19 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

19 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"Yufka yüreklinin Biri" Ypsstivalin yânısıra Emekli Sahne Sanatçıları Derneği yararına veri- len tek bir temsil, Yeni Tiyatroda Vasfi Rıza Zobuyu, kendi, aliyle sah- neye koyduğu bir Fransız komedisin- de tekrar seyretmek fırsatım İstan- bullulara vermiş oldu. Bu Fransız ko- medisi eski "Petite Ulustration" meraklılarının pek iyi tanıdıkları çif- te İmzalı birçok bulvar piyeslerinin yazarları olan Robert de Flers ile G. A. de Gaillavet'nin, en azından, kırk yıllık "M. Brotonneau" sudur ve Ok- tay Rıfatın tercümesinde "Yufka Yü- reklinin Biri" adını almıştır. Bir yandan turfanda Paris piyes- lerini oynarken, bir yandan eski re- pertuvarın çoktan unutulmuş "sük- se"lerini hatırlamak, -hele bunlar ba- zı eski "şöhret'lerin oyun üslübuna uygun düşüyorsa- onları ramp ışı- gına çıkarmak, Şehir Tiyatroları re- pertuvarının, saçlarını değirmende a- "tek seçici"si için tiyatroya yeni birşeyler "duymak" için giden aydın seyircisi için, elli yıl öncesi Parisine ait bir "yufka yürekli" ve "boynuzlu" koca hikâyesinin zevkli bir tarafı pek yok- tur. Bu koca, acıdığı için, boşaltmadı- ğı kantini -aşık tarafından terkedi- lince- önce metresiyle oturduğu apar- tımanın üst katına, sonra aynı daire- ye alacak, bu yüzden metresini elden kaçıracak ve gene eski cehennem ha- yatına dönmeğe o katlanacak kadar "yufka yürekli" olsa da Sahnedeki oyun ktay Rıfatın böyle küflenmiş bir O eski zaman Oyununu çevirmeğe razı olusu, kendisine pek birşey "ka- zandımamış" olan "Bir takım insan- lar"ın yarattığı hayal kırıklığını gi- dermek için olsa gerektir. Eh, bu da, Vasfi Rıza Zobunun sahneye koyup başrolönü oynadığı bir komedi için hiç de yanlış hesap sayılmamalıdır. Vasfi Rıza Zobu, artık bütün inandırı- cılığını kaybetmiş olan bu eski, bir disini, sevimliliği ve tatlı oyunuyla, tek başına, ayakta tutmıya ve zevkle seyrettirmeğe, elhak, muvaffak olu- or. Ama, yanlış anlaşılmasın: Ayak- ta tuttuğu ve zevkle seyrettirdiği pi- yes değil, M. Brotonneau da değil, sâ- dece Vasfi Rıza Zobudur. "Selma" 27 Mayıs İnkılâbının yıldönümü yur- dumuzdaki bütün tiyatrolara per- delerini yeniden açtırdı. Bu vesileyle Üsktidarın kazandığı -Saraçhanebaşı tiyatrosu tipindeki- yeni Şehir Tiyat- rosu da, zaten bir kaç hafta önce ilk defa açılmasıyla kapanması bir olan, AKİS, 19 HAZİRAN 1961 perdesini yeniden açtı ve rahmetli Müsahipzade Celâlin yeni bir eserini- sağlığında hiç oynanmamış ve ilk defa Üsküdar tiyatrosunun açılışında sahneye konulmuş bir piyesini- tek- rarladı. İşin tuhafı bu piyes, Müsahipza- denin bütün yazdıklarının hilâfına, bir komedi değildir. Adını kadın kah- ramanından alan bu hissi piyeste, Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında yazıldığım belli eden bir idealizm, bu- na karşı -Mimar Azminin karısının ve eski bir hariciyeci olan kayın pederi- nin temsil ettikleri- şuursuz bir Av- rupa hayranlığının karıştığı bir ben- cillik ve züppelik kendini duyurmak- tadır. Eski devirlerimizi bütün özel- likleriyle canlandıran komedilerinde- ki ustaca kuruluşu "Selma" da bulmak mümkün değildir. Müsahip- zadenin bu piyesi, dâima ikili meclis- lerle gelişen ve "imar plân- larının çalınması" gibi unsurlarla il- giyi uyanık tutmıya çalışan bir "ent- TİYATRO rika" tarafı da eksik olmıyan eski' "burjuva dramı" ması bir eserdir. Piyesin dikkati çe- ken bir tarafı varsa, o da "İstanbulun marı", "memleket kalkınması" ve “Avrupa hayranlığı" gibi hâla aktüa- litesini kaybetmemiş temaları islemiş olmasıdır. Sahnedeki oyun İ Galip Arcanın tempolu bir oyunla sahneye koyduğu "Selma", işgalden yeni kurtulmuş İstanbulu hatırlatan bir hava içinde oynandı. Belli-başlı rol lerden esere adını veren Selmada A- lev Özgün, Nevinde Fatma Andaç ide- alistleri, Azminin züppe karısı Rez- zanda Şadıman Ayşın, Kayınpederi Saipde Necdet Mahfi Ayral, kadın av- cısı avantürye Pertevde Reşit Gürzap onlara zıt kutbu duygulu, itinalı o- yunları ve renkli kompozisyonlarıyla canlandırdılar. Eserin en mühim rol- lerinden biri olan Azmi İse, Kemal Bekirin donuk ve silik oyunu içinde kaybolup gitmişti. (Basın - 10289) — 23 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: