29 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

29 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Temmuz 1934 Sahife 7 ag Leylâ hanımı gören beğenir, takdir eder: — “Ne saf yürekli kadın, ne kibar bir banml.,, Derl., O, herkeste bırakır mutlak çok iyi tesir, Genç, yaşlı, kadın, erkek, kim görse olur esir: Çocukla tıpkı çocuk, yaşlile ye Hem neşeli bir kadın, hem Kocası Naci bey de bayılır bu huyuna: Senelerce gitmiştir çünkü onun suyuna, Aklından geçirmemiş bir kere itirazı, Naci bey ne demişse kadın olmuştur razıl Leylâ hanım daima taşır alçak bir gönül, Bahtı cilvesine gösterir hep tevekkül Her bir işe tanrının hükmettiğini bilir, Bu cümleyi tekrarlar: — “Başa gelen çekilir. Bir sene: Yolu düştü görbete, Kocası gönderildi uzak bir memleketel Çaresiz bağlanırken evde denkler, eşyalar, Kocası dedi — “Bana zindan oldu dünyalar, “Doğduğum toprakları bırakıp gidilir mi, “lssız, kurak çöllerde seyahat edilir mif..., Kadın dedi: — “Gidersek sânki nemiz eksilir, “Hem, bunu kabul et ki: Başa gelen çekilir Bir sene: Bir felâket onları vurup yıktı, Mahallede ansızın büyük bir yangın çıktıl Ateş, canavar gibi, saldırıp sağdan, soldan, Birden abloka etti mahalleyi dört koldanl Çırıl çıplak çıktılar: Tutuşmuştu evleri, Uzaktan seyrettiler yükselen alevleri! Naci bey meyus dedi: — “Sihneceğiz artık, “işte evimiz yandıl.. İşte sokakta kaldıkl.. “Ocağına insanm böyle incir dikilir!..., Karısı cevap verdi — “Başa gelen çekilir Naci bey, en nihayet, göçlü Ibtiyar oldu, Adamcağızın başı gümüş tellerle doldu! Keder ayrılmıyordu onun bir an peşinden, Çünkü: Tekaüt edip, çıkardılar işinden! Dedi : — “Bir iş tutamam; kolum, kanadım sakat, “Böyle, evde oturup, çalışmayınca fakat “Kesemizin dibine çabuk darı ekilir Kanısı gene dedi Başa gelen çekilir|..., siye beyle, karısı Sokakta üç hırsızın gölgeleri belirdi, Pencereyi açarak, üçü de eve girdi! Ellerinde bıçaklar, durup sofada bir an, Gözli kanlı haydutlar şöyle kurdular plâ — “Burada bir kuzu var.. Kesvriz.. Yeter bize, “Bunun kebabı olur şarabımıza mezeli. *Tutonca çıkarlırız yatağından: kadını, “Aramızda tadarız üçümüz de tadını). “Sonra kocasını da lokma lokma Keseriz, *Para da bulamazsak bahıtınıza küseriz Bu sözleri Naci bey kapıdan dinlemi Korkudan rengi attı, tanrım, bu nası Kuzuyu kesecekler, kadını alacaklar, Bir müddet şarap içip, safaya dalacaklar! Karısını çekecek ortasına üç kişi Sonra saldıracaklar.. Üç erkeğe bir dişil, Zavallı Adamcağız helecanından bi Ayağının ucile, doğru yatağa gitti! Karısma anlattı nedir bütün mesele, Dedi: — “Çabük kaçalım pencereden acele Kocasından duyunca bu “üç erkel Onun kır saçlarına kadın dikti gözünü: Naci bey nice yıldır bitkindi, ibtiyardı, Halbuki aşağıda üç çift sağlam kol vardı, Dedi: — “Düşünmelidir Işin sonunu Ins “Bunlardan kaçmak için pencereden atlarsan “Başın kolun yarılir düşünce Allah bilir, *Bir yere kıpırdamam : Başa gelen çel Tetrika No. 19 Umumi ha Ancak bu de bahriye nezareti eri mı 1914 senesi” ağustosündanberi zihinle- rinin saplanmış olduğu hesapla- Tın yanlış olduğunu ve kendi sev- kulceyş plünlarımı “istinat e dikleri esasatın gülünç olduğu ve | nakliye gemilerinin kafile şeklin- de seyrüsefer ettirilmesi ve harp gemileri ile muhafaza altına alın- ması İngiliz donanmasının kud- reti dahilinde bulunmadığını ilk defa anlamışlardır. Birkaç haftalık ihmal İngiltereyi mahvedebilirdi Binaenaleyh bahriye #ine geldiğim vakit erkânı sütü dökmüş kedi gibi sıkılmış vezi- yette- buldum. Meseleyi — etraflı İ olarak münakaşa ettik ve bazı neticeler hakkında bir karara «geldik. Böyle olmakla beraber ne amiral; Jellicce, me de amiral Duff, tecrübe edilmesine arzular rile muvafakat etmekle beraber kalben kafile usulünün fayda vereceğine kail değildiler. Bahriye nezareti, hariçten ge- yaya kulak vermediği, den istinkâf ve imtina siyasetin de bir iki hafta daha ısrar etsey- di, İngiltere ile müttefiklerinin gayri kabili tamir bir surette ha- nszare- ilâhi Neptünün çatal asası Britanya devletinin elinden denizlerin amakında gezen de- niz canavarı (yani Alman tahtel babirleri) tarafından kapılmış olacaktı. Harbi umumide | felâkett M. Rooseveltin propagandası Reisicumhur, iktisadi programını halk arasında tamime bizzat çalışıyor M. Roosevelt, Birleşik Amerika £ hükümetleri cum- bur o reisliğine İ| intihap edildikten * sonra memlekette “| işsizliği hafiflet- mek için yeni bir © iktisat programı tanzim etmiş ve derhal tatbikine de başlamıştır. Fakat bu pro | gramı muvaffak. yetle tatbik edebi mek için Amerika milletinin yardımı lâzım idi. Bunun için Birleşik Ame- rika reisicumhu- ru M. Roosevelt, memleketin her tarafında şiddetli bir propagandaya! başlamıştır. Bir taraftan kendi adamlarına radyo- da, umumi konfe- ranslar verdirir. ken, diğer taraf. tan da kendisi Amerikanın en ücra © köşe lerine kadar da- yanan uzun ve yorucu bir propaganda seyahatine çıkmış, halka bizzat Iktisadi progriminm faydalarını anlatmağa koyulmuştur. Resmimiz, M. Roosevelti bu propaganda seyahati esnasında, kendisini istikbal için dizilen halk arasından kendisini sel len il genç kinn elini sıkarken gösteriyor. 'ders alındığı. birinci defa göri müş bir şey değildir. Bereket ver- sin vaktü zamenile * ibret alı yaştır. Bu ibret te her hangi yük bir milli teşebbüsün ancak mütehassıs ile meslek harici arasında gönül rızası ile tam mü- tekabil itimada müstenit olan teşriki mesaidir. Pek yüksek gekâ sahibi bazı bahriyelilerin yüksek makamda bulunan amiralları ve bunların kattukları usulleri son derecede tenkit ettiklerini öğrenmiştim. Bunlar büyük amiralların tahtel bahire karşı mücadele plânını şiddetle tenkit ve takbih ediyor. Tardı, büyük emiralların kafile | usulüne ait fikirlerile de istihza ediyorlardı. Bunların husumetine | başlıca sebep büyük karargâhtaki ami- İ ralların, açık denizlerde bilfiil savaş yapanlar tarafından yapı lan teklifleri ve serdolunan fi ve telkinleri şevk ve gayreti kı yacak surette karşılamalarıdır. Bu yüksek amiralların vaziye- 8 kurtaracak yeni fikirleri bul makta karihalarının iflâs eyledi- Bini tahıriren harp kabinesine an- latmış oldukları halde züğürt karihalarmın bidaasını arttıracak fikir ve telkinleri hakaretle kar- şılamiş olmaları affolunamaz bir kabahattir. Bunun için bahriye nazmi ör Edvard Carsona zeki babriyelilerin © bizmetlerinden tahtelbahirlere karşı mücadele dairesinde istifade edilmesini ehemmiyetle tavsiye ettim. zir fikrimi tamamile tasvip etti ve bu gibi hizmetlerden istifade #dileceğini taahhüt eyledi. Harp kabinesinin 1917 senesi 20 haziranindeki toplantısında tetkikat neticesin- | Yüksek amiralların münekkitleri LoydCorcun harphatıratı rbin esrarı inci deniz lordundan bahriye nezaretinin harekât dairesinin taarruz kısmının teşkilâtında bir İliği önle Era amı mnnz Birinci deniz lordu amiral Jel co cevaben dedi ki: «Birinci si- vil kort (yani bahriye nazırı Carson) taarruzi harekâtın tetki- kinde madum rütbeli zabitanın bir şube teşkil etmelerini faydalı buluyor. Fakat filrime göre bu zabitanın böyle bir vazifeye ta- yin edilmelerinden çok fayda bek- lenemez. Muhtelif projeleri tet- kik için bir zaman tayin edemem. Fakat İkendim taarruzi harekât imkânlarının cümlesini tetkik et- miştim, Bu yeni şubenin idaresi başına kalyon kaptanı Richmondun ge- rilmesi düşünülmüştü. Fakat bu zat kendisile görüşen bahriye mazırına böyle bir teklifi kabul edemiyeceğini bildirmiştir... Bu- nun yerine kendim birini intihap, | eyledim. Maahaza bu şubenin tesisi vakit kaybetmekten başka bir şey değildir. Böyle olmakla beraber kendi projelerimin te- ferrüatının tayinini bu şubeye havale edeceğim.» dellicoe ve taarruzi harekât Amrial Jelliccenin kahir kuv- yeti haiz bir donanmanın taar- ruzi kiymeti. hakkındaki ri kayde şayan bi li Almanlar istilâ ettikleri Belçi- ka limanlarını tahtelbahirlerine ve torpido filetillâlarına üssülha- reke olarak kullanıyorlardı. İngi- liz bahriyesi o muazzam kuvvet ve satveti ile bu limanlara karşı bir şey yapamadığından gayri memnun idim. Bir gün amiral Jellicceye sordum: — Eğer Alman donanması bus gün İngiliz donanması rikan donanması saydı İngiliz filolarının Dover ve Harvich limanlarında tutunmalas rina imkân bırakırlar mıydı? Amiral verdiği cevapta İngiliz donanmasının bir defa kahir fai- Kiyeti haiz bulunduğunu ret ve inkâr etti ve ancak saffı harp ge- milerinde faikiyet bulunduğunu söyledi, sonradan da dedi kiz Almanlar dediğiniz kahir faikiyeti haiz olsalardı Dover ile Harvieh Timanlarını” tutumulmaz. bir hale getirmeğe gene muvaf- fak olamazlardı. | Amiral sözüne devamla ki: — Harvich bahri seyrüsefer noktasından haiz bulunduğu şe dedi rait ile müdafaa edilmekte ve bu hususta mezkür İngiliz liman larının vaziyeti Belçikamın Os- tend ve Zesbrugge benzemektedirler. Dover deniz- den bombardıman edilebilir. Fax kat bombardıman geçer geçmez limanlarına gemilerimiz. bü limana avdet edebilir. Hiç bir limanı gemile rin istifade edemiyeceği bir hale sokamazsınız. Bizim gran filo- muz Zeebrugge limanma ancak 16,000 yarde mesafeye kadar yakınlaşabilir. Monitörlerimiz bu mesafeye yakın gelirler ise mü- sellâh olmadıklarından batırılır. lar. İşte gerek bahriyenin taarruzi harekete kabiliyeti, gerek genç bahriye zabitlerinin kudret ve çare icat etmek istidadı haklı da amiral Jellicoe böyle düşünü- yordu. Cava)

Bu sayıdan diğer sayfalar: