7 Aralık 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

7 Aralık 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kurtarır, bağışlanır ve Romaya götürü- lür. Konsül, Ben-Hur'ü kendine oğul edinir, Hoznada kalmasını ister, Fa- kat Ben-Hur öç alma ve ailesini kur- tarma peşindedir. O yüzden de Kudüse' dönmek ister ve döner de. Dört yıllık bir ayrılıktan sonra Ben-Hur'ü büyük değişiklikler beklemektedir. Annesi ile kızkardeşi cüzzama Oo yakalanmışlar, Esther'in babası kötürüm olmuş, sevgi- Vali yardımcı- o a 2 2 » e Si a » > » » güçlenmiştir, Ben-Hur ile Messela a- rasında gerginlik, filmin en başarılı bölümü onn araba yarışı (o sırasında en uç noktasına vardığı gibi, beklen- medik bir anda da sona erer. Kötü. a radan çekilmiş, işler kendiliğinden dü- zene girmiştir. Ama ortada cüzzamlı bir ana ile bir kızkardeş vardır. Buna bir çözümleme yolu romancı Ve senaryocunun ortak çalışmasında bu- lunuverir: İsa ve mucizesi! Sürgüne gidiş sırasında yerden bi- tiveren İsa, Ben-Hur'a su verir. Yal- nız su vermez, ona dayanma ve yaşa- ma gücünü de aşılar. Ayni Ben-Hur, anası ile kıskardeşini cüzzamlılar va- disinden kurtardığı sıralarda Roman- lar - gerçek dışı - İsa'yı yargılamakla- dırlar. Yargılama sonunda İsa çarmı- ha gerilme suretiyle ölüme mahküm edilir. Yoluna çıkan Ben-Hur, İsaya yardım etmek ister. Fakat elinden ge- len hiç birşey yoktur. Sonunda Roma- lar, İsayı ve gererler ve geriliş sonrasında taya çıkan mucizede Ben-Hur'ün annesi Ile kızkardeşi cÜZ- zamdan kurtulurlar. Ben-Hur da, Est- her'ine kavuşur, Wyler'in filmi böyle- ce mutlu bir şekilde son bulur. İsanın yahudiler yerine Romalılar tarafından öldürülmesi gerçeğinin ters- yüz edilmesine gelince, bu konuda ta- rihsel gerçek şudur: "Kısa ömrünün sonunda İsa, Kudüse gitmeyi karar- laştırdı. Bir eşeğe binmiş olduğu hal- de buraya muzafferane bir şekilde gir- di. Kurduğu yeni ahlâk, kendi peşin yargılan ve menfaatleriyle . Onun orada o çakan kargaşa yüzünden Romalılar te- lâşlanacaklar, tapınağı yıkacaklar diye korkuyorlardı: o Oysa tapmak zengin- liklerinin ve itibarlarının kaynağı idi. Başhaham Kayafa öteki hahamlarla feresileri çağırdı. Onlara 'Bir kavmin yok olmasındansa bir adamın ölmesi daha iyidir! dedi. İsanın öldürülmesi m Yakalanıp Kayafanın huzuruna götürülen İsa, 'Ben İsa'yım, Tanrının oğluyum' dedi. Küfür sayılan bu sözler de İsanın ölmesi için yeter sayıldı. Hahamlar İsanın elini kolunu bağ- latıp onu Romalı vali Portoslu Pilatu- sun karşısına götürdüler. İsa, onun ta- tedir. rafından sorguya çekilince : 'Ben hudllerin kralıyım' dedi. kurtarmayı denedi ama, bu devrimcinin çarmıha gerilmesini iste- yen halkın sözünden çıkamadı." Wyler'in T si bir yana, William Wyler'e hiç birşey katmamış- tır. Bütün çabalar boşunadır, dört saat uzunluk yüzünden, o hikâye yılan hikâyesine döndürülmekte, olma- sa da olur nice bölümler, bir çeşit va- ma durumuna gelmektedir. İş, sadece seyirci gözünü başarıya erişilememiştir; yerden sonra istenilene seyirciyi gö- türmekten uzaklaşmaktadır. vurmasiyle pasif kalışı yüzünden, se- SINEMA yirci gözünde başarı oranını düşürmek- Yardımcı ul ya- Pilatus onu pervasız dürmektedirler. Mübalâğa ve mümkün olduğu kadar melodrama yatkın! Bi- linçli bir oyuna (o varmış iki oyuncu, Messela'nın Stepimi Boydu ile Roma- lı konsülü canlandıran Jack Havricins'- tir. Her ikisi de hikâyenin kişilerinden beklenen davranıştadırlar: Muhafaza- kâr Romalıdırlar; O çağlardaki karşı dinlerden ve yaptıkları etkilerden Kay- gılanan ve tepki olarak Roma tapını- şını -imparatorluk devrinde bu tapı- nış hükümdarlara tapmış şeklindeydi - göklere oçıkaranlardandırlar. Yine o devrin şairleri gibi dünyaya barış gibi eşsiz bir nimet bahşetmiş olan impara- toru övmektedirler. iflâsı arihsel gerçeklerin tersyüz edilme- "Ben-Hur", eski usta üstelik, boyama ise, bunda da Uzunluk, bir İki eski oyuncu, Cathy O'Donnell, Martha Scott ile Filmin en başarılı oyuncusu Ben- Ben-Hur'ün çileli Hur'ü canlandıran Charlton Heston'- o ailesi efradım oynamaktadırlar. Ken- dır. Ama o da ustanın elinde -hikâ- odilerine pek büyük bir yük odüşme- ye gereğince - iki de bir gözyaşına baş- mektedir, cüzz-ama Oo yakalandıktan sonra melodramı koyulturlar. O kadar! "Ben -Hur' un Getirdikleri T. KAKINÇ T üzkiyede bugün de yürürlükte olan bir Men-i İsrafat Kanunu vardır ve bu kanun, kişiyi olsun, toplulukları olsun gereksiz harcamalara karşı bir çeşit frenler. Yine bilinen ve kabullenilen bir başka gerçek de, Türkiyenin yoksul ve Batıya göre geri kalmış bir ülke olduğudur. Bu durumda olan ül- keler için dövizin öneminden re değerinden söz açmak - herhalde- yersizdir. Yurdumuza getirtilen "Ben-Hur" filmi - söylentiye göre - Batıya 80 bin dolar ödenilerek alınmıştır. Bu 80 bin dolar ortalama bir rakamla 800 bin TL. tat- maktadır. Getirtilen filmin 800 bin TL- etmediği de bir gerçektir. Yer yer hristiyanlık propagandası yapan - bir yerden sonra da İsayı yahudiler yerine Romalılara öldürten - "Ben-Hur", türk seyircisine ne verecek, ne katacak- tır? Hiç birşey! Sinema, sanatının en yüce bir eseri değildir. Görülmemesi, seyircimize yine biç birşey kaybettirmeyecek. görülmesi ise hiç birşey kazan- dırmayacaktır. Nitekim kayıp ve kazanç diye de ortada birşey yoktur. Batıdan bize satın alınan filmlerin fiyatları 500 dolardan başlar, 10 bin dolara kadar yükselir. Bunun yanı sıra istisnaları da vardır. Bu istisnalar çokluk değersiz, renk cümbüşü içinde göz boyayıcı filmlerdir. Çevrelerinde sürekli olarak reklâm balonları uçundur. Gecen hafta vizyona sokulan "Ala- mo" da bu tür filmlerdendir ve bu füme de etek dolusu döviz verilmiştir. Getirtici şirketlerimiz, bir yerden sonra elbette ki diledikleri filmleri satın almak, ya da almamakda serbesttirler. Ama unuttukları bir noktayı gözö- nünden uzak tutmamaları da gerekir, O nokta, yaptıkları ticaretin kendile- rinden çok, bir toplumu, bir ulusu yakından ilgilendirdiğidir ki bu, filmlerin seçiminde daha da dikkatli davranmalarını zorunlu kılar. Bu ulusun yarım milyon, ya da bir milyon tutarında - üstelik değersiz - filmlere verecek, sözün doğramı, sokağa atacak ne paarsı ve ne de dövizi vardır. Çünkü bu ra, tek tek vatandaşın cebinden çıkmakta, yurt içinde herhangi bir yararlı işe yatırılmayıp, dışarıya verilmektedir. Din propagandası yönünü bir yana bırakmış, "Ben-Hur" yüzden Türkiyeye sokulmaması gereken zararlı bir filmdir. yalnızca bu AKİS/33

Bu sayıdan diğer sayfalar: