14 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

14 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bir idarenin elinden kurtarıldığını her şeyden daha iyi gösterebilecek bir hikâ- yedir. Tahkikat Komisyonu yeni yetkileriy- le Perşembe sabahı faaliyete geçti. Faa- liyete geçti ve elini ilk bize attı. Saat 11'de, Kurtulu telefonla aramışlar. Kurtul ilk önce işi pek ciddiye alma- mış. O sıralarda gazeteciler arasında ye- ni bir oyun oynanıyordu. Komisyonla baş- langıçta alay eden gazeteciler birbirlerini işletiyorlardı, Kurtul da öyle sanmış ve telefondaki adamdan yâzılı belge istemiş. Sonradan öğrendik ki telefon eden, Ko- misyonun savcısı durumunda bulunan Ke- mal Özermiş, Kemal Özer son derece na- zik bir şekilde Kurtulun arzusunun yeri- ne en söylemiş. Kurtul o zaman vaziyetin ciddiyetini anlamış ve İstanbul- da beni aramış. Çocukla görüşmek kısmet olmadı. Telefonla İstanbul. irtibatı temin edilinceye kadar Kurtulu Emniyet me- murları Tahkikat Komisyonuna zimmetle teslim etmişler, » «Tahkikat Komisyonu, şimdi -CENTO emrine verilen eski Meclisin bahçesi için- de, özel olarak hazırlatılmış bir binada çalışıyordu. Komisyonün kendi muhafız- ları, kendi odacıları ve kendi askerleri vardı. en emniyet memurları Ko- lisine teslim etmişler. Bizim eihelter demhan da Kurtulla beraber Komisyonun kapısına kadar gitmiş ve son dakikaya kadar orada beklemiş. Kurtulu saat 13'e doğru içeri almış- lar. Komisyon o zaman sorgu işlemini alt komisyonlar şeklinde yapıyordu ve böyle- ce daha fazla sayıda adam sorguya çek- me imkânına sahip pe ği sayan P. iktida- rının basın uzmanı inen N di çioğlular, Himmet Ölçmenler, Kemal zerler, Osman Kavuncular Kurtulu sor- guya çekmişler, Bir diğer grup ise O sıra- da İstanbuldan tevkif edilerek getirilen emekli Kurmay Albay Cemal Yıldırımı is- ticvap etmekteymiş. Kurtulu Nusret Kirişcioğlunun bas- kanlığında çalışan alt komisyonün odasi- na almışlar. Odada uzunca bir masa var- mış. Masanın etrafında beş üye bulunmak- ta imiş. Kurtul masanın bir ucuna oturtül- muş. Pençerenin kenarında bir sivil po- lis memuru daktiloya kâğıt geçirmiş ve Kurtulun 1ş, Soruları ön- celeri Nusret Kirisçioğlu MD, sonra diğerleri de işe karışmışlar. Kurtulla Ki- rişgioğlu arasında konuşma başlamış? “— Dergide ne iş yaparsınız?” “— Yazıişleri Müdürüyüm.” “ — Yazıları kim yazar?” *-— Bütün ye iee yazarlar ama, ai son şeklini ben veririm ve bunlar benim kanuni sorumluluğumda oyayınla- nır,” “— Peki Metin Toker ne iş yapar?” “— Metin Toker Derginin başyazarı- dır ve başyazılarını yazar.” *“— Başka ne iş yapar?” “—- Vallahi, mecmuadaki işi budur. Onun Kapa işleri ile ben ilgilenmem.” “— Şu anda Metin Toker nerede?” “ — İstanbulda. Şimdi her halde Taş- lıktadır.” -; İstanbulda neler oluyor biliyor musun ? vi Hayır! Burada olduğumdan, olayları takip, edemedim.” Komisyon üyeleri sorguyu kesip > birlerine manalı manalı bakmı “Hım.. İstanbulda imiş” demişler. Kur. tul o sırada İstanbulda Üniversite olayla- rının başladığını bilmediğinden bü bakış- mayı ve sözü manalandıramamış. Sorgu ayni hava içinde, ama gittik- çe sertleşerek devam etmiş, Komisyon üyeleri Akisin, kapağında Cemal Yıldırım ve büyük bir kulak Bein olan sayısını Kurtula uzatmişlar, bazı pasajları oku- muşlar. Sonra bu pasajların manaları Üüze- rinde sorguya başlamışlar. Kemal Özerin santrik tasavvurları” ve “kurdu a iyi tâbirleri olmuş. Kemal Özer urtula hışımla sormuş: “— Bu satırlarla ne demek istiyor- sunuz? Nedir bu eksantrik tasavvurlar, kurt kim kuzü kim?” , Kurtul, sakin cevap vermiş: “- Mana açık, nitekim altında açık- laması da var. Eksantrik tasavvurlar şun- lar: C.H.P.'liler pasif savunmaya ye ler, mesela C.H.P.'li iş adile Denkel ra para yatırmayacaklar, DE.ilerie ile ei münasebetinde bulunmayacaklar. Biz

Bu sayıdan diğer sayfalar: