30 Ekim 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

30 Ekim 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Konseri verenler : Cumhurbaşkanlığı Senfoni o Or- kestrası Yöneten : Prof, Gotthold E. Lessing, Solocu Robert — Alexander Bohnike. Konserin yeri : Ankara Konser Salonu, Günü : 2 Ekim 1964 Cuma, Saat 20.30 da. Program Müzik tarihinin en ünlü klâsiklerinden ikisiyle türk * "Beşler" inden Necil Kâzım Aksesin tam 32 yıl önce ilk defa çalmışından buyana bir daha memle- kette seslendirilmemiş olan bir bestesi programda yer alıyordu : 1. WA. Mozart : Sol minör senfoni 2. L. van Beethoven : 3. piyano konçert 3. N. K. Akses : "Ankara Kalesi" Senli Siri, Konserin özellikleri : Bir türk bestecisinin tam yıl "unutulan" bestesi hiç şüphesiz konsere hayret ove ibretle anılacak bir özellik veriyordu. Daha önemli o ve acıklı, tarafı, meselâ Adnan Saygunun memlekette oça- lınmayan, hiç bilinmeyen iki senfonisinin mevcut olduğu, diğer bestecilerimizden çoğunun böyle türk müzikseveri tarafından ya hiç tanınmayan veya ancak çeyrek yüz- yılda bir defa seslendirilmek lütfuna erişebilen (o sayısız bestelerinin bulunduğudur. ili bestecilerimize, hele yüzdeyüz milli okarakter taşıyan bestelerine karşı gösterilen bu kayıtsızlığın baş- lıca nedeni, genellikle yeni olan herşeye olduğu gibi mo- dern sanata karşı da beslenen reaksiyondur. o Mamafih yabancı sanatçıların modern yaratmalarına karşı o bazı çevrelerde beslenen hayranlık derecesindeki ilginin bira- zının milli varlıklara yöneltilmesiyle meselenin en Zor yönü çözümlenecektir. Türk bestelerinin konserlerde az çalınmasının diğer bir nedeni, genellikle milli bestecilerin eserlerinin telif hakkını hariçteki tanınmış yayınevlerine satmış bulun- maları, yani bu besteleri konserde çalabilmek için dışa- rıya döviz ödeyerek çalma müsaadesi ve partisyon getirt- mek zorunda Olmalarıdır. Oysa ki Maliye Bakanlığının bu gibi "âcil" ve "zaruri" durumlar için döviz vermek- te zorluk' çıkarmadığı da bir vakıadır. Olsa olsa işin for- malite tarafı gözleri korkutmaktadır. Sebep ne olursa olsun, türk müzikseveri kendi o Öz müziğini, kendi bestecisinin eserlerini dinlemekten hoş- lanıyor ve bundan duyuyor. Herhalde Konser Sa- lonunda verilen kanserler. tertipleyenlerin bu (o noktayı gözden uzak tutmamaları gerekir. Beğendiklerim Konserin en ilgi çekici yönü olan ikinci bölümü ayni zamanda en fazla etkileyici (o tarafı oldu. Belki de 22 yıl hiç dinlememiş olmanın verdiği his sin etkisi, belki de - çok daha kuvvetli ihtimalle - arada geçen zaman içinde çağdaş bestelerle kulak yoğurmak imkânına ulaştığım için Aksesin bestesini (o beğendim.. Milli karakterde, fakat asla hiçbir folklor melodisini doğ nidan doğruya kullanmaksızın bu sonuca ulaşabilmiş ba- şarılı bir eserdi. Teknik bakımdan çalınmasının güçlü- güne rağmen iyi de çalındı sayılır. Melodik karakterde olmamasına rağmen eserde okadar çok melodi var ki bu, besteye özellik veriyor. Ama ilk defa dinleyenler için bu, biraz da zorluk... Mozart'ın son senfonilerinden olan "sol minör" de orkestra özellikle rahat ve temiz, fakat biraz e bir icra çıkardı. Hele ilk bölümde bir ara ki a - yulan ve entonasyonu bozan sesler de olmasaydı. 'sen- ln a AKİS, 30 EKİM 1964 foni tümüyle birinci sınıf seslendirildi" o diyebilecektim. Konçertoya gelince, bunun için ayni şeyleri (o söylemek pek mümkün değil! Beğenmediğim Alman piyanisti Robert - Âlexander Bohnke, genç kuşağın yetiştirdiği orta klâs piyanistler. den... Yumuşak bir tuşesi ve yeterli bir tekniği var. Ama piyano çalmak sadece tuşları yoklamak (o olsa iyi! Böy- le olmadığı, iyi müzik yapmak, hele piyano çalmak için duygunun ne büyük bir rol oynadığı Bohnke'de görüldü. Sanatçının oldukça rahat çalabilecek kadar iyi bir tekniği olduğu hâlde, sinirleri ve heyecanı" onun birçok yerlerde koşmasına veya bazı pasajlarda da aşırı derecede yavaş- lamasına sebep oldu. Tabii neticede orkestrayla eşlik et- mekte hem zorluk çekti, hem de yer yer karışıklığa se- bebiyet verdi. Meselâ, ilk bölümde... Sonuç : Yine de mevsimin iyi konserlerinden O birini dinledik. Özellikle "Ankara Kalesi" ni programa almak- la büyük bir sanatseverlik gösteren orkestrayı da gay- retle çalıştıran Prof. Lessing'e takdir hislerini sunmak borçtur. Daniyal ERİÇ Robert - Alexander Bohnke Duygu yanı ağır basan birsanatçı

Bu sayıdan diğer sayfalar: