24 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

24 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B.M.M. de Bütçe müzakereleri Kambersiz düğün.. viyetiyle kürsüde arzı endam etti. Elinde 114 daktilo sayfalık bir metin vardı. Kurşuniye çalar gri bir kravat takmıştı. Dakikalar ve Saatler boyun- ca elindeki metni okudu, okudu... Polatkanın kürsüye — çıkmasından bir dakika sonra -15.26- Cumhurbaş- kanlığı locasında Celal Bayar görün- dü. Yalnızdı. Siyah, spor bir kostüm giymişti. Yüzünü kürsüye, Polatka- na doğru dönerek oturdu ve 15 daki- ka müddetle Polatkanı dinledi. Sonra çıktı, odasına çekildi. Milletvekilleri gibi bakanlar da kalabalık bir kadro ile kendilerine ay- rılmış yerleri almışlardı. Başbakan- lık koltuğunun solunda Menderes V. Kabinesinin Gediki, sağında da Dışiş- lerimizin Zorlusu vardı. Başbakan yardımcısı Medeni Berk, bir türlü kurtulamadığı Umum Müdürlük ha- vası içinde — ortalarda bir yerdeydi. Sebati Ataman Bakanlar sırasının ö- nüne konmuş masalardan da önde bir sandalyede geriye doğru yaslan- mış ayak ayak üÜüstüne atmış efece oturuyordu. B.M.M. Menderes V. Ka- binesinin kurulduğu gün hariç, cuma günkü kadar kalabalık bir kabineyi bir arada görmemişti. Salonda olma- yanlar sadece yurt içi bir seyahatte olan Gümrük ve İnhisarlar Bakanı Hadi Hüsman ile Başbakan Mende- resti. Artık Mecliste Başbakanın yok- luğuna alışılmıştı ama Hadi Hüsma- nın bulunmayışına pek çok D.P.li üzüldü. Hiç olmazsa Başvekilsiz ka- bineyi tam olarak bir arada görmeyi pek istiyorlardı. Başbakan ne o gün ne onu takip eden günlerde de Meclis Salonunda görünmedi, o gö- rünmeyince diğer bakanlar da görün- mez oldular. Kürsüde konuşan hatipleri dinle- mek bakımından C.H.P liler de D.P. lilerden pek geri kalmadılar. Gerçi 8 C.H.P. liler kendi hatiplerinin hemen hepsini istisnasız sonuna kadar din- lediler ama, sıra D.P. hatiplerine gel- di mi onlar da D.P. taktiğine başvur- maktan kendilerini alamadılar. Bu yüzden D.P. hatipleri çok kere sade- ce boş sıralara hitap etmek zorunda kaldılar. Polatkanın konuşmasının ilk 50 da- kikası tam bir sessizlik içinde geçti. Salonda duyulan tek ses Polatkanın sesiydi. Bir de arada sırada durma- dan sıralanan rakamlardan - sıkılıp sıralarından doğrulan D.P. milletve- killerinin ayak sesleri. Ancak konuş- manın 50. dakikasına gelinmişti ki Polatkan, kahraman Türk ordusun- dan bahsetti de muhalefet ve muva- fakat sıralarından hep birden toplu- ca bir alkış topladı. Bunun haricinde de Polatkan pek az alkışlandı ve um- duğunu bulamadı. Polatkanın konuş- masının ortalarına doğru salondaki milletvekillerinin sayısı şöyleydi: 98 D.P. li, 31 CHP. li, 1 C.K.MPP. li. Bakan koltukları ise sadece gözlerini hafifçe kapatmış olan Lütfi Kırdarı barındırıyordu. Polatkanın konuşmasından sonra Devlet Radyosu mikrofonlarının Mec- lis kürsüsü ile olan irtibatı kesildi ve Koraltan tarafından Kürsüye C.H.P. Grubu adına Ferit Melen davet edil- di. Saat 18.27 idi. Melen, kendisinden umulmayacak kadar dört başı mamur bir konuşma yaptı. Onun ilminden, mali mevzula- ra olan vukufundan kimsenin şüphe- si yoktu. Çekinilen tek şey, Melenin ifadeyi meramının pek parlak olma- masıydı. Ancak Melen bu yanlış ka- naati de yıkmasını bildi ve kazara da olsa içerde kalmış olan bazı D.P. zi- mamdarlarına dahi kendisini dinlet- mesini bildi. C.H.P. hakkında: e bu mektubu yazmadan önce, 281 sayılı AKİS'te "Bir Mülâ- kat" isimli yazıyı okuyordum. Bi- tirdikten sonra, size yazmaya ka- rar verdim. C.H.P. ni Muhalefetten İktida- ra geçirecek olan genel seçimlerin yaklaşmakta olduğu şu günlerde, Parti kademelerinde vazife alacak- ların ve onları seçeceklerin mesu- liyet hisleri ile şeref ve haysiyet kıymetlerinin, iyiniyetleri ile Ata- türkü ve Onun devrimlerini layı- kiyle anlayıp ve benimsemiş olup olmadıklarının incelenmesi ve ona göre makül bir temizleme yapılma- sının icap ettiği — fikrini tarafsız vatandaşlar bile ümitle beslemek- tedirler. Kanaatimce de iyi niyetli ve değerli olmak bir şahsı, bir Par- tiyi ve bir Milleti yükselten, kuv- vetlendiren, yaşatan ve onlara içer- de ve dışarda sağlam taraftarlar sağlıyan, hakiki kıymet ölçü- leridir. Bununla beraber, haki- ki veya hükmi, her şahsiyetin, bir de kendine mahsus özelliği vardır. İşte Türkler için, bu — özellik her şeyden önce Atatürk ve Onun yaptığı ve düşündüğü ve söylediği şeylere saygı ile bağlanmaktır. C.H.P. nin Altı Ok ile ifade olu- nan programı da yine Atatürkün bir eseri ve kendi dehâsının bul- duğu bir devlet idare şekli, bir re- jim olduğuna göre C.H.P. nin da- ha ziyade bu ana hatlardan yürü- yerek İktidara yükselmesi lâzım- ır. M. Selâhattin Tür —Beşiktaş $.B.E hakkında B.F. nin yeniden okul haline getirilmesi hakkındaki kanun teklifiyle ilgili yazınıza, bir S.B.F. mezunu olarak çok teşekkür ede- Yalnız, çu "Çatık kaşlı müdür olarak kabul — ettiğiniz fakülte haline getiren kanunun, (ki C.H.P. iktidarının son kanunla- rından biridir) T. B. M. Meclisin- den geçirilmesinde Prof. Bedri Gürsoy ile birlikte, en faal rolü oynadığını da unutmamanızı Trica ederim. Hakikatin oldukça — muvaffak bir müdafii olduğunuz için, bu ufak vakıayı hatırlatmayı kendime bir borç bildim. Ömer Tuğrul Dinç — Ankara AKİS, 24 ŞUBAT 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: