16 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

16 Temmuz 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Devlet Plânlama Teşkilâtı çalışıyor Bütün eller bir baş için min, ne kadar, ne şartlarla yardım yapacağıdır. Beynelmilel yardım te- şekküllerinden oalınacak (oyardımın prensibi bellidir. Bu teşekküller pro- jeye göre yardım yapmaktadırlar. İ- şin Oobu tarafını 5 Yıllık Plâna derce- dilmiş bol proje halledecektir. Ancak projeye bağlı bulunmayan yatırımlar labilmesi, bu teşekküller bakımından imkânsızdır. Ancak, OECD nin belke- miğini teşkil eden iki devlet -Ameri- ka ve Almanya- bu tip tediye için ko- laylıklar bulma imkânlarına sahiptir. Dünya Bankası kendisine bağlı ek te- şekküller vasıtasıyla böyle tediyeler yapabilecektir. Meselâ AlO -Ameri- kan Yardım Kurulu- bu tip tasarruf- larda bulunabilecektir. Bütün bunların yanında Konsor- siyumun iyi işlemesi için Türk dev- let adamlarına düşen büyük işler mevcuttur. Konsorsiyumun yardım talep ettiği devletlerle, iki münase- betler kurarak finansmanı kolaylaştır- mak işi Türk devlet adamlarının ba- siretine (oOkalmış meseledir. Konsorsiyumun, yardım konusun- da kesif faaliyeti 1963 yılından itiba- ren başlayacaktır. Ocak ayına kadar geçen zaman içinde teşekkülün iyi işlemesi için gereken küçük pürüzler üye devletler ve yardım talep eden devlet arasında halledilmeğe çalışıla- caktır Konsorsiyumun temin Oo edeceği yardım miktarı yılda ortalama 300 - 350 milyon dolar olabilecektir. Demokrasi Maceranın sonu mi haftanın sonunda, bir muayyen çevrenin umumi efkârın ilgisine sunmak istediği, esrarengiz polis romanlarım hatırlatır bir ma- cera sona erdi. Ümit odağarcıkları hınçahınç dolu 14'lerin temsilcileri Orhan Kabibay ve Rifat Baykal Anka- ra ve İstanbulda yaptıkları temasla- rın sonunda ümitleri kırılmış olarak Brüksele müteveccihen Oo bavullarım yaptılar. 13 Kasım operasyonu ile yurt dı- şında vazifelere tâyin edilen 14'ler bir kaç hafta evvel büyük ümitlerle gel- dikleri Türkiyede malüm bir çevrenin dışından pek sempatik ilgi göremedi- ler. Hele, 22 Şubatçılarla fikir birli- ği halinde olduklarını belirtmeleri ay- lardır şişirilmiş 14'ler balonunun kü- çük bir iğne darbesiyle sönüvermesi- ni intaç etti. Ordudan da sadece pek soğuk muamele gören Kabibay ve Baykal misyonlarım fiyaskoyla kapa- dılar. Bu yüzden de, giderayak, par- ti filan kurmaya niyetli olmadıkları- nı iddia ettiler, Halbuki yeni geldik- leri sırada, sadece parti kuracakları- nı değil, kuracakları partinin mutla- ka iktidara geleceğini büyük bir ca- kayla her önlerine gelene ilân ediyor- lardı. Fakat, güvendikleri (odağlan karlı bulmakta gecikmediler. Aslına bakılırsa, netice normaldir. 14'ler ve onların taraftarları uzun bir zamandan beri bir muayyen istikame- te itilmekteydiler. Bunun içindir ki kendilerinde kuvvetler teyeli" hüm eden Kabibay ve pek hissi arka- daşı Baykal, hazırlanan mizansene rağmen Türkiyede havanın lehte es- mediğini anladılar. Kabibayın temasları bitirdiğimiz haftanın içinde İstanbulda devam et- ti. Geçen haftanın sonlarında cuma günü İstanbulda Eminönü Meydanın- daki emekdar meydan saati tamamı tamamına 16'yı.gösterirken Mısırçar- şısının Eminönü cihetine bakan bü- yük cümle kapısının önünde, kızgın güneş altında gıcır gıcır parlayan ko- yu mavi renkli Mercedes bir otomo- bil durdu. Otomobil Brüksel plâkalıy- dı ve üzerinde CD-275 işaretleri oku- nuyordu. Arabadan ince yüzlü, si- yah güneş gözlükleri takmış, açık gri pöti kare kostümlü bir adam in- di. Onu, yine güneş gözlükleri takmış ikinci bir adam takip etti. İki adam, Mısırçarşısının kapısı önünde durdu- lar ve o sırada yanlarına gelen bir genç adamın elini sıktıktan sonra hep birlikte tekrar otomobile doğru yü- rüdüler. Koyu mavi Mercedes bu de- fa üçüncü adamı da alarak hareket etti. Olup bitenlerin hiç kimse far- kında bile olmamıştı. CD-275 plâkalı otomobilden inen ince yüzlü ve güneş gözlüklü adamın adı Orhan Kabibaydı. Arkadaşının a- dı ise Ruhi Soyuyüce idi. 22 Şubat o- laylarından sonra emekliye sevkedilen kurmay yarbay Ruhi Soyuyücenin 14' lerle ayrıca sihri bir rabıtası vardı ve Şefik Soyuyücenin kardeşi oluyor- du. Kabibay ile Soyuyücenin Mısır- çarşısının önünde bekledikleri üçüncü adam ise İstanbuldaki AKİS muha- birinden Oo başkası odeğildi. (AKİS muhabiri, Kabibay ile görüşmek is- tediğini söyleyince, kendisine, Ruhi Soyuyüce ile temas etmesi tavsiye e- dilmiş, bunun üzerine Soyuyüce ile gö- rüşülmüştü. Soyuyüce, Kabibayın son günlerde ziyadesiyle meşgul olduğu- nu, temaslar yaptığım ifade etmiş ve randevu temini için cuma sabahı telefon edilmesini istemişti. AKİS mu- habiri işin ucunu bırakmaya hiç de ni- yetli olmadığı için istenen saatte So- yuyüce ile tekrar temasa geçti ve "Saat 16 da Mısırçarşısının ka-

Bu sayıdan diğer sayfalar: