24 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

24 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rosawa ile Mizoguchinin yanı sıra Teinosuke Kinusaga, Kaneto Shindo, Tadashi Imai gribi isimler de hatıra gelirse de, bu rejisörleri şahsiyetleri ile değil filmleri ile incelemek icabe- der urosawa senarist olarak işe baş- ladı 1953 te judo ve jiujitsu güreş şampiyonlarına dair ilk filmini çevir- di. Harbin bitmesiyle, harp sonrası ekonomik problemleri ve Japonya'da demokrasinin yerleştirilmesi gibi sos- yal meseleleri aldı. Bu seriden Verdiği eserler arasında 1948'de "Yo- 1dore Tenshi - Sarhoş Melek" Kuro- sawa nın şaheseri sayılır. Mağlup ol- uş bir milletin sefaleti, ahlâk ve geleneklerde çözülmeler, filmin ana temasını teşkil ediyordu. O tarihler- de konusu aşağı yukarı bu olan İtal- yan Sinemasıyla Japon Sinemasının yakınlığı, aynı — şartlar içinde ay- nı — tesirlere — maruz alan — in- aynı tepkileri — göstere- tezini ispat ediyordu. Kuro- awa "Yoidore Tenshi - Sarhoş Me- lek" te tek bir Amerikan askeri gös- termediği halde filminin amerikan a- leyhtarı bir hava taşıdığım — hisset- memeğe imkân yoktu. Kurosawa 1950'ye kadar konula- rım sosyal meseleler arasından seç- meye devam etti. 1950 de onbirinci filmi ve ikinci şaheseri "Rashomon"u yarattı. Japon sinemasının dünya ça- pında bir şöhret kazanması bu fil- min XIT nci Venedik Film Festivalin- de Birinci mukafata lâyık görülme- siyle olacaktı. ashomon"un başa- YıISI Japon tarihinin ve adetlerinin si- nema için eşsiz bir kaynak olduğunu ortaya koymuştu. Sosyal konular bir tarafa bırakıl- mamakla beraber tarihi İîlmlere da- dı. Bu filmlerin şaheseri Kinusaga'nın çevırdıgi "Jigokumon Cehennem Kapısı" ise de geleneksel Japon sanatının sinemadaki asıl oto- ritesi Kenji Mizoguchi'dir. Mizoguchi 1952 yılına kadar pek tanınmamış bir rejisördü İlk şohre- tini, konusunu bir 17 nci Yüzyıl ro- manından aldığı "Saikaku Ichidai Onna - Kortezan O'Haru'nun Hayatı" filmi ile elde etti.- Kyoto'da bir de- rebeyi sarayı ve kortezanlar mahalle- yeceği yolu tespit etmişti. yarattığı getsu Monogata getsu Efsanesi" Japon filmlerinin en mükemmellerinden biri olup Cannes'- da en iyi mizansen mükâfatım ka- zandı. Mizoguchi bu başarının tesa- düfi olmadığım — "Gionbashi i Geyşa'nın Hayati", "Chıkımatsu Mo- nogatarı Chık tsu Efsanesi" "Sansho Dayu", gbı birbiri ardından çevirdiği filmlerle ispat etti. 1955 te Mizoguchi konusunu eskiden beri çok okuduğu Çin tarihinden alan ilk renkli filmini çevirdi: "Yokihi veya Yeng Kui Fei", Kurosawa ise "Rashomon"dan sonra Dostoievski'nin Budala isimli romanının bir adaptasyonunu yaptı. AKİS, 24 MART 1956 1952 de o yılın en iyi Japon filmi o- larak kabul edilen "Ikir Yaşa- mak"ı çevirdi. — 1954'te de "Hıchının No Samurai - Yedi Samuray" ile yeniden tarihi konulara döndü. wa'mn osyal — realizmile Mizoguchi'nin Klasık Japonyası ya- nısıra Japon filmciliğinde üçüncü bir cereyan Hiroshima ve Nagasaki'ye atlan atom bombaları tesirlerinin fılmlerle ifade edilmesidir. — Bilhassa Amerikanın bu sonuncu filmlerden büyük bir hoşnutsuzluk duyduğu mu- hakkaktır. "Sarhoş Melek'"in umu- mi havasından rahatsız olan Ameri- kalılar Kurosawa'mn 1 e bir filmcilik heyetiyle Amerıkayı ziyaret etmesini reddetmişlerdi "Nagasaki No Uta Wa Wasureji - Nagasakının Ebedi Şarkısı", "Naga i No Kan - Nagasaki Çanı", "Gembaku Noko— Hiroşima Çocukları", "Hiroşima" gi- bi filmlerin daha buyuk tepkiler ya- ratması beklenebili Japon tîlmcılıgının 1950 ve 1954 yılları arasındaki mukayeseli geliş- mesini göstermek için şu rakkamları Y ileri geliyordu SİNEMA vermek faydalı olur. 1950 de usun metrajlı film imali Japonya'da 215, Amerikada 395, Fransada 106, İtal- ya'da 104 tü. 1954 te rakkamlar Ja- ponyada 370, Amerikada 214, Fran- sa da 75 ve Italya da 150 dir. İtalyan ve Japon sinemalarının — bu paralel yükselişleri sebepsiz olmasa gerek. Türk filmciliğinin halâ olduğu yer- de saymasının sebebleri arasında tek- nik imkânsızlık ve teknik — bilgisiz- lik bulunmakla beraber asıl sebep hiçbir Türk filminde miyet veya fert hayatının beşeri taraflarıyla ak- settirilememiş, — vakaların ve şahıs- ların Sinema salonunun dışındaki ha- yat ile sinema perdesi arasındaki dar geçitten hiçbir zaman geçememış ol- malarıdır. Bir "İpsala Cinayeti" ve- ya bir "Beyaz Mendil"in nispeten muvaffak olmaları bazı sahnelerinde aşayışımızı aksettirebilmesinden d Japon filmlerinin kazandığı başa- rının bütün sırrı taklitçilik yapacak- ları yerde Japon kalmayı becermele- ridir. ." Cüz'i bir miktar Krem Nivea'yı cildinize yedirerek uvunuz. Bu miktar kopuğun husulüne mani olmaz. Cildiniz yumuşar ve traş makineniz daha güzel kayar. Traş olmak zevkli olur. KREM NİVEA kullan, makla sık sık traş olmanıza rağmen düz- gün ve pürüzsüz bir cilde malik olursunuz! 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: