11 Haziran 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

11 Haziran 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Ekilen topraklar Vergisiz ticaret Maliye Buğday fiyatları 1955 — yılı hububat mübayaa kam- panyası 15 Haziran Çarşamba gü- nü fiilen açılacaktır. Mübayaa * işinin aksatılmaması için Toprak Mahsulle- ri Ofisi 'gerekli tedbirleri almaktadır. Bu meyanda olmak üzere 1955 yılı hububat mübayaa baremı de son şek— lini bulmuş ve tasdik edilmek üzere Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. (Bilindiği gibi buğday fiyatlarının memleketimiz iktisadi hayatı üzerin- de mühim tesirleri vardır. Türk ve yabancı iktisatçıların çoğu memleke- timizdeki ilk enflâsyonist — tazyikin uğday fiyatları politikasından ileri geldiği fikrindedirler. Normal olarak fiyatların bu şe- kilde tespitinde ya memleket dahilin- deki maliyet fiyatlarının hesaplanıp esas alınması veya dış piyasalardaki vaziyetlerin göz önünde bulundu ması lâzımdır. Fakat bizdeki, tatbıkat bu iki hususun hiç birisine dikkat e- dılmedıgını ortaya koymuştur. Bir defa dış piyasa rayicinin esas olarak alındığını düşünmiye bile imkân yok- tur. Çünkü bizdeki buğday fiyatları dış piyasalar ile mukayese edilemi- yecek kadar yüksektir. Zaten bu yük- seklik derdimizin esas mevzularından birini teşkil etmiştir. Buğdayın satın alman fiyattan duşuk fiyata satılma- sı yüzünden bir kaç taraflı aksaklık- lar ortaya çıkmıştır. Toprak Ofisinin borçları muazzam meblâğlara yük- selmiştir. Merkez Bankasının kısa AKİS, 11 HAZİRAN 1955 vadeli alacakları arasında görünen, hazine kefaletini haiz Toprak Ofisi bonoları ödenmediği için başta kısa vadeli olarak düşünülen alacaklar fit olarak donmuş hale gelmiştir. Bu donmanın kanunileştirilmesi için bir kanun hazırlandığına dair gazete haberleri hatırlardadır. Kanun bir ci- la mahiyetini alacak, hadiseyi orta- an kaldırmıyacaktır. Mübayaada fiyatların yüksek, ih- racatta düşük olması sebebiyle faz- la kalan satın alma gücünün enf- lâsyonist tazyike sebep —olması ise aksaklıkların bir diğeridir. Mübayaa fiyatlarının — dahildeki maliyet değeri ile de ilgisi yoktur. Muhtelif bolgelerımızde maliyetlerin farklı olduğuna şüphe yoktur. An- cak ortalama bir maliyet değeri de bilinmemektedir. Robinson raporun- da memleketimizdeki buğday mali- yetinin 23 kuruş olduğu hesaplan- mıştır. Fakat hesaplamanın sıhhati bir hayli şüphelidir. 23 kuruşluk or- talamanın doğru olduğunu kabul et- sek de etmesek de buğday fiyatları- nın ne için 30 kuruş civarında tespit edildiği anlaşılmaz. — Maliyet değeri ile alâkası bakımından pekâlâ 25 ve- ya 35 kuruş olabilir. Çünkü tamamen iradi bir hal mevzuu bahis Umumiyetle fiyatların boyle yük- sek olarak tesbitinde çiftçiye bir prım verilmesi hahnın mevcut oldu- ğu ileri sürülebüir. Fakat acaba bu primden hangi gelir zümrelerinin faydalandığı hiç düşünülmüş müdür? Memleketimizdeki ziraat erbabının büyük bir çoğunluğunun küçük işlet- me sahipleri olduğu hesaba katılırsa büyük bir zümrenin Verilen primden istifade etmediği veya pek az istifade ettiği ortaya çıkar. Küçük işletme sahibi çiftçilerin istihsal — ettikleri buğdayın ya tamamı veya büyük bir ekseriyeti kendi istıhlaklerıne sarf olunur. Umumiyetle sattıkları buğ- dayın miktarı az oldugu için- fiyatın bir kaç kuruş aşağı veya yukarı ol- ması gelir seviyelerinde muazzam de- ğişikliklere sebep olamaz. Buna mu- kabil bir de geniş topraklar üzerinde sadece satım için bol miktarlarda is- tihsal yapan büyük işletme sahibi çiftçi vatandaşlarımız vardır. Prim- den esas istifade edenler bu zümre- ye dahil bulunanlar olmaktadır. Zi- rai gelirler de vergi dışı bırakıldıgı i- çin farklı zümrelerdeki vatandaşların mali ve iktisadi yükleri bakımından büyük eşitsizlikler olmaktadır. Zira- at sektörü dışında faaliyet gösteren vatandaşların vergi verip diğerlerinin vermemeleri ikisi arasındaki ilk eşit- sizliği yaratmakta, vergi vermediği halde prim gibi bir nimete konan zi- raat erbabının bu kazancını da diğer vatandaşlar ödediği için eşıtsızlık bir kaç kat daha artmakta Bütün bir milletin alın teri olan bu primin kimin cebine gittiğim gö- rüp anlamak için bir bara girmek, şampanyayla yıkanan ayakları sey- retmek, büyük çiftlik — sahiplerinin kapısında yatan" Cadillac - hem illâ da Cadillac olacak - arabaları sey- retmek kâfidir. Büyük köylü kütle- sinin durumu, şu beş yıl içinde pek az degışmıştır Ama durumları deği- şen başkaları vardır: i ler. Büyük çiftçilerin ise, kaçta kaçını teşkil ettıgı hıç kimse- nin meçhulü değildir ma, eğer kuçuk toprak sahiple- rinin nüfuzu altında bulunduğu ve enflasyonu — kamçılamak pahasına bunlara verilmekte devam edilecek primin iktidar partisinin — seçimleri kazanmasını sağlıyacağı — düşünülü- yorsa, yani "30 kuruş" politik esas- larla tesbit ediliyorsa o zaman söy- liyecek söz yoktur. Daha doğrusu söz hakkı, o sınıfa dahil olmayan seçmenındır Zira milletin ekseriyeti, ekalliyeti besleyen prime daha fazla dayanamaz. Mübayaa fiyatlarının tesbitinde hatırda tutulacak bir diğer husus da bundan sonra Toprak Mahsulleri Ofi- sinin açıklarının umumi muvazeneden ödenmesi temayülüdür. İktisadi me- kanizma bakımından Toprak Mah- sulleri Ofisinin açıklarının bütçe 1le ödenmesi daha' rudur. Çünk mevcut konjonktür Ve fiyat şartları içinde. Ofisin her yıllık hesabını za- rar ile kapıyacağı muhakkaktır. Za- rarın ise geçici borç gibi gösterilme- sonunda tas- tirilmesi olur. Şu halde Toprak Mah- sulleri Ofisi açıklarının umumi mu-

Bu sayıdan diğer sayfalar: