22 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

22 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bizim Gençlerimiz gGgengliğin ruh ve beden sağlığı haftasında, eğitimci Mithat Ençin, gençlik sorunlarıyla ilgili, gerçekten yararlı bir konferansını dinledik. Konferans, genç- lik sorunlarına eğitimle çare bulabilmek umudunu ta- şıdığı ve pratik bazı tavsiyeleri de kapsadığı için, ferahlatıcı oldu. UNESCO'nun bu yıl, büyük bir isa- betle ana konu olarak seçtiği bu konu, gerçekten, ge- rek bütün dünyadaki, gerekse ülkemizdeki gelişmele- ri yüzünden büyük önem taşımaya başlamıştır. Prof. Dr. Rasim Adasalın, yine gençliğin ruh ve beden sağ- lığı haftası eğitimiyle ilgili olarak yazdığı bir maka- lede belirttiği gibi, bugün endişe uyandıran birşey de, âsi gençlik sorunları yanında, erginlik çağı dengesiz- liklerinin ve bozukluklarının, büyük kitleleri kapsıya- rak, artmasıdır. Böylece, bugünün gençlik sorunları, insanlığın yarını üzerinde Dameoklesin kılıcı gibi sal- lanmaya başlamıştır. Özellikle bizim gibi, standart öl- çülerden yoksun, çok büyük kültür seviyesi farkları taşıyan bir toplumda bundan endişe duymamak mümkün değildir. Gerçi bugün, örneğin Avrupaya gidenlerin sokaklarda karşılaştıkları bazı manzara- lar, insanlarımıza kolaylıkla, "aman, bizim gençleri- miz bunların yanında zemzemle yıkanmış" dedirte- cek niteliktedir ama bu, madalyonun yalnızca bir yü- züdür. Aslında eski ile yeni arasında bocalayan, her konuda olduğu gibi bu konuda da büyük bir denge- sizlik ve kararsızlık içinde bulunan, ekonomik sıkın- tılar ve çeşitli imkânsızlıklar içinde bunalmış durum- da pasif hale geçen toplumumuz için tehlike, biraz daha uzun vadeli olmakla beraber, çok daha büyük- tür. Bunun için de gençlerimizin, öteki ülkelerin genç- lerine kıyasla daha klâsik giyinmelerine, şurada-bu- rada kendilerini daha az teşhir etmelerine, bunalım- larını daha ihtiyatlı şekilde dile getirmelerine kan- madan, soruna dikkatle eğilmemiz gerekir. Dr. Ençin konuşmasının ilginç yönü, bugünkü gençlik sorunlarına teşhis o koyarken bunlara pratik çareler de getirmesidir. Örneğin Dr. Enç, gençliğin cinsel sorunlarına değinirken, toplumun, bu konuda, kız ve erkek arkadaşlığına imkân hazırlıyan birçok tedbiri almasını, geleneksel baskılardan kurtulmasını dilerken, gençlerin de kendilerini, bugünün çok da sağlam olmıyan fazla başıboş ve sorumsuz davranışla rına kaptırmadan, yaşadıkları çevreye kabul ettire- bilecekleri bir ölçüde açılmalarını ve bu hareketleri ni daima çevreleriyle bağdaştırma kaygusuyla ayar- lamalarını istemektedir. Bu, gerek gençleri, gerekse yeni akımlar karşısında ne yapacaklarım bilemiyen kararsız aieleleri ferahlatıcı bir tavsiyedir. Çünkü ül- kenin şartlatma özgü yayınlardan yoksun bulunan ve çok değişik toplumların şartlarını yansıtan değişik ya- yınların etkisi altında kalan gençlerimizin bugün için- de bulundukları tutum daha çok taklitçi ve özentili bir tutumdur. Kişinin mutluluğunu, içinde yaşadığı çevreye uymakta gören eğitimci Mithat Enç, hiç ta- assuba kaçmadan, "istediğini yap, içini boşalt, bilinç altına hiçbir şey atma" felsefesine meydan okurken, aynı zamanda gençlere yepyeni bir ufuk da göster- mektedir. Ençe göre, her gencin, "aklına eseni yap- maktan ötede bir hayat felsefesi" olmalı; genç, top- lumdan neler beklediğini ve bunun için topluma ne- ler verebileceğini bilmeli, seçeceği bir toplum düzeni için herşeyi okuyup öğrenmeye, bilmeye çalışmalı, kendisini aşırı serbest davranışlardan ve aşın akım- ların cazibesinden koruyacak Uf kişilik kazanmalı- dır. Eğer bir genç bugün hâlâ Saidi Nursinin kitabın- da veya Marx'ın katı doktrininde kendisine bir teselli arıyorsa, olgun bir hayat felsefesine ulaşamamış ol- manın ıstırabı içindedir. İleri toplumlar, İkinci. Dün- ya Savaşından sonra gençlikle ilgili konularda büyük denemeler geçirdiler ve fazla serbest davranışların da bir hayli cezasını çektiler. Taklitçilik işaretlerinin biz- de de belirdiği bu dönemde, dünyanın geçirdiği de- nemelerden yararlanmak ve psikolojiye dayanan bir eğitim esas olmak üzere, gençliği daha gerçekci, daha dolu ve mutlu bir yarma hazırlamak başlıca kaygu- muz olmalıdır. Jale CANDAN rahat bırakmış, çocuk ise bundan sonra, bir kurtuluş yolu olarak, ba- yılmayı huy edinmişti. Bugün toplumumuzu en çok rahatsız eden birşey de, çeşitli bas- kılar altında, ortaokulu okuyan her çocuğun yüksek öğrenim yapmak is- temesi, başka alanlara (odağılama- ması, Yeteneğine göre, istediği fa- ülteye girememesidir. Dünyanın, ileri denilebilecek birçok toplumun- da, yüksek öğrenim yapmak istiyen ortaokul öğrencilerinin oram yüzde 30-35'dir. Bizde ortaokula devam e- den çocukların yüzde 85'i yüksek öğ- renim yapmak istediğini bildirmiş- ir. Çocukları kamçılamayınız! Karsı cinse duyulan ilgi, gençlik sorunlarının başlıcalarından biri- ni teşkil etmektedir. Genel olarak, bu konuda toplumdaki (baskılar çok çeşitli ve rahatsız edicidir. OÖ- zellikle ülkemizde çevre, büyük şe- 22 Nisan 1967 hir ve küçük şehir farkları, bunun gençler için gerçek bir sorun ola- rak ortaya çıkmasına yol açmakta- dır. İlkel toplumlarda gençler he- men evlenirler. Bu bakımdan da sorunları azalır. Oysa ki uygarlık i- lerledikçe, hayat mücadelesi şart- larının çetinleşmesi evlilikleri (o ge- ciktirmektedir. Fizyolojik yapı ol- gunlaştığı halde, genç, beklemek du- rumundadır. Bu sırada, evleneceği kimse için hayal kurup durur. Göz- leri şöyle, kaşları böyle olacak, üs- tün bir karaktere, zekâya, paraya, görgüye, inceliğe ve çevreye sahip olacak vesaire... Bu hayal ise, ger- ni karşılaştığı zaman gencin bed- aht olmasına yetecek niteliktedir. Herşeyden önce gençlerin, biraraya gelip arkadaşlık etmelerini, birbir- leriyle normal ilişkiler kurmalarım sağlamak lâzımdır. Ancak bu, genç- leri yaşadıkları çevre ve toplumun kabul edemiyeceği bir takım ilişki- lere doğru itmek anlamında alın- mamalıdır. Çocukları, gitgide geli- şen, çok liberal bir düşünce ile, genç yaştan cinsel ilişkilere yönelt- mek, onları bu konuda âdeta kamçı- lamak yanlış bir tutumdur ve bu, çocuğun o toplumda uyumsuzluğu- na ve bedbahtlığına yo! açar. Genç, hareketlerini, her ne olursa olsun, çevreye uydurabilecek, onunla bağ- daştırabilecek şekilde ayarlamasını öğrenmelidir. Ne çok baskı, ne de çok başıboşluk bu konuda bireye mutluluk getirecektir. Ayrıca, genç- lerin bu konuda bilgili olmaları ve gerçekçi, iyi bir evliliğe hazırlan- maları da şarttır. Evlilik hakkında hayal kuran genç, evdeki hesabını çarşıya uymadığını bilmelidir. Dr. Enç, gençlik sorunlarının ço- guna ortamın sebep olduğunu be- lirtti. Ençe göre ortamı da aile çevre ve toplum olarak elverişli ha- le getirmek mümkündür. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: