15 Eylül 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 11

15 Eylül 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kİ ik çöcu- yapıla- niz?.. İ. 13 deme parız.. imz ?,, 'rlerinde larsunuz laz Şey- sından dedenin üyü- n böyle iyilmez- i bütün e onbeş cık ke- vardi, karşısı- tenbel a,, Be iz, çok şeyler kazanırsınız, Ben de sizinle beraber Osman, o a i başlığı büyük i işi, e bir örüm- ma taş yükliyecek, çamur temizlerken, ben de sizin gibi'çamur ayıklıyacağım., Yalnız Si kurulan rd köyü, belki, di altı ay sonra, bir cennet gibi olacak, temiz iki saat benimle beraber olacaksınız, çalı- şirken size alayda öğrendiğim şarkıları'da Ööğreteceğim.. göreceksiniz, hiç biriniz ben- den kaçmıyacaksınız, beni, köyünüzü, ça- ve bağlar, bahçeler sulak çimenler arasın- da yemyeşil, zümrüt gibi parlıyacaktir.. Osman a andan beyin oğluna kısa bir mektup yaz- dn Köye geldiğini, köyü nasıl gördüğünü, neler yapmak istediğini birkaç satırla an- lâttı ve mektubun sonunda da: — Beni sevdiğinizi bilirim bey, siz- den ayrılırken, ne istersem yapacağınızı vadetmiştiniz. Acaba bana köyümün halkı e biraz kinin gönderebilir misiniz P.» edi.. —4 — Ertesi sabah köy meydanlığında 25 genç köylü toplanmıştı. Dedenin Osman gelir gelmez, hepsi de çöktükleri, uzandık- lari yerden lir. Osman içi heye- canla kabar — Mert vi kanlar, merhaba |. ve sonra sevinç gülü al taşan ağzı ni açarak ilâve elti Göreceksiniz | köyümüz ne güzel öl Köy delikanlıları ona m bakiyor- lardı, Acaba Osman nidecek £ , köy Gen- net gibi olacaktı P.. Mucize mi gerecek dün sıkı sıkı Ha eltiği bir sürü kazm ve kürekle onlar ne yapmağa gideceklerdir 2 Bia Orman? , Diyince, hepside onun dik ve elk m arkasından, biribirine birşey sormadan merakla yürüdüler. köy- lülerde kapılara, eyi uğramışlardı, Sarı benizli köy arı Osmana iştiyakla bakıyor, onun böy 25 genç delikanlıyı nereye götürdüğünü merak ediyorlardı. Öbür” kafilesi köyün çamurlu sokakla- rın hizla geçerek, mezarlığın önünde durdu.. köy burada bitiyordu, Buradan sonra artık kasabanın ve şehirin yolu baş- iyordu.* Osman etrafina bir iki baktıktan sonra tekrar yürüdü ve on beş yirmi adım ileride durdu, Genç köylüler de durmuşlar- dı.. biran evvel bu keskin meraktan kur- tulmak istiyorlardı. Dedenin Osman, uzun selvi ağaçlarile yükselen li taşlar, yim ve çamurlarla altüst olan yola an sonra döndü ve gözlerini köy dalikanlılaa çevirdi ; — Merak mı ettiniz delikanlılar!.. De- mindenberi susuyorsunuz... halbuki beşiniz Ne ise, şimdi beni dinleyin: Hepinizin kardeşi, anası, babası var elbetle. tün sevdiklerinizin sıtmadan ka li için köyünüzün bu bir tanecik yolunun çamurdan e lâzım.. haydi baş- yoruz. bu yolu düm düz, tertemiz yapa- ii yöikarn kare giyret çocuklar, ve a da bir küre ii Osman, ç EN e; merakla kendisine e köy delikanlılarının gözü önünde yolun ilk çamurunu fırlatıp kenar- daki terlik tü attı... ri osmanı gös rünce, hepsi k koştular ve imei ilk büyük işi “böylece başluksiy6 Osman, on gün içinde bi büyük yolunu ter temiz, düm düz yapmıştı, bu arada mektebi açmış, kumandan beyin

Bu sayıdan diğer sayfalar: