14 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

14 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ula İL Mirİlia: | âik Türkiye , Cumhuriyetinde, Atatürk (Devrim. leritin. kırkiilci yılında inanılmaz bir hadise ce reyan ,etmiş. bulunuyor. Nerede, hangi zamanda ya: şadığını unutacak kadar şaşkın bir hoca efendi fet vacı şeyhülislamlık rolündedir, Tam bir fütursuzluk- la ve tehlikeli bir cüretle bazı kuruluşlara müdaha- lelerde bulunmaya kalkışmakta, kendisini müslü- manlık ve müslüman vatandaşlar adma konuşmakta yetkili sanmakta, nenin caiz olup nenin caiz olmadı ğını söylemeye yeltenmektedir. Kendini ve haddini bilmez çok hoca başının, omuzlarının üstünden alm» dığı genç Türkiye Cumhuriyetinde bu fetva şeyhü- Uslamlık heveslisinin aklını süratle toplaması ve der- hal kendine gelmesi lâzımdır. Güyendiği yağmış olduğunu gördüğünde, şaşkın hoca çok geç kalmış olabilir. İbrahimi “Elmalıyı -hocanın adı budur- bir tek va- ka olarak almak imkânı yoktur. Zaten, bu zalım ken- dinde Radyoya müdahale etmek hakkını görmesi De mirel İktidarınm şaşılacak bir tutumunun neticesi dir. Bir vatandaş Radyo programlarını gönlünce kü- fi derece dini bulmuyor ve bunu Cumburbaskanlığı- na ve Başbakanlığa istida ediyor. Başbakanlık, lâik lik ümdelerine tâmamen aykırı bir davranışla “bunu wereye havale ediyor, bilir misiniz? Devlet Bakanlı ğına. Devlet Bakanlığı da istidayı Divanet İşleri Baş kanlığına gönderiyor. Şaşkın Başkan kalemi eline alı yor ve TRT Genel Müdürlüğüne bir fetva yolluyor. Bu fetva çizmeden yukarı çıkmanın tipik bir misali- dir ve İbrahim Elmalı hakkında bundan dolayı hâlâ bir takibata geçilmemiş olması şaşılacak bir dür, Ama, radyo programlariyla & ilgili şikâyetlerin merclinin Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu sanan bir idare altında kim kimden şikâyetçi olacaktır? İbrahim Elmalının cüreti, Türkiyede lâiklik um delerine bağlı ve bunları savunmaya kesinlikle azim- li herkesin gözünü açmalıdır. Fetvacı şeyhülislamlık müessesesi bu memlekette, bir daha geri. gelmemek üzere kapanmıştır. Diyanet İşleri Başkanının böyle bir sıfatı yoktur ve buna heves etmesi ancak başına dert getirir. Radyo programlarının denetlenmesi lâ- zımsa, an vetkilisi vene is Radyo islâm dini Dİ anlatan bir prograw düzenlese -düzenlemiştir de.. Patrik lendi kalkıp, ortodokslar namma protestoda bulunacak, ortodoksların radyolarmın düğmesini çe- mi bildirecektir? Ermeni patriği, yahu di Bahemboğu kendi ağa olanlar adına böy- le bir ses yükseltmek sahip midirler? Diya vet İşleri Başkanının Türkiye etle tem: kar efendi Hoca Efendi, otur oturduğun yerde! “ne Saygı Metin TOKER sil yetkisi bundan fazla değildir. Türkiyede her di. gösterilmesini teminle görevli olan mües sese, devletin kendisidir, Dışardan gazel okumak hiç veslenir veya deniz kıyafetleri hakkında mütaleada bulunursa kimse hayret etmemelidir, Bu çeşit davranışlar, bir iktidarın yarattığı ha vanın neticesidir. TRT'ye fetva gönderen hoca efe di, Meclis kürsüsünden 19 Mayısçı kızların kalığım < i ifadelerle tenkit eden A.P; milletvekili, i Arabistanı model gösteren A.P.li fıkra yazarı, m yayınlayıp “el haç” diye imzalar koyan A.P. organlari bir tesadüf neticesi hep bir arada ortaya çıkmamıştır. Bir iktidarın başı, vağıgitaztz günü kendi- sinden makale istendiğinde vaaz yazarsa bütün bun ları, hatta daha da ileri davranışlari beklemek lâ Zzımdır. Bunlar, 1966 Türkiyesini 1920 öncesine götürmez. Ne şaşkin hoca efendilerin, ne ağızı salyalı milletve- killerinin, ne bezirgân yazarların buna gücü veter, A: ma irtica, kendisinde böyle bir kudret tevehhüm eder ve başını yavaş yavaş kaldırır. Tâ, memleketin sağlam kuvvetleri tarafından o baş bir kere dala ko- parılıncaya kadar.. Bu, memleket için, millet için ve ni tarifsiz karışıklıkların, huzursuzluğun sebebi de mektir, Bu teşebbüsler ilk adımda durdurulursa, lâ- ik cumhuriyetin korunmasından başlıca eskiyi. Bü. kümet, hatta onun üstünde Cumhurbaşkanı lis harekete zamanında geçerse bunlar birer tehlikeli vaka halinden çıkar,- nihayet münferit vakalar ha- gelirler. Aksi halde, artacak cüret ve fütursuz- luk memlekette övle bir hava yaratır ki kardeş kav. gası kaçınılmaz hal alır Saşkım hocaya bak! ee şeyhülislamlık ro lüne çıktığı yetmiyor, bu , basın toplantısı yapıp ilan ediyor. Bakana bak! Radyo programlarım- dan şikâyeti Diyanet İşleri Baskanlığına, mer“if oy- muş gibi intikal ettiriyor. Nihayet, Başbakana bak! İlk havaleden haberi olmasa, bile, durumu öğrendi ginde harekete geçmek, fülursuz hoca efendinin ku lağım çekmek hatırma dahi gelmiyor. Nasıl gelsin ki, balık baştan kokmaktadır. unutulan, bu memleketin sağlam kuvvetlerinin mide. sinin kokmus balığa pek mütehammil bulunmadığı dır. ş Ama 14 Mayıs 1966 AS. G.621 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: