17 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

17 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tan asil temel görüşü daha sonra anlamışımdır. İsmet Paşa bir meşruiyetçidir. 10 yıl içinde onun bu ten bir tek defa ayrıldığını. €- - mişimdir. Nitekim 28 Mayıs 1960 Cumartesi sa- bahı İhtilâlin resmi başı Cemal Gürsel İsmet Pa- şaya ilk defa telefon ettiğinde ondan, hareketi kendisine önceden haber veremedikleri için özür dileyecek ve "bizi bundan vazgeçirmeye çalışa- cağınızı biliyorduk” diyecektir, Gerçi İsmet Pa- şanın bu meşruiyetçilik vasfı kendisi hakkında bir çok defa yanlış teşhis konulmasına yol aça- cak, İsmet Paşa bu yüzden emrivâkileri kabul edecek sanılacak, emrivâkiler kabul edilmeyince tertipçiler açıkta kalacaklardır ama meşruiyet- çilikle yaman bir mücadeleci olmak elbette ki başka başka şeylerdir. İsmet Paşa 1954 Temmuzunun o son Salı- sında arkadaşlarını ikna etmeye muvaffak oldu. Komisyonun kararı Kurultaydan şöyle geçti: Meclis açıldığında C.H.P, Grupu bazı kanunlar teklif edecektir, Bu kanunlar kâbul edilmediği takdirde “Partinin yetkili organları” Meclisten çekilip çekilinmemesi gerektiğini tesbit edecek- lerdir! “Partinin yetkili organları” neydi? Bunu hiç kimse düşünmedi. Böylece, C.H.P. nin Mec- listen çekilmesi temayülü uyutuldu. O Kurul- tayda ikinci bir temayül mahalli seçimlerin boy- kot edilmesi temayülüydü. İsmet Paşa onun ka- rarını da “daha sonra"ya bıraktırdı. “Daha son- ra” ise, Parti Meclisinin İstanbuldaki Ağustos ve Eylül toplantılarında, üyeler arasında “se- cimleri boykot etme”fikri revactayken İsmet Pasa “Parti Meclisi bu kararı verirse derhal Ku- .rTültayı toplar, bu fikre karşı orada mücadels “ederim” deyince akan sular durdu ve Genel Başkanın arzusuna uyuldu. İsmet Paşa, seçim- leri böykot etmeyi demokratik inançlarına uv- “gun görmüyordu. Fakat İsmet Paşa bu prensip kararlarında ağırlığını hissettirirken Kurultay hafif bulunan Genel Sekreterin yanma onun kadar hafif bır Parti Meclisini secivordu. Tüzük tadilâtını Ku- Tultay şöyle bir “idaresi maslahata bağladı: “Genel Sekreteri de Kurultay seçti. -Kurultayda “Genel Sekreter adayı olarak son dakikada Ka- sım Güleğin karşısına Ferit Melen çıkarıldı. Fe- "rit Melen yenilmesine rağmen, tamâmile hazır- Tıksız çıktığı halde adamakıllı çok oy aldı. Bu suretle “Gülek Efsanesi”nin suhiliği ilk defn hissedildi ve bu bir ders oldu-. Fakat Kurultay, “beş kişilik bir Genel İdare Kurulunun seçilmesi yetkisini Parti Meclisine terketti. Ancak Genel “Sekreter, kendi seçtiği iki Yardımcısıyla bu Ku- “Tulun başına geçecekti. Yani, tam bir arap saçı.. Bu hetice, bilhassa Falih Rıfkı Atayın ve başka sebepten Nihat Erimin sert tenkitlerine yol actı. Atay seçilenlere öylesine güvenmiyor- du ki “Partiiçi meseleler itimat edilmesi caiz kü- « #ük komitelerde görüşülmelidir” diye yazmak- 25 -— tan çekinmedi. Sonradan, seçilenler itimat bah- sinde bir noksanları olmadığını belli ettiler ve yarı yoldan dönenler başkaları oldu ama idare- cilik, hele parti idareciliği bakımından yeni ku- rulun zaafı kendini hep belli etti. Nihat Erim ise “Artık Partinin yetkili bir organında değilim, onun için tenkitlerimi serbestçe yapabileceğim” diye Halkçısında tehditler savurmaya başladı. O günlerde Kasım Güleğin, koltuğunun altında bir Halkçı gazetesiyle İsmet Paşaya geldiğini, sızlandığını, ondan kendisini ve ekibini himaye etmesini istediğini, partililerden gelen bu çeşit hücumlarin Partideki birliği bozacağını söyle- diğini hatırlıyorum. İsmet Paşa Kasım Gülek yanından çıkınca Nihat Erimi çağırttı ve ona Genel Sekreterin bu müracaatını nakletti. Fakat zayıf bir Genel Merkezin kurulmuş olmasının İsmet Paşayı fazla bedbaht etmediği- ni söylersem kimse şaşırmasın. Partinin Meclis Grupu da zayıftı. Onun karşısında kuvvetli bir Genel Merkez ister istemez, İsmet Paşanın hiç hoşlanmadığı “Genel Merkez Tahakkümü” te- mayülünü uyandıracak ve şiddetli çekişmeler olacaktı. Kurulan denge, bunu önlüyordu. 1954 Sonbaharma, işte böyle gelindi, Eylül ayı, Partisine arzuladığı istikameti vermiş bu- lunan İsmet Paşanın âilesi üzerine daha rahat eğilmesini sağladı. 16 Eylülde Taşlıktaki evde Özdenle benim nişan yüzüklerimizi İsmet Paşa taktı. Güzel, ılık, güneşli bir gündü. O nişanda, adını çok duyduğum bir insanla hayatımda ilik defa karşılaşıp tanıştım: Nihat Erim. Nihat Erimle zaten, 1964 yazında İsmet Paşanın Ame- rika seyahatini beraber yapıncaya kadar, oncu yıl içinde topu topu iki kere görüşmüşümdür. ki kere diyorum.. O da, insanın kendi kala-' ! i balık nişanmda bir misafirle karşılaşması bir; görüşme sayılırsa.. Gelecek yazı: Nihat Erim Meselesinin içyüzü neydi?

Bu sayıdan diğer sayfalar: