8 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

8 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a öle ol Aİ? ala Portakal, limon mandalina Jikörleri Portakal, mandalina ve limonun en bol mevsimindeyiz. Bunlardan midevi ve leziz likörler yapmak mümkündür: Küraso — Beş portakal ve bir tu- Yuncun kabuklarını almalı. Gayet kes- kin bir çakı yahut biçakla'yalnız sarı kısmını ince zar gibi traş etmeli ve bu zarları bir çorba kâsesi içine koymalı üzerine 90 derecelik bir buçuk litre is- pirto dökmeli. Kâse üzerine Bir peçete, peçetenin üzerine de kâsenin kapağını kapamalı, Sekiz gün kapağı hiç açma- dan öylece bırakmalı. Dokuzuncu gü- nü bir kiloşekeri dört bardak soğuk su ile ezerek şurup haline getirmeli. Kâ- sedeki ispirto içinden kabukları çıkar- malı, şurubu ispirtoya karıştırmalı. Sonra, asıl likörün nefasetinin hikme- ti budur, kâse içerisine bir bardak kay- nar sıcak süt dökerek karıştırmalı, Üzerini örterek iki gün daha bırakma- h. Likörün üzerinde sarımtrak bir kö- pük hasıl olur. Bu, likörün olduğuna alâmettir, Y Eczaneden alınan filtre kâğıdını hu- Bi içerisine koyarak likörü süzmeli. Şi- şelerin ağzını kapıyarak muhafaza et- meli. Bu tertipten iki buçuk üç şişe H- kör çıkar, Bu kürasonun eskidikçe lez- zeli artar, Limon likörü — 375 gram kare çay şekeri almalı, bunları iki iri limonun üzerine sürerek limon kabuğundaki ko- ku ve yağı tamamile şekerlere geçirt- meli, Şekerleri mis gibi kokar. Bunla- n bir litre 45 derecelik ispirto içerisine atmalı, İki limonun suyu İle karfiştı- Tarak bir şişeye koymalı. Her gün şi- şeyi çalkalamalı. Şekerler eridiği za- man filtre edip şişelerde muhafaza et- meli, Bütün mandalinadan yapılan Ikö- rün tertibini geçende tarif etmiştik. Şimdi yalnız mandalina kabuğu ile yar pılan likörü anlatacağız: Beş mandalinanın kabuğunu kurut- malı. Kırılır hale gelince bir kavano- xa koymalı üzerine bir litre 45 derece- Mk ispirto dökmeli. İki ay kapalı bırak- malı, Sonra 250 gram şekeri ıslatacak kadar su ile ateşe koymalı, Gayet ko- yu kestirmeli, soğutmalı ve kavanoz- daki liköre katmalı, Filtre ederek şişe- Jerde muhafaza etmeli, Aspirini kolay hazmetmek için basit bir çare Üşüyenler veya başı ağrıyanlar ara- | sında aspirin içmeği âdet edinenler çoktur. Fakat ekseriyetle aspirin ve onun gibi komprimeleri içtikten sonra midede ağırlık hissedilir. Bu kompri- meleri kolayen hazmetmek için şeker- HU su ile içmek kâfidir. Ya iradesinden üstün bir kuvvetin dayanılmaz, hâkim bir kuvvetin zebu- nu kalırsa ne olacaktı? Evet, ne ola- bilirdi?, Dövüşecekleri sahaya gideceği mu- hakkaktı, Fakat ya titrerse? Ya kendi- ni kaybederse? İstikbalini, şöhretini, mevkiini düşündü. Garip bir istekle kalkıp aynaya bak- mak sevdasına kapıldı. Mumu yaktı, Aynada yüzünü görünce kendini güç tanıdı, sanki yüzünün yabancısıydı. Gözleri büyümüştü; sararmıştı, evet | sararmış, çok sararmıştı. «Yarın bu saatte belki de ölmüş ola- cağım» birdenbire bu düşünce aklına bir ok gibi saplandı. Kalbi gene şiddet- le çarpmağa başladı. Karyolasına baktı, kendini, biraz ev- vel kalktığı yerde boylu boyuna yati- yormuş gibi gördü. Bir daha kımılda- mıyacak olan elleri ölü renginde bem- beyaz, avurdları ölü gibi çökmüştü. Yatağından ürktü, gözü görmesin di- ye penceresini açtı, dışarıyı seyretti. Buz gibi bir hava tepeden tırnağa bütün vücudünü dişledi, nefesi darla- şarak geriledi. Aklıma sobayı yakmak -geldi. Ba- gını geri cevirmeden yaktı. Elleri asa- Şişle işlenen yün elbiselerin ne ka- dar moda olduğu birçok defalafyazıl- mıştı. Şimdi yün ve şişle işlenen garni- türler de elbiselere kullanılıyor. Az ku- maşla yapılan bu elbiseler çok zarif ol- maktadır. Uzun müddet giyilmekten yahut terden yıpranan elbiseler de bu garnitörlerle yeni hale konabilir. Bir- kaç model dercediyoruz: Saatin tıkırdısını duymamak için kolay bir usul Saat gürültüsünden uyuyamıyanlar Için saati görmek ve tıkırdısını işitme- mek mümkündür; Saatin boyuna göre üzerine başaşa- Kı bir su bardağı yahut bir reçel kava- Dozu kapamalı, Cam arkasından saat, kolayca görülür, fakat hiç bir işi- tilemez. l Hasta odasında da ayni şeyi yapmak kabildir. Briyantin evde nasıl yapılır? Saçları gayet parlak, lake gibi tutan gomina briyantinini evde yapmak ka- bildir. “Temiz bir porselen kap içerisine 200 gram su, 5 gram gom arabik, 36 dere- celik 75 gram ispirto, ve 10 damla gül esansı koyarak, üç gün bırakmalı, son- Ta temiz bir tülbenetten süzerek kü- çük şişelere taksim ederek muhafaza etmeli. Bu gominadan pek az fırça ile saçlara sürmeli. Tırnak uçlarını nasıl temizlemeli? "Tırnak uçlarının beyaz ve şeffaf ol- ması için bir çubuğun ucuna pamuk sarmalı, oksijenli su içerisine batırma- Yı ve tırnakların altını temizlemelidir. bi bir ürpermeyle biraz titriyordu. Çileden çıkıyordu; kasırgalaşan, te- selsülünü kaydeben düşünceleri ka- yıp gidiyor, beynini ağutıyor; sanki içmiş gibi sarhoş oluyordu. Mütemadiyen kendi kendine soru- yordu: “ e yapacağım? Ne olacağım? Boyuna söylenerek gene dolaş- mağa başladı: — İrademi kaybetmemeliyim, Sonra da; S — Anamla babama olur ne olmaz, dedi. Gene oturdu, kalem kâğıdı aldı: «Canım babacığım, canım anneci- ğim> diye başladı. Böyle feci bir anda bu sözleri faz- Ja dübeli buldu. İlk kâğıdı yırttı, yeniden yazdı: «Muhterem baba, | muhterem anne; sabaha karşı vuru- | şacağım, belki de...» | Alt tarafını yazmak cesaretini bu- Tamadı, silkinerek kalktı. İ Artık şu düşüncenin altında ezili- yordu: «Düello edecekti. Bundan kurtuluş yoktu. Bunu bildiği halde ne oluyordu? Döğüşmek istiyordu, bu ârzusu katiydi; amma bütün ezmi- De rağmen, döğüş sahasına gidecek yazayım, ne Şişle işlen KADI iN 1 — Bluzun göğüs ve sırt kısmı yün- Je işlenerek yapılmıştır. Kumaşın ren- ginde veya başka açık renk yünle eko- se gibi örülmüştür. 2 — Elbisenin renginde yünle ve da- ha koyu yünle yollar işlenerek elbise- | nin üst Kısmı, kolları ve kemeri işlen- miştir, 3 — Bolero şöklinde konulan bu : pe ... ge Iki bisküi tarifi Çayla ikram edilecök nefis Iki çeşit bisküi tarif edeceğiz. Yapılması kolay ve ucuzdur: 1 — Reçelli bisküi: 100 gram un içe- risine bir tutam tuz 60 gram taze tere- yağı bir çorba kaşığı dolusu toz şeker, iki kahve kaşığı baking koymalı, tere yağını unla ve şekerle halletmek için iyice karıştırmalı, iki çorba kaşığı süt Mlâve ederek yoğurmalığ sertçe bir ha- mur elde etmeli, Merdane ile beş ku- ruş kalınlığında hamuru açmalı, likör kadehi ile yuvarlaklar kesmeli, üzeri- ne süt sürerek yağlanmış tepsiye diz- meli kızgın fırında pişirmeli, hafif pembe iken çıkarmalı, alt tarafına ar- zu edilen Marmelat veyg reçelden sü- rerek ikisini birbirine yapıştırmalı, tekrar fırına koyarak tam pembe olun- caya kadar bırakmalı. mur tahtası üzerine koyarak ortasını | açmalı, içerisine 75 gram tereyağı, 50 gram toz şeker, birer tutam tuz ve toz vanilya, bir çorba kaşığı süt, bir yu- murta koymalı, İyice karıştırıp yo- ğurmaâlı. Hamuru toplayıp üstünü ör- terek iki saat öylece bırakmalı, Sonra hamuru bir gümüş lira kalınlığında aç- kuvveti bile bulamıyacak gibi geli- yordu onü.» Arada sırada çeneleri titriyor, diş- leri birbirine çarpip gıcırdayınca ken- di kendine soruyordu: — «Acaba rakibim hiç döğüşmüş mü? Nişan talimlerinde bulunmuş mu? Tanınmış mı? Mehareli malüm mu?» Ömründe o adı duymamıştı. Bu na rağmen bu adam İyi nişancı ol- masaydı, tereddütsüz, münakaşasız tabanca gibi tehlikeli bir silâh: ka- bul etmezdi. Gün, soğuk.ye durgun doğuyordu. Duroy hazırlığa başladı. Tıraş olur. ken, belki de yüzünü son gürüşü- dür düşüncesile gene fenalık geçirdi. Bir yudum rakı içti, giyindi. Bir saat daha bekledi, bu bir saati de çok güç geçirdi. Kapi çalınınca, sırtüstü yere yuvarlanmasına ramak. kaldı. Şahidler gelmişti. — Ne çabuk! “ Kürklere bürünmüşlerdi. Rival elini sıktı: — Hava Siberya kadar soğuk, de- di ve sordu: Nasılsın? — Çok iyiyim. — Heyecanlı değiliz ya? — Mükemmel, | sirke mahlüttur. 2 — Adi bisküi: 125 gram unu ha | eseesessi » leri kesmeli. Yağlanmış tepsiye dize- — Hiç değiliz. ” Bir şey yiyip içti- niz mi? > — Evet. 'Boisrenard bu münasebetle Duro- ei bandiar kumlu bir yünle işlenmiştir. Bandların iki kenarı hep üst, ortası bir sıra alt bir sıra üst olarak işlenme- lidir, Kenarların hep üst işlenmesi bo- Jero şeklinde konmasını kolaylaştır- maktadır, 4 — Kazak ve etek elbise. Yaka ve cepleri verev olarak iki renk yünle iş- lenmiştir. Halis ipek mi, suni mi? İpekli bir kumaş satın alırken bu- nun halis ipek mi yoksa suni mi oldu- ğunu anlamak için basit bir usul var- dir: Satın alınacak kumaştan küçük bir nümune almalı, bir kibritin alevi- ne tutarak yakmalı. Eğer kumaş par- çası yavaş yavaş bükülerek yanık saç 'kousu gibi bir koku neşreder ve kömür haline gelirse hakiki ipektir. Bilâkis çarçabuk kâğıt gibi parlar ve koku- suz külsüz ise suni ipek olduğu anla- gilır. e iye Sirkenin halis olup olmadığı nasıl anlaşılır? Sirkenin halis olup olmadığını an- lamak için bir kap içerisine bir kaşık toz halinde tebeşir koymalı, üzerine bir kaşık sirke akıtmalı. Eğer tebeşir sir- keyi içerse, sirke halistir, aksi takdirde semen malı. Bir su bardağı yahut biskül kes- meğe mahsus yuvarlak eletle bisküi- rek üzerlerine yumurta sürmeli ve fı- rında pişirmeli. Arzu edilirse bu biskül- lerin ortalarına birer fıstık fındık veya badem yapıştırılabilir. Tarif edilen miktardan 60 ile 70 arası biskül çıkar. yun görmediği yeşil sarı ecnebi bir nişan takmıştı. İndiler. Arabada biri daha vardı. Rival tanıttı: «Doktor Le Brument>. Duroy elini sıktı, mırıldandı: — "Teşekkür ederim. Karşı yere oturmak istedi, sert bir şeyin üzerine oturunca ok gibi fır- ladı. Tabanca kutusuna oturmuştu. Rival: — : Döğüşecekle doktor arkaya otursunlar! diyordu. Duroy nihayet anlayabildi, köşe- ye, doktorun yanma çöktü. Şahidler de bindiler. Arabacı hay- yanları kırbaçladı, gideceğei yeri bi- diyordu. Tabanca kutusu herkesi, bilhassa Duroyu rahatsız ediyor, görmemek istiyordu, Arkalarına koydular, bel lerini acıttı, Rival ile Bolsrenard'in arasında dimdik koydular, boyuna düşüyordu. Nihayet ayaklarının al tina yerleştirdiler. Doktorun fıkralar anlatmasına Teğmen konuşma o gevşiyordu. Yal- niz Rival"karşılık fıkra anlatıyordu. Duroy da nükteli konuşmak istiyor- du amma, sözün sönunu gelireme- mekten, fikrinin altüst olduğunu meydana koymaktan korkuyordu. 'Titremeğe başlamak endişesile kıv- Tanıyordu. | ! Araba kırda yol alıyordu. Saat do- 8 Şubat 1935 Moda haberleri En sade klâsik tayörler içerisine öğleden sonra giyilen bluzlar ağır lâmelerden yapılmaktadır . Krep satenden olan bluzlar simle, ya- hut renkli pullarla işlenmekle- dir, # Siyah elbiseler üzerine parlak| ve mal pulları karıştırarak işle- mek modadır. * İlkbahar modellerinde elbi- selerin hemen hepsinin kısa birer kapı (pelerin) vardır. X İkt renk kumaştan yüplen elbiseler hâlâ rağbettedir. #X Elbiselerin eteklerindeki bol- luk öne toplanmaktadır. # Parlak saten kurdelelerden yaka ve kemer çok yapılıyor. #Bluzları ve elbiseleri ajurlar- la süslemek rağbet bulmuştur. * Çilek rengi ile Türküaz rengi elbise çok giyilecektir. Siyah ve koyu renk elbiseleri yuvarlak ve parlak altı düğme ile üiklemek modadır. Yalnız bu düğ- melerin her biri ayrı renkledir. Siyah, kırmızı, yeşil ve mavi renk- derde yaptlıyor. | MUŞKULLERE CEVAP İ : ğ Kararan sırmaları nasıl temizlemeli? Amasya, teğmen K. Vardar: Kirlenen, kararan sırmaları temizlemek pek güç- tür. Ekseriyetle kullanılan bikarbonat ve bunun gibi tozlar, sırmaları temizler, parlatır, fakat sarısını tamamile elır. Sırma gümüş gibi kalır. En ehvenişer ola- ni 90 derecelik ispirtodur. Temir bir fax nilâ parçasını 90 derecelik İspirto ile 1- latıp sırmaları güzelce siliniz. Ekseriya gayet güzel netice alınır. Bazan da tesiri görülmez. Sırmalı kumaş ve elbisslere iptidadan itina etmek lâzımdır. Bunların giyilmedi- &i zamanlar, sırmaların üzerine ince siğa Fa küğıdı yaymak, sonra bohçalayıp kal- dırmak Yâzımdır. Dalma kuru yerde mu hafaza edilmelidir. Tafif bir rütubet sie maların kararmasına sebep olabilir. Çerezler Sıraservi, Bilge D. R.: —— (Horş &'oewvre) “denilen çerezler sofraya otü- Tunca yemeklerden evvel yenilir. Bunla ra mahsus küçük tabaklar vardır. İçeri lerine ber çeşit çerezleri koyabilirsiniz. Salataların envai, a#ytinlerin siyahı, yen şili, ançüvez, sardalya, thon, kuridis, jambon, iâkerda, sosison, dil, katı yumur- ta, turp, mayonezli salata gibi şeyler ve tereyağı ikram edilir. 2 Peynir alâfraga da yemeğin 80 nunda yenir, 3 — Resmi bir ziyafette şarap yerinğ bira ikram edilmez. 4 — Balık etten evvel yenilir. kuza geliyordu, Rival, Duroya: — Tabancaları Gastine - Revette'* den aldım diyordu, elile doldurdu. Kutu mübürlü, Rakibimizin getire ceklerile kura çekeceğiz ya. Duroy lâf olsun diye: — Teşekkür ederim, dedi. Bundan sonra Rival inceden ince- ye talimat verdi. Duroyun yanlış bir şey yapmamasına dikkat, ediyor« du. Her şey üstünde bir kaç kere 1 rar ediyordu: — Eeznr mısınız? diye sodukları zaman hızlı sesle: Evet! diyeceksie niz. «Ateşi» emri verilince kolunu zu kaldıracak ve «üç» demeden evvel ateş etmiyeceksiniz. Duroy kendi kendine tekrar edi yordu: , «Ateş emri verilince kolumu kale dıracağım... Ateş emri verilince ko* Tumu kaldıracağım... Ateş emri vw rilince kolumu kaldıracağım.» ş Çocukların ders ezberlemesi gibi ezberliyor, iyice kafasma girsin dk ye tekrar ediyordu: l — Ateş emri verilince kolumu kal dıracağım! Araba bir ormana girdi, sağda bis yola saptı, sonra gene sağa saptı. | R (Arkası var) ) VEZEBEEBEESE. HEKFEZESE, ESSESEBEŞBEFERRSREZE, ENJEİERE.FEEBEESEJE .ŞESBEEŞEEBE EKESEEBHEFESEEEBEEEFE EEEBEBEBİF.:

Bu sayıdan diğer sayfalar: