4 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

4 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Bu parti de çoğunluk alırsa Seçimleri belki A.P. kazanacak. Çoğunluk mu alır, en fazla milletvekilini mi çıkarır, bilinmez. İki iddiayı da öne sürenler var. Tabii, bunun tamamile aksi kana- atte olanlar da mevcut. Nihayet, seçim bu. Ama bakarsı- nız, çoğunluğu almak veya en fazla milletvekilini çıkar- mak suretiyle A.P.'nin seçimi kazanması ihtimali ger- çekleşir. Bir memlekette bir parti ortaya çıkar, bir fikir söy- ler, bir görüş söyler, bu fikrin, bu görüsün etrafında ta- raftarlar toplanır, o partiyi iktidara getirirler. Helâl ol. sun D.P'nin 1950'de iktidara böyle geldiğini reddetmeli imkânı yoktur. Ama A.P.? Eğer A.P, de bu seçimi kaza- nırsa, insanın "Ayıp yahu!" dememesi için kendini güç tutması gerekecektir. Önce, olmuş bir vaka. Bir kahveye A.P.'liler geliyor- lar. "Biliyor musunuz, oyunuzu: C.H.P.'ye verirrseniz ne olacak?" diyorlar.' Toprak sahibi olduğunu bildikleri bir adama hitap ediyorlar: "Senin toprağını elinden alacak- lar. Bütün topraklar devletin olacak". Sonra etraflarına bakıyorlar: "Sizin için de, artık böyle kahvede oturmak yok. Hepinizi zorla çalıştıracaklar. Devletin. Olacak tar- lalar var ya, haydi, hepiniz oraya. Irgat gibi.." Ta ka- dınlar, kızlar? Ha. onlar «ortak mı kullanılacaklar, yoksa meselâ kocalara bazı haklar tanınacak mı, orası henüz belli değildir. Kahvedekilerden biri daha fazla dayanamıyor. "Ah- baplar, siz başkalarının ne yapacaklarını bırakın. Siz oy alırsanız ne yapacaksınız, onu söyleyin" diye sesleniyor. Gelenlerin söyledikleri bir takım milletin lâyığı fukaralık değildir" gibi, "Herkes ben müs- lümanım diyebilecektir" gibi... (Bu gevelemeleri bütün Türkiye her gün, A.P. sözcülerinin ağızından duyuyor. C.H.P. iyidir veya fenadır, C.H.P.'nin yapacakları ile mutabakat vardır veya yoktur. Her seçmen bunu kendi kendine tartacaktır. Ama bir nokta açıktır: da iktidara gelirse C.H.P. ne yapacağım millete söyle- mektedir, Toprak reformu, petrol meselesi, işçi hakları, dış politika gibi bu seçimlerin temel konuları olması ge- reken dâvaları C.H.P.'nin nasıl halletmeyi düşündüğü or- tadadır. C.H.P. bir görüşün sahibidir, bir nizamın savu- nucusudur, memleketin huzurunu hangi yoldan sağlaması gerektiği hakkında bir fikri, düşüncesi m. Tekrar edeyim: Bütün bu konularda insan C.H.P. ile mutabık- tır veya değildir. Mutabık değilse bu, öğümü CH.P.'ye vermemesi için en mantıki sebeptir., Ama, düşünen bir insan oyunu A.P.'ye neden, nasıl verir? A.P.'nin söylediği fikir, (osavunduğu görüş nedir? Toprak reformu komünistlik kokuyor. Peki, sen ne yapa- caksın? Hiç bir şey. Aman, petrol meselesi ortaya çıka- rıp da ürkek yabancı sermayeyi korkutmayalım. Peki, sen ne yapacaksın? Sorumlu Bakanın dediği gibi «Petrol Ka- nunu mükemmeldir ve hiç bir yanını değiştirmek lüzu- mu yoktur" ise, yandık demektir. Soyulmakta devam edip gideceğiz. A.P. bugün ne yapmıyorsa onu, yapmamazlık edemediği için yapıyor. Plâna karşı olduğunu söylemiştir, onu tatbik ediyor. Servet Beyannamelerini kaldıracağız demişti, sürdürüyor. Vergilerin açıklanmamasını istemiş- ti Açıkladı. AP. nedir? Ne yapacaktır? A.P. Türkiyeyi o seviyede farzediyor ki bunu söylemeden bir seçimde, seç- menin huzuruna çıkmakta mahzur görmüyor. A.P.'nin seçimi kazanması memleket bakanından bu- 4 Eylül 1965 gevelemelerdir. "Bu' Kâfi oy alır * Metin TOKER nun için ayıp, hem çok ayıp olacaktır. Bu, memleketin, AP. kendisini hangi seviyede görüyorsa gerçekten o se- viyede bulunduğunu tescil etmesi mânasına gelecektir. P.'nin kanaati şu olarak görülüyor: Biz seçimleri, C.H.P.'yi suçlamak suretiyle ve yuvarlak o lâflarla, her nabıza şerbet vererek vurabiliriz, Mesele bir defa seçimle- ri kazanmak ve iktidarı almaktır. Devleti tekrar ele geçir- dikten sonra neyi yapıp neyi yapamayacağımızı, nereye kadar gidip nerede durmamız gerekeceğini hale ve şart- lara bakarak kararlaştırırız. Listelerinin basında Bayar- ların. Mendereslerin, Ağaoğluların bulunduğu A.P.'nin. hali ve şartı uygun bulursa, nereye kadar gitmeye çalışaca ğını anlamak için fazla bir zekâya,lüzum yoktur. Sözcü- lerinin bugünden söyledikleri, seçimler kazanıldığı tak- dirde nenin yapılmasının deneneceği hususunda hiç bir şüpheye yer bırakmamaktadır. Süleyman Demirel bu siyasi teşekkülün başına getiril- diği zaman sanılmıştır ki A.P. ortanın sağında, mede- ni bir parti olacak, ortanın sağının fikirlerini savunacak- tır. Türk iktisadı bir A.P. iktidarında nasıl olacaktır? Tür- kiyede sanayi ile ithalatın dengesi bir A.P. iktidarında nasıl bulunacakta? Plânın tatbikatı ve plân mükellefi- yetlerinin derecesi bir A.P. iktidarında nasıl tayin edile- cektir? Tarımda reformun esası olarak A.P. ne düşün- mektedir? Tarım gelirlerinden alınacak vergi hangi yol- dan arttırılacaktır? Türkiyenin dış politikasının ana hat- ları nasıl çizilecektir? İşçi hakları konusunda bir takım büyük iş çevrelerinin allerjisini OA.P. iktidarı paylaşa- cak mıdır? 1965 Türkiyesinde A.P. bunların biç birini söylemden seçime girebileceğini ve listelerinin başına Ba- yarlarla Menderesleri oturtarak kafi seçmeni uyutup kâfi seçmenin oyunu derleyebileceğim sanmaktadır. A.P'nin açıklıktan dikkatle kaçınarak "müstakbel politika"sı ze- habım verdiği bütün tutumlar, geçen D.P. devrinin zarar- lan ve tehlikeleri görülmüş, memleketi .tarifsiz karışıklık- lara atmış, yokluk, ıstırap ve en sonda ihtilâli getirmiş, ihtilâlden sonra da duruşması yapılıp mahküm edilmiş tasarrufları ve tasavvurlarıdır. Aradan beş sene geçtiği ve bizde kör badem gözlü diye hatırlandığı için A.P. ken- disinde bu yoldan bir seçim şansı görebilmektedir A.P. aynı yolun Türkiyeyi aynı sona götüreceğini seçmenin he- saplamayacağına inanmakta, daha fenası, bu defa da böy- le bir son olursa bunun geçen defaya dahi benzemeyece- gini düşünmemektedir. Yahut düşünüyorsa da, partiye hâkim merhamet artığı bir kin ve intikam hırsı küpü ol- muş ihtiyar "Benden sonra tufan" demektedir. Bu elbette ki gaflettir. Ama böyle bir gaflete imkân vermek, kim ne derse desin, hepimiz için ayıp olacaktır. CHP'ye oy verilmez! Tamam. Hiç itirazım yok. Ama, bu A.P.'ye, hepimizi ahmak yerine koyan, hepimizin gö- zünü bağlamaya çalışan, bunu fütur duymadan yapan ve daha neler, neler yapabileceğini sanan AP.'ye nasıl oy verilir, ben bunu anlamam. Hayır. Türk seçmeni bu sevi- yesizliğin seviyesinde olamaz. Hele listeler belli olduktan sonra bu seçimlerde A.P.'ye karşı bir baraj kurmak, memleketimi kim seviyorsa ve ki- min başında bir nebze akıl kalmışsa, eğer kendimizi deli- ler gibi bir maceraya atmak istemiyorsak, onun için bir milli görev haline gelmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: