11 Haziran 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

11 Haziran 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Fransa Bir skandalın hikâyesi Paris, Haziran... (Aydemir BALKAN yazıyor) — 24 Mayıs Salı günü Paris Büyükel- çiliğimizin kapısı çalındı. Akşa- mın sekiz buçuğu idi. Kapıcı karşı- sında frak ve silindir şapkalı Uç kişi gördü. Bir tanesi, ortalarındaki u- zun boylu, esmer ve nişanlar içinde- ki zatın kim olduğunu haber verdi: "— Ekselans Gaston Monerville, Fransa senatosu başkanı... O anda elçilik birbirine girdi. Gaston Monerville sefaretteki bir zi- yafete icabet ederek gelmişti. Ziya- fet, Fransayi resmen ziyaret eden Türk parlamento heyeti şerefîne idi. Adamcağız hayret ve dehşetle öğren- i ki o gece elçilikte ziyafet falan yoktu. Daha doğrusu, olmasına var- dı ama bu, NATO'da i kadın memur- larımızın birinin daire arkadaşları şe- refine verdiği bir yemekti. Türk par- . Mebuslar- kıp çıkmadıklarını bilmek şöyle dur- sun, gelip gelmiyecekleri bile meç- huldü. Elçilik son dakikada alelacele bütün resmi temasları, Ziyaretleri, ziyafetleri iptal etmek mecburiyetin- . Ekselans Monerville'e de herhalde haber verilmiş olmalıydı. Yoksa Fransanın üçüncü adamı, Se- nato başkanı unutulmuş muydu9 Ka- çışan memurların paniği içinde Fran- sada protokolda yeri Başbakandan evvel — gelen Monervılleı Elçilikten yüz geri çevirmek “şeref” i kime nasip olacaktı? Bu da diğer ziyafe- tin önderi NATO'daki kadın memuru- muza düştü. Gaston Monerville, hay- reti ve maiyetiyle beraber ugurlandı Kaybolan heyet sene bir Fransız parlamento eyeti memleketimizi ziyaret et- i. Türk milletvekilleri de bu zi- sene Fransaya gelmeye hazırlandı- lar. İki hükümet, Dışişleri Bakan- lıkları- ve Elçılıgımız vasıtasiyle te- Mayıs ayı tesbit edildi. (Fransa Dışişleri Ba- kanlığı) ziyaretin resmi programını kotarıp hükümetimize sundu. Kabul cevabını verdik. Temas ve ziyaretle- n günü, saati, dakikası, her şey ha- zırlanıp tesbit edilmişti.. Türk par- lamento heyeti 22 Mayısta İstanbulu uçakla terkedecekti. Aynı akşam Pa- risteydiler. Ondan sonra Ziyaret res- mi program mucibince cereyan ede- cekti.. Sonra.. Sonrası gelmedi. Türk heyeti sır olmuştu. Mayıs ortalarından beri ha- ber alan yoktu. Fakat son güne ka- dar beklenildi. Hıç bir şeyden şüphe etmiyen Fransızlar hazırlıklarını ta- mamlamışlardı. İki taraftan da da- vetiyeler gönderilmişti. Hattâ 21, 22 AKİS, 11 HAZİRAN 1955 Mayın günleri Paris gazeteleri ha- beri yayınlamışlardı bile.. Fakat 22 Mayıs günü gelen giden olmadı. Elçilik şaşkına dönmüştü. Heyet bir su- perdesi içindeydi. Ne yapmak lazımdı? Fransızlara ne de- meliydi. Yoksa biraz daha beklemeli miydi? Nihayet ertesi 'gün bir telg- raf geldi. Bunda "heyetin seyahatinin geri bırakıldığı" bildiriliyordu. Hep- si o kadar! Ne sebep, ne mazeret, ne de ilerisi için bir tarih gösteriliyor- du. Bütün bıldırılen seyahatin geri bırakıldığı idi. O tır!.." kabi- linden telgrafı Fransızlara izah et- mek zahmeti de Elçiliğe düştü. Alel- acele her yere haber gönderildi. Ya- zı için artık çok geçti. Her davetliye ayrı ayrı telefon edildi. Fakat Pi- randello'nun piyeslerine dönen bu Numan Menemencioğlu Ne yapsın Mahmut? macerada iş işten geçmişti. Zevahiri dahi kurtarmak kabil olmadı. Hatta Salı gecesı Elçilikte yukarıda anlat- tığımız, izler için da skandal sayılacak sahneler cereyan etti.. (1) "Artık herhalde işin içyüzü an- diyeceksiniz değil mi? . Aradan on gün geçmesine rağmen yenı bir şey bilen Fransız devlet adamları, resmi şah- siyetler, yabancı gazetecıler ne dü- şünürler bilinmez.. mez.. Yalnız buradan bizim yönden hiç de muhtelif değildir. Heyetin teşkili yüzünden bir ihtilâfın çıktığı saklanmamaktadır. Sebepler şimdilik söylenmemekte ise de ne ol- (1) Ziyafet için alman içkiler, hazırlanan meze ve yemekler boşa gitmedi. Nato memurlarına yaradı. duklarınıtahmin etmek güç değildir. Bütün hikâyede de sır olmayan gali- ba bir bu vardır.. İşte bütün batı itti- faklarının merkezi Pariste son başa- rımız bu Fransızlara — gelince Türk heyetini artık Eylülden evvel kabul. edemiyeceklerini söylemekle yetindiler Milli itibar Harice giden vatandaşlarımıza, tek tek olsunlar, kafile halinde olsun- lar milli itibar ve milli — prestijden bahsetmek bizde bir anane haline gelmiştir. Elbette ki isabetlidir. Mem- leket dışına çıkan sporcu, talebe, hat- tâ resmi kafilelere dahi bunları tek- rarlamak borçtur. Bakanlıklarda, vi- lâyetlerde, elçıhklerde ışıtılen ve işit- tiğimiz hep bunlardır. Hattâ yıldö- nümü nutuklarında dahi bunlar naka— rat haline gelmiştir. Yalnız dahildeki bütün propagandaya rağmen hariçte itibarımızın yüksek olduğunu iddia etmek hayli güçtür. Yukarıdaki ko- medyaların da bunu arttıracağına i- nanan safdilleri bulmak kolay değil- dir. Yalnız şu var ki hariçteki itibar ve prestij notumuz üzerine tesir eden amiller, hususi şahıs ve teşekküller değil resmi heyetlerimizin çalışma tarzları ve bizzat kendi elemanları- dırlar. Bu bakımdan bahtımızın cö- mert olduğunu sanmağa imkân yok- tur. Senelerdir dışarda bir gaflar ve yanlışlıklar dizisi uzayıp — gitmekte- dir. Bir de buna ister istemez millet- vekillerinin katıldığını görmek ben- liğinden gurur duymak isteyen her Türk için acıdır. Onlar ki "milli ira- de sembolüdürler ve Meclisten bir de "milli selâmet" kanunu çıkarmışlar- dır.. Rusya Seyyahlar "Bulgarıstan Başbakanı Çervenkof B ref!" diye düşündü. Aynı esnada aynı şeyi bir komşu memleketin, Kumanyanın başbakanı da düşünüyordu. "Büyük dost" Rus- yanın iki mutlak hâkimi, Bulganin Bulgaristanla ziyaret ediyorlardı. İlk hedef Sof- yaydı, oradan Bükreşe geçilecekti. Evet, bu ne şerefti! Zira peyk dev- letlerin başbakanları veya cumhur- başkanları kendilerine söylenecek bir şey olduğu zaman Moskovaya çağrıl- maya alışmışlardı. Olmazsa, memle- ketlerindeki Rus Büyükelçileri tali- mat veriyorlardı. Fakat Krutçefle Bulganinin bizzat ziyaretleri... Evvelâ Çervenkof telâşlandı. Bü- yük emniyet tertibatı almak gere- kiyordu. Gerçi Rus emniyet teşkılatı— nın adamları günlerce evvel Bulga başkentine gelmişler ve hazırlıklara başlamışlardı. Ama, ne de olsa Bul- gar hükümetine buy k bir iş düşü- yordu. Diktatörleri korumak kolay degl Kumanyayı

Bu sayıdan diğer sayfalar: