27 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

27 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S A N Haberler Burgaz Şenlikleri Bez Adasını Güzelleştirme Der- neği, 18 Ağustosta başlayıp 24 A- gustosta biten bir "Yaz Şenlikleri" düzenledi. Bu şenliklerin başlıca iki özelliği vardı. Biri, derneğin Adalar ilçesinde, ilk olarak ve baştan sona kendi imkânlarıyla (o gerçekleştirdiği Atatürk Anıtının açılışı, öbürü ise, yeri hala boş duran ünlü ve büyük hikayecimiz Sait Faiki anma töreni. Burgaz Adasını o Güzelleştirme Derneğinin başında ülkücü, çalışkan, adasını yürekten seven Turgut Ege- men var. Dernekçiler, her yıl adaya biraz daha yararlı olmak, adanın ü- nünü duyurmak için didinip duruyor- lar. Ülkemizde böyle karşılıksız o ça- lışma örneği çok değildir. Bu yönden Burgaz Adasını Güzelleştirme Derne- ginde hizmet görenleri hem destek- lemek, hem kutlamak gerekiyor. Bu yılki yaz şenliklerinde İsrail Folklor Ekibinin gösterileri, Genç Oyuncular Tiyatro topluluğunun oy- nadığı "Çürük Elma" oyunu, Yugos- lav Üsküp Folklor Ekibi gösterileri, Galata Kültür Derneğinin verdiği temsil, Sait Faiki anma töreni, Türk Folklor Ekibinin gösterileri yer o al- Şenliğin başarılı geçtiğini söy- lemek gerekir. Burgaz Şenliklerinin önümüzdeki yıllarda İstanbulun kültür ve sanat şenliklerinden o başlıcası haline ogel- memesi için hiç bir sebep yoktur Demek yöneticilerinin bu mutlu so- nuca ulaşabilmek için var güçleriyle çalışmaya istekli olmaları, istekleri- nin gerçekleşmesine yetecektir. Sanatçılar adası armara Adası, bu yıl bir bakıma sanatçılar adası oldu. Yaz tatille- rini geçirmek isteyen sanatçılardan çoğu soluğu doğruca Marmara Ada- sında aldı. Temmuz başından Ağus- tos sonuna kadar adayı şenlendiren sanatçıların sayısı hiç de az değil. Oktay Rifat, Edip Cansever, Turgut Uyar, Fethi Naci, Fikret Otyam Şahap Sıtkı, Cevdet Kudret, Mehmed Kemal, Fikret Arıt, M. Sunullah Arı- soy hep adadaydılar. Adaya ilk gelenler (o Canseverler Uyarlar ve Fethi Naciler oldu. Mar- mara Adasında turizm işlerini de yö- neten bir Ahmet Enön var. Ada ko- nuklarından başı sıkışan oldu mu, Ahet Enön hemen yardıma koşu- yor. Enönün, önünde büyük bir çına- rı olan, denizi burnunun dibinde bir güzel dükkânı var. Enön orasını bu yaz kahvemsi, gazinomsu bir şey yap- mak istemiş. O sırada adaya birbir AKİS, 27 AĞUSTOS 1962 A T leriyle pek sevişen üç sanatçı geliyor. Turgut Uyar, mutfak işlerinden an- lar. Canseverle Fethi Naci de, eşlerini dinlendirme amaciyle Uyara yardımcı olurlar. Kollar sıvanır, balıkların çe- şitlisi, salataların en güzelleri, özellik- le Uyarın patlıcan salatası pişirilip, kotarılır. Şişeler de açıldı mı, dokun- "burası kahve olur mu birader? Burası lokanta olu- cak." Olurdu olmazdı demeye kalmaz, iskelenin hemen karşısında bir güzel "Enön Lokantası" kuruluverir. Müş- terilerden hesabı Turgut Uyar almak- tadır. Ahmet Enön, hesap isteyen müşterilere, parmağıyla Uyarı gös- terir : EB: "— Ağbi alıyor hesabı.." Uyar, şimdiye kadar lokantada he- sap vermeye alışmış, hesap almaya değil ki.. Müşteriye sorar: "— Ne yediniz beyim?" "— İstakoz, karagöz balığı, do- mates salatası, ekmek, peynir, kavun, rakı..." Uyar, İstakozla balık üzerinde sa- yın müşterisiyle Enön adına pazarlı- ga koyulup, Enönün ağzını kulakla- rına yardıracak bir başarıyla, sevim- li bir yekün tutan hesabı alır. Üçlü sanatçı grubu adadan ayrıl- dığı halde Enön Lokantası | işliyor. Hiç boş kaldığı yok. Yok ama, Ahmet Enönün Er bitmiş değil. Bir sa- « geldi m — Ah e ağbi" diyor, "nerde Turgut ağbi, Edip ağbi, Fethi ağbi!. Turgut ağbi bir hesap alıyordu ki, iş- te o kadar olur... Biz şimdi pek be- ceremiyoruz.." Balık adam : Oktay Rifat dada "hem ziyaret hem ticaret" yapan tek sanatçı, Oktay Rifat. öyle boşuboşuna denize girip, kuma yatıp güneşlenmiyor. Çalışıyor. Elin- de bir takım vurucu, tutucu âlet, ba- lıkçılık yapıyor. Birinci sınıf bir ba- lık adam Adaya gelen hanımların çoğu a- çıktan açığa, ya da göz altından Ok- tay Rıfata bakmadan geçemiyorlar. Şair her gün balığa çıkıyor ve ada balıkçılarım kıskandıracak sonuçlar- la dönüyor. Dalıyor denizin dibine, balık önde, Oktay Rifat ardında.. Çok geçmiyor, Oktay Rifat denizin yüzü- ne elinde iri bir karagöz, ya da ke- falla çıkıyor. Marmarada balık satışı müzayede ile. Büyük çınarın altında bir büyük masa. Herkes balığını oraya getiriyor, balıklar arttıranın üstünde kalıyor. Oktay Rıfatın 20 - 25 balıkla döndü- gü çok oluyor. Ne yapsın bu kadar balığı? Doğru müzayedeye!.. Müza- edede en çok para getiren balıklar da Oktay Rifatınkiler. Balığa gerisini de oradaki dostlarına sunuyor. Son günlerde havalar biraz bozar gibi olduğu için, Oktay Rifatın balık- Rifat çılığı durgun gidiyor. Oktay denize kötü kötü bakıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: