11 Mayıs 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

11 Mayıs 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER A.B.D. Bitmeyen kavga Birleşik Amerikanın hâlâ çözmeye muvaffak olamadığı dertlerinden geçen hafta boyunca tekrar bü- n -dikkatleri üzerine topladı. Bu e Amerikanın güney eyaletlerin- de bugün için de önemini muhafaza eden ırk ayrımı konusudur. Yakın samana kadar, zencilere karşı tat- bik edilen ayırıcı politika (oekseriya ciddi ihtilâflara sebep olmakta ve mesele-günün konusu haline gelmek- teydi. Bu ihtilâflarda zenciler daima pasif durumda kalmaktaydılar. Olay- lar, çoğunlukla, beyazların eyalet ka- nunlarına dayanarak, federal Anaya- sanın tanıdığı bazı hakları zencilere vermek istememeklerinden oçıkmak- taydı. Halbuki ırk ayrımı ile ilgili bu son olaylar biraz farklı şekilde sık- mıştır. Bu defa zenciler aktif du- rumdadırlar. Zenciler, kendilerine tanınan haklan kullanmak niyetinde ei letine bağlı (Birmingham Hâdise 6 ilâ 16 yaşları zenci okul öğrencilerinin, aleyhindeki nümayişleriyle başlamış- tr. Büyük mağazaların etrafında çember kuran nümayişçiler, daha son ra Belediye binasına doğru yürüyüşe geçmişlerdir. Polis hemen duruma müdahale etmiş, 450'den fazla öğ- renciyi tevkif etmiştir. Tevkif edi- lenler arasında bazı zenci liderleri de vardır. Birmingham okul idareci- leri hemen bir açıklama yapmışlar, bir kısım öğrencinin okuldan ihraç e- dileceğini, onları teşvik eden bazı öğ- retmenlerin de disiplin cezalarına çarptırılacaklarını bildirmişlerdir. Nümayişler ertesi gün de devam etmiştir. Önce bir zenci kilisesinde toplanan gençler orada uzun uzun ko- nuşmalar yapmışlar, sonra da sıra- lar halinde şehrin içine doğru yürü- meye başlamışlardır. e Yürüyüşçüleri dağıtmak isteyen polislere, zenci li- derleri, bunun düzenli bir yürüyüş ol- duğunu, müsaade etmelerini o söyle- mişler, fakat zenciler dağıtılmış, 163 tanesi de o gün tevkif edilmiştir. Daha sonraki günlerde nümayiş- ler şiddetini arttırmıştır. Gösterilere katılan zencilerin adedi 1000'in üze- rine çıkmıştır. Bu olaylarda polis de farklı çin polis köpekleri ve tazyikli su kul- Amerikalı bir zenci Kusuru rengi lanılmıştır. Zenciler de polislere tak- larla hücum etmişlerdir. Bu arbede sırasında yaralananlar da olmuştur. Hapishanedeki zencilerin sayısı bu o- laylarda tevkif (o edilenlerle ( birlikte 1600'ü bulmuştur. Son günlerde polis, nümayişçileri dağıtabilmek için zen- ci liderlerin yardımlarına başvurmak mecburiyetinde kalmıştır. Federal hükümet durumla yakın- dan ilgilenmiş ve Adalet Bakanlığı- na bağlı iki yüksek memuru Alaba- ndaya göndermiştir. Fakat henüz Hü- kümetin meseleye el koymak niye- tinde olduğunu gösterecek hiç bir i- şaret yoktur.. Şimdi durum nisbeten- sakindir. Diğer şehirlerden takvime alan eyalet polisleri, köşebaşlarında, ellerindeki makineli tüfekleri okşaya- rak, kendilerini seyreden zenci grup- larına mütebessim bakmaktadırlar. Suriye Al ari ver külah! Suriye ve Mısır arasında arap laa konusunda bir anlaş- maya varılmış olmasına rağmen, yer yüzünün bu huzursuz bölgesindeki kaynaşmalara bir türlü son verileme- di. Aksine, Irak ve Suriye ihtilâlle- rinden beri arap dünyasını saran Ba- lanan arap federasyonu anlaşmasının daha mürekkebi kurumadan Suriye- de ortaya çıkan, siyasi buhran bu du- rumun en son örneğidir. Orta - Do- gudaki bu kuvvet mücadelesinin ni- hai galibi belirinceye kadar da bu bölgenin sükünete kavuşacağını ümit etmemek lâzımdır, Suriyedeki buhranın, uzun müd- detten beri perde arkasında cereyan eden bir mücadeleyi gözler önüne ser- mek gibi bir faydası olmuştur. Bilin- diği gibi, son ihtilâlden sonra kuruları Suriye hükümeti, memleketteki çeşit- li kuvvetler arasında sağlanan den- geye dayanıyordu. Bu dengenin i- ki temel unsuru, Baas partisi ile Na- sır taraftarları idi. cekleri tahmin ediliyordu. Fakat bu tahmin gerçekleşmedi. Geçen hafta, iki aydan beri iş başında olan hükü- met içinde, yeni bir hükümet darbesi sayılabilecek (Oönemde o değişiklikler yapıldı. Baascılar bütün Nâsırcı ba- kanları istifaya zorladılar ve memle- ketin kontrolünü yalnız başlarına ele geçirdiler. Hükümette yapılan deği- şikliği ordudaki ve idaredeki değişik- likler takip etti. 50 ilâ 100 Nâsırcı subay ordudan atıldı. Ordudaki kilit mevkilerine Baasçı olarak tanınan subaylar tayin edildi. Bunlara para- lel olarak, önemli şehirlerin valileri ve diğer idarecileri de yerlerini Baas- çı elemanlara bırakmak zorunda kal- dılar. Birisi başbakan yardımcısı olan beş bakanın kabineden istifası bir- denbire olmadı. Hükümet içindeki mü cadele uzun bir süre devam etti. Ön- celeri Nâsırcı bakanların icraatı di- ğerleri tarafından sadece sıkı bir kon- trola tâbi tutuluyordu, daha sonra bir takım müdahaleler (o yapılmaya başlandı. Bu gelişme nihayet öyle bir noktaya vardı ki, Nâsırcı bakan- lar kendi faaliyet sahaları içinde ba- gımsız olarak iş göremezi hale geldi- ler. Artık bütün iktidar ellerinden çıkmıştı. İstifadan başka yapılacak sey kalmamıştı. Üstelik, böyle bir is- tifanın Baas partisini halk efkârı karşısında müşkül duruma sokacağı- AKİS/21

Bu sayıdan diğer sayfalar: