30 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

30 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lacaktı. Valiye, milletvekilleri yazılı bir soru tevcih ettiler ve yazılı cevap istediler: Meclis çalışmalarına katılmak üzere Ankaraya gide- ceklerken İncesuda nasıl durduruluyorlardı? Meselenin böyle ele alınması, tabii herkes igin bir aralık kapı teşkil etti. Valinin yazılı ce- vabı gecikmedi: Ankara yolu kapatılmamıştı. Kapatılan, Yeşilhisar yoluydu. Muhalefet Lide- ri ve milletvekilleri, Yeşilhisara uğramamak kaydıyla Başkente nezaman isterlerse dönebi- lirlerdi. Anlaşma oldu. İktidar yolu açacak, Muha- lefet Yeşilhisara gitmeyecekti. Netice İsmet Pa- şaya bildirildi. İsmet Paşa “Derhal yola çıka- lim” dedi. Barikat kaldırılmıştı. Kafile, gerçek- ten muazzam bir tezahürat arasında, başta ge- ne İsmet Paşanın otomobili, hareket etti. Yol- da baktık, Yeşilhisara giden dönemeç “cemse”- lerle kapatılmış. Eğer Hükümet barikadı İnce- suda değil de burada kurdurmuş bulunsaydı ha- dise çıkmayacaktı. İsmet Paşa oradan, kendi adıma, milletvekillerinden Dr. Faruk Ayanoğlu- nu Yeşilhisara gönderdi. Biz yolumuza devam ettik. Yolda.giderken.İsmet Paşa bana, Ürgüpte gazetecilere verilmek üzere bir demeç yazdırttı. ismet Paşa için.en önemli husus şuydu: Halk, haksızlığa karşı cephe aldı mı, dayanmak imkâ- nı BY, İsmet Paşa demecinde şöyle di- yordu: “ “Anlaşılmıştır ki aziz milletimiz bir kısım Nİ e yapılacak haksızlığı bütün mille- te yapılmış gibi yüreğinde hissedip heyacanını açığa vuracak ileri insanlık merhalesindedir. Bu netice cemiyetimizin yükselmesi için büyük kıymeti haizdir.” Gazeteciler Ürgüp postahanesinden bunu, gazetelerine geçirdiler; Ertesi gün Gölbaşında bizi muhteşem bir kohvoy bekliyordu. Kayınvaldem ve Özden de gelmişlerdi. Tabii bütün o hadiseler esnasında en büyük heyecanı onlar çekmişler, onların yü- reği-en karanlık endişelerle dolmuştu. Klakson- ları çalarak ve yollara birikmiş'halkın alkışları, yaşalari, hatta gözyaşları arasında İsmet Pa- sa Ayten Sokağa döndü. Çok kimse, demokratik rejimimizin o seyahatte son dönemecini aldığın- dan, tabii bu sırada pek fazla haberdar değildi. Ama İsmet Paşa, olup bitenlerden sonra İk- tidarın bir seçimi göze alamayacağını derhal kavradı. Nitekim Ürgüpten. Ankaraya,dönerken Şereflikoçhisarda bunu açıkca söyledi. Şerefli- koçhisarlılar kafileyi durdurdular, İsmet Paşa- nım konuşmasını istediler, İsmet Paşa keyifliy- di. Rahatsızlığı geçmişti. Bir evin giriş kapısı etrafındaki mermer trabzanlara yan oturdu, meydanı dolduran halka, sanki tek adammışlar gibi hitap etti. Onlardan nasıl olduklarını, se- cime hazir bulunup bulunmadıklarını sordu. Halk da, tek adammış gibi cevap verdi: İyiv- diler, seçime hazırdılar. İsmet Paşa güldü: © << Ben de öyle görüyorum. Ama onlar âr- tık seçime pek hevesli görünmüvorlar..” dedi. - Bir gün sonra, İktidarı deliye çeviren ha” vadis Kayseriden geldi, İktidarın güvendiği as- ker, Generallerinin özel uçakla Himmetdedeye gönderdiği, İncesuda birliklerin komütasinı ver- diği subay, Kurmay Binbaşı Seladaddin Çetiner ordudan istifa etmişti. Hem de istifa sebebini açıkca ilan ederek.. Binbaşı Çetiner istifaname- sinde şöyle diyordu: “Anayasanın 70. maddesi söyülntei hak ve hürriyetini vatandaşların tabii hukukundan saymasına ve Ordunun kanunun “is tisnai haller dışımda emniyet ve zabıta kuvvet- leri yerinde kullanılmasına hukuki imkân bu- lunmamasına rağmen sayın İsmet İnönü ve ar- kadaşlarının Kayseri gezisinde emir ve komuta ettiğim birlikleri bu hukuki smırlar dişinda. kul- lanmağa zorlandım. Bu hususu subay çıkarken yaptığım yemin- le bağdaştıramıyorum. Ayrıca Anayasanın 94. maddesinde de kanuna aykırı emirlere itaat et- menin memuru mesuliyetten kurtaramayacağı tasrih edilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla bir asker çocuğu olarak girdi- gim ve aşk derecesinde bağlı olduğum mesleğim- den teessür içinde istifa ediyorum. Gerekli kanuni ir ri yapılmasını saygı- Jarımla arz ve istida ederim İktidarın yaptığı “kanuni işlem” Kurmay Binbaşının. tevkifi ve hadiseye yayım yasağı ko- hulması oldu. Halbuki mesele orada dı. Selahaddin Çetineri, istifada iki subay Alia takip etti. Kayseride > başka bir subay vardı: Osman Özkoçak. O da, aynı Se- bepten istifasını verdi. Onlara, hadiseyle doğ- rudan doğruya ilgisi bulunmayan bir Kurmav Albay katıldı: Kâmil Savaş. İktidar onlarıda | tevkif etti ve o istifa hadiselerine de yayın ya- sağı Koydu. Mevkuf subaylar Ankara ya getiril- diler, askeri yi bütün Ordu ve bütün Türki ye duymuştu. İkti-. dar tuttuğu yolda Silâhlı Kuvvetleri âlet diye ulanamayacağını anlamıştı. Başka bir çare bul- mak lazımdı, Me ye ya zamanda ayı, hadise de ayısıyla ve aynı şeyi söyleyerek Ordudan ması İktidara bunun bir müsterek erek A 293

Bu sayıdan diğer sayfalar: