14 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

14 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS zun alman filmi ile bir kısa ameri- kan filmi paylaştılar. Uzun filmin kısacık bir adı vardı: “Es - 0”. Film, her şeyden önce, her bakımdan kendini gösteren gençlik havasıyla dikkati çekiyordu: Filmin yönetme- ni 26 yaşındaki Ülrich Schamoni, aynı zamanda senaryoyu ve konuş- maları da yazmıştı ve “Es” ilk fil miydi. Filmin iki kahramanını can- landıran Sabine Sinjen ile Bruno Dietrich otuzun altındaydılar. Fil min yapımcısı da 38 yaşındaydı. “Es”, çocuk düşürme meselesi- ni ele almaktaydı. Gösterimden son- ra konuşan genç yöntmen, amacı nı kısaca anlatmaktaydı: i rmeden ya na, ne de bunun aleyhindedir. Fil mim sâdece her vakit rastlanan bir durumu ortaya koymakta ve bu nun yol açtığı meseleleri belirtmek Schamoni, bu meseleyi, Berlinli genç bir çiftin başın layla anlatmaktaydı, yircileri, bu “gençler” filmini seni» patiyle karşıladılar ama, kısa ame- rikan filmi, “Es“ten daha çok alkış- landı. Adını Amerikada ve İngilte- rede çocukların en çok sevdikleri bir oyuncak olan çift tekerlekli pa- ten “skater”den alan “Skater Da- ter”, bu oyuncağa düşkün bir ço- cuk çetesinin başından geçenleri an- latıyordu. Ingiltereden sevgilerle ma o gün festival seyircilerinin asıl bekledikleri film ne “Esti, ne de “Skater Dater” Herkes o ak. şam ilk ve belki de son defa olarak gösterilecek olan “Suzanne Simo- nin, la religiecuse de Diderot - Su- zanne Simonin, Diderot'nun rahibe- sini bekliyordu. Fransız Sansür Kurulunun iki kere kabul ettiği halde, kurulun bağlı olduğu İstih- barat Bakanı Yvon Bourges'in iki defa geri çevirdiği, Fransa içinde ve dışında gösterilmesini yasakladığı, birkaç aydanberi basında ve Millet Meclisinde tartışması süregelen bu film, Cannes Festivaline gönderile- cek fransız filmlerini seçme komi- tesince Festival Seçme Komitesine tavsiye edilmiş, Festival Komitesi de filmi “davetli” olarak programt- na almıştı -Festivale katılmak için sansürden geçmek şart değildi, sa- dece çevirim izni almış olmak ye- tiyordu. “Suzanne Simönin”in gösterile- ceği gün Cannes tam bir karaborsa şehri havasına büründü. Birkaç yıl danberi festivale ücretli olarak gir- mek usülü kaldırıldığı, yalnız dave- tiye ile girildiği halde, iy den çoğu karaborsaya düştü şam festival salonu ağzına sade doluydu. Seyircilerden çoğu filmi ayakta seyretmeyi bile göze almıştı. İngilterede “Fahrenheit 4515 çevit- mekte olan François Truffaut, ar- kadaşı Jasgues Rivette'in bu filmi- ni görmek için uçakla Londradan gelmiş, yan sonra yine w çakla dönmüştü. “Suzanne Simonin” gerek seyir- ciler, gerek eleştirmeciler, gerekse gazeteciler tarafından uzun uzadıva .desty Blaise”in SİNEMA alkışlandı. Ama herkesin kafasında tek bir soru vardı: Bu filmin ya- saklanmasına neden lüzum görül eter Ca görmüş geçirmiş eri “Suzanne Simonin”e ge Hin ceye kadar neler, neler görmüş- lerdil,. Nitekim seyircilerin çoğu, “Açık saçık bir film göreceğimizi yor oy- duk, sa basbayağı bir film gördük” di- ye yakınmaktaydı. Cannes'ı sürek- li olarak izleyen eleştirmecilerden biri “Ben Cannes festivallerinde çok daha çarpıcı filmler görd i hakkında Pagnol'un cevabı ise şu oldu: “Jüri üyesi inne; size fikrimi söylemeğe yok, Ancak, filmi çok al adın söyliyebilirsiniz.” Anlaşıldığına göre, “Suzanne Si monin"in çeyi en müdah lar varsa, bunlar sadece oy verme çağındaki 117 bin rahibe olabilir.” annes'daki “Suzanne Simonin”den sonra şimdi de bir “Dişi James Bond” olan “Mo- resimlerivle karsılastılar b PARKER wiğrink (AKİŞ 148) 14 Mayıs 1966 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: