8 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

8 Mayıs 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I milyar 100 milyondan ne haber? Maliye Bakanı İhsan Gürsan, yapıla- cak 400 milyonluk istikrazın ger- çekleşeceği, vergi ve diğer gelirlerdeki artmanın da tahakkuk edeceği fikrin- de ve iyimserliğindedir. Gürsan bu ani iyimserliğinin sebebini: "— 1965 Mart ayında yapılan umu- mi tahsilatta geçen yılın aynı devresi- ne nazaran & 12 fazlalık tesbit edil- di. Bu artış ol vergisinde ise 99 16 yı buluyor. Bunu ümit etmiyorduk:" diye izah etmektedir. Oysa aynı Gür- san, reddedilen Bütçeyi tenkit ederken -Ekrem Alicanla paralel olarak- çok kötümser bir tablo çizmiş ve "bir mil- yar 100 milyon liralık açıktan" söz et- mişti. AKİS muhabiri bu hususu ha- tırlatınca Maliye Bakanı hafifçe ök- sürmüş ve şöyle demişt "— O zaman yine ii en tedbirli konuşan Alicanla ben olmuştum. Bu konularda tek başına hazırlanmak ve tenkit etmek zordur. İnsan yanılabilir. Devlet imkânlarının başında olmakla, tek başına hazırlanmak aynı şey de- gil." Gürsan o zaman yaptığı hatayı bu- gün kabullenmek durumunda kalmış ve biraz da cesaret göstererek yanlış- lığını itiraf etmiştir. e Türkiyenin en büyük Bütçe tenkitçisi olmak iddiası ve çalımı ile kabaran Ekrem Alican i- se, yaptığı hatayı kabullenmek niye- tinde dahi görünmemektedir. e Alican geçen haftanın sonunda Pazar gecesi, Iş rakamları tetkik etmedim!" demiştir. Bu durumda Ekrem Alican için ya- pılacak iş ya hatayı kabul etmek, ya da eski fikrinde ısrar etmektir. Bugün- 893 milyon ile dün kendisinin ileri sür düğü | milyar 100 milyonun toplan- ması ile ortaya çıkacak 2 milyara ya- kın rakamı, bütçe açığı olarak kabul- lenmek ve ilân etmektir. Mazi bir iğneli fiçı yakın mazide girişilen bugün, iktidarn sorumluluğunu üzerlerine alanları fe- na halde kapana kıstırmıştır. Maliye Bakanı İhsan Gürsan da -hatalarını kabut etmesine rağmen- bugün aynı güç durumdadır. Zamanında, vergile- rin açıklanmasına, servet beyanname- lerine, tasarruf bonolarına karşı şid- detle yürütülen hücumlar, bugün İkti- darın dikenleri (ohaline gelmiş ve bu AKİS, 8 MAYİS 1965 İsmet Sezgin "Biz de iktisatçı olduk" politikacıların canını acıtmaya başla- mıştır. Nitekim Gürsan bu konularla ilgili sorulara: "— Bunları niçin hep soruyorlar? Bugün bir Koalisyon Hükümetiyiz. Gürsan konuşuyor "Mazi kalbimde yaradır." YURTTA OLUP BİTENLER Protokol dışına çıkamayız..." diye ce- vap verebilmektedir. Bir zamanlar ver- gilere karşı takınılan tutum, bugün yine, can sıkıcı hatıralar halinde bu zatları üzmektedir. Çünkü denk geti- tirecektir. Gürsan, AKİS muhabirine İstanbuldaki Vergi Komisyonunun yap tığı çalışmaların "reform" diye adlan- dırılmasından (o hoşlanmadığını ifade etmiş, fakat konuşma biraz ilerleyince, ihtiyaç halinde vergi değişiklikleri a pılabileceğini kabul etmiştir. | Dünü günün Maliye Bakanı -m zirai vergilerde arttırma lü- zumu olabileceğini söylemekte ve, — Ziraatten elde edilen 30 milyon- nominin ve dış politikanın artık bugün Türkiyede "milli politika" haline gel- diğini ileri sürmektedir. Ancak bu nok tada Gürsan bir parantez açmakta ve "Zaten Türkiyede hiç bir zaman plân sız icraat olmadığını, Menderes zama- nında dahi, daha az şumullü bir plâ- nın varlığı"nı ileri sürmektedir... Plâ- nın şümulü meselesinin -Alican gibi- Gürsanı da üzdüğü anlaşılmaktadır. İktidarın, kabullenmek zorunda kal- dığı Plândan duyduğu sıkıntıyı göste- ren güzel bir örnek, Gürsanın, AKİS' çinin bir sorusuna cevap olarak ettıği şu sözdür: " — Bugün Bütçe, Plân ve Progra- mın icra vasıtasından ibarettir. Aksi şekilde hareket edilirse Elaadan inhi- raf iddiası ortaya çıkar Gürsan bu sözü pa bir yüz ifade- si ile söylemiştir ki, cümlenin başında bir "maalesef" Oo kelimesinin eksikliği hissedilmiştir... İktidarın bu konuda- ki emellerini hissettiren buna benzer bir söz, yakın bir zamanda Ekrem Ali- canın ağzından kaçmıştır: "— En ufak teferruat alındı. Bu, kırtasiyeciliktir...' dahi Plâna Oysa, İktidar kanatları kırtasiyeci- lik değil, seçim bölgelerine daha rahat para serpebilecekleri, bol keseden va- adde bulunabilecekleri bir ortamı özle mektedirler. Yalnız şunu unutmakta- anlayış meselesidir. 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: