1 Mayıs 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

1 Mayıs 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

may Harekât Dairesi Başkanı Turgut Sünalp de katıldı. İnönü, kendisine has üslubuyla meseleyi özetliyerek Genel Sekretere Kıbrıs meselesini kalın iz- gileriyle izah etti ve özellikle konunun NATO'yu ilgilendiren kısmı üzerinde durdu. Başbakan, Kıbrısı müstakil bir mesele olarak ele almanın mümkün o- lamıyacagını, bunu NATO çerçevesi i- çinde mütalâa etmek gerektiğini ileri sürdü. Bu ittifaka üye olan devletlerin iki üye devlet arasındaki bir anlaş- mazlığa mutlaka müdahale etmeleri gerektiğini söyledi. Geçmiş yıllardan örnekler alarak -Kore gibi- Türkiye- nin ittifaklarına sadık kalmış bir ülke olduğunu ve şimdi aynı sadakatin diğer üye devletlerden beklenildiğini anlat- tı. Sözü Yunanistanın Kıbrıs olayları karşısındaki tutumuna getirerek, bu- NATO'nun (o bütünlüğünü tehli- keye düşürebileceğine işaret etti. Baş- bakan, bu konuda Türkiyenin NATO'- dan tek isteğinin biraz daha aktif po- litika olduğunu söyledi. NATO duru- ma el koymalı ve Yunanistan ile Tür- kiyeden hangisini suçlu görürse, onu uyarmalıydı. İnönü, Genel Sekretere son olarak, iki devlet arasındaki ger- ginliğin her geçen gün biraz daha art- makta olduğunu söyledi ve : "— Ben de duruma nihayet bir de- receye kadar hakim olabilirim" dedi. "Suçluların telaşı" Şabah saat 11'den 14'e kadar devam eden Başbakanlıktaki (toplantıdan sonra, Genel Kurmay Başkanlığında, Stikker'in de hazır bulunduğu bir bri- fing düzenlendi. Saat 16'da başlıyan bu toplantının da ağırlık merkezini gene Kıbrıs olayları teşkil etti. Başbakan- lıktan getirtilen, üzeri işaretlerle do- lu bir kabartma haritanın başında ku- mandanlar, meselenin askeri cephesi- ni anlattılar. Kıbrıstaki türk alayının, rum ve yunan kuvvetlerinin, türk mü- cahitlerinin durumları izah edildi. Ya- kılan, yıkılan türk köyleri tek tek gös- terildi. Genel Sekretere sunulan tablo gerçekten tüyleri (o ürpertecek kadar korkunçtu. 92 türk köyü rumlar tara- fından yakılmış, 163 türk öldürülmüş 657 türk yaralanmıştı. 192 kişinin ise nerede olduğu bilinmiyordu. Halen 30 bine yakın türk, evleri yakılmış oldu- gundan göçmen hayatı yaşamaktaydı Stikker, çizilen bu kanlı tabloyu üzün- tüyle dinliyor ve sık sık çaresizlik ifa- desi olan jestler yapıyordu. Bu arada kendisine Yunanistandan gelen bir ha- ber duyurulduğunda büsbütün üzüldü. Atina, Genel Sekreteri hiç de hoş ol- mıyan bir şekilde karşılamaya hazır- lanmaktaydı.Orada bulunanlar gayri ihtiyari bir süre önce Yunanistanda George Ball'a yöneltilen o"Go home Yankee" çığlıklarını hatırladılar. Ay- rıca Atina Hükümeti, Genel Sekreterle sadece NATO'nun meselelerini görüşe- ceğini ve Kıbrıs Meselesinin NATO ile bir ilgisi olmadığını basına açıklamıştı. Yunanistan "suçluların telâşı" içindey- di Bu hava içinde Çarşamba sabahı Ankaradan Atinaya hareket eden Stik- ker, durumdan pek de ümitli görün- müyordu. Bir şeyden memnundu: Tür- kiyenin batı ittifakını gönül rızasıyla bir kenara itmek niyeti yoktu. Ama it- tifak Türkiyeyi iterse, Türkiye de el- bette başının çaresine bakmayı bile- cekti. Stikker İnönüde, buna dair ve- rilmiş kesin kararı sezmekte güçlük çekmedi. Seçimler Delege avı (Kapaktaki o konu) Haftanın başında Salı günü Meclis Basın Bürosuna giren ve oradaki lerle bayramlaşan AP Erzurum millet- vekili Turhan Bilgin, seçim bölgesin- de yaptığı gezi ile ilgili intibalarını so- ran bir gazeteciye: "— Arabalar kazanıyor" dedi. Gazeteci bundan birşey anlıyama- mıştı, sordu: "— Seçimi mi?" YURTTA OLUP BİTENLER " — Hayır parayı!.. Jipler, otomo- biller, minübüsler ilçelerde, köylerde vızır vızır, aday adaylarını dolaştırı- yorlar. Bir araba, günlüğü 300 liradan kiralanabiliyor." Turhan Bilginin teşhisi oldukça i- sabetlidir. Çünkü 7 Hazirandaki Se- nato ara seçimleri için en büyük han- dikap olan aday yoklamaları 3 Mayıs Pazar günü yapılacaktır. 3 Mayıs Pa- zar günü 24 ilde partilerin yoklama ku- rulları toplanacak ve ara seçimleri için diğer partilerin adayları ile mü- cadeleye girecek olan kendi adayla- rını seçeceklerdir. Ancak içinde bulun- duğumuz yoklama öncesi (odevresinde partilere aday olmak için müracaat e- denler, diğer partilerle mücadeleden çok kendi partilerindeki aday adayları ile uğraşmakta, önce kendi adaylıkla- rını garantiye almağa çalışmaktadır. lar. Bunun için de tek yol, mümkün olduğu kadar fazla sayıda (yoklama kurulu delegesinden "oyumu sana ve- receğim" sözünü koparmaktır. Fakat bu iş, sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü zamanımızda delegeler, mavi boncuğu adama kolay kolay verme- mektedirler. Bu delegeler, her adayın, verdiği ziyafette rakı ikram ediş tar- zını iyice tetkik etmekte, bölgeye yap- tırmayı vaadettiği baraj, fabrika, o- kul veya cami ile ilgili nutku nasıl attığını iyice incelemekte, fakat yine de tereddütlerini kolay yenememekte- (Basın: A — 1891) — 914 AKİS/13

Bu sayıdan diğer sayfalar: