29 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8. Yazan: SULEYMAN' KÂNI Server paşanın bir s hadise ve nazırlıktan azli Server paşa Ruslar tarafind. müzakereye memur M. Nelidof ile şürken bu muharebenin zuhur runda kabahatın İgnatiyefte ol. duğunu anlatmağa çalışıyordu. Namık paşa da; pr — Grandüke söyleyiniz. Ben kendisinin peder ve. validesinin pek iyi ahbabı idim. Şi yarladım. Belimi büken ihtiyar. İktan ziyade biçare vatanımın böyle felâketlere uğramasından ve kendimin böyle müellim vazi- feler ifasına mahküm olduğumu görmekten mütellit keder ve ıztr raplır. Rica ederim; grandük perhamelsizlik etmesin!“ © diyordu. & yer Kazanlıkta iken Server paşı WDeyli Niyöz) gazetesinin Rus Ya ordusundaki muhabirile bir mülâkat yapmıştı. Server paşa bu. .mülâkattı — Devleti aliyeyi muharebeye Futuşturup ta bu hale getiren İngil- | #eredir. Bitaraflık içinde bizi kâh | yeise, kâh ümide düşürdü! Niha- yet şu belâya uğramamıza sebep oldu! i Mei. Yolunda söylediği sözleri mu- Babir gazetesine yazmiştı. İngiliz elçisi Layard cereyan €den ahval hakkında tefehhüsat ve istillântta bulunmak üzere Edirneye gelmişti. e — Server paşa harp Belâsinin İn- gilizlerin bize zahiri dost görün- pelerinden çıktığı fikrinde oldu- Zuma, İngiliz donanmasının Ça- nakkaleden içeri girmesi kuru bir nümayişten ibaret kalmasına pek canı sıkıldığına mebni bir gün İn- giliz elçisine de: “ — Ben bundan sonra Ruslar. dan ziyade.Rusum! Her belâ siz- den geliyor. Harbin badisi siz ol- dunuz. Şimdi de Çanakkaleye bir kaç gemi göndermekle. ne . tesir hasıl olur?, Yollu. çıkişircasina: sözler söy- lemişti. a Ruslardan: hürmetkörane mu- ameleler gören Namık paşa Server poşaya muhalif olarak bugünlerde İngilizleri okşamı devlet için mecburiyet var fikrinde - bulunu- yordu. N Server. paşa keyif ehli idi. Bu | hal de sofuluğa ziyade meyal bulunan Namık paşayı kızdırıyor. du. Server paşanın İngilizler aley- ve meydana - vur. maktan. çekinmediği efkâri o Na- mik paşa Babıâliye çektiği şifreli bir telgrafta: şu. yolda. şiddetle tahtie etti: (Bu sarhoşu başima: belâ niz. Bugünkü günde imüzdeki ağır yükü azıcık tahfif edebilecek bir kuvvet var ise o da İngiliz kuv- vetidir, halbuki o (Rusl yade Rusum!) diye İngiliz elçisi: nin yüzüne bağırdı. (Kalei Sult niyeden içeri bir kaç gemi dermekle ne tesir hasıl olur?) di yor. Materiellement tesiri olm da Moralement tesirinin inkârı ka- bil mi? Gerek İngiltere, gerek Rus- ya sefirleri bendenizle hemefkâr- dır!) İngiliz hükümeti Server paşa- &n sıfat ve memyriyeti hasebile #5 Terme, iktibas haklı mahfuzdur — .. e. muhabere ve elçiye söylediği söz- leri kaste makrun resmi beyanat gibi telâkki etti İngiliz elçisi Luyart Server pa- ga baki oldukça hariciye nezare- tile muamele ve mükâlemeden te- baüt için hükümetinden emir aldi- ğını Babiâliye tebliğ etti, İngiltere hariciye. naziri lort Derbi de Server paşanın bir daha hariciye nezaretinde bulundurul- mamak üzere azli lüzumunu elçi Fakat o günlerde İngiliz donan- ması boğazdan girmiş bulunuyor- du. Devleti aliye bu. tahakküme boyun eğmeğe kendisini mecbur Server paşa İstanbula avdetin- de azlolunarak yerine dördüncü defa olmak üzere Saffet paşa ta- yin edildi. (1) Server paşa da bir daha hariciyeye getirilmedi. Büyük Petronun vasiyetnamesi Almanya: başvekili prens. Ho- benlohe hatıratında devleti aliye- Rusya « harbinden « bahsederken 1876 da Çar.Aleksandrın Livadya- da huzuruna: kabul ettiği. Peters burg İngiliz elçisine (büyük Pet- Tonun. vasiyelnamesi mevcut ok madığını) temin eylediğini yaz- miştir. Eyi Meşhur. Rus müelliflerinden Valiçevski de: (Büyük Petro va- siyetname bırakmamıştır) diyerek ellerde'mütedavil Deli Petro va- siyetnamesinin birinci: Napolyon tarafındanorlaya: atılmış bir va» raka olduğunu anlatmak istemiş. tir. (2) Rus siyasetine bu yolda evvel (den bir direktif verilmiş olcum ol- masin, Rusyanın, Çarlığın inhida mına kadar, devleti aliyeye karşi Hakip ettiği siyaset bu vasiyetnar mede gösterilen: imha . politikasi etrafında devreylemiştir. Eğer buvasiyetnameyi * büyük Napolyon: tertip ettirip ortaya” çi- karmış ise-devleti aliyeyi ikaz et- X işaretli al Bu sene memleketimizde dağı lara tırmanmak hevesi: halkımız arasında: çole tanmmüm: etmişti Bursanın: civarından: ve: hattâ İstanbuldan bir çok aileler, ekse- riyetle tatil günleri, Uludağa çık- makta ve bütün Bursa ovasma hâkim olan dağın zirvesinde, hoş. bir gün geçirdikten sonra akkşam- SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ ozun relal M. Alberdir 29 Temmuz 1934. Tefrika No. 32 den çıkan mek istemiş demek olur! , Fakat uyanmak kolay ve kabil mi idi İkinci Sultan Mahmut devrinde Rusyanın İstanbul elçisi M. dö Bu- tenyef (Rusyanın İstanbuldaki ro- lü zannolunduğundan daha çok sadedir: Devleti aliyenin ya en büyük dostu, yahut en büyük düş- manı olmak!) (3) demişti. Butenyefin bu cümlede hülâsa ettiği fikrince iki sistem ile de ay». ni yola çıkılacak, ayni meticeye varılacakti: zi Devleti aliye ya dostlukla Rus yanın himayesi altına girecek, Mı. sir meselesinde Hünkâr muahedesinde olduğu gil düşmanlıkla o berbat edilecek; Kaynarca, Edirne muahedelerile yapıldığı gil İgnatiyefin sefaret zamanı Rus- ya dostluğunum nasıl bir safhasi ise Osmanlı - Rus harbi neticesin- de Ayastafanos muahedesi de Rusya düşmanlığinin. yeni ve pek muharrip: bir eseri olmuştur. Uşür imişi Paşa tam eski Babiâli derbi yesile yetişmişti. Hususi hayatında bile yetten ayrılamazdi. — Sefaretinde iken bir kadınla mülâkatında sefarethanede genç kâtipler paşanın kadına karşi ma- sıl muamele edeceğine merak ederler ve'yolunu bulup - gizlice seyreylerler. Paşayı kadinin karşi» #inda el bağlamış, konuşur halde resmi- soğuklar ve soğuk al. madan son derece korkardı. . Sefaretinde iken görüştüğü bir kadın yatağa yatar yatmaz va» veylâ ile kalkıp kaçmiş idi de se- bebi sonradan anlaşılmıştı: Me- ger... paşanın giymis olduğu gayet kalın ve tüylü fanileler kadi- mun İnce tenine-batmış! si (Arka (0 Mizahi hakikat, (2) Karım mubarebenlaim tarihi iyaslek Albörik Kabus, vari) lel nünde'yemek yerken lari avdet etmektedir. Hattâ Ulu dağa çıkmak için civar memle- ketlerden gelen ecnebiler bile yardır. Nitekim, geçenlerde Ati- madan gelen Yunan dağ spor klübüne mensup kadınlı erkekli yirmi beş kişilik bir ka ya giderek Uludağda iki gün kak mışlardır. AEŞAM “Akşamı; ın edebi tefrikası: 46 PATRON Hem de ötekilerden daha mü him, daha zorlu. bir yoldur. Bu Yolda. esaslı işlere girişmek i çok düşünmelidir. . Yerine, ikli- mine, ahalisinin , tabiatine, kom- şularmım. takip ettikleri istika- metlere göre sistem: kurmalıdır. Bu noktadan bakınca Türkiye gibi asırlarca ziratçi yaşamış bir memlekette sanayi hayatı uyan- dırmağa kalkmak biraz aykiri olmaz mı? Suat Rahmi (dikkatle “dinliyor. (du. Mister Grevs bilmiyerek onun tam can noktasına dokummmuştu. Sinirlenmemeğe! gayret ederek cevap verdi. — Sözleriniz hülümetin kabul ettiği bir prensibe ilişiyor, Ben size sadece inkılâbın bir genç evlâdi olarak cevap vereceğim. O kanaatteyim ki her müsta devlet kendi hayati davaları için çizdiği plâna göre çalışır ve şüp- hesiz her siyasi teşekkülüm ken- dine göre sistemleri vardır. Tür- Kiyenin şimdiye. kadar ziraat memleketi halinde kalmasi mu- ayyen bir prensibin eseri değil le idare edilen ve tam bir kay- Osmanlı dir. Mona uzviyeti arasinda aşma olmıyan eski devleti snf beceriksi den memleketi iptidai bir halde bırakmış, halk yalnız toprağa ikağlanmış, sanat ve işçilik Türk- lerden başka unsurların elinde kalmıştır. Bu o demek değildir ki Türk milleti sanat ve iş hayatına uy- mak. kabiliyetinden mahrumdur. Bilâkis. eski Türklerin Asyada 'ne büyük sanat eserleri bıraktık ları bir hakikattir. Hattâ garba akın eden büyük Türk'kabileleri 'eheski sanat eserlerini oralarda bile yaşatmışlardır. — Osmanlı devrinin beş altı yüz yillik öm- sadece rünce Anadolu. Türkleri silâhşorluk . sıfatı ile göl mışlardır. Fakat büyüle Türk me- 'deniyetinde silâhşorluk bir do- Züş kabiliyeti olmakla. beraber sanat ve ticaret te-milli bir ya şayış ve yükseliş vasıtasıdır. Beş altı asır süren Osmanlılık devri- in çıkış. ve iniş yıllarında. Türk anilli. kabiliyetlerini. başlarında darların. baskisi kiyede ferdin hakkı ta- munmıştır. Ve-cemiyetin. hareket merkezi fertlerden başlar. Türki- ye büyük şefinden köylüsüne ka» makla. meşguldür. Tıpka ciyatasından. pistonuna, silindirin- den motörüne kadar bir ahenkle çalışan kuvvetli bir makine gibi. Türkiye kendi: haritasını silâhi- le çizdi. Şimdi de-yükseliş prog“ ramlarını: kafasının, zekâsının. nurlarile- aydınlatarak hazırlıyor. Suat Rahmi, ağır ağır söylüyor; İki İngiliz. yazıhaneye dayanmış» larş taş: gibi. bir sükünetle» dinli- yorlardı. Delikanlı devam etti iktisat ilminin. gösterdiği yollar de yürüyor. Fena bir tesa- düf bu hamle bütün dünya iktisat âleminin buhrana: tutulduğu za mana tesadüf etti. Büyük harbin altüst ettiği alış- veriş dünyası bir türlü kıvamını bulamadı. Eski iktisat ilmi hadiseler; . vaziyetler- karşisinda; Peygamberlerin din: ve'ahlâk: ki- yeni | Bürhan Cahit taplari gibi yayan kaldı. Harp dün- den on dört milyon insa takım devletleri yok etti, Yenilerini meydana: çıkardı. Mu- kaddes sayılan bazı hükümet şe- killeri iflâs: etti: Yeni “ rejimler, akideler meydana çıktı. Bü bunlardan başka milletle, rine bağlıyan kıymetlerini de; iyi biliyorsunuz. Büyük harbin ik- #sadi cephesi tamamile yıkılmış- tır. Müstemlekelerini “ kaybeden devletlerle, yeni yeni lokmalar ka- zananlar arasında bugün fark kal. mamıştır. Ayni sıkıntıyı iki taraf ta çekiyor. Çünkü müstemlekeler de artık siyasi değil; fakat iktisa- di istiklâllerini almağa başladı. lar. (Sidney) de açılan bir fabri- ka (Liverpol) piyasasını sarsıyor. Madagaskarda kurulan fabrika Marsilya Jimanındaki buhranı art tirıyor, > Yeni müstemleke aç birer sirt. lan gibi yeni efendilerinin kanıni içiyor. Suriye muktesit Fransız kadınlarının parasını kemirer, bir mirasyedi gibi kaç yıldır Fransız bütçesine sırtını. dayamış kam nı doyuruyor. Buna mukabil Lyon fabrikalarının iki arşın fazla ipek- İli satamadıklarını gene Fransızlar söylüyorlar. Biz bunlarla meşgul. olmuyo- ruz. Fakatistiklâlini kurtardığı. mzomemleketin iktisadını kurtar. mamızlâzım geldiğini takdir edi- Diyeceksiniz ki paranız is devresinde sermaye lâ- Zımdır. Haklısınız. Fakat para, sermaye bekliyecek olursak eski hale devam etmiş olacağız. Bu- günkü nesil, zaferi kazanan nesil yalnız müthiş bir boğuşmanın şe- refli mesuliyeti, muzlarına al- daha kabul ıkârlıklar ol- » Bunları da yapmağa mecburuz. Yapmazsak dünkü zafer bir rüyadan. ibaret kalır. Silâhların kazandığı zaferi hayatın içyüzünde yaşatmak lâ- Bunuyapmaz da zaferin inde eski hayatımıza de- vam edersek Viyana önlerine, Al- manya içlerine kadar gidip düş- manı kaçırdıktan sonra galibiyet şevki ile sorhoş, bir kaç esir ve bir kaç yük ganimetle; İstanbula ge- len eski Osmanlılardan ne farkı. miz olur? Mister Grovs hafifçe- güldü, bax şile tasdik eder. gibi göründü. Mister Didis bir mezar taşı gibi soğuk ve: sert duruyor... Suat Rahmi devan etti: ğ — Türkiye: “düşmanı: memle- ketten sürüp. çıkarmak ve: düne ait artık yeri: vesmanası»kalma- mış hurafeleri “yıkıp satmakla işi bitmediğini biliyer. Dünyanın bu- günkü tehlikeli vaziyetinde ayak- ta durabilmek için dalın bir çok. şeylerle uğraşmak: lüzum. olduğu kanaatindedir. Büyük harp ve milli mücadele bize birçok haki- 'katler öğretmiştir.-Biz harbin fa- ziletini bu noktada. takdir ede- riz. Nelere muhtaç oldi zu bu geçen harp; vevistilâ. yıllari, bize acı aci öğretmiştir. Bugün yeni Türkiyenin ana #anatlarına ait temellerini atar ken bir avantajimiz.var ki'o da €n ham işlerde en modern desisa- tı yapabiliyoruz. Avrupanın tec rübelerine göre meydana getirdi. ği en yeni modelleri alabiliyoruz. © Arkası var) mış değildir. Bu nes

Bu sayıdan diğer sayfalar: