11 Haziran 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

11 Haziran 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İSTATİSTİK Kırtasiyecilik Kim kime, dum duma! Nüfus İsmet hanımın hikâyesi Sarıkamış — Askerlik Şubesi Başkanı defterlerı karıştırırken, bırdenbı— re: "Hah., dedi, buldum keratayı." Sonra rahat bir nefes aldı. Bir si- gara çıkarıp yaktı. Birkaç defa çek ti. Arkasına yaslanarak "Posta" di- ye haykırdı. Kapı açıldı 1çerıye bir asker girdi. Şube başkanı dedi ki: "— Bana yazıcıyı çağır". Yazıcı, eli kalem tutan, okur ya- zar takımından, şubede vazifeli a- çıkgöz bir erdi. Biraz sonra o içeri girdi: “ Buyur başkanım"- Bınbaşı yerınden kalktı. Yaz'- dedi. Asker daktılonun başına geçti "Sarıkamış Emniyet Komiserliği- ne, mahalle. , . . numaralı evde oturan sokakta, ... dan doğ- doğumlu ;İsmet özdemir, dort seneden beri yo oklama-ve asker kaçağıdır. Derdesti için derhal yaka- lanarak şubemize teslim edilmesi arz olunur.' arf kapandı ve posta Emniyet â- mırlıgıne götürdü. Emniyet amiri po- lis memuruna havale etti. Polis me- muru evrakın kaydını yapıp bekçiye havale etti. Bekçi tarif «dilen adrese gitti. Kapıyı çaldı. Karşısına genç ve guzelce bir kız çıktı İsmet ozdemır burada mı o- turur?" * " vet. AKİS, 11 HAZİRAN 1955 "— Nerede?" —* Burada." "— Çağır bakalım şunu." — Ne yapacaksın?" — Şubeden istiyorlar. Asker ka- çağıymış!" Kapıdakı genç kız şaşırı d — Bir yanlışlık olacak." Bekçi sinirli sinirli: "— Yanlışı manlışı yok. Dört se- nedir asker kaçağıymış. Şubeden ya- zı geldi. Söyle gelsin, yoksa zorla götürürüm. Emir bu, haydi bakalım vakit kaybettirme!" Genç kız iyice şaşalamıştı. Bekçi ihtarını tekrarlayınca, şu cevabı ver- - dedi. — Ayol bu işte bir yanlışlık o0- lacak?" "— Neden?" İsmet özdemir benım Ka- dınlar askere alınır mı Bu sefer bekçi şaşalamıştı, "—! İsmet sen misin?" dedi. l et" cevabını almasına rağ- men hala inanamıyordu. . "— Şakayı bırak da şu İsmet'i çağır bakalım!. Biliyorsun devletin şakası yoktur. Asker kaçaklarını sak- lamak suçtur" diye nasihata başladı. Genç kız "biraz bekle" dedi. İçeri gıttı ve bir nüfus kâğıdı getirdi. Al bak, dedi, İsmet özdemir benım Bekçi evirdi çevirdi. İsmet özde- mir hakikaten karşısındaki kızdı. İ- şin içinden çıkamıyacağını anlayınca, "yeldirmeyi başına at, benimle gel bakalım" dedi. Evvelâ Emniyet ko- miserliğine, oradan da Şubeye gitti- ler. Şube başkanı nüfusu evirdi, çe- virdi .İsmet özdemir hakikaten kar- şısındaki kızdı. Asırlık defterler ka- rıştırıldı. Doğru, İsmet özdemir ka- dındı. Bu görülmemiş hadiselerden değil- di. Mesleğinin ehli Şube Başkanı, te- lefona yapışıp nüfus , memurluğunu aradı, bir güzel çekiştiler.. Bu işte kımsenın kabahati yoktu. Terkini ka- yıt yapmak lâzımdı. Fakat buna kim- se selâhiyetli değildi. Şube başkanı adliye doktoruna hitaben bir yazı yazdırıp genç kızı muayeneye sevk etti. Karşısındakinin dolgun göğüsle- rine, uzun saçlarına rağmen nedense kıs olduguna bir türlü inanmak İste- miyordu. Adil tabib genç kızı mua- yene etti. "Kızdır" diye rapor verdi. Rapor şubeye, gelince İsmet özdemir ancak paçayı kurtarabildi. Hâdise bir hafta önce Sarıkamış- ta cereyan etmiştir. Sonbaharda sayım Bu sene Ekim ayında yapılalak o0- lan büyük nüfus sayımı hazırlık- larına başlandığı şu günlerde, bu ha- dise nüfus sayımının lüzum ve ehem- termek bakımından bir bayii dersler taşımaktadır. 1927 senesine gelinceye kadar Türkiyede yaşayan insanlar bir defa bile sayılmadı. Bilinenler sadece öğ- lenler ve cephelerde şehit düşenlerdi. Memlekette doğum müessesesi ciddi kayıtlar altında değildi. Hele yurdun doğu bölgelerinde on beş yaşına gel- miş, koskoca delikanlı olmuş kimse- ler bile nüfusa kaydedilmemiş halde yaşarlardı. 19 yaşına bastı mı, er- keklik başlar, baba oğulu çağırıp, "git bakalım şubeye kaydını yaptır" der. Oğul şubeye gider, defter defter üstüne açılır; bir türlü delikanlının kaydına rastlanmaz. Delikanlı nüfu- sa gönderilir, kaydı yapılır. Aga çocukları askere filân git- er, bu mleketin göbeğinde ya- şadıkları halde vatandaşlığın en,ta- u icabı olan nüfusa kaydolmak ihti- yacım bila hissetmezlerdi. Bu mese- lenin memleket ve dünya, çapındaki ehemmiyeti bizde ilk defa 1927 yılın- da hissedildi. Büyük bir harpten harap ve peri- şan halde çıkmış olan memlekette mo- dern bir hayat tarzına intibak ettiril-. mek için hummalı bir faaliyet sarfe— diyordu. Tayinle yapılan B. 11 lisi seçimlerinin yerine, ileri memle— ketlerdeki usullerle mebus seçmek iğin nazırlıklar vardı. Memlekette kaç kişi rey verecekti? Koca memleket- te bunu bilen tek kişi yoktu. Bu ha- zin manzaradan süratle silkinip kurs-' tulmak lâzımdı. İlk defa 1927 yılında apılan seçimlerde bir hayli müşkül- lerle karşılaşıldı. Halkın mühimce bir kısmı yolsuzluk, vasıtasızlık, bü- gisizlik yüzünden sayıma 1şt1rak et- tirilemedi. Halkta bir korku vardı. Sayınım neden yapıldığını bir türlü anlıyamıyordu. Bu psikoloji bozuklu- ğunu memleketteki menfi unsurlar destekliyor, sayımı baltalıyordu. Bu-

Bu sayıdan diğer sayfalar: