30 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

30 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Papa XII. Doktorları yeminle yola getirecek Meslek Hekimin vazifes Hekim, ınsanları hastalığa, yara- lanmalara ve ıztıraba karşı koru- mağa mecburdur. Bu üçgen yani ya- ralanma, hastalık ve ızdırap her za- man, her yerde sulhda fakat en çok avaşta mevcuttur Savaşta hekimin imamına terk edilen pek tırır ve genişletir. Bu bilgi artışı bir hayır olabilir. Ancak bu bilgi artışını temin etmek için bütün vasıtaların meşru sayılmasını gerektırmez Yanı ilim, başkaları ek, da bilgi art tırmak amacı zerinde laboratuvar hay- vanları, kol)aylar, tavşanlar ve fare- ler gibi deneyler yapmak sapık niyeti ile kullanılırsa şüphesiz bir hayır ol- aktan çıkar. A.B.C. . atom, kimya bıyolo_ıı - vasıtalarının, kıtlelerı yok edecek metodların, milli, 1 düşmanları ortadan kaldıracak u- sullerın, yaralıl ; malulle r veya şifa- mkânsız hastalı a yakalanm ş lar için yeni euthanas ie yollarını ranması, bulunması ve ku llanılması saf ilmi bir buluş ve gelişme olarak düşünülecek olursa belki müsbet bir değer sayılabilir. Fakat bunlar her hekimin, her ordu başbuğunun hattâ daha geniş olarak her milletin elinde aynı değeri taşımazlar. Bir tecrübe- nin yaşayan insanlar için tehlikeli belki de öldürücü olmaksızın pratik- nci Pius te kullanılabileceğine dair bilgi veya kesin kanaat edinmek imkânsız bu- lunduğu takdırde takip edılen gaye ne olursa ol bu den mazur göstermeğe ımkan yoktur. Şunu söy- lemek istiyoruz a tecrübelerde laboratuvar hayvanları gibi kullanılmaları ve bu çalışmalara konu teşkil etmeleri doğru değildir. Ikıncı dünya sa aşında bu yollara baş rulmuş olm e hekimi ne de emrmde çalıştığı otoriteleri lanetten kurtaramamış üzücü bir olaydır. Hekimin vicdanı Hekimin Vicdanına kendi —mesleki faaliyetleri, ahlâk bakımından da daima en ulvi tarzda hareket pren- sibi yani - yardım etmek ve iyileş- tirmek, haksızlık yapmamak- tahrib etmemek ve öldürmemek- hâkim ol- malıdır. Bu düşünceler hekime; ba- rışta ve en çok savaş sırasında; ana rahminden ölünceye kadar insan ha- yatına hürmet etmeği, onun iyi bir varlık olmasiyle ilgilenmeği, yara ve hastalıklarını iyileştirmeği, acı ve maluliyetlerini gidermeği, tehlikele- re karşı koymayı ve savunmayı ve bu kutsal ödevlere engel olan her şe- yi terk etmeği telkin eder. Bu ödev- ler cins, yaş, millet, ırk kültür farkı, dost veya duşman gozetılmeksızın her insana müsavi olarak tatbik edilecek- tir. Bu prensipler bütün dünyada a- ha bir kanun şeklinde gerçekleşince* a kadar. an kalbinin ve bu dün- yanın kırlerıyle bulaşıp kararmamla er ruhun ümidi olarak kalacaktır Bu tıb vicdanı bütün dünya hekim- lerinin de müşterek vıcdanıdır Müş- terek tıb vicdanı; savaş alanında ol- uğ adar, modern orduların mer- hametsız hucumlarlyle bir çok insa- nın yaralandığı, sakatlandıgı, yok olduğu, acı, IZ paniğe gra- dığı yurd içi bolgelerde de hep kardaki prensiplerle hareket edecek- tir. Istırap ve sefalet; karşısında, ü- mid, imdad ve kurtu luşu bulmalıdır. Tesellıyı sunanlara karşı duyulan şükran hissi de dünyanın her tara- fınd aynı derecededır Hekim karar- lar ilmin, hastanın ve muşte rek ıyılıgın karşılıklı münasebetlerine gö- lıy caktır. İlmin me nfaatı her den önce gelır Hastanın menfaa- tıne gelince hekim, kendi müdahalesi- ne rıza göstermiyen hastayı tedavi etmek hakkına artık sahip degıldır Kendi bakımından hasta yani bızzat ferd; mevcudiyetine, vücudu! zel organlarının tamamiyle ve onla- rın çalışma kapasitesine tesarruf et- mek yetkisine sahiptir. Burada bir sual varit olabilir. Hekım, sadece, hasta istediği veya razı olduğu için tehlikeli bir ilâcı tatbik ve muhteme- len veya kesin olarak oldurucu bır müdahaleye teşebbüs edebilir m Cepheye yakın veya cephe gerısınde- ki bölgelerde, bir askeri hastahane- de veya bir teşekkülde çalışan he- kim, tahammül edilmez ve onulmaz ıstıraplar karşısında hastanın isteği üzerine euthanasie'ye k enjeksi- yonlar tatbikine yetkili midir? Bunu 3 otoritelerin emriyle yapabilir mi ? Ce- miyetin menfaati namına resmi 0- torite genel olarak emrindeki masum şahısların mevcudiyetlerine ve uzuv- larının tamamıyle doğrudan doğruya tasarruf etmek hakkına asla sahip degıldır. Devlet l)u hakka sahip ol- madığın. re onu her ne sebep v gaye ile lursa olsun hekime emre- demez. Hekim tarihin hiç bir dev- rinde cellât olmamıştır. İnsan dev- let için değil, devlet insan içte mev- cuttur. İdraksiz varlıklar, bitkiler veya hayvanların mevcudiyet ve ha- yatlarına tasarruf etmekte insanlar serbesttirler. Fakat başka insanların mrinde veya elinde bulunanların hayatlariyle asla oynıyamazlar. Savaşta hekim Genel olarak savaşlar karşısında ekimi sin d Hekim savaş düşm, ve ba- TIŞ amılıdır Ortaya çıkmış olan harp yaralılarını ıyıleştırmege hasır oldu- ğu kadar husule gelmesini şucu yettıgı kadar önlemeğe çalışır. kinci dünya savaşını ve Koredeki mücadeleleri ve felâketleri gördükten sonra harp ilâhlığını bir ruh ve kalb sapıklığı olarak aforoz etmek lâzım- dır. Şüphesiz hekım de vazife gerek- tirdiği saman hayatım seve seve he- diye edecek kadar ruh kudretine ve kahramanlığa sahıptır Fakat hekim büyük faziletler mektebi ve bu fazi- letlerin * tatbik alanı olduğu için ve AKİS, 30 TEMMUZ 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: