24 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

24 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATR O Ankara Yağmur'lu piyes B:_sene telif eserlerden yana Küçük iyatro sıkıntıda değil. Ya Küçük Tiyatro seyircileri? Onlar hesabına bir şey söylemek kolay değilse de, geçen akşam salondaki koltuklardan üçte ikisinin boş kaldığını görenler, pek rahat ve memnun olmadıklarına hükmedebilirler. Hakları da yok de- ğil..."Karayar Köprüsü" melodramın dan, "Yalan" dramından sonra şimdi de "Son Yağmur"... Beş aydanberi aynı tiyatroda hep karanlık facialar seyretmekten bunalmış olan seyirci de"Benden sonratufan." diye düşün- müş olabilir. "Son Yağmur" afiş ve program- lara göre bir "piyes" tir, müellifi üç sene evvel aynı sahnede oynanmış olan "Günah Gecesi" nin de yazarı- Perihan Zorlunun takdim yazısına gö- re de "cinai" bir eser. Fakat temsi- li seyredenler, tiyatro maskelerinden çatık kaşlısına mensup olduğunu der- hal farketmekle beraber, bu neviler- den herhangi birine maledilebilecek bir piyes karşısında olmadıklarını an- lamakta gecikmiyorlar. Ortada bir cinayet vardır, vardır ama bu cinayetin piyeste yalnız sö- zü edilip hikâyesi anlatılıyor. Dokuz ay evvel intihar ettiği söylenen Ke- rim'in Ölümü karısı, karısının üvey kız kardeşi, dadısı, dadısının kızı, uşa- ğı ve eski kayınbiraderi arasında ha- la bir çekişme ve didişme mevzuudur. Kerimin nasıl bir insan olduğu, inti- har edemiyecek kadar kendini ve hayatı sevdiği, kadınlara karşı büyük bir zaafı olduğu, karısını baldızı ile, dadısının kızıyla aldatmaktan geri kalmadığı uzun uzun anlatılıyor. Ay- nı evde yaşayan insanların bildikleri şeyleri birbirlerine tekrarlamalarına ne lüzum var? diyeceksiniz. Müellif bu sualin cevabını Kerimin hâdiseden dokuz ay sonra çıkagelen ağabeysi Cahiti diğer eşhasın karşısına dik- mekle vermiş oluyor.. Ne çâre ki o na, kardeşinin intiharını örten esrar perdesinikaldıracağı yerde, iki kız kardeş arasındaki kin ve nefret uçu- rumunu büsbütün — derinleştiriyor. "Dedektif”rolünü bırakıyor, yeni bir gönül macerasının "kahramanı" ol- mayı tercih ediyor. Ve siz, cinayeti kimin işlediğini onun da meydana çı- karamıyacağını anladıktan sonra, bel ki esere adını veren ve bütün piyes boyunca şakır şakır yağan "yağmur" dan bir ipucu çıkar diye, üçüncü per- denin sonuna kadar boşuna bekliyor- sunuz. 28 Perihan Zorlu Bize hikâyesini dinlemek kaldı... "Piyes" mi, "Toman" mı? üellif ele aldığı konuyu tarafıyla işlemekle yetinse, "an- latmayı" bırakıp biraz da "hareket" gösterse bu bekleyişi onun hesabına mühim bir muvaffakiyet sayabilirdik. Fakat her şey sahne dışında olup bit- miş, bize de hikâyesini dinlemek kal- mıştır. Anlatılan yalnız ölen kocanın hikâyesi mi? Baba bir, ana ayrı iki kız kardeşin bütün hayatları, zeki, mütehakkim, genç ve yakışıklı koca- sına düşkün -çapkınlıklarına göz yu- macak kadar düşkün-, sonra kalb has- tası küçük kardeşini baba evinden u- zakta, dadısının yanında büyütecek, onu hakkı olan herşeyden mahrum bı- rakacak kadar kıskanç ve zalim, çirkin fakat dinamik bir kadın olan Nükhetin bütün yaptıkları; hattâ has talığı sırasında gördüğü kâbuslar an- latılıyor. Hasta, mariz, aşağılık duy- güsü ve ölüm korkusu içine gömül- tarafından bile istismar "cinayet" için herşeyini vermiş, hâlâ da vermeye ha- zır Leylanın bütün çektikleri, yal- nızlığı ve zavallılığı içinde tatlı vait- lerine inanmak gafletine düştüğü eniştesiyle olan günahkâr —macerası anlatılıyor. Müellifin şüpheleri zaman zaman Üüzerine çekmiye çalıştığı emektar Dadı ile kızı Filizin, uşak Alinin hayat hikâyesi anlatılıyor. Bu "narration" da kızların babası "rah- metli bey"in saz âlemleri, yarı ömrü- nü hastalık korkusuyla Avrupada ge- çiren, sonra kızından aldığı kızıl has- talığından genç yaşta Ölen birinci ha- nımının, hattâ zengin bir Mısırlıya kaçan ikinci hanımının hikayesi de ihmal edilmiyor. Ya cinayet? o da anlatılıyor. Ön- ce abla, ateşler içinde — sayıklarken gördüğü kâbusu hakikat sanıyor.. Kocasını kendisinin öldürdüğünü an- latıyor. Sonra da hasta kardeşi, bir anlık zevkine alet olduğunu anlayınca eniştesini de, kendisini de nasıl zehirle miye karar verdiğini, kendisinin bek- lenmedik bir gecikme yüzünden, na- sıl kurtulduğunu ve onun nasıl öldü- ğünü... Zorlama bir final Bütün bunlar kime anlatılıyor? Ö- len adamın ağabeyine... Kardeşi nin intihar etmediğini, edemiyeceği- ni yüzde yüz bilerek onun katilini meydana çıkarmıya gelmiş olan Ca- hite. Hadise polis ve adliyece bir in- tihar vakası olarak kapandıktan do- kuz ay sonra, iki kız kardeş, o güne kadar tanımadıkları, yüzünü bile gör- medikleri bu adama bülbül gibi her- şeyi anlatıyorlar, aile hayatlarını, en mahrem düşüncelerini, hattâ günah- larını sayıp döküyorlar. Neden? Ab- la mevhum cinayetini kardeşinin bil- diğini ve Cahite anlattığını zannetti- ği için. Leylâ da, dadısını haksız bir ithamdan korumak ve Cahite dökmek için... riz kızcağız öldürdüğü adamın ağa- beyisine aşık olmuş, onu deli gibi sev- miştir... Ve bütün bunlar, adamın köşkte kaldığı dört gün içinde olup bitmiştir... İşin garibi Cahit, cinayet meydana çıktıktan, kardeşini kimin öldürdüğünü anladıktan sonra, bir- kaç gün, ortadan kayboluyor, sonra dönüp geliyor, Kendisini ümitsiz bir bekleyişle bekliyen Leylâyı kollarına almak ve onunla evlenmek için... Da- ha garibi o zalim abla, o dişi kaplan da nefret ettiği, kıskandığı, kocası- nı elinden almaya kalktığını, sonra da öldürdüğünü bildiği Leylâyı kapı- dışarı etmesi, polise vermesi bekle- nirken susmayı, onu yanında alıkoy- mayı tercih ediyor. Neden? Gene mü- ellife göre kendisine duyduğu nef- retten, ona eziyet etme zevkinden başka bir şeysi kalmadığından... Böylesine zorlama bir final Peri- han Zorlunun sağduyusunu da zorla- mış olmalı ki, sonunda, selâmeti 19 yaşındaki mariz ve hassas kahrama- nına, balkona düşen son yağmurun altında ve sevgilisinin kollarında, bir kalb krizi ile, can verdirmekte bulu- yor. Sahnedeki oyun ir hanımın yazdığı ve kadın rol lerininağır bastığı bir piyesi Mu- azzez Kurdoğlu da sahneye koyunca "Son Yağmur" dörtbaşı mamur bir "kadınlar temsilli" olmuş. O kadar ki eserin tek mühim erkek rolü olan AKİS, 24 ŞUBAT 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: