September 25, 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

September 25, 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bir futbol uzmanıdır. "Baba" sıfatını sıcakkanlı ve mert davranışları ile kazanan bu futbol adamı, renkli ve ba- şarılı hayatıyla sporla ilgilenen - ilgilenmeyen herkesin sempatisini kazanmış ve bu sempati önünde, ürkiyede partizanlıktan da koyu bir ihtiras haline gelmiş olan ku- lüpçülük bile mağlüp olmuştur. Gündüz Kılıç Galatasa- raylı olmıyan futbol hastaları tarafından dahi sevilen bir şahsiyettir! Galatasaray Kulübünün futbol şubesini önce futbolcu, entrikalar -entrika bilmemek Türkiyede bir zaaftır- so nunda mağlüp oldu ve yetkisiz bırakıldı. Normal olarak bu durumda yıkılması beklenen Kılıç, tahminlerin aksi- ne, batılı bir metanet gösterdi, ümitsizliğe kapılacağına, daha bilgili, daha kuvvetli olmanın yollarını aramağa ko- yuldu. Galatasaraydan uzak kaldığı zamanlarda futbolun ileri seviyelere ulaştığı batı ülkelerine gitti, kurslara ka- tıldı, otorite sayılan futbol adamlarının yanında ihtisas yaptı. Bu alışılmamış hareket tarzı, entrikayı yenmeye kâ- fi geldi. Baba Gündüz bilgisini arttırırken, kendisini yen- menin keyfi içinde gazete sayfalarında ünlü film artist- leriyle sarmaşdolaş boy gösteren idareciler, futbol saha- larında güdük kaldılar ve gündengüne eridiler. Galatasaray Kulübü Başkanının bu hafta Salı günü gazetelere verdiği demeç, nihayet maratonun sonuçlandı- ğını, mertliğin, bilginin ve kuvvetin geçerli olmıyan u- süllere üstün geldiğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu, sadece futbol bakımından değil, memleketin genel mo ral durumu için de sevindirici bir Işaretttir. Ancak Gün- düz Kılıç bu satırların dizildiği sırada sert bir deklaras- yon neşrederek Turgan Ece ve Rüçhan Adlıya alet ol- mak istemediğini bildirdi. Şimdi ne olacağı meçhuldür. Ziyaret — Geçen haftanın sonunda birgün. Ankara- nın "piyasa" mahalli sayılan Kızılayda, Piknik lokanta- sının yanından geçen bir gazeteci, Ankara Gazeteciler Lokalinden çıkan bir arkadaşına rastladı. Aralarında şöy- le bir konuşma geçti : — Oooo, merhaba! Nasılsın, görünmüyorsun?" — Merhaba!.. İyiyim, teşekkür ederim." EL sıkıştılar, İyi olduğunu söyleyen ve teşekkür eden gazeteci, oradan tesadüfen geçmekte olan bir arkadaşına, "bir dakika.." dedi ve yanındaki yaşlıca zâtı tanıştırdı: "— Roma valisi." Türkiyede, zararsız delileri sevindirmek için kendile- rini yüksek makamlara tayin etmek alışılmış bir şaka olduğu için, beriki hiç bozmadı ve elini uzattı: "— Nasılsınız sinyor?'» Cevap şarkı gibi ahenkli fakat anlaşılmaz bazı keli- melerden ibaret kalınca, tanıştırılan (gazeteci hafiften pirelenmeğe başladı. O anda Pikniğin önünde bir Cadillac urdu, gazeteci ile tanıştırılan mavi elbiseli adamın ar- amdan merdivenden inen dört adam Cadillac'a binerek AKİS, 25 Eylül 1964 hareket ettiler. Aralarında Ankara Valisi Enver Kuray da vardı... Tanıştırılan adam gerçekten Roma Valisi ve ismi de Adolfo Memmo idi. Cadillac'a binen adamlar 15 Eylülde " Türkiyeye gelen italyan valiler heyeti mensuplarıydılar. Heyette ayrıca Venedik Valisi, Ferrera Valisi, (o Sicilya muhtar bölgesi konsey üyesi ve İçişleri Bakanlığı Genel Müfettişi bulunmaktaydı. alen Türkiyenin çeşitli yerlerinde incelemeler yap- makta olan italyan idareciler, bu arada bir de konfrans dinlediler. Herhalde, bundan çok faydalanmışlardır! Zi- ra konferans, "Türkiyenin idaresi" konusundaydı. Ticaret — Ticaret, Bakanı Fenni isiimyeli, haftanın başlarında Ankara Gazeteciler Cemiyetinde (obir basın toplantısı yaparak. Kıbrıs olayları gibi psikolojik etken- ler yüzünden daralma devresi geçirmiş olan Türkiye eko- nomisinde tekrar bir kımıldanma hissedildiğini söyledi ve başlıca şu bilgileri verdi: — Ham petrol fiyatlarının, piyasa fiyatlarından önle yüksek olduğu müşahede edilmiş ve yapılan komis- yon çalışmalarından sonra ham petrol fiyatlarında yüzde 10 oranında bir düşme sağlanmıştır. — Bu yıl Ağustos ayı itibariyle dış ticaret açığı 169 milyon dolardır. 1964'ün ilk 6 ayında Ortak Pazara olan ihracat 13 milyon dolar düşmüş, serbest döviz sahası olan diğer ülkelere yapılan ihracat ise 7 milyon 500 bin dolar artmışta. 3 — Türkiye, anlaşmalı memleketler ve Demirperde ülkeleri ile olan ticaretini geliştirme yolundadır. Ayrıca serbest döviz sahası olan memleketlerin piyasaları dışın- daki malların anlaşmalı memleketlere satılması prensip olarak kararlaştırılmış bulunmaktadır, 4 — Türkiyenin ithalât faaliyetinde bu yıl bir daral- ma olmıyacaktır. İhracatın devletleştirilmesi için bir ka- rar alınmış değildir. zik — Bundan bir süre önce yapılan Balkan Mü- zik Festivalini kazanan türk orkestrası yurda döndükten sonra bir takım tartışmalar başladı. Bir yandan bu başarı basında ve halkoyunda alkış- lanırken, öte yandan orkestranın üç solisti birbirlerine girdiler ve birbirlerini, lin ikinci kısmında türk solistlerinin - Tanju O Büyükburç ve Tülây Germanın- repertuarlarım batı müziği ile donatmalarının gerçek sebebi budur. Şimdi Tanju Okan dostlarıyla dertleşmekte ve: "— Her yerde bu sen-ben kavgası! Oysa, başarı he- pimizin, bütün orkestra elemanlarınındır" diye şikâyet etmektedir. Bütün bunlara rağmen türk folklor müziği etrafında bu vesile ile uyanan ilgi sevindiricidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: