17 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

17 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Sevdiği ingilizce tâlbir "Everytihing is under control — Vaziyete hakimiz". Ama, hangi memlekette ne rejim altın da olunsa olsun hakim bulunulama- yan şeyin program olduğunu çok geç- meden anladık ve sonraları, arkadaş- lıklarımız ilerlediğinde uzaya roket at- makla aksamayan program yapıp yü- rütmenin aynı gey o sayılamayacağını hatırlattık, gülüştük. Zira, "her şeyin kontrol altında olması", meselâ dönüş- te benim Viyanaya, bavulumun Kiyefe gönderilmesini önleyemedi. Ama ba- vulum iki gün sonra Yeşilköye gelin- ce sevimli Kevorkyanın vaziyete tek- rar hakim olduğunu anladım. a gelmiş bulunan ruslardan diğer İkisi Dışişleri Bakanlığını temsil ediyorlar. Birincisini Türikiyeden tanı- yorum: Leonid Manjosin. Evvelce, Sovyetler Birliğinin Ankaradaki Büyük Elçiliğindeydi. Şimdi Bakanlıkta, Tür- kiyeyle ilgili dairede çalışıyor. Tesa- düfler ilerde onu bizim tercümanımız ve mihmandarımız yapacaktır ve biz Sovyet Rusyayı onunla beraber dola- şacağız. Dışişleri Bakanlığının İkinci temsilcisi, bizim tâbirle. Enformasyon Dairesinin bir mensubu. Ona sonradan çok az, bir kere, Dışişleri Bakanlığı- nın asansöründe rastladım. Dördüncü rus türkçe konuşur gibi yapıyor. Bir gazeteci. Andrey Kirilof. Gazeteciler Birliği bir cemile olarak ancak bir başka tercüman vasıtasıyla konuşulabiliyordu! o Pravdanın yeni başyazarıyla bir ciddi konuyu görüş- meye başladığımızda Andreycik bir onun yüzüne bakti bir benim ve türk- çenin bu görüşmeyi çevirmeye yetme- yeceğini söyledi. Bunun üzerine onu, moda defilelerine gittiği zaman karı- mın yanına, benim yanıma da Manjo- sini verdiler. Şeremetievoda arabalar hazırdı. Kalacağımız Sovyetskaya Oteline gel- dik. Otel, Leningrad Bulvarı üzerinde. Daha ziyade resmi muteber misafirle- re ayırıyorlarmış. Bizim, eski Perapa- las tarzında bir otel. Geniş mermer trabzanlı gösterişli merdivenler, büyük holler, yeşil mermerden sütunlar, ferah salonlar, yerlerde kalın halılar, du- varlarda tablolar. Otelin yanındaki, şimdi lokanta olarak kullanılan kısım bir eski "yar"mş. Yar diye, Çarlık Rusyasında aristokratların ve zengin 17 Temmuz 1965 tacirlerin cümbüş yaptıkları hususi o- daları olan lokantalara diyorlar. 1900 Parisinin "Chez Maxim's"i gibi bir yer. 1940larda ona, otel kısmını, aynı eski tarzı muhafaza ederek eklemişler. Bi- ze ayrılan daire, içiçe üç oda. Bir ya- tak, bir kahvaltı ve bir çalışma odası var. Radyo, televizyon ve piyano. Bir banyosu, bir de mutfağı mevcut. Mut- fağında rusların Moskova markalı meşhur harcıâlem buzdolabı duruyor. Bunu, kentinde ve köyünde, hemen bütün rus evlerinde gördük. Ama bi- zimki işlemliyordul Sonradan bu bozdolabını, bana in- tilbalarımı soran nüfuzlu ruslarla çok konuştuk. Saray gibi bir otelde prens- DIŞ GEZİLER kın bir süredir "mal sahibi"nin dev- let olduğunu, devletin ise halk demek bulunduğunu, o itibarla her şeyin herkese ait sayılması gerektiğini an- latmaya çalışmaktadır ama bunun an- laşıldığını iddia etmek güçtür. Sadece taksi olarak çalıştırılan Volgaların ne halde bulunduğunu görmek bunu is- pata yetiyor. Bütün Sovyetler Birli- ğinde bir tek bakımlı taksiye rastla- madığımı söylersem mübalâğa ettiğin sanılmamalıdır. tabii devlete daha fazla zarar vermesi- eyen, komünist akide değil, yü- reklere salınan korkudur. Şimdi, bu yazı serisinde yerleri geldiği zaman Rusyada buzdolapları bol bol satılır *-*-anabazen işlerler, bazen işlemezler lere lâyık bir dairede buzdolabı neden işlemez? Bu dairede, Sovyetler Birli- gi hakkındaki intlbalarına önem ve- rilen kimseler oturtuluyor. İşlemeyen bir buzdolabının o bıraktığı kötü inti- baın ise, müessiriyet bakımından bir elektrik santralının yarattığı iyi inti- baa denk olduğunu bilecek kadar, ruslar, propaganda sanatına şüphesiz vakıftırlar. O halde, neden? Çünkü Sovyetler Birliğinde hiç bir şeyin sahibi yok. Sovyetskaya Otelinin sahibi yok. Buzdolabının da sahibi yok. Sorumlusu yok demek istemiyo- Sorumlusu var. Ama sahibi yok. Gerçi komünist rejim yarım asıra ya- anlatacağım çeşitli sebeplerden ötürü korku salınması devri, her geçen gün geride kalmaktadır. Rejimi kuranların idealleri, toplum o seviyeye geldiğinde, vatandaşta yaratılan şuurun başka ted- bire ihtiyaç hissettirmemesi idi. Bu- günün gerçekçi idarecileri bunun ger- çekleşmediğini görmektedirler. o Bun- dan dolayıdır ki Trapeznikof ve Liber- man gibi düşünürler "sosyalist sistem- de kâr konusu"nu ele almaktadırlar ve kâr, bir ucundan sovyet iktisadına şimdi sokulmuştur. Bunun, Sovyetler Birliği dışındakl bir çok çevrede bir bakıma kapitalizme dönüş şeklinde tefsir edildiğini biliyorum. Ruslar

Bu sayıdan diğer sayfalar: