23 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

23 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m — 232-938 IT AN Gündelik Gazete —— TAN'ın hedefi: Haberde, fikirdi geyde temiz. dürüm, samimi karin tasi olmıya çalışmal —— ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 1 Sone 2000 Kr, 780 » GAY 100 » 400 » 3 > 80 » 150» 1. 30 » Milletlerarası posta dina dahil ol- mayan memleketler için 30, 16, 9, 3.5 W- radır, Abone bedeli peşindir. Adres de- kuruştur. Cevap için mek- slk pul #lâvesi lâzımdır. | sonun MESELELERİ | Chamberlain - Eden İhtilâfının İçyüzü (Yazan: M. Zekeriya) Günün en mühim hâdisesi, İngiliz kabinesini ikiye ayıran noktai naza; har. İtalya kar- zâfa > düşüren hakiki sebep medir? Zahiri sebebi Chamber- lain ve Eden İngiliz parlimentosun- 'da anlattılar. Fakat hâdiselerin içyü- zünü veren İngiliz gazeteleri bu ihti- lâfı daha çok evvelden haber verdi- ler, ve Eden'in kabine dışına atılaca- Ein bildirdiler. İşin içyüzü şudur: 1 — Chamberlain Avrupada dört- ler paktına taraftardır. Yani Avrupa sulhünün Almanya, Fransa, İngilte- re ve İtalya arasında vuku bulacak bir anlaşma ile temin edileceğine ka- nidir. Bir tarafta Fransa - İngiltere, diğer tarafta Roma - Berlin mihver- lerinin teşekkülü Avrupayı harbe gö- türecektir. Bunun önüne geçmek için Fransanın Sovyet Rusya ile akdetti- ği ittifakı bozması, bunun için de Fransada muhafuzakâr bir hüküme- tin iktidar mevkiine geçmesi lâzım- dır, Bu tahakkuk ettikten sonra Fran $a ileAlmanyanın arasını bulmak güç aolmıyacaktır. Çünkü, Chamberlain Almanyanın Fransaya karşı hiç bir tecavüz emeli beslemediğine kanidir. enn. hedefi. Ota Avcnaya etmek lâzımdır. Chamberlain iktidar mevkiine geldiği gündenberi bu siya- seti takip etmiş, bir taraftan Fransa- da Sosyalist hükümetin yerine bir muhafazakâr hükümet tesisine, Al manya ve İtalya ile müzakere yolile anlaşmıya teşebbüs etmiştir. Bu te- şebbüslerin şimdiye kadar hiç bir müsbet netice vermemesi İngiliz Baş- vekilini meyus etmemiştir, Fakat Eden bu fikirde değildir. E- den müşterek emniyet taraftarıdır. O, Almanya ve İtalyanın ancak kuy- | vet önünde yola geleceklerine inanır, Almanya ve İtalyanın İngiliz nüfuz Ve haysiyetini kırmak için yaptığı Propagandadan sinirlenir. Yalnız İm- gülterenin Fransa ile birlikte bu dev. Hetleri yola getirecek zamanın hulü- lüne kadar Milletler Cemiyeti kana- liyle vaziyeti idare etmek lâzımdır O vakte kadar boyun eğmemek. fa kat şid. de müracaat etmemek ta. Faflarıdır. Sözünü yükseltecek zaman gelince (ki İngiliz silâhlanmasının bi. tinci kısmı 939 da tamam olacaktır) Almanya ve İtalyayn müşterek Sulh Prensibini kabul ettirmektir. İşte İngiliz Başvekili ile Hariciye azırını ayıran birinci nokta budur. 2 — İngiliz siyaseti üzerinde City denilen Londra mali mahafilinin hü- Yük rolü vardır, City dünyanın ikti. sadi diktatörüdür. Onun muvafakati olmadıkça Avrupada hiç bir mali mu #mele yapılamaz, City şimdiye kadar #cnebi devletlere istikraz şeklinde pa *a verilmesine muhalift, İki ay Vel bu kararını değiştirdi ve harice Para verilebileceğine karar verd Londradan borç para almak istiyen İerin başında İtalya vardır. İtalyanın dahilde mali vaziyeti pek bozuktur. Habeşistan onun hazinesini tamtakır *üniştir. Hariçten para tedarik etmez *€ çok müşkül vaziyetlere düşebilir. berlain'in bugün Romada değiş MİŞ bir vaziyet var demekle kasdetti- Gi mâna budur. City de İtalyaya ki ilmesine taraftardır. Hattâ bi e istikrazın, İngilterede mali istik- va hizmet edeceğine kanidir. Nite- mi son haftalar içinde City, hükü-| ya Almanya ile dahi tekrar müza-| feye girmiye sevketmektedir. İngiliz - İtalyan müzakereleri- TAN Son haftalar içinde hâdiseler zincirleme biribirini kovaladı. Alman- Ss on on beş gün bize, iyi olduğu kadar fena ha- berler de getiriyor. Avustur- yanın akıbetini ve orada ge- çen şeyleri açıkça gördüğü- müz-dakikada, ciddi bir mü- nakaşaya muhtaç bir mesele meydana çıkmıştır. Bugün şu hakikat ortadadır ki Avustur- ya hâdiseleri Garp devletleri- ni rencide ettiği kadar İtalya diktatörlüğünün de menfaat- İerine aykırı düşmüştür, Romanyada Yahudilerin düşma- Bı Goga birdenbire otoritesini kay» betti ve Romanya ordusunun silâh ihtiyaçları bir kere daha Fransa ta- rafından temine başlandı. Görülüyor ki Romanyaya hâkim olan kuvvet, Nazi mihverine müte- mayil olmaktan kolaylıkla kurtula- maz. Napolyon bedbin nutukların- dan birinde; “Milletler hürriyetten az, fakat müsavattan fazla rahatsız olurlar.” Fakat Napolyondan şim- e er iRKa, hürriyet bilhassa yükâok bir hayat standardına tekabül ederse, rejim- leri ne olursa olsun, kadın, erkek her memleketin insanlarını cezbet- mekten hall kalmaz, ulavassıt bir işçi ne için o- cağını ısıtmak ve aflesini yükseltmek talihine mazhar olma- $ın. Neden birçok memleleötlerde polis, ailelerin huzurunu psyemal eden salâhiyetlere malik bulun- n? Neden çalışan unsurlar, mem Ierini idare edenler hakkında fikirlerini söylemek (hakkından mahrum olsunlar? Ne için'bazı fi- kirler cinayet telâkki edilsin ve po lis muhtelif parti mensuplarına muhtelif muamele yapsın? Din ne- don bir tazyik vasıtası olsun ve in- san ırkları ayrı muhakemeye tâbi bulunsun? Büyük Fredrik: “Prus- yada herkes kendi vasıtalarile iste- diği kadar kazanabilir.” dememiş miydi?.. Herhangi bir ırktan ve her hangi bir şekilde doğmak irisanın kendi elinde midir? Birçok kültür —— İni elap ettiren sebeplerden biri de bu- dur, 3 — İngilterede yeni intihabat za- manı yaklaşıyor. Dahilde Labour Par- £y günden güne kuvvetleniyor ve Be- lediye intihaplarında ekseriyeti ka- zanıyor. Muhafazakâr parti iktidar mevkiini muhafaza edebilmek için bu intihapta kazanmıya mecburdur, İntihabı kazanabilmesi için de siyasi bir muvaffakıyete ihtiyacı vardır. Berlin ve Roma ile anlaşmak muvak- kat bir zaman için Avrupada huzu- ru, dahilde emniyeti tesis &der gibi görlinecek bir muvaffakıyet gibi gös- terilebilir. İntibabat arifesinde böyle bir muvaffakiyet halkı muhafazakâr partisinin lehine çevirebilir. İşte Chamberlain'i İtalya ve Ak manya ile bir an evvel anlaşmıyn sev keden âmillerden biri de budur. Fakat Eden'in çekilmesi hem İngil terede, hem hariçte fena karşılan. mıştır, Bu ayrılık Chamberlain hü- kümeti için bir zâf vücude getirmiş- tir. Bu sebeple de şimdilik İngiliz Başvekilinin ümitleri tahakkuk etme miş, bilâkis siyaseti muhafazakâr partiyi tehlikeye düşürecek bir vazi- yet ihdas etmiştir. yada Hitler orduyu Nazileştirdi. Avusturya, Alman nüfuzu altına tam mânasile girdi. Romanyada kabine buhranları ve âdeta bir rejim değişmesi oldu. Macaristanda da yeni hâdisel Bu arada İngiliz kabinesi de ağır buhranlar geçirdi. da maruf bir İngiliz diplomatının Avrupa siyasetini ile tahlil eden bir yazısı her halde dikkati ia der Kar r bekleniyor. Böyle bir an- kendi görüşü çeker. ; şısında Henüz Son Söz Söylenmiş Değildir! ÇGOOLEEEN Yazan: Winston Churchik İhan Dünyanın dört köşesindeki ihtilâflardan biri: *Çindeki Japon istilâ harbine karşı koymıya çalışan Çin müdafaa ordusundan bir görünüş. asırları ve birçok inkişaflardan son ra bu telâkiki medeni muhitlerde te mamen sökülmüştü. zak Şarkta kadim Imparator luğa hükmeden askeri er- kân Japonyanın yaptırmakta oldu- Bu gemilerin ebadı hakkında temi- mat vermeyi reddettiler. Bu, şuna işarettir ki aradaki mütekabil ka- vaide rağmen Japonlar Amerikalı- lardan, Fransız ve İngilizlerden da ha kudretli gemiler yaptıracaklar. dır. Büyük Britanya ve Birleşik Ame rika devletleri bir hayli zaman ge- mi inşaatlarının hududunu muay- yen bir hadden yukarı çıkarmamak gayretile kendilerini iyice sıktılar. Bundan sonra yurtlarının emniye ti için lüzumlu gördükleri gemile- ri inşa etmek üzere iktisadi ve mali vüsatlerinin kendilerine ver- diği faikıyeti istedikleri gibi kul lanmakta kendilerini sebset hisse- deceklerdir. Bu, herhangi bir rekabet mesele- si değildir. Birkaç sene içinde Ja- pon deniz kuvveti beş - beş - üç nis betinden daha aşağı düşecektir. erkesin gözü bütün dikkati- le Almanyaya çevrilmiştir. En basit bir fikirle düşünenler bile dünyanın Alman milletinin yalnız rekabetine değil, fakat müsbet yar dımına mühtaç olduğunu kestirir. Jer. Son günlerde generaller sını- fının Almanyaya, perlâmenter memleketlerde bir sempati hissi u- yandırmış olduğunu söylemek doğru olur, Totaliter (o bir devlette herhangi bir fikir ihtilâfına (Otesadüf etmek, ne de olsa bir ümit ve kuvvet vermek- ten balli olmuyor. Bu tekâmüle yar | dım etmek ve onu selâmlamak va- zife olarak telâkki ettiğimiz birşey- dir. © Almanyadaki hâdisatın ne istika met alacağını şimdiden hiç kimse kestiremez. Almanya ordusu demir disiplini sayesinde dünya emniyetine tesir edici olan bu hürriyet havasını ko- ruyabilir. Diğer taraftan gizli po- lisin yardımına malik olan Nazi partisi Nazi prensiplerinden ilham alan bir diğer ordu teşkil edebilir. Şu halde geniş bir nefes alabili- riz. Zira hiç bir parti ordusu, aş- keri kıymetinden birşeyler kaybet meden yaşıyamaz. B urada zabitler askeri kıymet lerinden dolayı değil, parti- GONÜİ 4 < İŞLERİ On Suale On Cevap (Yazan: Gönül Doktoru) 1 — Evlenmek için en müna- sip yaş (erkek) ve (kadın) da hangisidir? Orta bir adam evlenmeyi otuzun- dan sonraya bırakmamalıdır. Evlenmede iyi bir ana olmayı takip eden bir genç kız da 22 yaşını geçir memelidir. Bu cevaplar fenni sebeplere istinat eder. Biyoloji ilminin emrettiği haki- kat budur, Bunu ileride başka bir gün izah ederim. 2—Dul bir kadın veya dul bir erkekle evlenmede saadet ih- timali ne derecededir ? Eğer ilk evlilik hayal sukutunu in- taç etmezse ikinci evlilikte mesut ol- ma imkânı çok, eğer mesut bir izdi vaçtan sonra dul kalmışsa bu imkân azdır. Birincide dul çabuk mesut 0- lur, ikinelde dalma maziyi hatırlıya- rak ve mukayeseler yaparak betbaht İlağı hazırlar Onun için bir dulla evlen İmeden evvel eski evlilik hayatı hak- kında tahkikat yapınız ve evvelce mesut olmuşsa onunla evlenmeyiniz. 3 — Ailesi tarafından evlendi rilen kız, kocasını kendi bulan kıza nisbetle daha fazla mesut olur mu? Ekseryla evet. Kızı serbest bırakır san ya davulcuya varır, ya zurnacıya derler. Bu sözün gizlediği hakikat bâ- lâ bakidir. Bir genç kız hayale kapı- larak koca bulur ve ekseriya aldanır, zanlıklarile mevki alabilirler. Her rübte ve her müfreze ihtirasın pen- çesindedir. Fena bir zabitin terfi ve terakkisi mümkündür, Çünkü fır ka doktrinine sadık bulunuyor. Harbin ağırlığını omuzlarında taşı- yacak karar sahibi nisanlar bu o- yun için iyi telâkki edilmezler. Zaman zaman Fransanın sukü- tundan bahsedilir. Fakat Fransız or dusu en büyük kumandanından en küçük neferine kadar kralcı ve ko- münistlenile birlikte Frânsayi ber. hangı Dir taarruza karşı koruyacak kabiliyeti fazlasile haizdir. Bu or- dunun şefleri Alman ordusunun Nazileşmesini sükünetle Seyredebi lirler. Nihayet gözlerimizi bütün bunlardan daha ehemmiyetsiz olmı yan İtalyaya, daha doğrusu İtalya- yı şahsında temsil eden adana çe virelim. B u hafta İrgiliz gazeteleri, t- talya ile anlaşma mevzuu üstünde kendini hissettiren birçok hareketlere kulak kabartılar. Hiç şüphe yok ki Avam Kamara- sında bütün fırkalar Akdenizde bu memleketle aramızraki münasebet lerin eski haline gelmesini temen- nİ ederler. Fakat Mister Edenin Birmsighamdaki nutkunda söyle diklerini okumak lâzımdır. Harici. M ektepten yeni çıkmış bir genç size müracaat ederek bir iş ister, Sorursınız? — Ne iş yapabilirsiniz? O, tereddüt etmeden cevap verir: — Her işi, Yalnız bu cevap bu gencin tecril- besiz olduğunu ve hiç bir iş bilme- diğini göstermiye kâfidir. Kendisine fazla güvenen adam İ- çin hayatta tehlike vardır. Bunlar kendilerine teklif edilen her işi ka- bul ederler. Çok vadeder, az yapar- Nefsine itimat büyük bir muvaf- fakıyet âmilidir. İnsanın kendine güvenmesi maneviyetinin yüksel- mesi için zaruridir. Bilhassa iş ha- yatında kendine güvenmenin rolü büyüktür. Miskin, bedbin, iradesiz adamın muvaffak olması güçtür, Fakat herşeyin ifratı fena ol duğu gibi kendine güvenme nin hudutsuzluğu da fena netice- ler verir. İnsan kendisini tartmalı, hatalarını ve kusurlarını gör. meli, bunları kendi kendine tashih etmiye alışmalı, Çak vadetmeme- IKMUVAEFA . OLMANIN K vx SIRRI» Her İşi Yapan Adam li. Vadedilenden fazlasını yapmak daima iyi tesir bırakır. Fakat çok vadedip yarısını yapmak daima © adam hakkında fena bir kanant tev lidine sebep olur, Vadetmeden evvel düşününüz, ancak derhal yapabileceğiniz şeyi vadediniz. Başaramıyacağınız işi bilir görünmeyiniz. İşte yalnız azim, yalnız irade, yalnız hüsnü niyet kâfi değildir. Tecrübenin ve bilginin de rolü bü- yüktür. Hayata yeni atılan bir gen- cin tecrübesiz, ve bilgisiz olması tabiidir. İş ararken bu zâfımızı bi- lerek hareket etmeli, muhatabınız üzerinde fena tesir yapacak surette iddiah davranmamalısınız. İddialı adam ekseriya gültinç mevkie dü- şer. Bir defa da kendi hakkında fe- na bir tesir bıraktı mı, bunun İza- lesi güç olur, Şunu unutmayınız ki bir insan her işi bilemez. Herkesin bildiği ve iyi yapabileceği bir iki iş vardır. İddialı davranıp bu hududun daşı- na çıkımayınız. Psikoloğ ye Nazırı diyor ki: “Bugün yapıl- mış olun bütün anlaşmalarda esas prensipleri ve mesuliyetin ağırlığı- ni çabuk netice almak arzusuna fe- da etmemelidir. Sulhü temin et- mek, hüsnüniyet satın almakla mümkün olmaz. Bunun için müte- kabil bir kürmet içinde mert bir #edakârlık lâzımdır.” Bu sözler sadece Hariciye Nazı- rının değil, ayni zamanda Chamber lainin telâkki edilmek gerektir. Ya ni İngiliz hükümetinin ve İngiltere Avam Kamarasının sözül.. GELENLER, GİDENLER: Ankara hukuk talebesi seyahatten döndü Ankara hukuk fakültesi talebe ve mezunlarından mürekkep 40 kişilik bir kafile, orta Avrupa seyahatinden dün Daçya vapurile Köstenceden şeh rimize dönmüştür. Profesör Bay Hü- seyin Cahit Oğuz oğlunun reisliğin- de seyahat «den gençler, Berlin, Lâ- ipzig, Dresden, Prag, Budapeşte, ve Bükreşte tetkiklerde bulunmuşlar - dır. Berlinde Türk talobe cemiyeti Türk talebeleri şerefine bir toplantı tertip etmiş, Peşte ve Bükreşte Türk elçileri gençlere elçilik binalarında Fakat sile kızlarını mesut etmek için her ihtimali düşünür. 4— Şimdi gençlerin evlenme de gecikmelerinin sebebi nedir? İktisadi sebeplerin büyük rolü var- dır. Fakat hakiki sebep yeni girdiği: miz hayatın zaruretlerindedir. 5 — Evinde oturan küçük ha- nım, dışarıda çalışan kıza nis- belle daha mesut bir yuva kura- bilir mi? Bizde ev kızının daha mesut bir yu: va kuracağı kanaati vardır. Gençler evlenecekleri zaman ekseriya bu kız- iları tercih ederler, #akat Avrupa ve Amerikada yapılan tetkikler bunun aksini isbat etmiştir. 6 — Kadınların serbestisi on- ları izdivaçtan soğutmuş mu- dur? Eğer kadınm serbest hayatı onun karakterini, duygu ve düşüncelerini değiştirecek kadar uzun sürmüşse &- vet, aksi takdirde bayır, 7 — Yüksek tahsil, kızın iyi ik gv kadını olmasına mâni mi- ir; Asla. Kadın nekadar okursa oku- #un, onun hakiki yeri yine evdir. Ve okumuş kadının daha İyi ev kadını ol- duğu görülmüştür. 8—Evli kadının evin alış verişini kendi yapması doğru mudur? | Tabii, Evin her işi kadına aittir. | Kadın evinin işini ne kadar çok be- nimserse o kadar çok mesut olur. Di- şardan alışverişini yapan kadın evin idaresini daha İyi başarır. 9 — Çocuksuz ev çocuklu eve nisbetle daha az mı mesuttur? Şüphesiz. Boşanma ve ayrılma da- vaları gösteriyor ki çocuksuz ev de- vamsızdır. Çocuk aile söadetinin te- melidir. 10— Yeni evliler hemen ço- cuk yapmalı mıdırlar?, Balayı geçinceye kadar çocük yap- mayı tehir etmek daha doğru olur. Bu balayı bazılarına göre bir sene, bazılarına göre beş sene sürebilir. | Oluklu Köyünde Bir Facia Oldu Söğüt, (TAN) — Oluklu köyünde bir facia olmuştur. Delikanlılar, Tar paklı Emine İsminde bir kadını Oy- natırlarken jandarma devriyesi mü- dahale etmiş, bir gürültü kopmuş, karakol kumandanı delikanlıları kor kutup dağıtmak maksadile havaya kurşuh atmak istemiştir. Kurşun, karşıki evin penceresi önünde oturan ve ö akşam nişan merasimi olan ei bir kıza isabet etmiştir. Beyni ar salanan kız hemen ölmüştür. Hasan onbaşı tevkif edilmiştir. birer çay ziyaleti vermiştir. mma al ei geçmiştir. Ka- ün öğleyin Ankaraya hareket 4:

Bu sayıdan diğer sayfalar: