14 Mayıs 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 45

14 Mayıs 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 45
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Okullara tamim Demokrasi, başlığı altında ayrıca küçük başlıkla verilen mektepteki hazine" (sayfa 7, 8) yazıyı ele aldı- ğımız vakit hunun da diğerleri gi- bi, heyeti umumiyesi itibariyle ve bilhassa münderecatında yer alan ba- sı kısımlar bakımından suç olduğunu görmekteyiz. 'Bunu izah edelim: a) Sanık diyor ki: "İlkokul, dev- let vekilinin satılmayan gazetesıne abone idi" kanunun sarıh metnine gö- re bu bir suçtur. San aynı suçu daha önceki yazılarıyle de işlemişti. Devlet vekılınden bahsederek ve ga- zetesini "satılmayan" diye tavsif e- derek hakaret ile, şahsın itibarım kı- rıcı ve aynı zamanda servetine zarar verici bir isnatta bulunuyor demek- tir. Sanık, bu isnadı müvekkilime de- ğil de, başkalarına yapsa idi ve de- se ydı ki: falan doktorun hasta gel- mıyen rağbet görmiyen muayeneha- nesi veya hastahanesi, yahut filan avukatın müşteri gelmez, kimsenin işim getirmediği yazıhanesi... bu bir suçtur. Ve 6334 sayılı kanunda mu- sarrahtır. Sanığın aynı suretle mü- vekkilime ve gazetesine karsı kullan- mış olduğu lisan, yaptığı "satılma- yan" isnadı cezayı müstelzim bir ha- rekettir. b) Ayni yazıda sanık, hılafı ha- kikat neşriyatının tezah nü mü- vekkilimin sahibi olduğu gazetenın maarif vekâletinin tamimi ile bütün Türkiye'deki — ilkokullara, adedi 36 bin olan ilkokullara abone yaptırıl- dığı ve bundan da 1 milyon 470 bin lira alındığı şekiinde yenı bır isnat ortaya koymuştur. Hakikatte, ne böyle bir tamim mevcuttu ve ne de 35 bin ilkokul a- bone yaptırılmış ve 1 milyon 470 bin Tlira alınmıştır. Bunların hepsi uy- durma idi. Nitekim, bir sonraki sayı- sında "işte vesika" diyerek Ankara Maarif Müdürlüğünün kendi muha- sebesinde Ankara'daki 35 adet civa- rındaki ilkokullara aboneye karar verdıgını sözde bu vesika ile kendile- ri itiraf zorunda kalmışlar, maarif vekaletinin tamiminin ve 1 milyon 470 bin lira alındıgı iddiasının mücerret ithamdan öteye gidemediği anla- şılmıştır. kara — maarif — müdürlüğünün müvekkilim ile resmi veya hususi bir teması yoktur ve abone yapmak hu- susundaki — fiif ma:; müdürünün şahsını alâkadar eder. Bir mesele ol- madığı anlaşılmış iken, müvekkilimin abone kaydettirmesi gibi bir hareke- tinin asla vuku bulmamış olması se- bebiyle şahsımızın dışında telâkki e- dılecek bir duru! mezkür yazıda “patlak veren hadise" diye tavsif ve müvekkilimi, hakkında tahkikat açıl- ması için istifaya davet, isnadı ve hareketi agırlaştıran bir mahiyet ta- şıyor. olduğundan farklı göstermek ve bidayette bu bir prensip meselesidir, — dendiği halde bahis mevzuu yazıda, bu defa "Akis Dr. Mükerrem Sarol'dan istifasını AKİS, 14 MAYIS 1955 AKİS - SAROL DAVASI İlk hâkimler heyeti Bilirkişiye havale etti işte bunun için istemişti" demek, mü vekkilimin istifasının bir gazetenın mücerret sahibi olmasından değil de, vazifesi itibariyle kendisine selâhi- yetlerını suistimal Pederek menfaat temin etmesi bakımından gerektıgı şeklinde bir suistimal itham ve is- nadında bulunmak demektir. Görülüyor ki, yazıda geçen bu ibare, hakaret maksadını ve ağır is- nadı diğer yazıları daha açık surette analandıracak şekilde ortaya koy- muş olmakta ) "Kâğıt uzerınde devir" (sayfa 8) bu başlık altında yer alan yazıda sanık, mutadı veçhile müvekkilime karşı hakaretlerine devam etmekte- dir. Yazının heyeti umumiyesi Ve ih- tiva ettiği hususlar bunu açıkça gös- termektedir. Şöy! a) Yazının başlıgından da anlaşı- lacağı veçhile , — Mmuvazaadan bahsetmek ıstemektedır Muvazaa, hakiki, durumu üçüncü şahıslardan gizlenmesi ve halk arasında tabirle dolambaçlı yollara tevessül olunma- sıdır. Kendisine mühim bir amme va- zifesi tevdi edilmiş, memleket — mu- kadderatını sevk ve İdare mesuliye- tini üzerine almış bir kabinede hü- ümette mevki işgal eden bir veki- lin, muvazaa tarzında böyle bir hare- kete giriştiğini iddia, onun gerek si- yasi bakımdan ve gerekse ahlâki ba- kımdan partiler, Büyük Millet Mec- lisi ve halk efkarı nazarında vekar ve haysiyetine, itibar ve şöhretine taar- ruzdur. Sanı r- mutad isnatlarla yapmaktadır. Ya- zıya şöyle başlıyor: "Işler bu safha- da iken ve (Türk sesi meselesi) Tür- kiyenin en çok satan gazeteleri tara- an umumi efkârın önüne serilin- ce uzun zamandan beri tasarlanan bir plan süratle tatbik mevkiine kon- du." Görülüyor ki, san müvekkili- min menfaat temini maksadına, bu defa bir plân ile gizlemek kararım vermiş olduğu şeklinde ortaya koy- mak iddiasındadır. — Yazının devam eden kısmında gazeteyi devrettiği şa- hıs ile olan münasebetinden bahsedi- yor ve müvekkilimin yüzde 33 hisse- yi Atıf Sakar'a devrettiğini, bunun karşılıgının nakdi sermaye olmayıp mesai olduğunu söylüyor. er gün, halk efkârı karşısına çı- kan bir vekili muvazaa gibi bir ıt— hama ve isnada maruz bırakmak su teşkil eden bir fiildir. b) Sanık isnat ve iftiraya müte- allik fiiline devamda İsrarlıdır. Ba- kınız ne diyor: "Ya geri kalan yüzde 66? İşte meselenın asıl alâka çeken tarafı budur. e 66 bir iş a- damı olan Oğuz Akal'ın üzerinde gö- rülmektedir. Oğuz Akal, daha evvel- ce de gazetede Dr. Mükerrem Sarol- un ortağı idi. Oğuz Akal krom işle- rinden başka şimdi ithalâta da me- rak sarmıştır. Alka şirketi onundur. Z Akal gazeteciliğe de meraklı- i Bır :zamanlar Mithat Perin ile beraber İstanbul Ekspres gazetesin- de ortaktı. Sonradan Türk Sesi ga- zetesinde Dr. Mükerrem Sarol'un or- tağı olmuştur. Lisans almanın çok güç olduğu bir devirde Oğuz Akal it- halatçılıga başlamak cesaretini gös- term Gerı kalan hisseden, meselenin a- laka çeken tarafı diye bahsettikten sonra, Oğuz Akal ismindeki şahsın daha önce de gazetede Mükerrem Sarol'un ortağı olduğunu beyan et- menin mânası açıktır ğuz " bir "iş adamı" olarak tavsif ettıkten sonra yüzde 66 hisse için "0 kal üzerinde görülmektedir." demek bu hissesi hakikat halde şeklen gö- rülüyor, esasta Mükerrem Sarol'a a- it demektir. İşte alâka çeken tara- fın da bu olduğu da böylece anlaşı- hyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: