17 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

17 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den Dervişin fikri ve zikri eride bıraktığımız hafta içinde, İs- G viçreden bir ölüm haberi geldi. Es- ki Dışişleri' Bakanlarından Fatin Rüş- tü Zorlunun İsviçrede tedavi edilmek- te olan eşi Emel Zorluyu kaybetmek dostlarını ve akrabalarını çok üzdü. Bu üzüntüler arasında gazetede çıkan bir ilân da Başkent sosyetesinde ge- niş yankılar yaptı. Ölülerin arkasın- dan konuşulmaz ama, bu ilân yüzün- den Emel Zorlunun arkasından çok konuşuldu. Çünkü ilânın garip, hattâ politik bir niteliği vardı. Bayan Zor- lunun, 27 Mayıs 1960 da başına gelen olaylar yüzünden hastalandığı bildiri- liyordu. İnsanlar bazı konuları istis- mar dönekten, herhalde, ölümde bile geri kalamıyorlar. Emel Zorlunun arkasından çok şey söylenebilir. Uzun evliliği birçok üzün- tülerle geçti. Kocasından ayrı yaşa- dığı yıllar, beraber yaşadıklarından daha çok. Bir aralık ayrılacakları, Fa- tin Rüştü Zorlunun Vesamet Kutlu ile a | bile' söylendi. Bu söylenti gerçekleşmedi ama, Bayan Zorlu bir türlü, yalnızlıktan kurtulamadı. Dışiş- rosu Emel Zor- lunun yüzüne bile bakmıyor Vesamet Kutlunun çevresinde (toplanıyordu. Resmi seyahatlerin hepsine Vesamet Kutlu eşlik ediyordu. 27 Mayıstan sonra da durum değiş- medi, çok yakın dostlar bile Emel Zor- lunun kapısını çalmadılar. Emel Zorlu en büyük ilgiyi, kapısını bekleyen Meh- metçiklerden gördü. MBK Hükümeti onu, yurt dışına tedaviye göndermek- te hiç bir sakınca görmedi Evet, Emel Zorlunun arkasından bütün bunlar konuşulabilir ama, eski bir hastalığı 27 Mayıs devrimine bağ- lamaktan bahsedilemez. Nitekim gaze- tedeki ilân pek çok çevrede iyi karşı- lanmadı. Fakat ne yaparsınız, dervişin fikri neyse zikri de o oluyor! Eski Demokratlar eğleniyor go samanlarda eski Demokratlar partilerde, toplantılarda çok görü- nüyorlar. Geçende Malta Köşkünde verilen bir yemekte Çavuşoğlular, Şa- 28 haberler manlar, Yardımcılar, Ulaşlar grupu çok neşeliydiler. Onları usun saman görmeyenler gözlerine oinanamadılar. Eski devirde adı çok geçen kadınlar şıklıkları, güzellikleri neşeleriyle her- kese meydan okur gibiydiler. e Fener- bahçede Yardımcıların evinde verilen bir yemekte de eski Demokratlar çoğun luktaydı. Bir de Vedat Dicleli vardı, ama Diclelilerin bu çevrelerle dostluğu yeni değil. Bahçede, ayışığında verilen bu yemeğin en neşeli kadınları İhsan Prenses Hanzadenin kızı Fazıla Prenseslikten bıkmış Çavuşoğlunun kızkardeşi Nazan Ka- panlı ve Ankaralı Dana Noyandı. Bu güzel kadın da yazı İhsan Çavusoğlu ile birlikte geçiriyor. Dana Noyan ay- nı zamanda diş doktorudur. Mesleğini icra etse, hayranları dişlerini çektir- mek için kuyruk olacaklar ama, o dok- torluk yapmıyor, güzel türkü söylüyor. o kadar. Yardımcıların yemeğinde de bol bol türkü söyledi, hele yarı rumca, yarı türkçe söylediği bir türkü çok genildi. Yardımcıların partisinin en hoş kadınlarından biri Kebuter Yardımcı idi. Prof. Mehmet Yardımcı, İstanbula seçim hazırlığı için gelmiş, yoklamala- ra gidecek. Geçen defa yenilgiye uğ- radığı için iyi çalışmak istiyor. Kebuter Yardımcıya sorarsanız, bu işten çok hoşlanmıyor. Zira ilk kocası da poli- tikacıydı ve önce Yassıadaya, sonra Kayseriye taşınmaktan az çekmedi. Sonunda ayrılıp, bir doktor eşi olmak istedi ama. kaderinde politikacı eşi ol- mak varmış. Mehmet Yardımcıyı poli- tikadan vazgeçiremiyor. Galiba Celâl Yardımcı da bu işi destekliyor. Eski Bakan, Tercüman gazetesindeki a yazılarında politikanın her türlüsün yapıyor ama bu, başka bir imei nın Meclise girmesine manı değil, ta bii!. Sıra iç turizmde yi Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin Napolide. Başkonsolos İrfan Karasar ile birlikte geçirdiği tatilden çok memnun döndü. Şimdi de iç tu- rizmi destekliyor. Geçen hafta Ünye- ye gitti, dostları arasında birkaç gür geçirdi. Feridun Cemal Erkinin Sam- sun yolculuğunu politik olarak yorum- layanlar, adaylığa bağlıyanlar da var. "Belki de Samsundan milletvekili o- lur" diyorlar ve soruyorlar: "Hangi den?" partiden Prensesler ve söylentiler TeNnses e kızı Fazıla, oğlu Ahmet, Neslişah ve İkbal İstanbula geldiler. Yeniköy sahilleri fena halde dalgalanmağa başladı. Prensesler Bo- gaziçinin değişmez bir dekoru gibi, ay- nı yerde oturuyorlar, güneşleniyorlar, saçlarını peri kızları gibi - Hanzadenin nefis saçları var- döküyorlar, ara sıra partilere gidiyorlar, hanımefendi der- yince irkiliyoriar, prenses deyince gü- lümsüyorlar, Bu, hiç değişmeyen bir tablo.. Sadece, tablonun gerisindeki söylentiler değişiyor. Söylentilere göre Hanzade, Kerim Hanın evlenmesine çok üzülüyormuş, Prenses Şehnazın yerine başka birini düşünüyormuş. Kızı Fazıla ise bu konularla hiç ilgili 17 Temmuz 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: