25 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

25 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

March ve Rabert wagner oynamakta- dırlar-, De Sica'severleri hayâl kırık- lığına uğratacak derecede güçsüz ve De Sica dışı bir filindir. Fransa re İngiltere 1 italyan filmleri gibi, fran- sız ve ingiliz filmleri de azınlıkta- dır. Getirtici şirketler herşeyden ön- ce Hollywood ürünü filmlere önem vermekte, bunların üzerinde durmak- tadırlar. Gerçi bir yerde, italyan film- leri Hollywood filmlerine yaklaşmak- tadır, fakat bu yaklaşma Herkül, Ma- sis, Ursus ve benzeri uydurma spec- tacle'lerledir ve varlıklarıyla yokluk- ları arasında bir fark yoktur. Fransız filmlerinden dişe dokunur lar içinde yalnızca Louis Malle'in Bri- gitte Bardot ile yaptığı "La Vie Pri- vee - Gizli Hayat'ı vardır. Baş kadın oyuncusu Bardot'nun özel hayatı ile kahramanı arasında çelişmez ilişkiler dır. Maile bir çeşit mythe haline ge- tirilen bir sinema kişisinin gerçek yü- züne eğilmekte, ele aldığı kahramanı- nın hayatım her yönüyle başarılı bir şekilde işlemektedir. Gerçek bir soygun olayını kendine konu edinen Henri Verneuil'un filmi "Mâlodie en Sou-Sol - Vurgun'da, si- nema dilini zorlaması bakımından bir, Alain Delon ve Jean Gabin gibi iki o- yuncusunun oyunları bakımından iki, seyredilebilecek bir film sayılır. Malle'in "Gizli Hayat'ı ile Verne- Bunların gösterilmeleriyle gösterilme- meleri seyirciye hiç brişey kazandır- mayacağı ogibi, o kaybettirmeyecektir de. Öteden beri ingiliz filmlerine kar- şı bir soğukluk gösteren getirtici şir- ketlerimiz, bu yılın listelerine de pek az ingiliz filmi katmışlardır. Gösteril- diği takdirde hayli yankı uyandıracak olan Joseph Losey'in iki filmi de liste içidir. Brinci Losey filmi "Eva- Ve- Başrollerinde Stan- ley Baker ile Jeanne Moreau'nun oy- nadıkları "Vefasız Kadın", Losey açı- sından pek de başarılı bir film olama- mıştır. Yapımcısı ile aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu, yapımcı filmi di- lediği gibi doğrayıp biçmiş ve Losey, "Vefasız Kadın'da Losey'likten hayli uzaklaşmıştır. Fakat, "The Servant - Uşak"da Losey, son yılların en ilgi çekici ingiliz filmini ortaya koymakta- dır ki, rejisör birinci filmiyle taban tabana zıtlıkta bir deyişe girişmekte ve bunun da üstesinden gelmektedir. Bu defa İngiliz sinemasının son yıllar AKİS, 25 Eylül 1964 daki en iyi erkek oyuncusu Dirk Bo- garde ile çalışan Losey, "Uşak"da hem kendi ve hem de Bogarde acısından başarı grafiğinin en uç noktasına eriş mektedir. Bu arada iki ingiliz avantürü de tistelerde yerlerini almaktadırlar. Bun ların ikisi de yazar lan Fleming'in Mickey Spillane'e özenerek yarattığı bir gizli servis ajanı - Spillane'in kah- ramanı Mike Hammer gibi kırıcı, yır- tıcı ve kadınlara düşkün- James Bond'un serüvenlerini (o hikâye eden filmlerdir. Rejisörlüğünü Oo Terence Young'un yaptığı birinci James Bond "Dr. Sean karşısına James Bond olarak çıkarıl- makta ve takdim edilmektedir Gös- terilmesinden üç yıl sonra bile hâlâ gişe şampiyonluğunu elinde tutan "Dr. No"dan sonra ayni yapımcılar ,aynı rejisör ve ayni oyuncu ile ikinci Ja- mes Bond filmini "From Russia with Love - Rusyadan Sevgilerle"yi, çevir- mişlerdir. Bilindiği gibi, o "Rusyadan Sevgilerle" İstanbulda başlayan ve yi- ne İstanbulda geçen karşılıklı bir ca- susluk olayını konu edinmekte ve baş rollerinde Sean O'Connery'den başka Pedro Armanderiz ve türklerden de Hasan Ceylân oynamaktadır. Bu arada... ood ürünü filmlerden önce. getirtici şirketler, listelerinde Oüç yıldır sürekli olarak, ancak çocukların belirli bir yaşa kadar seyredebilecek- leri italyan spectacle bozması filmle- re geniş yer vermektedirler. Bu uy- durma sinema kahramanları tarihten, tarih öncesi çağlardan, mitolojiden SİNEMA fırlamakta ve beyaz perdede renkler, geniş perde sistemi ve insanı güldüren bir sinema düzeni içinde serüvenlerini yaşamaktadırlar. (Bunlar. Zorrolar, Herküller, Masisler, Ulisisler, Neron- tar, Ursuslar, Üç Silahşörler, Parda- yanlar, v.b, dır. İtalyan sinemasının aklıevvel ya- pımcıları her yıl birbiri ardına bu tür filmlerden en az elli tane yapmakta ve ilkel sinema seyircisine sahip ülke- lerde bol bol alıcı bulmaktadırlar. Bu uydurma kahramanlar neler neler yapmazlar! İş, o kadar çığırından çı- karılmaktadır ki, tarih öncesi ile tarih içi kahramanları beklenmedik bir şe- kilde bir filmde karşıkarşıya gelmek- te, meselâ bir western kahramanı sa- yılan Zorro ile Masis birbirlerine girip ayni filmde karşılıklı koz paylaşmak tadırlar. Fransız, italyan veya ingiliz şöval- yeleri için de durum aynidir. Korsan Morgan, kafası kızınca, kılıcım çek- tiği gibi Masis yerine Herküle meydan okumakta, Homerosun ünlü Kişisi. Uli- tadır. imi bu çeşit bir ticari başarıya varmaları alman yapımcıla- rını da harekete geçirmiş ve bütün Münihli yapımcılar Yugoslavya sını- rına taşınarak, kayalıklar, ormanlar i- çinde amerikan tarihini ele alarak, u- luslararası (oObir oyuncu kadrosu Ha westem'ler, kovboy filmleri çevirmek- tedirler. Yeni mevsimde getirtici şirketlerin listelerinde çokluk, bu sözde spectac- le'lerle, Hollywood dışı başka ülkele- rin çevirdiği oOouydurma (o western'ler

Bu sayıdan diğer sayfalar: