19 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

19 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın İçinden «Kuvvetli Türk İhtilâli, Tarihe "Kuvvetli Adam'ı (bulunmayan bir inkılâp hareketi olarak geçecektir. Şimdiye kadar bilinen, askeri darbelerin bir "Kuvvetli Adam" etra- fında düğümlendiğiydi. Bu "Kuvvetli adam", ya Ira- kın Kasımı,, Kübanın Castro'su gibi işin başından iti- baren şahsi kudretini kabul ettirterek ayaklanmayı gerçekleştirmektedir, ya da Mısırın Nasırı, Pakistanın Eyüp Hanı gibi ikinci plândan zamanla birinci plâna geçip iktidar dizginlerini ele almaktadır. Fakat bir as- keri ihtilâl yapılsın, bu ihtilâl üzerine bütün Silâhlı Kuvvetleri temsilen bir Komite kurulsun, bu Komitenin keri idare memleketi en hür şekilde bir serbest seçime kadar götürsün ve milli iradeye dayanan yeni iktidara millet mukadderatını terketsin, bu, sâdece Türkiyeye has bir hususiyet olarak örnek teşkil edecektir. Hakikaten, bizim İhtilâlimizin bir "Kuvwetli (o A- dam"ı olmamıştır. Sayın Gürsel, İhtilâlin başı gibi dav- ranmak hususunda övülecek titizlik göstermiş, asla dikta yoluna sapmaya kalkışmamıştır. M K. ekip çalışmasını devam ettirmiş, adeta demokratik Ur Mec- lis gibi kararlarım oylama sonunda almıştır. Oylamada çoğunluk kazanan fikir, İhtilâlin, sayın başı dahil, bü- arzularını zorla kabul ettirten B.K. daima ikna yolu geçer akçe bilinmiş, şahsi prestij ve meziyetler ikna hudutları içkide kullanılmak- la yetinilmiştir. Bunların kâfi gelmediği, yani Komite dene- e kalkışmamıştır. İhtilâlden evvel oldu- gu gibi İhtilâli takip eden devrede de İhtilâlciler ve on- ların temsil ettikleri Türk Silahlı Kuvvetleri (o sayın Gürsele sevgi, saygı ve güven hisleriyle bağlanmışlar- ır. Türk İhtilâlinin bu hususiyeti, Türk toplumunun meziyetleri ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ananesi ica- bıdır. Türk toplumu 27 Mayıs günü bir diktatörü ba- şında görmeye katlanmayacak olgunluğa erişmiş bu- lunuyordu. Menderes kötü diktatördü. Ama iyi diktatör de olsa, bu millet kendisisi mutlaka yolcu edecekti. Zira bir dikta rejiminin şartları, Türk toplumu içinde artık mevcut değildir. Nitekim askeri darbeden hemen sonra yeni sie sahiplerini o yola itmeye kalkışanlar hüsrana uğra pıldıkları lanlar ağır bedel ödemişlerdir. sayın başı daha o günlede "Türk milletinin, dertlerini demokratik yoldan halledecek olgunluğa erişmediği- ni idam edenler bühtanda bulunmaktadırlar" diyerek basiretin sesini konuşturmuştur. Bu basiret, daima mu- hafaza olunmuş ve İhtilâlcilere istikamet vermiştir. Zaten e Silâhlı Kuvvetlerinin ananesi de aynı istikamettedir. Türk Ordusu, askeri darbe yapılan bir ok ba memlekettekinin aksine, bir milli ordudur. asırların Türk Ordusu da aynı köklerden gelmiştir. Bu kuvvetlerin bir veya bir kaç kişinin peşine takılarak milli temayülün dışında heveslere âlet olabileceğini sanmak için ziyade - AKİS, 12 HAZİRAN 1961 Adam>»sız © Ihtilâl Metin TOKER siyle e bulunmak lâzımdır. Nitekim hem B. tümüyle Ordu, zamanla bir “İhtilâlin Kuvvetli “İkinci li, daima tedbirli davranmıştır. Bu konuda en ufak bir şüphe derhal hassasiyet tellerinin gerilmesine yol aç- mış ve bazısı yerinde, bazısı fazla bile titiz tedbirlerin alınması neticesini vermiştir. Türk İhtilâli ne baştan bir kişi etrafında düğümlenmiş, ne de sonra, ikinci plândan bir şahsiyet birinci plâna atlayıp dizginleri ele almıştır. Eser, elbette ki emek rece derece geçmiş olmakla beraber hep, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin müşte- rek eseri vasfını muhafaza etmiş ve bu sayede milli ka- Kabilmişt tir. Yarın, İntikal devri kapanıp normal günlere kavu- şulduğunda Türk İhtilâlini tetkik edenler bu hususiye- tin inanılmaz derecede mühim rol oynadığını tesbit edeceklerdir. O kadar ki, İhtilâlin mânası ve mahiyeti hep bu hususiyetin neticesi olarak görünecektir. Haki- katen, bir "Kuvvetli Adam'ın doğmasına imkân veril- memesi 27 Mayıs hareketini basit askeri darbelerden ayırmış, ona Tarihte ayrı bir kıymet kazandırmıştır. Başsız ihtilâlin olmayacağı muhakkaktır, fakat ancak "Kuvvetli Adam"sız ihtilâllerin demokratik idare yo- lunda belki yavaş, buna mukabil emin adımlarla ilerle- yebildiği gözler önüne serilmiştir. undan, önümüzde açılan yeni hayat devresinde de politikacılarımızın çıkaracakları dersler vardır. Tür- kiye, bir lideri kabul eder. Bir lider ki gerek kendi teş- kilâtı içinde, gerekse memleket seviyesinde oyla gelir, oyla gider. Ama böyle bir liderin kudreti üstünde kud- ret hayal edenler, şimdiden ayılmalıdırlar. Zaten, Cum- di otoriteyi kendisine destek kılan bir adamın en kısa zamanda muallâkta kalıvermesi mukadderdir. Bun- dan sonra iktidarlar, millet ekseriyetini ikna edenlerin olacaktır. İhtimal ki Menderes, ikna ümidi iflâs edince koltuğunda başka silâhlar kullanarak oturmaya devam edebileceğini sanan son hayalperesttir. Onun acıklı âki- beti, ondan sonra geleceklerin gözlerini mutlaka aça- caktır. Bir ihtilâl idaresi içinde bile başında "Kuvvetli Adam" değil, basiretli bir lider arayan Türk milleti, artık bütün müesseleriyle Demokrasiyi koruyacaktır. "Kuvvetli Adam" devresi geçtikten sonra, Türkiye için atlatılması gerekli bir tehlikeli dönemeç "Dema- gog Hâkimiyeti" faslı olabilir. Hakikaten, korkulur ki okuma yazma bilenlerinin adedi fazla bulunmayan Türk toplumu içinde bir takım demagoglar geçici ba- şarılar kazanabilirler ve yeniden karanlık günleri bu milletin talihi haline (getirebilirler. Ana buna karşı aydınlarımız, köylümüzün âdeta doğuştan malik oldu- ğu ve Türk milletinin görmüş geçirmiş bir millet ol- ması neticesi ei sağduyu ile elele verip mücade- le ederlerse o dönemeç te kısa zamanda arkamızda ka- lır. Özlediğimiz mutlu istikbal ayaklarımızın altına se- rilir. Hâdiseler, haklı bir iyimserliğin bütün unsurlarım taşımaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: