25 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

25 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kullanılır hale getirilmişti. Gece ço- cuk, tekerlekli somyesini, açık olan i- kinci katın altından kolaylıkla çeki- yor ve hazır yapılı yatağına giriyor, başucundaki iki basamağı da komo- din olarak kullanıyordu. Oda gerçek- ten çok şıktı. Çalışma köşesinin, evin herhangi başka bir odasında düşünül- mesi de mümkündür. Ama köşe, mut- laka çocuğa ait olmalıdır. Aileye düşen görevler A çocuğun dersleriyle (yalnızca "çalış!" demek için ilgilenmemen, anne ve baba, büyük kardeş, onun ye- ni kitaplarını gözden geçirerek, bazı konulara onun ilgisini çekmeye çalış- malıdır. Aile, o gün çocuğun hangi ko nuları okuduğunu bilirse, onlardan ak- tüaliteye uygun olarak osöz açabilir, çocuğu, kütüphanelere giderek, bilgisi; ni artırmaya teşvik eder, onun bazı şeyleri bildiğini meydana cesaretini artırır. Meselâ Kıbrıs meselesi görüşülürken, Kibrisin tarihi hakkında çocuğa bir soru sorar, çocuk soruyu cevaplandırdıktan sonra, ağabeysinin kitabından daha fazla bil gi edinmeye, akşama babasını şaşırt- maya heveslenir. Çocuğun tarih der- sine karşı ilgisi artmıştır. Çocuğun sevdiği herhangi bir ko- nuyu dersleriyle ( birbirine bağlamak daima mümkündür. Çocuğun bu şe- kilde ilgisini uyandırmak nekadar fay- dalı ise, çocuğa devamlı suretle "ça- lış! çalış" diye baskı yapmak da o ka- dar hatalıdır. Bu tarz hareket, çocu- ga, "can sıkıcı birşeyler yapmak" ar zusu verir. (Buna mukabil, çocuğun ders programı ile ilgilenmek ve ona, her akşam zevkle başına oturacağı bir çalışma masası hazırlamak, ders yılı başladıktan bir ay sonra okula giderek öğretmenlerle temasa geçmek ve böy- lece çocuğun durumunu yakından iz- lemek şarttır. Çocuk bazı derslerden zayıfsa, bunun nedenlerini araştırmak ve ders yılı başından itibaren çocuğu, gerekirse, özel derslerle takviye et- mek çok faydalıdır. Çocuğun okula giderken istirahat, eğlence, uyku ve çalışma saatlerinin iyi ayarlanması, çocuğun iyi gıda al ması şarttır. Kahvaltı etmeden okula giden çocuklar iyi okuyamazlar. Çocuk çalışırken Gl sessizlik ol- malıdır. Anne ve babanın gece misa- firlikleri düzenlenmeli, ocuk misafir- liğe götürülerek, geç yatmaya veya mi safirler evde sabaha kadar oyun oy- narken, o, sedir üstünde kıvrılıp yat- maya mahküm edilmemelidir. Çocuğa çalışma ödevi gibi munta- zam şekilde spor yapma, eğlenme, ar- kadaşlarıyla toplanma hakkı da ve- rilmeli, bunlar ahenkli şekilde, çocu ğa sorumluluklar aşılanarak, düzenlen meli, hiçbir şeyde ifrata kaçılmamalı- dır. 26 Bir Yaygara Ktrafında Jale CANDAN Dan ni ile ilgili kanun tasarısının Meclis gündemine gelmiş ol- aleyhindeki kampanyanın hızlandırılmasına yol açmış- tır. "Yalnız. ir olan husus şudur ki, şimdiye kadar "aile plânlaması" gulanamaz şartlar ileri sürerek, sözde işin esasına değil de şekline itiraz eder görünmeye başlamışlardır. Meseleyi başından beri izleyenlerin dikkatinden kaçamıyacak olan bu strateji değişikliğinin sebebi, hiçbir şüpheye yer veremiyecek kadar açık- tır, Türkiyede, olumsuz ve köstekleyici propagandaya rağmen, geniş halk kit- leleri tarafından tutulan iki fikir vardır: plânlı kalkınma fikri ve doğumun kontrolü. Gerçi "doğum kontrolü" deyimi talihli bir deyim olmamış ve bu yüzden, "hükümet artık yatağınıza kadar karışacak, kaç tane çocuk doğu- rabileceğinizi size dikte edecek" gibi isnatlara yol açmıştır ama, bugün han- gi köye giderseniz gidiniz, kadını, erkeği sizden bu konuda yardım istiyor cek ve Meclis gündemine kadar "gelmiş olan "doğum kontrolü" deyiminin gerçek anlamını sağduyusu ile anlamış olduğunu ispat edecektir. Bugün Meclis gündemine gelmiş olan tasarı, Türkiyede belirli çevrelerde - oku- muşlar ve maddi imkânları olanlar arasında- çok uzun yıllardan beri, fa- kat kanunsuz ve gayrisıhhi şartlar altında (ouygulanan aile plânlamasını, hem geniş halk kitlelerine öğretmek, hem de meşruiyete ve sağlık kaide- lerine dayatmak amacını taşımaktadır. Aile, istediği zaman istediği kadar çocuğa sahip olacak, fakat bütçesi ve bünyesi buna müsait olmadığı zaman "çocuk yapmağa sıhhi bir şekilde, kendi isteğiyle, ara verebilecek'tir. Annenin ve çocuğun sağlığı, ailenin mutluluğu, türk toplumunun refahı, bu kanunun kabulü ile yakından ilgilidir. Çocukları için iyi şeyler isteyen, onları okutmak, yeteri kadar yedirmek ve giydirmek kaygusunu duyan lumlar, aile plânlamasını, her zaman uygulamış olan toplumlardır. Zaten "gelişigüzel çocuk yapmak" ve "bilerek çocuk yapmak" tutumu toplumların kaderini tayin eden başlıca faktörlerden bir tanesi değil midir? Şu halde dün, doğumun kontrolünü "türk toplumuna karşı yöneltilmiş en büyük ci- nayet" olarak vasıflandıranların bugün, "Kontrol şarttır. Ama bunun da şartlan olmalıdır" diye ortaya çıknıalanndaki maksat açıkta-: Kanun ta- sarısının Meclisce kabulünü önlemek, meseleyi sürüncemede bırakıp, unut- tur Bu yeni taktikle ortaya çıkanların ellerindeki başlıca, koz, aile plânla- masının aydınlar ve okumuşlar tarafından uygulanıp, çocuk sahibi olmasını istediğimiz çevrelerin, bu tedbirler sayesinde çocuk yapmaktan kurtulmaları ve bu görevi, daha az imkânı olan vatandaşlara yüklemeleri, sonuçta dar imkânlı, okumamış ve istenilen şekilde yetişememiş kimselerin, diğerlerinin aleyhine bir orantıda üremeleri fikridir. İleri sürülen bu fikrin samimiyet- ten ne derece uzak olduğunu anlamak için bir gerçeğe dokunmak zorundayız: Gerçi Türkiyede kürtaj kanunen yasaktır ama, kanunun açık kapılarından faydalanmak çok kolay olduğu için, bu yasak, maalesef yalnızca kâğıt üze- rinde kalmış ve belirli bir çevrede çok tehlikeli bir şekilde, aile plânlaması yönünden kullanılmıştır. Açık konuşalım: şehirli kadın istemediği çocuğu nasıl olsa doğurmamakta, fakat bunun için tehlikeli, gayrisıhhi ve kanun dışı bir yola başvurmaktadır. Aile plânlamasına hükümetin yardımcı olması, bu bilgiyi büyük halk kitlelerine de götürecek ve "yasak kürtaj"ın belirli ir çevrede uygulanması ile meydana gelen dengesizlik, mümkün mertebe telâfi edilecektir. Hükümetin aile plânlamasının uygulanmasına yardımcı olması aileye medeni bir korunma bilgisi verirken, çocuğu değerlendirip, toplumun kıymet- li bir varlığı haline getirirken, gayrikanuni kürtajları, tehlikeli düşükleri de önliyecek ve yasaklardan kuvvet bulan kanun dışı bir "çocuk düşürme" ti- caret müessesesini kurutacaktır. Büyük Millet Meclisinde, memleketin bü- yük bir meselesini karara bağlıyacak olan milletvekillerinin bu balomdan yeni taktiklere karşı hazırlıklı olmaları ve bu taktiklerin nedenleri üzerinde durmaları çok faydalı olacaktır. AKİS. 25 Eylül 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: