14 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
AKIS turmak, « eline sarılıp öp- mek, kendisine bunlar tarafından herkesin içinde küçük adıyla hitap kabul etmek nesini pişkinlikle i koamisy: 4 anil Ber halde ciddi siyaset a dami vasıfları değildir. Üstelik, bu- nu yapan komisyoncu yü geçinci menin faziletidi lam ialamlandı hiç kimse lamakta, a , zenid YULA ötede cereyanı > R ların memleketteki çömezlerine ib- lı, ondan sonra, pâarlâmentonun di- ratik rejimin savunulmasına vakit geçirmeden girişilmelidir. Bu ameliyata “katlanmanın AP için zor olduğu muhakkaktır. Bu katlanmaya karşı bir takım hisler, ; £ ezikliği kendini belli edecek- tir. Her ameliyattaki .“mecburiyet sasi! iç protestolara yol sen tır. daha esef' veriği bir davranıştır. AP için saat, 12'ye 5 vardır. Faruk Sükan Dr. No. Meclis Son gülen kim olacak? Koca Mecliste bir tek kişi gülüyor- du. Milletvekillerinin, gazeteci lerin, dinleyicilerin ve hattâ kor diplomatik locasını dolduran şık el- biseli hanımların bile yüzleri endi- şe ile kararmıştı. Kaşlar çatılmış, sinirler gerilmişti. Bu ağır havayı, görüşülen meselenin vehameti Vw ratıyordu: “Meclis polis tarafından basılmıştı! Buna sebep olan İçişle- ri Bakanı ve Hükümet en ağır kz melerle itham ediliyordu. Bölükba- $ı, AP Hükümetinin, Meclisi “esrar tekkesi basar gibi” bastığını belirt- mişti. Ana muhalefet partisi lideri İnönü şöyle diyordu: “ww Bir İçişleri Bakanı yolunu şaşırmış olabilir, Ama suçlu oldu- “e bileğinden yakalanıp en yüksek mlardan millete ilân olunduk- sonra, emniyet kuvvetletrinin başında ve Hükümet içirle bulun- ması, emsali görülmemiş, aklın al mıyacağı bir siyasi olaydır.” Feyzioğlu bağırıyordu: — İçişleri Bakanı, gazetecilere Zühtü Pehlivanlı ile yaptığı görüş- meyi dahi saklayarak demeç verdi. Yani, yalan söyledi!” Dudaklarını ısırıp - durmakta © lan AP'liler artık dayanamadılar ve fırladılar. Yumruklarını sıktılar, bağırmaya başladılar. Fakat, o şa his gene gülüyordu!. Feyzioğlu, konuşmasına, Hükü. met üyelerinin oturduğu locaya dö- nerek devam etti : almadığı anlaşılı- yor. Geceyarısı tertipçisi bizzat Sü- kandır!” Bu defa, -AP'lilik damarı: kaba. ran Başkan Bozbeyli de dayanama- dı ve batibin sözünü kesti. Ama, o adam hâlâ gülüyordu! Feyzioğlu, sözlerinin kesilmesi- ne bir mâna verememiş olacak ki, Bozbeyliye sordu: “— Tertibin sahibi o Başkanlık Divanı mıdır, yoksa Sükan mı?” İşgüzarlık. yaptığının farkına va- ran Bozbeyli sustu. O adamın gü lümsemesi neredeyse kahkaha şek- lini alacaktı. Salonu dolduran bin- lerce kişi üzüntü ve endişe ile kıv- ranırken, Bakanlar Kuruluna âit lo- cada durmadan gülen, hattâ sırıtan adam, İçişleri Bakanı Faruk Sükan- dı! 27 Mayısa fiili tecavüz Garip tesadüf, Meclisin basılması olayı, geçtiğimiz haftanın Cuma gecesine rastladı. O gün AP'liler, eski Harp Okulu Komutanı ve MBK üyesi Sıtkı Ulayı dövmüşlerdi. O günkü toplantıda Seçim Kanununu yine görüşemiyen AP'lilerin gözleri, salondan çıkarken, olup - bitenleri locadan tebessümle izleyen senatör Sıtkı Ulaya takılmıştı. Vay efendim, eski bir MBK üyesi, düştükleri bu duruma nasıl gülebilirdi? Bir - iki AP'li Ulaya lâf attı ve cevabını aldı. İşaret, Melâhat Gedikten. geldi. Hâ- lâ kocasının itikamını almayı düşü- nen Melâhat Gedik, Hamidoya, as- keri erkâna ve senatörlere ait olan ve göstererek “— İndirin şu adamı!” Melle Gedik, sonradan, bu teş- viki MBK grup tebliğinde açıklandı» ğında inkâr etti, Bunun üzerine, AP'nin fedai mil letvekilleri, Ekrem Dikmen, Süley- man Ünlü, Hamit Fendoğlu - Hami» do- ve İbrahim Aytaç dışarı fırla- dılar ve hışımla locanın bulunduğu ikinci kata çıktılar. Bu sirada sig ra içmek için locayı terkeden Ulayı koridorda yakaladılar. İlk yumruğu Hamido savurdu, Ulayın kulak to Zuna isabet eden bu darbeyi diğer- lerinin yumruk ve tekmeleri izledi. Yumruklarının ve tekmelerinin al 14 Mayıs 1966
