19 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

19 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dahalesini protesto eden Kahire rad- yosu, tarafsızlar hazırlık konferansı- nın yeri olarak Kahirenin seçilmiş ol- masını Sovyetlerin hazmedemedikle- rın tarafsızlara baş olmak iddiası pek o kadar gizlenemiyordu. Bu ise ne Yu- goalavyanın, no Hindistanın, ne de Endonezyanın işine gelirdi. Her ü memleket de as çok çeşitli sebepler- den ötürü, komünizm aleyhtarı bir blok veya blok kurma teşebbüsüne iştirak eder gibi görünmek istemez- lerdi. Nitekim Kahire konferansı ve Kahire ile Moskova arasında çekiş- me davam ederken Sukarno Mosko- vayı ziyaret ediyor ve Sovyet - En- donezya dostluğunu göklere çıkaran nutuklar (söylüyordu. (Endonezya Başkanının Moskovadan Pekine, ora- dan süratle Belgrada gitmesi de ma- nidardır. Diğer taraftan Hindistanın Kahire hazırlık konferansına katılan mümessili R. K. Nehru-Başbakanın yeğeni- Bled'de toplanması mukarrer zirve konferansına iştirak için Hin- distanın hiç bir taahhüde girmemiş olduğunu söylemiştir. Bütün bunlar bazı ihtirazı kayıtlar gibi görünmek- tedir. Anlaşılan, Yugoslavya ile komü- nist Çin arasında devam eden ideolo- jik mücadelede, Yugoslavyanın En- donezya ve Hindistan ile birlikte böy- le bir blok teşebbüsüne yanaşması komünist Çinin canını sıkmış ve Pe- kin, öldürüldükleri iddia edilen A- rap komünist liderler meselesini ile- ri sürerek geçen Kaşım Moskovada toplanan komünistlerarası konferan- sın kararlarım Moskovaya hatırlat-, mistir. Bu kararlar yabancı memle- ketlerdeki komünist partilerin bun- dan böyle desteklenmesiyle ilgilidir. Bunun üzerinedir ki Moskova, Arap- larla münasebetlerini tehlikeye at- mak pahasına, Arap Cumhuriyetine kartı ölçülü bir okampanya açmak zorunda kalmış gibi görünmektedir. Fakat herhalde "tarafsız"lar Ba- tı ile Doğuyu ayıran ihtilâflara bu- laşmamak kararını alırken, aksine, kendilerini (o beynelmilel (o belaların tam ortasında bulmak tehlikesine düşmüşlerdir. Hem de bu belâlı işle- rin uyur halden tekrar buhranlı saf- haya geçtiği bir sırada... Almanya Batılıların durumu İpsiltere Başbakanı Tord Hom çarşamba günü Washinsrton'da A merikalı meklekdaşı Ruak ile yaptığı lin meelesinde İngiltere ile Birleşik AKİS, 79 HAZİRAN 1961 Amerika arasında anlaşmazlık yok- tur" demiştir Lord Home âdeta iki eli kanda ikan, her işi bırakıp Washington'a gelmişti. Halbuki Cenevrede çıkmasa giren Laos konferansını -954 Cenev- re konferansının iki başkanından bi- ri olmak sıfatı ile- Sovyet Dışişleri Bakam ile görüşüp yeniden rayların üstüne koymak gerekiyordu. Lord Home Washington ziyaretini daha önemli saydı. Zira bahis konusu olan, aylardan beri İngiltere ile Birleşik Amerika arasında esen huzursuzluk havasını dağıtmak ve İngiltere'nin -London Times'in acı bir ifade ile be- lirttiği gibi- bir efsane haline gelmiş olan imtiyazlı eski müttefik sıfatını tekrar kazandırmaktı. Başkan Ken- nedy'nin son Avrupa seyahati ve Londrayı ziyareti işleri yoluna koya- mamıştı. Aksine olarak, Sovyet Baş- bakanının Başkan Kennedy'ye ver- diği iki muhtıra karşısında ne yapı- lacağı meselesi bu huzursuzluğu bi- raz daha arttırmıştı da... İşte şimdi Lord Home, iki mem- leket oarasında (o huzursuzluk olma- dığını söylüyor, bunu söylemek lüzu- munu duyuyordu. Üç yıl evvele avdet gov Başbakanı Krutçefin Viya- na mülakatinde Başkan Kennedy" ye verdiği muhtıralardan biri Alman- ya meselesine dairdi. Sovyetler eski görüşlerini tekrarlıyorlardı: Ya iki Almanya ile sulh aktedilir, yahut da Sovyet Rusya işin sonunda Doğu Al- manya ile sulh imzalar ve bu suret- le Sovyetlerin Almanyada sahip ol- dukları yetkilerin tamamı. Berlin ile münakale ve Berlindeki durum da dahil olmak üzere, Doğu Almanyaya geçer. n bütün yorumcular bu se- fer Sovyetlerin bir ültimatom ver- memiş, sert lisan kullanmamış oldu- gunu söylemektedirler. Halbuki, ve- rilen mühletler de dahil olmak üzere, tehdit aynı tehdittir. 1958 Kasımında Sovyet Rusya "altı ay zarfında" de- mişti. 3u sefer "yıl ' sonuna kadar" demektedir. 1958 de Doğu Almanya Adenauer Almanyasını müzakereye davet etmişti, bugün de aynı davete şahit olunuyor ve nihayet bu gün de Batıklar, 1958 de olduğu gibi, Ber- lindeki haklarını müdafaa edecekle- rini söylüyorlar. Fakat nasıl? AKİS - Reklâm —27 DÜNYADA OLUP BİTENLER Berlin için ölmek A Sinda imanı Batılı mütte- fiklerin Alman, konusunda bir emrivaki ile kir Gil zaman ne yola başvuracaklarını terin kanlılık- la ve NATO müttefiklerinin de fikri- ni alarak müzakere etmeleri ve ka- rara bağlamalarıdır. Başkan Ken- nedy bu muhtemel mukabelenin şim- diden bütün teferruatı ile hazırlan- masını istemektedir. İngiltere ise, Sovyet icraatının alacağı istikametin ve mahiyetinin ortaya çıkmasını beklemeye taraftardır. Amerikalılar bu konuda İngilizleri işi savsakla- makla suçlandırıyorlar. İngilizler ise, işi aceleye getirmemek ve meselâ Küba dâvasında olduğu gibi telaşlı ve beceriksiz hareketlerle durumu büsbütün berbat etmemek lazım gel- diğini telkin etmektedirler, İngiliz ve Amerikan basını bu tema üzerinde a- deta saç saça baş başadır. Hakikatte İngilizlerin bekledikle- ri. Sovyet tutumunun iyice belirme- sinden ziyade, Almanyada ve Ame- rikada fikir ve temayüllerin muay- yen bir istikamete yönelmesidir. Ni- tekim iki gün evvel Amerikan sena- tosundan nüfuzlu bir şahsiyet. Sov- yetlerin Batı Berlin için ileri sürdük- leri "serbest şehir" statüsünün Doğu ve Batı Berlin için aynı zamanda ka- bul edilebileceği yolunda telkinde bu- lunmuştur. Gerçi bu fikir derhal tep- kiler yaratmış ise de, İngiltere bu gi- bi teşebbüslerin "Mek parmak me- ke parmak" işi buhran kisvesinden sıyıracağım ümit eder gibi görün- mektedir. Nankör iş A ncak, Almanya ve Berlin mesele- sinde umulan şey nükleer dene- meleri durdurma bahsinde varit de- ğildir. Filhakika (Krutçefin ikinci muhtırası da silâhsızlanmaya dair- dir. Nükleer denemeleri durdurmak için iki buçuk seneden beri fasılalar- la devam eden müzakereler çıkmaza girmiştir. Sebep: Sovyetlerin bu ko- nuda aktedilecek anlaşmanın tatbi- katım vetoya bağlamak istemeleri... Şimdi Sovyetler, bu kabul edil- mediğine göre, nükleer denemeleri durdurmak bahsini umumi silahsız- lanma müzakerelerine bağlamak ta- lebinde bulunuyorlar. Krutçefin tam vs umumi silâhsızlanma adı altında ortaya attığı tez üzerinde müzakere- de bulunulması lüzumu Birleşmiş Milletlerde kabul edilmiş olduğuna göre, Sovyetler Batılıları konferans masasına çağırıyorlar ve gerçekten de önümüzdeki günlerde mesele üze- rinde durulacağı o anlaşılıyor: Silâh sızlanma meselesinin nasıl, ne za- man, nerede, kimler tarafından ko- nuşulacağım tesbit etmek üzere.. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: