30 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

30 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Dörtlerin toplandığı salon Bu kubbede baki kalan... Dörtler Konferansı Konferansa hazırlık Ümitlenen dünya 2 3 Temmuz 1955 günü Cenevre hal- kı gazetelere goz attıgı zaman, bir müddetten beri gürültüsü dev e- den, Milletler Sarayında büyük bir masa etrafında toplanan dortler in dağıldıklarını öğrendiler. O gün, Ce- nevre halkı sulhtan, mılletlerın an- laşmasından ziyade, kendi memleket- lerının kazancını tetkik ve tesbit ile meşguldü. Çünkü —Cenevre'de bir dörtler toplantısı demek, bütün dün- yanın gözünü İsviçreye toplamak de- mekti. Gene Cenevrede beynelmilel ve büyük çapta bir toplantı demek, İsviçre'ye bol miktarda misafir, ya- bancı insan ve dolayısiyle dovız gel- mesi demekti. Konferans beş gün arasız devam etmişti. İki günden son güne kadar dünya milletleri dörtlerin gene bir açmaza girecekleri endişesi ile gaze- teleri, ajanslan takip etmişlerdi: Ta- rihin seyrını degıştırecek kararlar a- hnacak m Dortlerın ıyımserlık içinde dağıl- dıkları son gün etrafa yayıldı, soğuk harp sona ermişti, başkanlar böyle söylüyorlardı ve "diğer meseleler E- kimde do Dı şışlerı Bakanı tarafın- dan müzakere edilec Bütün bunlar bir anlaşma, soğuk harbin sonu ve dünya sulhusun ger- çekleşmesi miydi? Yoksa her iki ta- raf, Batılılar ve Sovyetler yeni bir oyalama plânını tatbik etmekle mi meşguldüler? . Birle enevre konferansı pek iyimser bir hava içinde açılmıştı. Bu i- yimserliği daha Devlet © adamlarının konferansa tekaddüm eden günlerde verdikleri demeçlerden sezmek o ka- dar guç değildi. Bılhassa Mareşal Bul- ganin'in beyana kati çekmekteydı Sovyet Başbakanı Cenevreye hareketinden önce Mos- kovada yaptığı bir basın toplantısın- da, Sovyetlerin, bu konferansa, diğer büyük devletlerle milletlerarası me- seleleri müzakere etmek ve bunlara mutlaka birer hal çaresi bularak mil- letlerarası gerginliği azaltmak için gittiklerini bildirmiş ve bu toplantı sonunda elde edilecek sulhün kütü de rpten evlâ olduğunu ilâve etmeyi d utmamıştı. — Bulganin, Sovyet idarecilerinin şimdiye kadar yaptıklarının aksine beyanatında eşik Amerika ve müttefiklerine çatmıyor ve soğuk harbi - sorumunu kimseye yüklemeksizin - bir vakıa olarak kabul ettiğini belırtıyordu Bundan başka, gene Bulganine gore, Avrupada müşterek bir guvenlık SsİS- teminin kurulması da tamamen im- kânsız değildi. Başkan Eisenhowr ise, kendisini Cenevreye götürecek uçağa binme- den bir saat önce, radyo ve televiz- yon ile yayınlanan kısa bir konuşma— sında, Bulganin'e yakın bir iyimser- likle, konferansa on seneden beri bü- tün milletlerarası münasebetlere ha- kim, plan zihniyeti değiştirmek azmiy- le gıttıklerını söylemiş ve Cenevrede görüşülmesini gerekli saydığı mesele— mdan dite* - leri şöylece sıralamıştı: 1. Silahsızlanma meselesi 2. Peyk devletlerin dununu 3. İkiye ayrılmış devletler mese- lesi (Almanya, Çin Kore ve Vietnam) 4. Hür devletlerin, iç islerine vaki müdahaleler meselesi Masa başında... Cenevrede Dörtler ilk — defa olarak 18 Temmuz sabahı saat dokuzda masa başında toplandılar. Dünyayı bütün bir hafta boyunca kâh ümide, kâh bedbınlıge düşüren konuş- malar o gün başla: lk konuşmayı yapan Başkan Eısenhower 'ideolojik görüş ayrılıkl rının umumi bir anlaş- maya meni teşkil etmiyeceğini" lerken on yüdanberi bir Amerikan Devlet adamının agzından duyulma- yan bir söz ediyı Konferansta patlak veren ilk ih- tilâf — beklenildiği gibi Amerika ile Sovyet Rusya arasında değil, fakat Fransa ile batılı müttefikleri arasın- da vuku bulmuştu. Konferansın bi- rinci gününde söylediği demeçte Fran- sız Başvekili Edgar Faure'un Sovyet- lerin ötedenberi ağızlarında çiğnedik- leri ve Amerikalıların da yanaşmak istemedikleri muşterek bir Avrupa güvenlik sistemi" ne rıza göstermesi ve hatta böyle bir sistemin kurulma- sını bizzat teklif edecek kader ileri giderek kraldan ziyade kral tarafta- rı kesilmesi Amerikalıları hiddetlen- dirmişti. Zira konferanstan önce yap- Foster Dulles Ekim ayının şahı AKİS, 30 TEMMUZ 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: