14 Ağustos 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

14 Ağustos 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL HAYAT Ruh Sağlığı Balık baştan kokar Opr 2 aşlı sanığın adam gözlükleri- in altından, dinleyicilerine baka- rak, ys yavaş konuşmaya başladı: alkı sıtma ile mücade- dv te isterseniz ona elbet- te ki kendisini sivrisinekten korunmayı öğretmek zorundasınız ama bataklık- ları kurutacak, hastaları tedavi ede- cek, sıtmaya karşı bütün tedbirleri a- lacak olanlar ilgili makamlarla, tıb- bi personeldir. Halk bu hastalıktan kendisini yalnızca bilgisi ile koruya- maz. Bütün tıbbi hastalıklar için aynı şeyi söylemek mümkündür ancak bu- nun bir istisnası vardır o da akıl has- talıklarıdır. Bir insanın ve bir top- lumun hayatını en korkunç bir şekilde tehdit eden akıl hastalıklarının koru- yucu ruh sağlığı ile önlenebileceği, te- davinin büyük çapta gene bu koruyu- cu hekimliğe bağlı olduğu nasıl bir gerçekse koruyucu ruh sağlığının da ancak ailenin, özellikle annenin oku- lun ve çevrenin eğitimi ile mümkün olduğu bir gerçektir. Akıl hastalıkla- rında ve akıl hastalıkları tedavisinde bu elemanların ve hemşirenin rolü doktorunkinden odaha önemli gözük- ii ve toplumun bu yönden eğiti- , bu sahada çalışanlar için, birin- ci ” olânda gelen bir zaruret olmakta- dır." Sarışın adam bir soluk sustu. Ö- nündeki mikrofonu ayarladı. Olay sıcak bir Temmuz günü Lond- rada, Bedford Kolejindeki konferans salonunda geçiyordu. o Dünya Sağlık Teşkilâtının Ruh Sağlığı Bürosu Şefi D. Donald F. Buckle teşkilâtın bu ko- nuda düzenlediği bir seminer sonun- da bir basın toplantısı tertiplemişti. Salonu dolduran ve kulaklıklarla muh telif dillerde toplantıyı izleyen gaze- teciler günün âktüalitesi olmayan fa- kat bütün aktüel meselelerin temelini teşkil eden ruh sağlığı konusundaki a- çıklamaları merakla izliyorlardı; Bütün dünya bir gençlik probleminden şikâ- yetçi idi. Bunun altında bir ruh sağ- lığı meselesi, bir aile ve çevre eğitimi vardı. Dünyayı bazen altüst eden, dü- zeni bozan politikacılara ve bunların peşinden giden halk kitlelerine rastla- nıyordu, bunun da altında yatan bir ruh sağlığı meselesi mevcuttu. oBo- şanmalar, yuvasız kalan çocuklar ve huzursuz yuvalarda mahvolan gençler dâvası da bu ruh sağlığına bağlıydı. AKİS/26 Toplumda heba olup giden insan gü- cü de.. Bir seminerin öğrettikleri yondradadaki seminere Türkiye da- hil 25 Avrupa memleketi katılmış ve Avrupa şartlarında ruh sağlığı ko- runmasını, çocuk ve aile, yetişkin ve pa yaşlılar, yaşlılar Şizofreni, Hal- n eğitimi, ruh sağlığı (hemşireliği başlıklar altında sürekli bir çalışma ile incelemiştir. Seminer çalışmaları- nı bitirirken bu konuda halk eğitimi- nin en önemli rolü oynadığına karar vermiştir. Bugün Avrupada hastaha- nelerde 15 milyon akıl hastası vardır. İnsan ıstırabı bir yana bu hastaların topluma yükledikleri maddi külfet ü- zerinde durulmaya değer bir şeydir. Dr. Buckle basından, bu hastalık- ların aileyi ve anneyi aydınlatmakla önlenebileceğini, o halka duyurmasını istiyordu. Bütün araştırmalar, gerekli bilgiye sahip bir çevrede yetişenlerin akıl hastalığına yakalanmadıklarını ve çalışma hayatında ve evlilikte daha intibaklı olduklarını göstermişti. Nor- al çevrede yetişen (oçocuk hayatın güçlüklerine karşı mukavim olup on- ları yenebiliyor, normal gelişimini yap mak için normal bir aile ve çevreye sahip olamıyan çocuk ise bir takım intibaksızlar ssl on çalışamıyor ve akıl hastalıklarına karşı istidadı artı- modas Rahatını sevenlerin madası yordu. Kısacası balık baştan kokuyor, ruh sağlığının temeli, anne karnından itibaren, yuvada atılıyordu. Akıl has- talıklarını tedavi etmenin yolu demek ki, aileyi ml bu hastalıkları önlemektir Eğitimin faydası BE! kimselerin akıl hastalıklarına daha istidatlı ve bu konuda daha hassas oldukları bir gerçekdi. Halk e- ğitiminin başlıca faydası da zaten bu istidatlıları zamanında yakalayıp te- davi etmek ve aileleri yanlış davra- nışları hakkında zamanında uyarmak- Ni. Basın konferansının başka bir il- ginç tarafı, bir ingiliz (gazetecisinin konferansa sözcü olarak katılan rus doktoru B. A. Lebedeve sorduğu bir soru oldu. Gazeteci Rusyada psikana- liz yapılıp yapılmadığını öğrenmek is- tiyordu. Psikanaliz seminerin savun- duğu kişisel koruma ve tedavi siste- minin bir temeli idi ama toplumcu görüşlere sahip bir rejimde psikanali- ze ne kadar yer verildiği merak edi- lecek birşey idi. Konferansın çok se- vimli elemanlarından bir tanesi olan Dr. Lebedev bu soruya kaçamaklı ce- vap vermişti, gazeteci onu sıkıştırın- ca bütün bu meselelerin Rusyada bi- raz değişik şekilde ele alındığı meyda- na çıktı. Zaten konferans boyunca iki- si kadın olan 3 rus doktoru hep, top- lumculuğun akıl hastalığını yok ettiği tezini savunmaya çalışmışlar fakat ye- ni tezleri ile ortaya çıkamamaşlardı. Gazeteciler politikanın ilmi dahi et- kilediğini bir kere daha tespit etmiş oldular. Moda Pariste A modası Şayfiye şehirlerinde herkes soyunup dökünürken, Pariste, mankenler kışlık ilk hazır elbiselerini (o giyinip bunları teşhir ettiler. Bu ilk hazır el- nasına gelen kelimelerin ilk harfine izafeten "A" modası ismini almıştır. Yeni moda kadını her an harekete, otomobil kullanmaya, faal olmaya ha- zır bir kıyafete sokmaktadır. e Dina- miktir. Pilot tarzı Modanın bir başka ismi de " 'pilot sti- li"dir. Pilot kadın, bu yeni kıyafet- leri ile otomobilini veya hayatını, is-

Bu sayıdan diğer sayfalar: