19 Şubat 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

19 Şubat 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Patagonyalılar mede Alim ni olmağa karar verdiler Dünyanın en iri boylu insanları bedevilikten vaz geçmeğe başladılar Patâgonyada şehirler inşa ediliyor, sinemalar, gazinolar yapılıyor Patagonyada yeni teşekkül eden Şehirlerden biri: Comodora Rivadavia Bedevi, vahşi 'bir memleketten bahsedileceği zaman ekseriya alem olarak “Patagonya, tabiri kulla- nılır. “ Sen kendini Patagonyada mı zapnettin? ,», “ burası Pata- gonya değil!;,, gibi sözler halk .çtarafından bile, söylenilir. *<«Son zamanlarda o Patagonyayı . gezen bir seyyahın anlattıklarına bakılırsa artık bu yolda bir söz söylememek lâzımdır. Çünki son zamanlarda Patagonya medenileş- miş, burada mükemmel şehirler vücuda. gelmeğe başlamıştır... « iPatagonyadari sık sık bahsedil- diği halde ekseriyet bu memleke- tin nerede bulunduğunu bilmez. Ibtida bunu anlâtalım: Patagonya cenubi Amerikada 55 ve 39 umu- mi cenubi dereceleri arasında geniş bir kıtadır. Erazi ekseriyetle çorak, kayalıktır. Bu kıt'a Şili ve Arjantin arasında taksim edilmiştir. Halkı mağaralarda, çerkilerde yarı vahşi bir halde yaşar. Ehali dev gibi iri yardır. İlk defa bu yerleri keşfeden Ma- gellan, Patagonyalıları şu suretle tarif etmiştir: © “Bu ahali okadar iri yarıdırki biz Avrupalılar bunların ancak beline kadar geliyoruz ,, bu tarif seyyah masalı olmakla beraber Patagonyalıların dünyanın en iri ırklarından biri olduğuna şüphe yoktur. . Bunların | vasati boyları . beş kadem on pustur. Fakat bo- yu altı kademi bir çok pus geçen adamlar bunların arasında pek coktur. Aynı zamanda Patagonyalılar Laponlar müstesna olarak dünya- nn en kısa kafalı adamlarıdır. Bunlar o çocuklarının kafalarına kayışla tahta bağlamaktadırlar. Sebebi, çocukları daima at sırt- larında taşıdıkları için * düşerek kafa taslarının çatlamasını menet- mektir. Patagönyalılar gayet ıssız ve tenha bir arazide yaşiyan kızıl tenli hintli kabaile mensupturlar. Buralara medeniyet sokuldukça iri adamların nesli munkariz ol- maktadır. Bunların mezhebi Hintlileri ve hayvanatı halk eden büyük ve iyi bir ruha itikattan ibarettir. Putları yoktur. Patagonya kelimesinin nereden neşet ettiği henüz iyice anlaşıl- mamıştır. Bir rivayete göre seyyah Magellan burada gayet iri adam ayağı izleri bulduğundan mem- lekete iri ayaklılar memleketi ismi vermiştir. Bir rivayete göre bu kelime tarasa gibi alçalan memleket manasını ifade etmek- tedir. Patagonya yarı vahşi bir mem- leket olmakla beraber en eski insanların burada yaşadıklarını iddia edenler vardır. Bazı müver- rihler kablettarih insanların - bu- rada yaşadıkları kanaatındadırlar. lik insanlar çok uzun boylu ve iri yarı olduklarından Patagon- yalıların iri yarı olmasının sebebi bu olduğu ileri sürülüyor. 30 sene eveline kadar buraya Avrupalılar hemen hiç uğramaz- ken son zamanlarda girmeğe ve küçük şehirler teşkil (Oetmeğe başlamışlardır. Bunlardan bazıları büyümüş bir kaç bin nüfuslu şehirler meydana gelmiştir. Bu şehirlerde dükkânlar, kahvehane- ler, hattâ sinema bulunuyor. Halk ibtida Avrupalılardan kaçarken şimdi bunlarla münasebette bu- lunmaktadır. Hattâ şehirde yerle- şen Patagonyalılar bile vardır. Patagonya çorak bir yer ol makla beraber bazı sulak mahal leri, meraları vardır. Burada çok mütehammil hayvanlar yetiştirilir. Patagonyalılar hemen umumiyetle iyi süvaridirler. At üzerinde, Ame- rikadaki kovboyları gölgede bıra- kacak derecede maharet göste- rirler. Lasso denilen kement at- makta son derece mabhirdirler. Bununla memleketin bazı kısımla- rında yetişen hayvanları avlarlar. Patagonyada bir çok madenler vardır. Fakat 'esaslı bir tetkik yapılmadığından bu madenlerin mahiyeti hakkında malümat mev- cut değildir. Demir, hattâ bazı yerlerde kömür bulunduğu iddia ediliyor. Bazıları da burada altın madeni bulunduğu kanaatindedir. Şimdi bu hususta da tetkikat yapılacaktır. Patagonyada ümit edilen zen- gin madenler bulunursa burası mühim bir sanayi merkezi halini alacaktır. Bazı Amerika müesse- seleri şimdiden buroda iş yap- mağa hazırlanıyorlar. Patagonyada kablettarih insanların yaşadığı iddia edilen mağaralar ve kayalıklar > 19 Şubat 1932 Kadın-Erkek münakaşası Kılıbıklık erkekler için en tabii bir şeydir 12,000 liralık tuvaletle hangi lokantada oturacaksınız? Anketimi yaparken esbak bah- riye nazırı Çürüksulu Mahmut paşanın kerimesi Meziyet hanımın fikirlerini almasam noksan olurdu.. Kadın - Erkek Omünakaşası hak- kında fikirlerini sormak için dün Meziyet hanımı Fındıklıdaki evinde ziyaret ettim.. Meziyet hanım çok şık siyah bir elbise, tatlı kırmızı iskarpinler giymişti... Sofradan yeni kalkın- mıştı. Ben evvelce yemek yediğim için bana tatlıdan, gayet güzel pişmiş cevizli kabak tatlısından ikram ettiler. Meziyet hanım sığa- rasını tüttürüyor. Ben bir yandan da not ediyorm: — Kılıbıklık mı dediniz ?. Bunu bir mesele diye ortaya atmayınız. Erkekler için kılıbıklıktan daha tabii bir şey olamaz.. Meziyet hanım böyle söyliyerek durdu. Gözleri küçük masanın üstünde duran kaplan heykeline daldı. Ve kılıbıklığın ruhi bir tahlilini yaptı : — Bakın anlatayım... Erkekler kadınlara nazaran çok kuvvetlidir. Fakat bu kuvvet madde kuvveti- dir.. Adale kuvvetidir. Maddi kuvvettir yani... Buna mukabil kadının da bir çok manevi kuv- vetleri vardır.. Manevi kuvvet bittabi maddi kuvvete galebe çalar.. Bunun için de tabiatile erkek kılıbıktır... Meziyet hanımın bu son sözü üzerine yanımda duran arkadaşım (Vâ-Nü) derin derin içini çekti: — Doğru, dedi, kılıbıklık er- kekler için mukadderatı ilâhiye.. Meziyet hanım devam etti; — Fakat ailede kadın mı hâkim olmalıdır, yoksa erkek mi? dersi- niz.. Şu cevabı verdim: Ailede hakimiyet oneselesi mevzubahis olmamalıdır.. Ailede hakimiyet değil anlaşmak meselesi vardır. Bunun içinde bazan erkeğin kadına, bazan da kadının erkeğe müsamaha etrizsi Jâzımdır. Fakat bir ailenin selâmeti için karı kocanın his ve fikir cephesinden birbirlerine uy- maları lâzımdır. Böyle olunca hâkimiyet meselesi kendiliğinden halledilmiş olur. Benden başka kabak tatlısı yiyen Meziyet hanımın yakın ak- rabasından genç bir hanım vardı. — Tatlının tadı az.. Cevizi de biraz eksik! Dedi. Bu söz köşede oturan yaşlı, kâmilce, gün görmüş nüktedan bir hanımı uzun uzun güldürdü: — Efendim, dedi. : Erkeklerin yapamıyacağı yegâne işlerden biri de kabak tatlısıdır. Erkek ahçıya o kadar tembih ettim beceremedi. fazla pişir diyorum.. Şıklık meselesi mevzuu bahsolur- ken Meziyet hanim: pek hararet- lendi: — Bir insanın giyinişi evi, eş- yası, işi ve seviyesile mütenasip olmalıdır. Fakat bizde ekseriya bu katiyen nazarı itibara alınmıyor. Meselâ 8000 liralık bir kürkle bir hanımın ikinci mevki tram- vayda oturduğunu görüyorsunuz.. Bundan daha ridikül birşey ola- maz.. Bu hanımın, smokinle işine giden bir erkekten hiç farkı yoktur.. Sonra öyle saçma, öyle rüküş rüküş giyiniyorlar ki sor- mayın... Faraza çayda ağır, grand Meziyet hanım at elbisesile.. tuvalet.. Dekolte.. Kolsuz.. Bu elbise ne kadar babalı olursa olsun maskaradır.. Fakat ucuz bir çay elbisesi hem yakışır hem daha şıktır. Bunun için der- hal ilave edeyim şıklık yalniz para meselesi değildir. Şıklık sırasına göre, vaziyete göre, gi- yenin kesesine, işine, evine, mo- bilesine göredir. Onda hasır is- kemle üzerine oturupta 100 lira- lık tuvalet giymek en büyük uslupsuzluktur. Bizde parasızlık ayıp telakkı edildiği için ekseriya bir çok hanımlar bütçesinin alma- yacaği kadar fazla para ile elbise yaptırıyorlar. — “Bizim memleketimizde bir tek şık hanım yok! ,, Diyorlar! Meziyet hanım itiraz etti: — Avrupanın mondenler ve hot sosyete kısmını bir tarafa bırakın.. Fakat Avrupa burjuva- zisine, nazaran bizim hanımları- mız çok şıktır. Bir kere alman burjuvazisini düşünün... Burada Meziyet hanımın valdesi, Mahmut paşanın haremi güzel bir tarif yaptı. — Evet... Başlarında kurabiye kadar bir şapka.. Arkalarında simitçilerin başlarına koyduklar düğme abadan yuvarlakları hatır- latan bir topuz... Birde bizim hanımlarımızın zarafetini düşünün. — Mutat sualim hanımefendi. Şık bir hanım için senede ne kadar tuvalet masrafı lâzımdır?. Bir müddet düşünce : — Vasati olaraaak.. Tanınmış, zengince ve görüşen bir kadm.. Sosyeteye dahil olan bir kadın için senede hiç olmazsa 1500 lira lâzımdır. Bu.. rakkamı söyler- ken şimdiki hayatımızı da nazarı itibara alıyorum.. erkekler için de bu kadar lâzımdır.. — Şık ve makul birkadın için senede 12 bin lira lâzımdır... Diyorlar hanımefendi.. — Pek çok... Bu 12 bin lira harçederek yapılan tuvaletlerle nereye gidilir.. Bu elbise ile hangi tiyatroya gideceksiniz... Bu lüks tuvaletle hangi restoranda oturu- lacak.. Bu lüks tuvalet umumi yerlerde hangi vestiyerlerde sak- lanacak.. Daha Istanbulda Berlinin lamaskotundaki vestiyer gibi bir vestiyer yok. Meziyet hanımdan bir fotograf istedim.. Zorla bu resmi uzattı: — Bunu versem züppe diye- cekler.. Fakat ne yapayım.. Başka fotografım yok ki.. Hi ir 4 a dm NE ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: