15 Eylül 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 17

15 Eylül 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gibi dağıldı. Bibirlerinin üslüne düşerek komik bir kargaşalık içinde kaçıştılar, Bu benim büsbütün hoşuma gitti, sınıftan içeriye girdik Burası iki parmaklıklı penceresi i'e bir taş odayı andırıyordu, Kireçleri dökülmüş dıvarlarda sesli, sessiz herfleri gösteren mukavva lâyhalar, birbirine girmiş kelime. ler ve acayip bir başka lâvha.. Kapının yanında, manasını sonra öğrendiğim bir siyah tahta ve üzerinde beyaz bir yazı... Karşıda düz tahtadan al bir rahle ve kaba bir minder,. Hoca: beni hasir üzerinde dizilmiş ço- cukların yanina gölürüp oturltu. Öleki elindeki: para kesesini de — biraz evvel baba annem vermişti — kuşağına soktu, ii yerin geçti, ydi bakayım, yeni baştan. Elif ü üstü Be üstü be üstü be , © Gocukler birdenbire, li canlanmış- lar gibi hep bir ağızdan, vücutlarını ve ve kafalarını alabildiğine sallayarak, arasıra birbirine gizlice çimdik atıp şakalaşarak bağırmağa başladılar, — Elif üstü Eecer !.. Be üstü Beece !, Te üstü Teeee 1... Fakat sahne gerçekten çok komikti. Beni şaşırtmıştı, Sağa, sola bakmaktan, sesleri dinlemekten yorulmuştum, Meselâ çocuklardan biri alabildiğine sallanırken birdenbire siçriyor, sonra bir avaz düyu- lüyari Eliş üstü Ecece |, Be üstü Becee !.. Ge Hocafendi, baksana şu Amed'e, Bi » Eeces 1. Be üstü Becee|,. Te üstü i Tae, Yapma bece |. Hoca.indi Gizdik atıyor, beesii Birdenbire hocanın top gibi « sesi yek lıyor : — Ulan... habis !., w bö yle bir müddet devam etti, sonra barla bir fasla geçildi .. Hoca söylüyo; eyi avazları çıktığı kadar biyer du gelirsem kafanı patlâtırım, — Bismillâhi,,., — Bismillâhii !... — Ruhmanirrahim | ., — Rahmanırrahiiim!, — Kulhüvallahi ahaddd |, İSE e Gi aoladil. — Allâhussamet |, — Ku Aman Yarabbi : Ba atmosfer içinde ben bile mest olmuş, sallanıyordum, Bu ne hava idi? Sanki yeniden doğmuştum, şu sümüklü, şu yalınayak, şu arsiz arsiz ba- gıran çocuklar kadar hiç kimseyi ömrüm- de bu kadar çok sevmemiştim ... u gürültü, patırdı, bu hengâme bir müddet daha devam ettikten sonra Sıra Amme'ye gelmişti. Hoca dıvara dayalı sopayı alarak seslendi ; — Gel bakayim Mıstıfa ... oku dersini.. Kalabalıktan bir çocuk kalktı, korka korka hocanın önüne geldi, oturdu ve ke- keleye kekeleye okumaya başladı. Hoca kaşlarını çatmış, dinliyordu. oArada bir sopasını rahleye hızla vuruyor, sonra haykırıyordu : — Doğru oku, zındığın oğlu !. Biranda öyle korkunç bir hal almıştı ki, benim biraz evvelki sükütum yine al- lak bullak oldu; hele birdenbire saldırıp ia çocuğu kulağından kavrayınca, büsbütün korktum, Zaten evden buraya gelinceye kadar heyecandan yolda birkaç kerre dı- var diplerine, yahut baba annemin ahbap- larının evlerine uğramıştım. Fakat şimdi sanki böbreklerim hançerleniyordu, öyle- sine bir ihtiyaç içinde kıvranıyordum. Birinci talebe sümüğünü çeke çeke ye- rine olururken hocanin karşısına bir başka talebe geçti, oturdu, Fakat oturmasile sağ yanağına müthiş bir tokat yemesi bir oldu, — Habisl,. Mel'un),. Bu mubarek kita- bın üzerindeki tasvirler ne Ah, ah, Yarabbi.. Çatlayacaktım, kor- kudan mı, dehşetten mi, yoksa gerçek bir ihtiyaç mı Ben böyle kıvranırken arkadan bir ses: — Enaiye bak, mahallebi çocuğu, ne olcak |. Çişi geldi, m el diye mırıldandı. Bir başka s — Bırak ta işesin, İi hep biz mi yiyeceğiz ? Birazda efendi oğulları yesinl. — Aman aman; bak Hasan... Yüzü horoz ibiği gibi kızardı, galiba koyverdi. buk be ? Evet, ne çabuk.. Olanlar olmuştu, Bir taraftan hocanın korkusu, bir taraftan ço- cukların fısıltıları sekizinci yaşımda Mel arkamdaki fısıltılar yerine sürekli, fakat kesik gülüşmeler duyuyordum, — Cafer amcatı çağıralım mı, Tonbul? — Ulan, ammada gevşek mişl Bunun annesi kıçına kızgın maşamı bastı ? — Yok be, o hanım evlâdı o1.. Hiç dayak yermi ? — Söyliyelim mi hocafendiyel, Haydi, Arap, sen söyle ?, Birdenbire bir ses duyuldu ; — AL hocaindi!,. ca başını kaldırdı ve benim bulun- dağa Si kaşlarını çalarak baktı ; & var, ne oluyor — Hocaindi, bu hanım evlâdı varya, — Ece... ne olmuş ? — Donüna y aplı |. Hocünin önledi birdenbi e üzerime di. kildi, Ah, ölüyordum sanki, Birkaç saniye öyle baktı ki , Yok oluverdim, teneffüsüm kesilecekti, Fakat bu bakış birdenbire yu- muşadı, Sanki gözlerinin içi bir tebessüm ışığile yandı, Sınıfta derin bir sessizlik ol. du, Sonra hocafendinin boğuk sesi duyuldu: — Kemal, senal bunu da, dışarı çıkar, gölür evine. Yarın gelsin! Dedi, 5 > —a | Gelecek Sayıda Geçmiş Zaman Olur ki ... Mahalle Çocukları - o YARIM AY— 1 En Güzel Romanlar A m En Güzel Hikdyeler İŞ — En Canlı Mevzular | O— En Yeni Sayfalar N A En Olgun Münderecatla D A Çıkıyor me B 1: Lei

Bu sayıdan diğer sayfalar: