4 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

YURTTA OLUP BİTENLER dır: Şevket Raşit Hatipoğlu, Mehmet Geçioğlu, Zeynel Gündoğdu, Ali Şa- kir Ağanoğlu, Naim Tirali, Mustafa Kemal Karan, Samet Kuzucu, Bahri Bahadır, Ahmet Fırat, Yusuf İzzettin Ağaoğlu. Buna karşılık, ön seçimlerde CHP listelerinin başında yer alan yeni ve genç isimlerden bazıları ise şöyle sıra- lanmaktadır: Orhan Erkanlı, Hayret- tin Uysal, Mustafa Ok, Kemal Yılmaz. Gelenlerle gidenler karşılaştırıldığı takdirde, CHP'nin derin ve kendisine yeni hamleler yaptırtacak bir soluk al- dığı derhal farkedilecektir. Ortanın solundaki reformcu bir CHP'ye yakış- mıyacak politikacılar, şuurlu bir teş- kilât tarafından tasfiye edilivermişler- dir; Buna karşılık, “ortanın solunun ne olduğunu anlıyamaz" diye hafife a- lınan CHP teşkilâtı, listelerin başına herbiri reformcu ,genç ve dinamik bi- rer ümidi yerleştirivermiştir. Üçüncü Koalisyonun genç ve reform- cu Bakanları, girdikleri illerde ya liste başı, ya da ikinci olmuşlardır. İstanbul teşkilâtı da pırıl pırıl, genç Ve dinamik bir listeyi seçmiştir. İsimleri kıymet o- larak bilinen Coşkun Kırcaları, Suphi Baykamları, hattâ Selim Sarperleri Teş- kilât harcamamıştır. Bu sonucun alın- masında Ali Sohtoriğin olumlu gay- retleri inkâr edilemez. Diğer illerde de CHP'liler şaşılacak bir olgunluk gös- termişlerdir. Orduda Feridun Cemal Erkinin liste başı yapılması bunun de- lilidir. Buna karşılık, ihmale uğrayan Ankaranın aldığı sonuç -Aksalın liste birinciliği dışında- pek parlak değildir. Ankara listesinin seçmen karşısına çı- kacak hale gelebilmesi için, herhalde Genel Merkez kontenjanları ile şöyle iyice tashih edilmesi gerekecektir. Netice olarak, ön seçimler CHP'ye zarar getirmemiş, fakat büyük hamle- leri, sert mücadeleleri ehliyet ve ba- şarıyla yürütecek bir kadro sağlamış- tır. AP'deki zelzele Bu hafta Pazartesi günü öğleden son- ra, AP Genel Merkezinin birinci katında bir odada konuşuluyordu: — Fm Savrun ne oldu?" — Gitti! — Ya Alâeddin Eriş?" "— Oda gitti!.." — Hüsamettin Gümüşpala?" "— Gittl! "— Hürrem Kubat?» — O da öyle!.," — Yapma yahu! Ya Cevdet Pe- rin, ya Ömer Faruk Sanaç, ya Refet Aksoy, ya Hilmi Aydınçer, Baha Cemal Zağra, Ahmet Gürkan Ziya Uğur?,," Bu sorunun cevabı kocaman bir ses sizlikten ibaret kaldı. Bütün bu isim- ler, listelere giremeyen AP milletvekil- lerinden sadece bir kısmıdır, Ön seçim ler AP'yi bir zelzele gibi sallamış, "De- giştirme Birliği" diye adlandırılan AP teşkilâtı insaf filân tanımadan gelip listelerin ilk sıralarını işgal etmiştir. Bu gidenlere karşılık, AP'de liste baş- larına yerleşenlerin kimler olduğu şu isimlerden anlaşılabilecektir: e Yüksel Menderes, Nilüfer Gürsoy -Bayarın kızı-, Mustafa Tayyar -Bayarın yave- ri-, Neriman Ağaoğlu, Hüseyin Polat- kan, Aziz Zeytinoğlu, Nizameddin Erk- men... Bunlardan başka eski DP mil- letvekillerinden Kâmil Ocak, Tabir Akman, Bekir Baykal ve Mahmut Kol- oğlu da AP listelerinin güllerindendir- ler. İzmir Adalet gazetesi sahibi Zeki Efeoğlu ile eski Kayseri Lisesi Müdürü Mehmet Ateşoğlu da -bir törende, öğ- rencilerin eline "İslâm ümmetindeniz" pankartları veren Ateşoğlu- liste bas- larına oturan ve yeni AP kadrosunu meydana getiren tiplerdendirler. Bu isimler okunduktan sonra, -Bunlara kontenjandan, Turhan Dilligil gibi tip (AKİS: 502) AKİS ler de katılacaklardır- gelecek günler- de ve Parlâmentoda AP'nin nasıl bir hüviyet taşıyacağım kestirmek zor de- gildir. Bir AP'linin deyimiyle, "AP git- miş ve DP gelmiş'tir... Şimdi, kaybeden AP'liler oflaya pa- laya Genel Merkezi istilâ etmişlerdir. Şu birkaç gün içinde, Ulus sineması- nın üzerindeki binada birkaç cinayet işlenmezse, mesele umulandan çok u- cuz kapanmış olacaktır. Öteki partiler ön seçimlerde pek büyük meselelerle karşılaşmamışlardır Bunların Parlâmentoya girecek isim- leri zaten, Genel Merkezlerde konten, janla tayin edilecektir. Sadece Bölük- başı, oynadığı bir oyunla kontenjan sayısını da arttırmış, MP'nin kim de- mek olduğunu bir defa daha ortaya - koymuştur. Bölükbaşının yaptığı, Se- çim Kanunundaki bir boşluktan fay- dalanarak, seçime gireceği illerden 14 ünde ön seçim yaptırmamasıdır. Bu il- lerin listelerini (Bölükbaşı, bir gece aktedron aldıktan sonra, sabaha kadar . "kendi kendine" düzenleyiverecektir. Partiler, kontenjan adayları ile bir- leştirecekleri kesin listelerini 3 Eylülde Yüksek Seçim Kuruluna vereceklerdir i Ancak bu kesin listeler belli olduktan sonradır ki 10 Ekim seçimleri üzerinde bugüne kadar yapılan spekülasyonla* "tahmin" denilebilecek bir hüviyet ka- zanacaktır. Petrol Bir başka sendikacı Türkiye Petrol Kimya ve Atom İşçile- ri Sendikası Başkanı Ziya Hepbir, bundan 7-8 ay önce, Türkiye Petrolleri nin "yabancı petrol şirketlerine naza- ran ne kadar büyük fedakârlıklara kat- landığını" kendine mahsus şatafatlı ifade ile ilân etmişti. Hepbiri bu şekil- de konuşmaya iten başlıca sebep, 13 A- gustos 1964 tarihinde Petrol-İş Sendi- kası ile TPAO arasında imzalanan ve işçilere 9 milyon liralık munzam ücret artışı ve sosyal yardım sağlıyan iki yıl- lık toplu sözleşme idi. Hepbir o günler- de bu toplu sözleşmeden o kadar mem- nundu ki, İstanbulda üniversiteliler önünde düzenlenen bir açık oturumda TPAO yöneticilerini o şiddetle övmüş, imzalanan toplu sözleşmeyi 3 bin nüs- ha olarak bastırmış ve bir başarı ör- neği olarak dağıttırmıştı. Aradan geçen zaman çok şeyleri de- ğiştirmiş olmalı ki, son günlerde Ziya Hepbirin söz ve davranışlarında 180 derecelik bir dönüş görülmektedir. 4 Eylül 1965