23 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

23 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kayak sporu, artık memleketimize muştur. Bilhassa Uludağ bugün ka- de de tanmmüim etmiş bulunuyor. Bir kaç sene evveline kadar bizde bilin- miyen kayakçılık. bugün yüzlerce gencin uğraştığı bir spor şubesi ol- GÜREŞ: — Tekirdağ'ının Kazandığı Son Galebe yak sporculuğunun merkezi halinde- ru merkezleğinde mevsim faalyletini gösteriliyor. iHariçte: İngilterede Kral Kupası Müsabakaları dir. Bu resimler de Avrupa kayak spo Pariste bulunan Türkiye pehlivanı Uludağ'a Kayaksılar evinder uzaklara bir bakış İngilterede Kral kupası maçlarının TAN ; OKUYUCU i Mektupları : | Bir Okuyucumuzun İddiası Jandarma subaylarından sökat emekti Bn yüzbaşı ve halen Darpanede çalışan #ev| cim Nüzhet As, 2012-9317 tarihinde “| | bazında merd venden düşerek yaralandı ve dairesi tarafıdan Cerrahpaşa hastanesine kaldırdarak tedavi altımı alındı, Zorlu ağ nlar yüründen gayrtiabii hareketler. göster diği için gömlek giydirlerek kollarınm bağlanmasına İüzum hasd oldu, Bağırıp çağırmaları ve iniltisi koğuştaki diğer hastaları rahatsız ett gi için bir gece, wöbetçi hastabakter, doktorlara, danışmıya rak kendisini koridora çıkartmış. sırtındaki l gömleği de aldığı için pek tabii olarak, has ta. yataktan (ırlıysrak bağırıp vağrmdken | İ devam etmis, Sonradan öğrend k ki, bunun İ önüne geçmek maksadile yerde yatan has tanın üzerine çıkmışlar ve sesini kesmek için de ağza Bteberi tıkmışlar, Sırtmdaki gömleğin doktorun mavafaka 8 olmadan çıkarılması, bu hâdiseye sebep olmuştur, sma ve tedavi müddetinin uzamasına ma hal vermiştir. Ovündüğümüz ve iftihar e tğimiz b'r sağlık müestesesinde tedavi gö ren bir hastanmıbu şekilde müsmeleye ma ruz kalması, bizi müteessir etti, Hastane idares'nin pek isabetli bu iye alâka göstereceğine ve sümuamele win sebeplerini oraştıracağma eminiz, Mek ERMEK AAAAA ep men ANA AAAMAAEAM Hastanın yok yere bırpalanma olarak | ıp ie vime yi küçük bir otetin bir odasında oturuyordu. Uzun boylu, geniş omuzlu, iri yüz lü idi. Gözleri siyah ve parlakti. Burnu uzun ve eğri idi... Onu hemen her sabah, pencere- sinin kenarında, kalın sarma siga- rasını içerken görürdüm. Başını bir avucunun üstüne yaslar öylece ÖMER EFENDİ Gire il BERCMEN 23-2-938 4 YANEEEEAİE EEE ri korkak adamlar vesselâm. Filis- tini, İstanbulu, Halebi, Mısır bü- tün dünyayı dolaştım amma bu şe hir ahalisi gibisine rastlamadım. Korkak cebin herifler. — Arkadaşların teşebbüse işti rik etmiyorlar mı? — Cesaret edemiyorlar. Ne vakit teklif yapsam hemen: “Hükümeti çeyrek final müsabakaları için karşı- e Ar e laşan Aston Villa ile Charlton befabe çi ” düşünürdü. Bazan hareketsiz du - OHükümeti., diye sızlanıyorlar. müsabakada Litvanyalı ını bir tabumun meşri suretle nazarı dikati cel MEMLEKETTE: çeyrekten evvel yendikten sonra ev- velki akşam da Mehmet Arif sahte #smiyle kendini Türk diye gösteren Bulgar Todor Bankofu 11 dakikada mağlüp etti. Tekirdağlının kuvvetini ve güreşte Ortaya döktüğü enerjisini bilenler Paristeki muvaffakıyetlerini çok gör- mezler. Alelbusus pehlivanlığın iyi çağlarında olan Hüseyin, acı kuvvet- 4, diri ve enerjik bir güreşçidir. Ken- disine ilkönce verilen Litvanyalı, öte- denberi meçhul kuvvetteki pehlivan ları denemek için ileri sürülen adam Uludağda Kayak Sporu Can'ı Gidiyor muhabirinden) — Gerek kayak sporu yapmak ve gerek ise Uludğa temiz hava almak için çı- İkanların sayısı her sene birkaç mis- lilartmaktadır. Yurdun her tarafında İkayak sporu yapmak için kadın ve sine rağmen bu beraberlik bozulma- mnişta, Hafta içinde bu iki kuvvetli klüp federasyon tarafından tekrar karşılaş tırılmış ve tekrar temdide rağmen maç yine 2 - 2 berabere neticelen- miştir. Bu vaziyet karşısın: bu iki klü- yapmalarına ve nizami vakitte yine berabere kalırlarsa maçın temdit edil mesine ve yarım saatlik temdit tek- rar berabere neticelenirse maçın re kalmışlar ve maç temdit edilme- bün bu hafta içinde üçüncü bir maç! lardan biri idi. Hüseyin bu adamı haklayınen ken disine karşı Todor Bankofu çıkardı- lar. Bankof Litvanyalıdan daha ciddi Esasen Hüseyinin ilk müsabakasını yaptığı Wagram sa-| Parisin bi mar Deği SELE Günah yapıp kendini gösterdikten sonra bu sefer en büyük salon olan ipalais de | sports) ismindeki muazzam yerde gü reşti. Bankofu Litvanyalıdan daha er- ken yenmesi Litvanyalının Bulgar- dan fazla oluşundan değil, Hüseyinin Mmuhite ve halka alışmıy'a başlayışın- bir pehlivandır. dan dolayıdır. Hüseyin bu yolda galebelerine de- vam ederse Avrupa şampiyonu olur mu? Bu susle cevap vermek biraz güç-| &ör. Bu güçlük, Hüseyinin kuvvetin- den şüphe ettiğimizden değil. Avrupa şampiyonluğu diye organizatörler ta- rafından tertip edilen müsabakaların daha ziyade danışık dövüş kabilinden | olması ve Hüseyinin de bu çeşit mü- #abakalara girmek istemediğini bura da ısrarla bize vadetmiş olmasından ileri geliyor. Avrupada kuvvetinden, maharetinden hakikaten ürkülecek pehlivanlar yok değildir. Fakat bu a- damlar tamamen (artist) halini ala- rak az çok organizatörlerin istedik- leri şekilde güreş etmiye alışmış ol- duklarından ne kadar yorucu ve sert erkek birçok gençlerin kafile kafi Bursaya geldikleri görülmektedir. Cumartesi günü Bursa kız lisesinden 18 kişilik bir grup Uludağa çıkmış, kayak yapmıslardır. Bu kafile ile |Dağ klübü başkan: Saim Altıok, eşi ve beş! buçuk yaşındaki oğlu Akın da İ öm. küçücük kayaklarile büyüklere par! mük ısırtacak bir maharet ve çevik- İlikle bir gefa olsun düşmeden kaya- rak Uludağa gidip gelmiş ve bütün kayakçiların takdirini kazanmıştır. Beş gün evvel Ankara Gazi Ensti- tüsü talebesinden 30 kişilik bir kafi- le Uludağa çıkmışlar ve kayak evi- İne yerleşmişlerdir. Bu kafile ay 80 nuna kadar Uludağda kalacaktır. On beş gündenberi Uludağda bu- lunan İstanbullu kayakçı kafilesi İs- tanbula dönmüştür. Bu kafile içinde birçok kayak sporu yapmış genç bir de İsviçreli Bay ve Bayanları, bir de| İsviçreli kayakçı vardı, Uludağa karşı artan bu alâka, dağ İda büyük bir kayak evi ile bir hava yolu yapılması için ciddi teşebbüsler doğurmuştur. Bir iki seneye kadar| 15 - 20 dakiks gibi kısa bir zamanda| yorulmadan Uludağa çıkmak müm- j kün olacaktır. Batı Anadolu Kupası Aydın, (TAN) — Aydın Spor mm- takası, Spor Kurumu Umumi Mer. kezine mühim bir teklifte bulunmuş- tur. Mintaka bir Batı Anadolu kupası likleri kurmak tesebbüsünde buluns- rak bu hususta Balıkesir. Manisa, De nizli, Muğla ve İzmir mıntakalarına müddetsiz olarak uzatılmasına ve ilk gol yapanın galip sayılmasına karar verilmiştir. 1942 senesinde yapılacak dördüncü dünya kupası organizasyonu için iki millet talip çıkmıştır. Bu milletler Al manya ve Arjantindir. 1946 senesin "maçları için de Yugoslavlar namzet- iklerini ileri sürmüşlerdir. Önümüzdeki haziranda Pariste top lanacak olan beynelmilel Futbol fe- derasyonu 1942 dünya kupası maçı nın Almanya veya Arjantinde yapıl ması için bir karar verecektir, Futbol: Futbol federasyonu tarafından ter- tip edilen milli küme maçlarının fikstürüne göre bu hafta şehrimizden Galatasaray klübü Ankaraya gidecek orada cumartesi günü Muhafızgücü ile, Pazar günü de Harbiye ile karşi- laşacaktır. Diğer taraftan İzmirden İzmir şam piyonu Üçok şehrimize gelecek. cu- martesi günü Güneş ile. Pazar günü Fenerbahçe ile karşılaşacaktır. Bu karşılaşmalar Taksim stadında yapılacaktır. Maçları idare edecek ha kemler federasyon tarafından henüz tayin edilmemiştir. TEBLİĞLER; Güreşçiler Çağrılıyor olursa olsun, yaptıkları müsabakala- T.S, K, we Bölgesi Güreş Ajanlı betmenizi rica ederim, BAKIRKOY, YENİMAHALLE 10 TEM MUZ CADDES! 2 NUMARADA MELİ 'HA NUZMET AS, . Kadirşinaslık Lâzım Okuyusularımızdan Hstemi Göngül yol 1adığı bir mektupta diyor ki: “Güzetenizin 5. 2. 938 tarmli nüzhasin- da sayın Bay Profesör Dökter Akli Muh- “ar Özden'in Paris Tıp akademisine aza ol- duğunu okudum. Bu hâdise dolayısile gön 10m iftiharla kabardı. Gözlerim heyecanla yaşardı. Bu vesile İle ölümündenberi bu ana Kadar kalbimde ukte olun ve her sene ihtifeli yapılması lâzımgelirken, nedense ih mal edilen bir hatırayı andım. Sayin ho- tam merhum teşrihçi Mazhar “Paşa, ye hatırladım. Binlerce dekter yetiştiren bu büyük adamı hatırlamak kadirşinaslık de- il midir? ahar en Sea örnektir, ——— rur bazan başını göğe kaldırarak ellerile işaretler yapar ve bazan de dudaklarını oynatarak kendi kendine konuşurdu. Adından baş- ka onun hakkında bildiğim bir şey yoktu. Bir akşam güneş batmadan az evvel onu odasına dönerken gör- düm. İlk defadır böyle erken dö- nüyordu.. Gözleri bulutluydu. — Termaba Ömer Efendi, de- dim.. Nasılsın? — Pek iyi değilim dostum. — Neden şikâyetçisin? — Yer yüzünde insanın parasıZ- lıktan başka bir şikâyeti var mı? — Çalışmıyor musun? Bir işin filân yok mu? Biraz tereddüt etti. Sonra: — Var. dedi. Çarşıda dükkânım var, Fakat işler kesat gidiyor. — Bu zamanda hep öyle. Tica- ret işleri iyi gitmiyor. Herkes şi- kâyetçi.. — Hayır hayır azizim. Bura - dan, bu şehirden hicret etmek İs- tiyorum. Bir müddettir bir şeye teşebbüs etmek istiyorum. Fakat yardımcıya ihtiyacım var. O nu yalnız bıraktım. Ömer E- fendi bu teşebbüsünün ne olduğunu söylememişti. Fakat an- aşılan her sabah pencerenin kena rına oturarak düşündüğü şey bu teşebbüstü. Acaba büyük bir tica rethane açmak için ortak mı arı- yordu.? Yoksa dükkânını satıp baş ka bir şehire gitmek için plân mı kuruyordu? Bir sabah: Her yerde hükümet var.. — Hükümet sizin işinize karış maz Xi... — İskenderiyede oturdum üç se ne.. Şehrin en kibarlarile düşüp kalktım. o Saraylarda otururlar; herkes onlara hürmet eder. Fakat gece onların ne iş yaptığını kimse bilmez. Güldüm ve: — Ne yapacaklar? Uyurlar el, bet* Dedim. Başini salladı: — Uyumuş olsalardı, o kadar büvük serveti nereden bulacaklar» dı? Gece olunca yüzlerine biret maske vurup hırsızlık yapıyorlar. dedi. — Senin teşebbüsün bu çeşitten miydi yoksa Ömer Efendi? Sakın sakın böyle işlere karışma Ömer iz “zannın © — Hayır ritim, Tâtife yapmıyo rum. Bütün zenginler servetlerini çalarak elde etmişlerdir. Yoksa in san bu halle çalışarak zengin ola- maz.. İskenderiyede birisini tani- rım ki. mer Efendi bana uzun bir hikâye anlatmıya başladı. Ve çok zengin birisinin servetini hun sızlıktan elde etmiş olduğunu izah etti. Nihayet: — Bunlara pek inanacağım gek miyor Ömer Efendi! Dedim. — Gözlerimle gördüm. — Zannetmiyorum. Güldü ve sonra: — Sen ne iş yaparsın? Dedi Ma aşın nekadar, yüz liradan fazla ma, yüz elli lira mu? Bu parayla ne ya- pılabilir ki. Eğer güzel bir hayat sürmek istersen bu hiçtir Bir tek kadını bile elde edemezsin. — Ne söylüyorsun Ömer Efem di. Beni de mi. — Arkadaşlar geldiler; bakalım ne yapacağız? dedi. — İnşallah muvaffak olursunuz! Aradan bir hafta geçti. Hakika- ten akşamları odasına birkaç ki- şi geliyor oturup şarap içiyorlar şarkı söylüyorlar. Ve bu. suretle uykumu kaçırıyorlardı. Bir akşam üstü şehitler mey- danından geçerken Ömer Efendi- Kın neticesi malüm olduğu için onlar- | mektuplar yazmıştır. €a yalnız maddi yorgunluktan başka Teklife göre, bü mıntakaların her bir tasası ve üzüntüşü yoktur Onun | Yıl sampiyon çıkan futbol takımları | kurumunca katarlaştırılmıştır, Yeni takıma için bu adamlar Hüseyin gibi herşeyi | ve İzmir mıntakasının milli küme ha-| dahil güreşçilerin Ağanlığımızm nezareti 2) göze almış, ciddi güreş tutmak isti rlelinde kalan klüplerinden birincisi a | unda çalıştırdmanı federasyonca tensip edil yen bir pehlivana karşı kuvvetleri, rasında bir devrelik lik maçları ya- | ms olduğundan. bünerleri fazla olsa bile yürekleri | pılacaktır. 2 — Güneşten Mu Mersini" Ahmet yufka olur. Ondan dolayı pehlivanı- | / Bu liklerin fikstüründe son maç, ai kN mızın Pariste ve Londrada muvaffak | İzmir fuvarının açıldığı günü takip| met, Beşiktaşta Samsunlu Ahmedin 24-2 olacağından emin bulunuyoruz. Yal- eden ilk pazara rastgetirilecektir. —1938 perşembe günü akyağna saat altıda T. nız. dediğimiz gibi. bugün Avrupada | Bu müsabakaların masraflarını işli | 8. K, Istanbul bölgesine gelmeleri ehemmi ğmda; üz lele yanl SİK eti güreş birincilikler ne iştirakimiz “Türk Spor — Hayır onu demek İstemiyo 3 «um., Vallahi dostum, hayatımda profesyonel güreş bir tiyatro artistli. ği haline geldiğinden, bunu kabul et- miyen Hüseyinin karşısında kendisi gibi danışık dövüş yapmak istemi- yen rakipler bulması her zaman ko- lay olmıyacağını zannediyoruz. Bütün bu mülâhazaların fevkinde|* olarak bizi sevindirecek bir mesele Hüseyinin. varsa. o da Tekirdağlı rak edecek mıntakalar vereceklerdir. Basketbol: Halkevi Turnuvası Beyoğlu Halkevi Spor komitesinin İfedere ve gayrifedere klüpler arasın yetle rica olunur, Teşvik Müsabakaları İçin T, 5, K, Istanbul bölgesi güreş ajanlığın dan: 1 — 20, 2, 938 de başlamış olan güreş teşvik müzabalarının ikincisi 27, 2, 938 pa sar günü Fatihte Güneş klübünün güreş sa tonunda (eski Hal ç klübü) yapılacaktır. 2 — Tartı sast 10 dan 11 e kadardır, Gü reşlere sant 12 de başlanacaktır 3 — Sikletlerde tolerans yoktur, yi gördüm. Önünde bir işporta var dı ve tevazula bağırıyordu: — Eyi çoraplar, havlular var.. Çabucak başımı çevirdim ve 0- nu görmemiş gibi davranarak ora- dan uzaklaştım. Anlaşılan Ömer Elendi seyyar satıcı olduğunu söy lemeye utanmıştı.. Zavallı Ömer Efendi!.. Ben de hiç bahsetmedim. Onun izzeti nefsini kırmayı asla birçok kadınlar tanıdım. Bir ka- dın, her şeyden evvel erkekten pa» ra İster; evet her şeyden evvel pa- Ta.. Yoksa ne gençlik ve ne de gü- zellik.. Bu sefer de âşıkane maceralarını anlatmıya koyuldu. Nihayet; — Şimdi hangi kadını sevivor- sun Ömer Efendi? Diye sordum. — Bütün kadınları.. Fakat beni kendisine Türk süsü vererek âleme (da tertip ettiği basketbol turnuvası-| 4 — Hakeml'ğe Galatasaraydan Mehımi istememiştim. seven bir tek kadın bile yok.. No meydan okuyan ve pehlivan yecinen'na Halkevi salonunda başlanmıştır. | Kenan, Besiklatan Esat Güneyer fayda? Bulgar (Todor Bankoliu yenerek Tür Birinci müsabakayı Galatasaray ile da Yaşar, Kasımpasadan K, Mun na sordum: Güldüm ayrılırkeni kün galebesini bihakkin temin etme- | Beyoğlu spor klüpleri yapmışlardır. |" e el öl esi ib — Teşebbüsün ne oldu o — Sakın Ömer Efendi! dedim. © si ve bunun sahte isimlere mühtaç ol | Galatasaray takımı bu müsabakayı | geri, Ismail Hakkı Vefa. Seyfi, Sadullah. Ömer Efendi? Öyle işlere girişme! Bilhassa uzun yüzler için çok uygun bir örnek — Bilmem ki, dostum.. Sana söy Bayaz ka BM e | ya A Şİ a ea me Jemeli miyim? Bu şehrin insanla- Sözlerime gülümsedi. k Bu âleme ebemmiyetle rica olunur, (Devam: | i 3 uncuda) | çe vve

Bu sayıdan diğer sayfalar: