ve son olarak Elittihad Mısır takımına karşı Fenerbahçenin, meşhur Taksim stadyomunun kaldı- rım taşlarmdan farksız sahasında yaptığı maçta oynarken sağ bileğim kırıldı. Bir kaleci için parmak ve bi- leğin sakat kalması futbolü terketmi ye en büyük sebep teşkil edeceği ta- bit olduğundan çok sevdiğim futbol- den ayrılma mecburiyetinde kaldım, yerimi de genç arkadaşlara terket- tim. Memleketimizde az çok iyi kale ciler yetişmiştir. Şırmganım tesiri ile eski vaziyetimi elde etmiye maddeten imkân yoktur. Çünkü şırınga belki nefesi artırabilir. Fakat kırık ve sakatlık ağrılarını tes- kin edeceğini zannetmek gülünç olur. Maahaza bugünkü muhacimlerin kar- şısında kırık ve sakat kolla dahi az çok muvaffak olacağımı zannediyo- rum. Bizim kaleleri müdafaa ettiğimiz zgamanki Şşütcülerle bugünkü genç forvetler arasmda mukayese edilemi- yecek kadar büyük bir fark vardır. Bilhassa Bekir, Zeki, Münimin top mermisi gibi hışırtı çıkaran ve Refik Osmanla Alâaddinin tutulmasına im- kân olmıyan burun şütlerini bugün i- çin bizim muhacimlerde görmek im- kânı yoktur. Bu gidişle insana zevk veren böyle Şütlere tesadüf etmek imkânı olamı- yacağı muhakkaktır. Hem yalnız bu Bütleri değil, bizim zamanrmızm oyun cularındaki enerjiyi de bugün — için görmek imkânsız. 'Yerimizi büyük ümitlerle kendileri- ne terkettiğimiz genç arkadaşlar fut- bolü angarya bir iş gibi oynuyorlar. Daha iyi oynamak ve yükselmek için esaslı çalışmaları da yok. Halbuki bu gün başımızda bulunan çok sevdiği - miz muhterem Başvekilimizin bilhas- Ba spora verdikleri büyük ehemmiye- te lâyık bir varlık gösteremediğimiz için ayrıca müteessirim. Dünyanm hiçbir tarafında bizim hükümetin spora karşı göstermekte bulunduğu alâka derecesinde hima - ye ve teşvike tesadüf etmek imkânı yoktur. Bu alâka ve teşvikten istifade etme Bini bilmeli ve memleketin spor saha- Bında da yükselmesi için evvelâ genç- ler, sonra da biz tekaütler çok çalış- malıyız. Kaleci Nedimin o zamanlar çıkmış bir krokisi Son zamanın en parlak yıldızı olan Fikreti yeni yetişen nesle mal etmek doğru değildir. Çünkü Fikret bizim zamanımızda yetişmiş ve ben, Bekir, Zeki, Cafer, Kadri, Bedri gibi eski meşhurların takımında oynamış ve O kalitenin bir elemanı olarak sivril- miştir. Yukardaki resimde de görüleceği veçhile Fenerin ilk İzmir seyahatinde bizimle beraber takımda yer almıştı. Binaenaleyh yeni nesil Fikretle ifti « har edemez. O, bizleri temsilen yeni nesilde senelerce as kalacak olan eski futbolün gençlere bir yadigârıdır. Şırmgadan sonra eski kudretimizi iktisap ettiğimiz takdirde, bugünkü gençlerin teşkil edebileceği en kuv - vetli kadronun bile karşımızda topa ayak süreceğini tasavvur — edemiyo- rum. Mehmet Arif Tekrar Yenildi Pariste yapılmakta olan profesyo- nel -serbest güreşlerinde yer alan ve ilk maçlarında muvaffakıyet göste - ren Mehmet Arif geçen hafta Zarna- sı isminde bir Yunanlı ile karşılaşmış ve 12 dakika gibi kısa bir zamanda mağlüp olmuştur. Bu mağlübiyetten sonra Mehmet Arifin artık Paris ring lerinde güreş tutamıyacağı tahmin edilmektedir. Balkan Güreş Şampiyonası İzmir, 4 (Tan muhabirinden) —Bal kan güreş şampiyonasınım İzmir fua- rımm açık bulunduğu günlerde İzmir- de yapılması için Türkspor kurumun- ca teşebbüslere girişilmiştir. Ayrıca Gençlerden ihtiyarlara Cevaplar Tekaüt futbolcülere Ingiliz doktorunun bulduğu gençlik şırıngası yapıldığı takdirde bugünkü takımlara karşı ne gibi neticeler alabileceklerini sorduk. Eski futbolcülerin sı- ra ile neşretmekte olduğumuz kanaatlerinden anlıyoruz ki, bugünkü gençleri silip süpü- receklerine kanidirler. Ihtiyarlar — kanaatlerinde serbest oldukları gibi anke - timize sebep olan gençlerin fi- kirlerine de hürmet edeceğiz. Mütekaitlerin cevapları son lara yaklaşınca, gençlerin ih- tiyarlara karşı diyeceklerini neşre başlıyacağız. Böylece dünkülerin bugünküler ve bu- günkülerin dünküler hakkın - daki —düşünceleri meydana çıkmış olacak. Bakalım yakında başlıyaca ğımız “şırıngalı İhtiyarlara gençler ne diyorlar?,, Anke- timizde neler göreceğiz?. 3 Almanlar İsviçreyi 1-0 Yendiler Yirminci defa olmak üzere oyna- nan Almanya - İsviçre milli maçını Almanlar bir sıfır kazanmışlardır. Büyük bir alâka ile beklenen bu maç İsviçre için bir rekor teşkil eden 35 bin kişi önünde yapılmıştır. Ayvalıkta Yeni Bir Klüp Açıldı Ayvalık (TAN) — Ayvalıkta dür- gunlaşan sporu 'canlandırıp yeni bir hız vermek maksadile birkaç spor muhibbinin teşebbüsile teşekkül e - den Akınspor klübü açılma töreni - ni kendi sahasında yapmış ve bu mü nasebetle Balıkesir idman birliğini davet ederek büyük bir kalabalık ö- nünde çok samimi maçlar yapmıştır. Bu yeni klübün futbol, güreş, at- letizm ve denizcilik şubeleri vardır. Sırf sporu seven gençlerin gayret ve yardımlarile teşekkül eden Akın- spor klübüne muvaffakıyetler dile - riz. Spor Kurumu Başkanı General Ali Hikmet İşe Başladı Bir müddettir istirahat etmekte o. lan Türkspor kurumu Başkanı Gene. ral Ali Hikmetin kesbi afiyet ederek spor teşkilâtındaki vazifesine tekrar başladığını memnuniyetle haber al. dık, Açık yürekli, temiz bir zat olan Generale muvaffakıyetler dileriz. Bulgarlarla Enternasyonal bir futho) maçı yapılacaktır. Tenis maçları için İtalyaya çağrılacak birinci smıf tenis ciler, İzmir, Istanbul teniscilerile !; . mirde karşılaşacaklardır. -TAN a 5.5-987 —— Hi K YE İ Dostumuz muharrir Bay dö Mo- passan: Masada yanyana oturduk. Hare- ketlerinde, cesaretle utangaçlığın, biribirine karışmasından doğma bir acaiplik vardı. Bir çocuk kadar basit konuşuyordu. Fakat sözleri- nin arkasında saklı duran fikirler, hem enteresan, hem de tesirleri in- sanda uzun müddet devam eden fi- kirlerdi. Bakışları derin ve nafiz- di, Kibar âlemine gösterdiği merak ve alâka onu biraz gülünç vaziyete düşürüyordu. Lâf arasında bana sordu: — Kontes Luizin salonuna giden erkekler, o salonda hüküm süren muaşeret kaidelerine göre her ba- yanm önünde diz çökerek elini öp- mek mecburiyetinde imişler.. Bu doğru mu? Benden evvel Luiz atıldı: — Doğru, tamamen doğru Bay Mopassan. Luizin annesinin de, kızımın bu gözlerini teyit ettiğini hayretler i. çinde gördüm: — Evet evet Bay MoP2SSan, öy. ledir. Hem bu âdet S€Vİl kontla- rmda inkılâptan çok ©VVEİ Mevcut- tu. H albuki bütün DU sSöylenenler birer ml“_ld" Çünkü o ta- rihte Parisin hit PİT Yerinde böyle bir âdet yoktu- Büu her halde, mu- harrire karşt hazirlanan yeni bir konplo'nun hazırlıkları olsa gerek- ti, Ben, kendimi ÇOk fena bir vazi- yette hissediyordum. y sahibini yalanlamak pek İt Uygun - değildi. Fakat bu mânâSiZ $akalara iştirak etmeme de imkân yoktu. Yemek bittikten sonra bayanlar Mopassanın ©İTafinı aldılar. Kon - tes Sevilin $8!ONüna gittiği zaman nasıl harek€t €deceğini tarif etme - sini ricaya Pasladılar, Çünkü Mo - passan 013Y2 davetliydi. Yakımda gitmek meCDüriyetinde kalacaktı. Muharrir: F€Ndisine yapılan tek - liften peE Sikildı, Konuşma sey - rini değişşımek için sordu: — IÇİNİZde, diğer Seyyarelerde de ins“'.m_rm Mevcut olduğuna ve günün birinde he gözümüze görün- miyen 9FZİMizı içtilâ edebilecekle- rine İPANAN Vap mr? Mütekalt bip General cevap ver- di: — Tuhaf biy fikir. af li_'a t ben bunu tamamen mümikün görüyorum. — Peki, bundan çıkacak netice ne olur? — Gayet miühim. Meselâ biz arz gakinleri böyle bir Kuvvete malik olsak, böyle günyayı fethederdik. Meselâ Merih gakinleri zehirli bir z halinde a pyımıza bir saldırsalar ye yahut, pı _ona Söyletmediler.. Kontes Se- yilin Salonynda NASIl hareket ede- ceğini tarır etmesi için onu tekrar BİSE Yazan: Manuel Komrov İngilizceden çeviren: B. Tok zorlamıya başladılar. Zavallı adam nihayet bunu tarif etmiye razı ol- du. Kapmımn önüne çıktı. Orada nasıl öksürdüğünü içerden duyuyorduk, Nihayet Luiz bağırdı: — Haydi bekliyoruz., F akat cevap veren olmadı. O zaman misafirlerden biri kapıya koştu. Kapı açıldığı zaman Mopâssanın paltosunu giymiş, şap- KâSinrelme âalmış, gitmiye hâzır bir müadan nereyâ?. Luizin annesi atıldı: . — A... Nasıl olur? Prova yap- badan nereye?.. Bu sırada birkaç bayan dışarı fırladı. Adamcağızm zorla paltosu- nu gıkardılar.. Şapkasını elinden aldılar.. Kapmın önünde lâmba ışı- ğı altında durürken, yüzünün aldığı ifade, derin bir ruhi ıstırap içinde olduğunu çok güzel gösteriyordu. Fakat bayanlar, onu ellerinden ya- kalıyarak zorla sürüklemeğe baş- ladıkları zaman gülümsedi. Ve pro- vaları yapmağa razı oldu.. * Salona gayet resmi bir tavurla girdi, Luizin yarı uzanmış bir hal- de oturduğu koltuğa yanaştı. Lu- iz elini ona uzattı. Başmı hafifçe arkaya doğru attı. Mopassan Lu- izin önünde diz çöktü. Kızın par. mak uçlarından öperek Aayağa kalktı. Bundan sonra da Luizin annesine yanaştı. Ayni hareketler orada da tekerrür etti. Mopassan diğer bayanları da dolaşmağa ha- zırlanıyordu. Ben dayanamadım. bağırdım: — Müekemmel. Mükemmel Bay Mopassan, Ben sizin çok kuvvet. li olduğunuzu işittim. Bu doğru mu? — Evet, evet doğrudur. Ben si- ze müthiş kuvvetim hakkmda bir çok vak'alar anlatabilirim, Onu bir köşeye çektim. Eğlen- celerine mani olduğum için bütün bayanlar bana suratlarını asmış. tılar.. Fakat maksat hâsıl olmuş- tu. Artık ben onun kendi kuvveti hkkında bana anlattığı şeyleri din- lemiyordum bile.. Bana, fevkalâde hâdiselerin insanlarda müthiş kuv vetler doğurabileceğini anlatıyor- du. Misal olarak ta bir yangım hâ- disesini gösteriyordu. Evi yanan bir adam, alelâde şeraitte dört ki. şinin kaldıramıyacağı bir piyano- yu tek başma sırtlamış ve dışarı çıkarmış.. bana bunları anlatırken ben bu zavallr adamın ne gibi sebeplerin tesiri altında bu boş, bu manâsız kibar âlemine düştüğünü zihnen araştırmakla meşguldüm. Ayrılırken Luiz bana: — BSevgilim, bugün sen hiç te dikkatli değildin, diye serzenişte bulundu., Ben ona bir cevap Ve” medim, * Sokağa çıkar çıkmaz muharTi” | rin arkasından koştum. Yolda ong yetiştim. ededim ki: — Bu ifjsanların bizi bir al8Y mevzuu olaarak seçtiklerini görmu' yor musunüz?, Siz onların bu hâ. reketlerine miçin müsamaha ediyof sunuz?. ü verdi: — Boğrü Paameyan Siz hakikaten * ti ç efa O! Ben bunu ilku w Fakat sizin ha annediyorum. sizden işitiyor' lt olduğunuzu Çız çen sene davet bir toplantının #S0n edildiğini, hususi kesin bundan h © meyanda bana derildiğini, fakat £ tezkerenin kaybc yollu söylediler.. — Yalan diye Size mektup falan ti. — Ben de öyle — Kontes Sevil' yalan. Bugün Pariz lan şekilde bir etirheF* pe düz sizinle alay — Fakat ben kimı we? herkesten ayni ceva — Cünkü herkes rak ediyor da onun i — Ben de öyle zderine” Fakat herkes bir ins: BE söylerse o0 adam da İi lıyor. Ben bugüne kışmma ç ldr Sevilden üç mektup bah Si mektubunda davetin ;lemiş. mana talik edildiğini yürün_! Ber Adeta bir çocuk saffetile cevâP - — A '*'.' ,ı bufikirde misiniz* larak yalnıf edildiğim maskeli dakikada t€ € mektuplarla !ıer' kaberdar edildiğ la da mektüuP K uh aglebi ihtim bülduğunu be e $ bibağırdım, Y”::;. xder gönderilme .uğcıannediyo"“”â, çe m gelince.. “sÜ' möte sana an L * yoktur. ediyorlar.. Or iseb bı aldım. | bu alaya * aNbir bnşkir;u_ | '0 yazıyOT e| Biraz tuhaf değel mi felâke tuhaf... k! onra, sorgu doltakıl öğ._ züne T özler” | g ge| bana baktı ve sö kazanı vam etti: im barti, bunl'd' — Peki, ya siz,, siz niçil e Gv bana haber veriyorsunuz?TUM. Auvcf! siz de onlarla birlik olmurus ge' nuz? Onlarla beraber niçin iY9- yorsunuz? Niçin? tine — Bilmiyorum, işte öyle.. VP K — Büu çok fena.. Onlar Iı::a nimle alay ediyorlar.. Siz | yerimde olsanız ne yapafımiy da Bana bir nasihat verihah, adar — Ne mi yapardım? z Doğrusunu isterseniz ' yorum. Bu mânasız tımm onu çok al*' düğüm için: — Onlarla :| nizi kesiniz! I rtesi g tuğu 2 hikâyelerden vardı. Bana | du: XNDĞN SÜT KA < KA NYY SO ETNİRİREAİ AM GERARLA AAAT M ĞĞĞĞÜÜĞÜMM e c ü Sener — aü ae a— — a: 'alletme mecbur una de meselesi, Bibi , Bu mejret. rütmek İşrali tir. Müljamm: teği netic hcağı sa Mmekten Ktmek Sey yoktiar) Sen

Bu sayıdan diğer sayfalar: